SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bana Muhalefet Edeceklerine.."

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:13:51
A- A+ PAYLAŞ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Kanın akmaması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Silahların sustuğu, siyasetçilerin konuştuğu bir sürecin tekrar başlaması gerekiyor" dedi.

CHP Malatya İl Teşkilatı'nın önünde gazetecilere açıklamada bulunan Ağbaba, "Maalesef seçimden hemen sonra Cumhurbaşkanı'nın kişisel hırslarıyla bu süreç bitirildi gibi gözüküyor. Kendi söylemiyle 'buzdolabına' alındığını söylüyor. Yüzlerce fakir fukara çocuğu, Cumhurbaşkanı'nın çocuğunun istikbaline feda ediliyor. Sıvasız evlerde doğan, büyüyen, sıvasız evlerde halen yaşamaya devam eden fakir fukara, yoksul çocukları, Bilal Erdoğan'ın geleceği, istikbali için feda ediliyor. Biliyor ki, AKP tek başına iktidar olamazsa, Cumhurbaşkanı geçmişte yapmış olduğu, yapılan hırsızlıkların, yolsuzlukların hesabı verilecek. Bütün süreç buna feda ediliyor. Bütün sürecin aslında bitirilmesinin temel amacı bu, bir kişinin istikbali. AKP biliyorsunuz seçim döneminde bir sloganı vardı; 'Çözüm süreci başladı, anaların gözyaşı dindi' diyorlardı. Şimdi seçim süreci başladı, anaların gözyaşı dökülüyor. İşin özeti bu. Cumhurbaşkanı seçimle, anketle endeksli bir çalışma yürütüyor. Şehitlerimiz eğer AKP'nin oy oranını artırıyorsa, maalesef şiddet tırmanıyor" şeklinde konuştu. 

"BU SÜREÇ CUMHURBAŞKANI'NIN KEYFİNE BIRAKILMAMALI"

Süreçle ilgili olarak herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini dile getiren Ağbaba, şunları söyledi: "Burada herkese düşen görev şiddete karşı gelmektir. Buradan HDP'nin de şiddete karşı açık, net bir tavır koyması gerekiyor. Kınaması gerekiyor. Hatırlarsanız Suruç'ta ölen son gencimizle birlikte 33 kişi katledildi. Maalesef ardından iki tane polis kalleşçe, gece uyurken uykularında öldürüldü ve Suruç olayı unutuldu. Burada maalesef HDP bunu çok net kınayamadı. Belki bunun unutulması içindi. Burada herkesin şiddete karşı net bir tutum alması gerekiyor. Şiddet nereden gelirse gelsin kınanması gereken bir şey. Özellikle son dönemde asker ölümleri, pusularda insanların katledilmesi de maalesef Türkiye'yi acıya boğuyor. Malatya'da da iki tane gencimiz şehit düştü. Birisi üsteğmendi, birisi erdi ama ikisinin ortak özelliği şuydu; ikisinin de evleri sıvasız, ikisi de yoksul aile çocukları, ikisi de fakir aile çocukları, ikisi de çok zor şartlarda okumuş çocuklar. Türkiye'de şehit düşenlerin tamamı da böyle. Zengin çocukları bedelini ödüyor. Cumhurbaşkanı'nın çocuklarının kaçı askerliğini yapmış, bunun öğrenilmesi gerekiyor. Bedelli askerlikten kimler yararlanmış, onunda hesap edilmesi gerekiyor. Ama şunu söylemek lazım, bu süreç Cumhurbaşkanı'nın keyfine bırakılmamalı. Bu süreç PKK'nın da keyfine bırakılmamalı. Bu süreç eğer bir müddet daha devam ederse, geri dönemeyeceği bir şey olur. Burada analar ağlamayacak. Barış için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Kanın akmaması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Silahların sustuğu, siyasetçilerin konuştuğu bir sürecin tekrar başlaması gerekiyor."

Bedelli askerlikle ilgili de değerlendirmede bulunan Ağbaba, "Siyasilerin çocuklarının bedelliden yararlanmaması yönünde bir açıklama vardı. Bizim bu konuda düşüncemiz geçtiğimiz 2011 seçimlerinde açıklamıştık. İnsanlar bedelliden faydalanacaksa, herkes gelirine göre bedelliden faydalanmalı. Sadece zengin olanlar bedelliden faydalanırsa bu haksızlık olur. Bizim önerimiz, hiç parası olmayan yoksul insanların bile bedelliden faydalanması yönündeydi. Sadece zengin çocuklarının bedelliden faydalanmasını doğru bulmuyoruz" dedi.

"SİVİL DARBEDİR"

Cumhurbaşkanının hükümeti kurma görevini Cumhuriyet Halk Partisi'ne vermemesine de değinen Ağbaba, "Bu bir sivil darbedir. Kenan Evren darbeyi silahla yapmıştı. Kenan Evren yaşamış olsaydı, 'Ey Recep Tayyip Erdoğan seninle gurur duyuyorum. Ben binlerce silahla, askerle darbeyi yaptım, sen silahsız yapıyorsun' derdi. Ama bilinmelidir ki, darbecilerin sonu Türkiye'de hep aynı olmuştur. Yarın sokağa çıkamayacak duruma gelmişlerdir. Sivil darbeyi yapanlarda, önümüzdeki dönemde sokağa çıkamayacak duruma geleceklerdir. Bu açık bir darbedir. Anayasa da kural açık. 'Birinci parti eğer kuramazsa hükümeti, ikinci partiye görev verilir' diyor. Görev vermemesi açık bir darbedir. Burada demokrasiyi savunduğunu iddia eden sivil toplum kuruluşları, sendikalar, örgütler, siyasi partileri CHP'ye görev verilmemesini kınaması gerekiyor. Eğer demokrasiyi savunuyorlarsa" diye konuştu.

"MALATYA'NIN SORUNLARINI GÜNDEME GETİRSİNLER"

Ağbaba, bazı milletvekillerinin TÜRGEV'in avukatlığına soyunduğunu iddia ederek, "Sayın milletvekili TÜRGEV'in avukatlığına soyunmuş gibi gözüküyor. Kutluyorum. Ben, 'tespih tanesi' derken, tam da bunu kastetmiştim. Tespih tanesinin ne olduğunu görmek istiyorsa, seçimden önce Bilal Erdoğan'ın yanlarında dizilen milletvekilleri, milletvekili adaylarını görürse, bunu görür. Bilal Erdoğan'ın bürokraside, devlette bir görevi yoktur. Milletvekillerinin de üzerinde değildir. Ama anlaşılıyor ki, Malatya'da AKP milletvekilleri Bilal Erdoğan'a bağlı olarak çalışıyor. Bence özellikle AKP milletvekillerinin bir kısmı görevleri sadece beni eleştirmek. Hele birileri var ki, ağzına her şey yakışıyor. Keşke bana muhalefet edeceklerine, Malatya'nın sorunlarını gündeme getirseler" ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız