SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Barış, 'Barış' Demekle Olmuyor"

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:13:09
A- A+ PAYLAŞ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Barış Demokrasi ve Özgürlük Komisyonu, barış süreciyle ilgili başlatılan çalışma kapsamında Malatya’da “Barış, Demokrasi ve Özgürlük” konulu toplantı düzenledi. 

CHP Heyeti, oluşturulan komisyon kapsamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 25 ili gezerek, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, dernek ve oda temsilcileri ile vatandaşlarla bir araya gelerek, CHP’nin barış süreciyle ilgili politikalarını anlatıyor. Toplantının ilkini Adıyaman’da yapan heyet, ikinci toplantısını Malatya’da gerçekleştirdi.

Manisa Milletvekili Hasan Ören, Bursa Milletvekili Sena Kaleli, Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, Kocaeli Milletvekili Mehmet Halil Kaplan, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve Parti Meclisi üyeleri Çetin Soysal, Hüseyin Saygılı ve İbrahim Yener, Avşar Otel’de sivil toplum kuruluşları, sendikalar, dernek ve oda temsilcileri ile vatandaşlarla bir araya gelerek, barış süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Toplantı öncesinde konuşan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, CHP’nin kuruluş felsefesi ve siyasal yapısının her zaman barış, demokrasi ve özgürlükten yana olduğunu söyledi. Barış sürecinin başarılı olabilmesi için herkese önemli görevler düştüğünü ifade eden Ağbaba, şunları kaydetti: 

“Son dönemde yaşadığımız Gezi Parkı sürecinde görüldü ki barış, 'barış' demekle olmuyor. Barış, ismini barış koymakla olmuyor. Eğer bu süreç demokrasiyle, özgürlükle desteklenmez ise barıştan söz edilemez. Barışın olabilmesi için sonuna kadar demokrasi ve özgürlüklerin sağlanması gerekiyor. Darbe döneminde askerin yapmaya çalıştığını, görülüyor ki bu dönemde polise yaptırılıyor. Kep değişince Türkiye’ye demokrasi gelmiyor. Bu nedenle bu başlayan ve hepimiz açısından önemli olan, kimsenin ölmediği ve cenazelerin gelmediği bir süreci yaşıyoruz. Bu sürecin başarılı olabilmesi için başta bizim partimiz olmak üzere tüm siyasi partilere, demokratik kitle örgütlerine görevler düşüyor. Bu sorun sadece iktidar partisiyle veya iki kişiyle çözülemez. Kürt sorunu, PKK’ya da AK Parti’ye de bırakılmayacak kadar ciddi ve önemli bir sorundur. Ve Türkiye açısından da çok önemlidir. Türkiye’ye demokrasi, özgürlük gelecekse öncelikle bu sorunun çözülmesi gerekiyor.”

CHP Barış Demokrasi ve Özgürlük Komisyonu Başkanı Manisa Milletvekili Hasan Ören ise, bütün partilerin barış sürecinin içerisinde olması gerektiğini vurgulayarak, “Eğer barış isteniyorsa, çözüm isteniyorsa, barış sürecinin kalıcı hale gelmesi isteniyorsa bu sürece parlamento katkı koymak durumundadır. Bir fidanı dikersiniz. Eğer o fidana can suyu vermezseniz, o fidan solar. Bu çözüm ve barış sürecinde can sulara ihtiyaç var. Meclisin tatile girmeden hemen çıkaracağı, çıkardığında da Doğu ve Güneydoğu’daki insanların yüreğinde yeşeren, o barış sevgisini kuvvetlendirici, 'evet şimdi oluyor' hissini vermemiz lazım. Bu ülkenin topraklarında yaşayan hangi parti olursa olsun, hangi yurttaşımız olursa olsun istisnaların dışında barışı istemeyen olmaz. O zaman yapılacak bir tek şey vardır; ne olursa olsun bütün siyasi partileri barış sürecinin içerisine koymak lazım” diye konuştu.

Ören, CHP olarak barış sürecine katkı koyabilmek için ellerinden geleni yaptıklarını ifade ederek, “Toplumda, 'Falanca parti barışı istemiyor. Filanca parti barıştan değil de terörden besleniyor' gibi bir algı yerleştirmek Türkiye’ye yapılacak en büyük kötülüktür. Türkiye’nin şuan birbiriyle konuşmaya, empati yapmaya ihtiyacı var. Eleştiri yok. Eğer gerçekten samimiysek, gerçekten bu sürecin başarılı olmasını ve sonsuza dek kalıcı hale gelmesini istiyorsak, partilerin ve görüşlerin eleştirilmesiyle mesafe alınacağına inanmıyoruz. CHP bunun içinde olmalı. Biz de bu barış sürecinin içinde değil, tam göbeğindeyiz. Barış sürecine katkı koyabilmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” şeklinde konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız