SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bal Demekle Ağız Tatlanmaz"

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:23:50
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkenin gündeminden terörü çıkardığınızda CHP, MHP ve BDP'nin bu yönetimlerle, söylemlerle ve politikalarla ayakta kalabilmesi asla ve asla mümkün değildir. Bu sorun bittiğinde ne CHP, ne BDP ne de MHP mevcut yönetimleriyle asla tutunamayacak ve kendilerini gözden geçirmek zorunda kalacaklardır" dedi. 

AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen 'Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin çerçevenin her fırsatta genel hatlarıyla milletle paylaşıldığını belirterek, "Ancak, takdir edersiniz ki yıkım yapımdan, bozmak tamir etmekten, dağıtmak toplamaktan, çatışma uzlaşmadan, öldürmek yaşatmaktan, ağlamak güldürmekten daha kolaydır. Bütün bunlarla birlikte iftira doğrudan daha hızlı yayılır. Yalan gerçekten daha hızlı yayılır, ihtilaf ittifaktan, istismar samimiyetten daha hızlı yayılır. Biz Ak Parti olarak, en başında kolay olanı değil zora talip olduğumuzu ifade etmiştik. Daha 2009'da milli birlik ve kardeşlik projemizi başlatırken yolumuzun zorlu olduğunu o zaman ifade etmiştim. Şu anda muhalefet partileri kolay olanı yapıyor. Anamuhalefet ve yavru muhalefet. Biz ise zor olanı yapıyoruz. Onlar yıkmanın, biz yapmanın mücadelesini veriyoruz. Onlar bozmanın, dağıtmanın, savaşın, çatışmanın mücadelesini veriyor. Biz ise tamir etmenin, toplamanın, barış ve uzlaşmanın, kardeşliğin mücadelesini veriyoruz. Onlar ölmenin ve öldürmenin, ağlama ve ağlatmanın tarafını tutuyor biz ise yaşamanın, yaşatmanın, gülmenin ve güldürmenin tarafında duruyoruz. Dün bir ilimizde bakıyorsunuz çözüm süreci için oraya gitmiş orada değişik STK'ları toplamışlar ve orada bir toplantı yapılıyor. Herkesi kucaklamak için orada bulunan akil insanlar heyetine karşı çıkıyor, yavru muhalefetin İl Başkanı da içinde olmak üzere kalkıp tehditler, hakaretler söyledikten sonra bir grup Türk Bayrağı açıyor, bir grup İstiklal Marşı söylemeye başlıyor. Oraya gelenlerin hangisi İstiklal Marşı'na karşı? Hangisi Türk Bayrağı'na karşı? Bu ne densizliktir? Kolay olanı seçiyorlar. Bu ülkede bunlar bugüne kadar barış ve halkın birbirini sevmesi için bir adım atmadılar. Bunlar Sivas'ın ötesine geçemediler. Hakkari'ye gidip bir toplantı yapamadılar. Liderleri Ankara'da konuşuyor" dedi.

Erdoğan, "Onlar yalanla, iftirayla, sanal tehditle, korkularla, fitneyle ve tahrikle hareket ederken biz doğrularla, gerçeklerle, umutlarla, kardeşlik ve dayanışmayla hareket ediyoruz. Akil inanlar dün Yüksekova'ya gittiler. Bazı grupların muhalefetine rağmen Yüksekova'da toplantı salonu ihtiyaca cevap veremedi, herkesin birbiriyle kucaklaştığı bir tablo. Bunun arzusunda değil miyiz? Anamuhalefet, 'barışı kim istemez' diyor. Tamam da barış lafla değil uygulamayla istenir. Bir tarafta karşısında duracak, bariyer oluşturacaksın öbür taraftan da sıkılmadan 'ben barışı istiyorum' diyeceksin. Bal bal demekle ağız tatlanmaz balı yersen ağız tatlanır" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Öyle akil insanlar görüyoruz ki bu ziyaretlerde kendileri hüngür hüngür ağlıyorlar. Ortak paydada bütünleştiler. Neydi kan akmasın anaların babaların gözyaşı dinsin. Şimdi bu insanlar gittikleri yerlerde, yaptıkları ev ziyaretlerinde hüngür hüngür ağlıyorlar. Ortada böyle bir tablo var. Biz şimdi bu ağlamayı gülmeye, tebessüme nasıl çevireceğiz onun gayreti içerisindeyiz. Ama ne Anamuhalefet ne de yavru muhalefetin böyle bir derdi yok. Şu kainatta zıttıyla varlık gösterir. Varlık olduğu için yokluk, beyaz olduğu için yokluk vardır. Bunun Türkiye'nin 30 yıldır devam eden terör meselesinde aynen bu şekilde görürsünüz.Allah her şeyi zıttıyla var etmiştir ki birbirinin kıymeti anlaşılsın. Statüko olduğu için terör, terör olduğu için statüko vardır. İnanın CHP, MHP, BDP mevcut politikalarını değiştirsinler bu ülkede terör olmaz. Bu ülkede terör bitse, CHP, MHP ve BDP'nin bu mevcut politikaları da asla ve asla ayakta kalamaz. Bunlar 30 yıl boyunca birbirlerini desteklediler. Bunlar 30 yıl boyunca birbirlerine can suyu verdiler. Bunlar 30 yıl boyunca birbirleri sayesinde ayakta kaldılar" ifadelerini kullandı.

Terör olduğu için BDP'nin ortaya çıktığını belirten Erdoğan, "BDP var olduğu için terör varlığını idam ettirdi. Bu ülkenin gündeminden terörü çıkardığınızda CHP, MHP ve BDP'nin bu yönetimlerle, söylemlerle ve politikalarla ayakta kalabilmesi asla ve asla mümkün değildir. Bu sorun bittiğinde ne CHP, ne BDP ne de MHP mevcut yönetimleriyle asla tutunamayacak ve kendilerini gözden geçirmek zorunda kalacaklardır" dedi.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu parti yönetimlerinin sorunun varlığından nasıl beslendiğini görmelerini istiyorum. Bu parti yönetimlerinin terörün bitmemesi için işte bu nedenle çırpındıklarını görmelerini istiyorum. Burada aziz milletime çok açık bir soru sormak istiyorum, Türkiye'nin gündeminden ülkemizin gündeminden terörü söküp çıkardığınızda Allah aşkına MHP'den geriye ne kalacak. Ekonomi politikaları mı, dış politika, iç politika, sosyal politikalar mı kalacak. MHP'nin koalisyon ortağı olarak 1999-2002 arasında ekonomide, dış politikada, iç politikada, sosyal hayatta bu ülkeye ödettiği bedeli milletim bugün bile unutmadı. Onların 3,5 yılda açtıkları çukuru doldurmak için biz 10 yıldır mücadele verdik, veriyoruz. IMF'e yaptıkları borcu ödememiz 10 yıl sürdü. Batık bankalardan doğan zararı ödememiz 10 yıl sürdü. Faiz yoluyla ülkeye yükledikleri faturayı ödememiz 10 yıl sürdü. Sadece 3,5 yıl iktidarda kaldılar 35 yılda kapanmayacak yaralar açtılar. 2000 yılında Türkiye'de 9,6 milyar dolar yabancı sermaye girişi var. 2001 yılında 14,6 milyar dolar sermaye bu ülkeden kaçtı. 2000 sonunda enflasyon yüzde 39'du, 2000 sonunda Merkez Bankası döviz rezervi 26 milyar dolardı. 2001 sonunda döviz rezervi 20 milyar dolardı, bugün ilk kez açıklıyorum. Milli Bankamız Merkez Bankamızın döviz rezervi dün itibarıyla yeni bir rekor kaydetti ve 130 milyar dolara ulaştı."

"SAYIN BAHÇELİ'NİN ZİHNİYLE DİLİ ARASINDAKİ KAYIŞ KOPTU"

"Onlar bize 27,5 milyar dolar devretti bizim şu anda ulaştığımız rakam 130 milyar dolar" diyen Erdoğan, "2000 yılında milli gelir, 265 milyar dolar 2001 yılında düşüş yapıyor 197 milyar dolar. Kişi başına milli gelir 2000 yılında 4 bin, 2001 yılında 3 bin dolar. MHP Genel Başkanı çıkmış, koalisyon döneminde kendi bakanlıklarının temiz olduğunu iddia ediyor. İyi de Sayın Bahçeli, sen o hükümetin ortağı değil miydin? Seni oraya bostan korkuluğu olarak mı koydular? Ülke hızla uçuruma doğru sürüklenirken hangi tepkiyi gösterdin. Hani milliyetçi, hani vatan severdin. Ne yapıyordun orada? Şimdi bize Külhan Beyi edasıyla esip gürlüyor. Gerçekten de Sayın Bahçeli'yle zihniyle dili arasındaki kayış koptu. 1999 yılında MHP'yle koalisyonu içime sindiremiyorum' hanımefendiye tıpış tıpış gidip koalisyona ortak olan o gün kuzu kesilen Sayın Bahçeli bugün aslan postunda kükrüyormuş gibi yapıyor. Bugün bize karşı yaptığı şovu 1999'da yapamadı. Bugün bize karşı savurduğu hakaretleri 1999'da o hanımefendiye ve partisine karşı savunamadı."

Bahçeli'nin ekonomide, dış politikada ve iç politikada milletin başını öne eğdiren, dünya karşısında mahcup düşüren kişi olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bu milletle en ağır bedelleri, en ağır faturaları ödetmiş birinin bugün çıkıp milliyetçilik pozları vermesi doğrusu oldukça ironik ve trajikomiktir. Duruşuyla, fikirleriyle, politikalarıyla hiçbir varlık gösteremeyen Devlet Bahçeli şu anda sokakları tahrik etmek, 1980 öncesi manzaraları bugüne taşımak için elinden geleni yapıyor. Bir avuç çapulcunun çeşitli illerde akil insanlar heyetine yönelik saldırıları takip ediyoruz. Bu ülkede bir terör biterken başka bir terörün sokakları esir almasına asla izin vermeyiz. Terörün bitmesiyle altındaki zemini kayan Bahçeli'nin gençleri sokağa salmasına asla müsaade etmeyiz. Devlet Bahçeli şunu iyi bilsin, kim ki 1980 öncesi manzarayı bugüne taşımaya kalkışırsa bedelini en ağır şekilde öder. Dağdaki terör biterken, şehirde eşkıyalığın türemesine ve türetilmesine göz yummayız" diye konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız