SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Başbakanın Malatya Örneği..

A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) "Ekonomide Sürdürülebilir Büyüme İçin Yatırım ve Üretimin Önemi-Sorunlar ve Çözüm Arayışları" konulu Conrad Otel'de yapılan Sanayi Forumu'na katıldı. Başbakan Erdoğan, "halinden memnun yatırımcılar" örneği olarak Malatya'yı da gösterdi..

İSO Meclis Salonu'nda saat 14.00'te başlayan İSO Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nda, İSO Yönetim Kurulu Başkanı C. Tanıl Küçük ve Meslek Komiteleri adına sektör temsilcilerinin konuşmaları ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın değerlendirmeleri yer aldı. "İstanbul Sanayi Forumu" başlığı ile düzenlenen toplantıda, İstanbul Sanayi Odası'nda temsil edilen 14 imalat sanayi sektörünün temsilcileri, sektörlerinin ekonomi içindeki konumunu, sorunlarını ve çözüme yönelik önerilerini dile getirdi.

BAŞBAKANIN DEĞERLENDİRMELERİ..
Erdoğan, buradaki konuşmasında her noktada Türkiye'nin saatinin sürekli ileri gittiğini belirterek, "Muhalefet büyük bir panik içinde. Her şey nasıl oluyor da yolunda gidiyor diye. Saatimiz devamlı ileri doğru işliyor. Saatlerimiz ne duruyor ne de geriye çalışıyor. Vicdan sahibi herkese düşen, bu güven zeminini sağlamlaştırmaktır. Cari açığı ve işsizliği ağızlarına sakız etmişler. Her yıl 700 bin civarında genç iş buluyor. Bu katılıma rağmen, bundan tam anlamıyla memnun değiliz. Hizmet sektörüne önem veriyoruz. Çünkü istihdam oranı çok fazla. İşsizlik, sadece Türkiye'nin sorunu değil. Amerika, Avrupa, Uzakdoğu her yerde işsizlik var. Fakat onlar sosyal güvenlik kurumlarını oturttular. Bizim burada bir açığımız var. Onu düzeltmek için var gücümüzle çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Yurt dışına yaptığımız gezilerimizin sebebi, Türkiye'de demokrasiyi rayına oturtmak. Bizler pamuk ipliğine bağlı bir ekonomik iyileşmenin bedelinin çok ağır olduğunu defalarca tecrübe ettik. Bir kaç ay ya da yıl işler yolunda gidiyor. Zemin sağlam olmayınca, ardından bir çöküş yaşanıyor, Türkiye'de tüm dengeler alt üst oluyordu. Biz göreve geldiğimizde borsa 7 binlerdeydi. Şimdi 26 binlere geldi. Devlet millet kaynaşmasıyla bu işi başardık. Yine bu ülkede devlet vardı, niye olmuyordu? Demek ki sesinize kulak verilmiyordu. Ya da sizinle beraber yatıp kalkan bir yönetim yoktu. Şu anda sizin derdinizle ben dertleniyorum. Borsa düşerse 'Benim işadamım ne kaybeder?' diye düşünüyorum. Artık zeminimiz eskisi kadar kaygan değil. Daha sağlam bir zemine sahibiz. Artık rüzgardan nem kapan bir ekonomi olmaktan çıkıp, çok ciddi bir atılıma girdik.. Toplum bir istikrar bekliyor. Bunun hasreti içinde. Bu toplum ekonomik krizlerden çok etkilendi. Şimdi o eski günlerde olduğu gibi gerginlik oluşturup, oradan kar kapmak isteyenler olacak. 'Türkiye kaybetsin ama ben kazanayım' diyenler hep var. Ama biz bunlara prim vermeyeceğiz. Milletimiz de bunlara prim vermeyecek. Hep birlikte ülkemizin bu kalkınmasına koşuyoruz" dedi.

"Biz dinamik bir anlayış istiyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, "Bir şeye karar verince bu adımı atmalıyız. Biz böyleyiz. İrade beyanımızın olmadığı bir konuda, bizi kimse bağlayamaz. Türkiye bu beyanı ortaya koyuyorsa, bunun aksi olamaz. Türkiye'nin havalimanlarını, üslerini açması için tüm izolasyonların kalkması gerek. Bunlar kalkmadığı sürece, siz Türkiye'den herhangi bir yaptırım bekleyemezsiniz. Kimse bize bunu zorla yaptıramaz" açıklamalarında bulundu.

MALATYA ÖRNEĞİ..
Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'de nedense yatırım yapmakta bazı arkadaşlarımız çekiniyor ama yatırım yapanlar da halinden memnun. Düzce, Aksaray, Malatya ortada. Eksikler var bunları da gideriyoruz. İsteğimiz buralarda bu yatırımlar olsun ki buralarda sağlayacağımız istihdam, bu bölgelerdeki göçün engellemesine vesile olacak ve terör gruplarına da inanıyorum ki bu bölgelerde zemin kalmayacak. Biz tabi burada 2 yıllık bir süreç koyduk. İstediğimizi yakalayamadığımız takdirde bunun da müzakeresini yaparız. Tekrar yeni bir değerlendirme ile farklı bir adımı yaparız. Enerjide kayıp kaçık oranı konusunda ciddi çalışmalarımız var. Süratle bütün havai hatları yeraltına alma çalışmaları yapıyoruz. Yüksek gerilim hatları dışındaki hatları yeraltına almak için çalışmalarımız başladı. Büyükşehirlerden başlamak üzere unu ülkemizde yer altına alıp kaybı minimize etmenin gayreti içindeyiz. Bunu yaparken özellefdştirmeden kaçma niyetimiz yok. Yabancı sermayenin girişi ile alakalı bazı rahatsızlıklar var. 'Özelleştirmede bunu yabancı sermaye değil de keşke yerel firmalar alsın' diyorlar. Bizim bu konuda rahatsızlığımız yok. Niye bundan korkuyoruz merak ediyorum. Yabancı sermaye girsin bu ülkeye. Kendimize güvenelim, niye korkuyoruz? Bu paraları buraya çekmemiz lazım. Çekelim ki dünya piyasasında yerimiz olsun. Mesela bir örnek vereyim. Bir Erdemir'i düşünün. Erdemir'i bir dünya devi gelip satın alsa. Bunun dünyada Erdemir mamulünü satmak diye bir problemi olur mu, olmaz. Bu benim ihracatımı çok daha farklı yerlere taşıyacaktır. Piyasalar etkilenebilir diyorlar. Olabilir. Serbest piyasa ekonomisi var. Belki başkaları da buna benzer yatırımlar yapar. Belki 15 yıl önce ben de sizin gibi düşünebilirdim ama geride kaldı. Biz bu yıl 450 trilyon AR-GE çalışmalarına ayırdık. Bu başarıyı görürsek önümüzdeki yıl çok daha farklı ARGE çalışmalarımıza katkımız olacak. Amacımız ARGE çalışmalarında Türkiye'nin dünyada çok daha iyi bir yer almasıdır."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız