SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Baro Başkanı, "Endişeliyiz"

0
Güncellendi - 2015-12-28 00:47:10
Baro Başkanı,
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Barosu Başkanı Enver Han, “Yeni yargı ve iç güvenlik paketinde doğrudur dediğimiz maddeler var, çekince koyduğumuz maddeler var” dedi. 

Baro’da yaptığı basın açıklamasında, yeni yargı ve iç güvenlik paketini değerlendiren Barosu Başkanı Enver Han,” Yeni yargı ve iç güvenlik paketinde doğrudur dediğimiz maddeler var, çekince koyduğumuz maddeler var. Öncelikle adli yıl açılış törenlerinin kaldırılıyor olmasına karşıyız. Adli yıl açılış törenlerinin yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Ceza muhakemeleri kanununda kuvvetli suç şüphesi ve makul suç şüphesi konularının getirildiğini söyleyen Enver Han, “Yeni değişiklikle birlikte makul suç şüphesi ibaresi neye göre kullanılacak. Endişeliyiz” dedi.

“Kanun koyucunun yasalaşan maddenin değiştirilmesini, kuvvetli suç şeklinde yasalaşmasını talep etmekteyiz” diyen Han, “Yeni düzenlemeyle birlikte kıdemi 5 yıl olan avukatlarımız hakim ve savcı kadrosuna alınması noktasında Adalet Bakanlığı’nın görüş değiştirdiğini görmekteyiz. Malatya barosu olarak bu görüşü sonuna kadar destekliyoruz” şeklinde konuştu.

ÇAĞDAŞ AVUKATLAR DA TEPKİLİ..

Malatya Çağdaş Avukatlar Derneği “Yeni yargı paketinin toplumun özgürlüklerine ve haklarına sahip çıkması en büyük temennimizdir” dedi. 

Sürücü, dernek binasında, dernek yöneticileriyle birlikte basın açıklaması yaparak, "Yapılan düzenleme ile iktidar aleyhine konuşmanın önü kesilmek istenmektedir. Düşünce özgürlüğü üzerindeki baskı daha da artacaktır. Son yıllarda bir çok örneğini yaşadığımız sahte deliller üretilerek görülen davalarda olduğu gibi iktidar aleyhine fikir üreten, örgütlenen, bir araya gelen insanlar TCK da Anayasaya karşı suçlar kategorisinde yer alan “Anayasayı ihlal”, “yasama organına karşı suç”, hükümete karşı suç”, “suç için anlaşma” gibi nedenlerle kişi mallarına el konulabilecek ve böylece mülkiyet hakkının dokunulmazlığı ihlal edilecektir”iddialarında bulundu.

“Hiçbir somut delile dayanmadan makul şüphe vardır gerekçesiyle, tamamen soyut gerekçelerle, keyfiliğe varan değerlendirmelerle tutuklama yapılacak olması kabul edilemez" diyen Sürücü, şunları söyledi:

"Subjektif değerlendirmelerle alınacak arama kararları ile ev, işyeri, araç ve özel hayata giren her alana girilebilecektir. Makul şüphe olduğu gerekçesiyle telefon dinlemenin çok basit bir hukuki prosedüre tabi tutulması, yıllardır Türkiye’de herkesin telefonunun dinlendiği konusundaki şüpheleri haklı çıkarmakta ve buna yasal bir kılıf oluşturmaktadır. Bu durumda hiç kimsenin düşünce üretme, örgütlenme, toplantı ve gösteri yapma, eleştirme, demokratik muhalefet hakkını kullanması özgürlüğünden söz edilemez. Bunlar özgürlüklerden ve demokratik haklardan tamamen geriye doğru bir gidişe yol açacaktır. 12 Eylül döneminde çıkan yasalarda bile bu kadar keyfilik söz konusu olmamıştır. Bu aynı zamanda 2004 yılında Ceza Muhakemesi Kanunu ile getirilen bir çok hakkın geri alınması demektir. Anayasada yargının kurucu unsuru olarak kabul edilen savunma makamının eli kolu bağlanmıştır. Savunmayı oluşturan Avukatlara üvey evlat muamelesi yapılmaktadır. Soruşturma aşamasında Avukatın dosya incelemesi ve dosyadan örnek alması mahkeme kararıyla engellenerek dosya Avukattan kaçırılmak istenmektedir. Bu savunma hakkına büyük bir darbe indirecektir. Savunma hakkını ortadan kaldıran bir durumla karşı karşıyayız. Savunma hakkının kutsallığı yok sayılmıştır. Savunma makamını teşkil eden Avukatlar bu düzenleme karşısında hem müvekkillerinin haklarını savunma hem de kendi mesleki haklarını, savunma durumunda kalacaklardır. Bu durum kişi hak ve özgürlüklerini ve savunma görevini baskı altına almakta ve sonuç olarak kişi hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran bir duruma yol açmaktadır.”

“Endişemiz; iktidarın kendi ihtiyacına göre yasa çıkarmayı bir alışkanlık haline getirerek hukuk devleti kavramının içini boşaltmak suretiyle bir baskı rejimi kurmak istemesidir. Birçok yasa değişikliği ve uygulamaları bunu teyit etmektedir” iddiasında bulunan Sürücü, “Özellikle kişi hak ve özgürlükleri alanında Türkiye’nin imajı bozulmaktadır. Basın özgürlüğü, düşünce ve inanç özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü alanında devletle toplum arasında büyük bir çatışma yaşanmaktadır. Toplumun özgürlüklerine ve haklarına sahip çıkması en büyük temennimizdir” ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız