SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Başbakanlık Danışmanı Davacı

A- A+ PAYLAŞ

Başbakanlık Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müşaviri görme engelli Kenan Önalan (sağdaki), Türk Hava Yolları (THY) uçağı ile Malatya’dan İstanbul’a gelirken yanında refakatçisi olmadığı için uçaktan indirildiğini iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Kenan Önalan, avukatı Mehmet Melih Gülseren ile Sultanahmet’te bulunan İstanbul Adliyesi’ne geldi. Suç duyurusunun ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Kenan Önalan, 7 Ağustos 2010 tarihinde THY’nin uçağı ile Malatya’dan İstanbul’a uçmak için havaalanına gitiğini, uçuşa kısa bir süre kala kendisine hareket kabiliyeti kısıtlı yolcular kapsamında olmasından dolayı refekatsiz uçamayacağı bilgisinin verildiğini söyledi.

"SEYAHAT HAKKIM VE ÖZGÜRLÜĞÜM ELİMDEN ALINDI"

Önalan, 3 yıldır hiçbir şekilde refakatçi kabul etmediğini belirterek, refakatçisiz şekilde uçağa bindiğini belirtti. Önalan, olay günü kendisine aynı uçuşta yer alan Mustafa Tokuş isimli bir sivil yolcunun refakatçi tayin edildiğini anlatarak, "Uçağa bindim. Havalanı ve uçak içerisinde sivil refakatçi kabul etmediğimi söyledim. 'Şirketiniz illa ki refakatçi istiyorsa görevli kabin memurunun refakatçi olarak tayin edilmesi gerektiği'ni belirttim. Pilot, bu şekilde kabul edemeyeceklerini söyledi" dedi. Önalan, daha sonra sağında solunda olmak üzere 3-4 kişinin kendisini uçaktan zorla indirdiğini iddia ederek, seyahat hakkının ve özgürlüğünün elinden alındığını savundu.

"THY 10 KURUŞUN DERDİNE DÜŞMÜŞ"

Konuyla ilgili THY’ye en az 20 kez şikayette bulunduğunu belirten Önalan, "Bu konuyla ilgili devamlı çalışma ve düzeltme yapacaklarını söylediler. Fakat Türkiye’de bürokrasi de böyle bir sıkıntı var. Engelliyle ilgili alınacak kararlarda engelliye sorulmadan bir şeyler yapılıyor ve hep aleyhinde oluyor. 2005 yılında çıkan engelliler yasası özürlüler için devrim niteliğindeydi. Ama bu yasayı uygulamamakta ısrar ediyorlar. Şimdi de yeni bir uygulama yaptılar. Feragatname imzalatıyorlar. Bunda da diyorlar ki, 'size bir şey olursa dava açamazsınız.' THY 10 kuruşun derdine düşmüş ama engellinin hakkının, engelliyi aşağılamaması gerektiğini öğrenememiş" diye konuştu.

"DAVAYI AÇMASAYDIM KENDİMİ HİÇBİR ZAMAN ÖZGÜR HİSSETMEYECEKTİM"

Uçaktan 3-4 kişi tarafından indirildiği için kendini çok kötü hissettiğini belirten Önalan, "Uçaktaki o halimi düşünemezsiniz. Aşağılanmış bir şekilde insanların içinde 3-4 kişi tarafından aşağı indiriliyorsunuz. Çok kötü bir duygu. Oradaki personel bağırıyor, örneğin diyor ki,ş 'İzmir’e yolcu var mı? Görmeyene kim refakatçı olmak ister?' Böyle bir sistem olamaz. Böyle bir aşağılama olamaz. Bu bu davayı açmasaydım kendimi hiçbir zaman özgür hissetmeyecektim. Bu davayı alana kadar da mücadelem devam edecek" şeklinde konuştu.

Malatya Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul Adliyesi’ne sunulan suç duyurusunda, THY yetkilileri ve 7 Ağustos 2010 tarihinde Malatya - İstanbul TK2631 sefer sayılı uçuşun sorumlu kaptanı ve yetkili uçuş ekibi’nin "ayrımcılık suçundan " cezalandırılmasını istedi.

HASTA VE ENGELLİ YOLCU İÇİN REFAKATÇİ

THY’nin internet sitesinde konuya ilişkin olarak engelli yolcuların refakatçisi ile uçabileceği belirtiliyor. Açıklamada, "Engelli yolculardan rapor istenmez ancak kendi başlarına ihtiyaçlarını gideremeyecek ve gerektiğinde uçaktan tahliyesini yine kendi başına yapamayacak durumdaki engelli yolcuların refakatçisi olmadan seyahatlerine izin verilmez" deniliyor.

Uzmanlar havacılık kuralları gereği kabin görevlilerinin kendi asli işleri dışında bu tür durumlarda refakatçi olarak görevlendirilemeyeceğinin altını çiziyor.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız