SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Başbuğ İddianamesi de İstendi

0
Güncellendi - 2015-12-27 12:38:28
Başbuğ İddianamesi de İstendi
A- A+ PAYLAŞ

Zirve Yayınevi'nde 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 37. duruşması yapıldı.
Malatya'da 18 Nisan 2007 tarihinde Alman Tilman Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel'in öldürüldüğü Zirve Yayınevi cinayetleri ile ilgili Malatya Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın tutuklu sanıkları Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Salih Gürler Malatya Kapalı Cezaevi'nde getirilirken, Adıyaman Cezaevi'nde tutuklu bulunan sanık Varol Bülent Aral ise hava muhalefeti nedeniyle duruşmaya getirilemedi. tutuksuz sanık Hüseyin Yelki de hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları ile öldürülen Alman Tilman Geske'nin eşi Suzanna Geske, Almanya Büyükelçiliği'nden 2 görevli ve bazı sanık yakınları da katıldı.
 

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, İnönü Üniversitesi Rektörlüğü'nden panel ve konferanslara ilişkin olarak istenip de açılamayan 5 adet CD'nin gönderilerek bilirkişiler tarafından çözüm ve deşifrelerinin yapıldığını belirtirken, tutuklu sanık Varol Bülent Aral için İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gönderilen raporda sanığın cezai
ehliyetinin tam olduğunun belirtildiğini kaydetti. 
 
Duruşmada söz alan mağdur avukatlarından Erdal Doğan, Zirve Yayınevi davasıyla ilgili olarak bazı tespit ve bir takım beyanların olduğu gerekçesiyle İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' davasının iddianamesiyle Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında hazırlanan iddianamenin ve eklerinin incelenmesini talep etti. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un avukatı tarafından İnönü Üniversitesi'nden CD dosyalarının istendiğini ve gönderildiğide belirtildi.
 
5 GÜN PEŞ PEŞE YAPILACAK
 
Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Şeref Gürkan ise, Zirve Yayınevi davası ile bağlantılı olan ve azmettiricileri kapsayan soruşturmanın iddianame aşamasında olduğunu ve soruşturmanın mevcut dava ile birlikte görülmesinin zorunlu olduğunu belirterek, duruşma gününün buna göre belirlenmesini talep etti. Savcı Gürkan, "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" iddianamesi ile Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki iddianamenin dosyaya alınmasını talep etti. Mahkeme Başkanı Hayretin Kısa, ara kararlar açıklanmadan önce taraf avukatlara, azmettiricileri kapsayan soruşturma iddianamenin hazırlanma aşamasında olduğunu ve mahkemeye sunulduğu takdirde bu davayla birleştirileceğini belirterek, önümüzdeki duruşmanın 5 gün peş peşe yapmayı planladıklarını söyleyerek, bu nedenle duruşmanın 9 Nisan 2012 Pazartesi günü yapılacağını söyledi. 
 
ETKİN PİŞMANLIK HATIRLATMASI 
 
Mahkeme heyeti, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nden "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasını iddianamesi ve Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki iddianamenin ve eklerinin istenmesine karar vererek, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırdı. Zirve Yayınevi Davası'nın 38. duruşması 9 Nisan 2012 Pazartesi günü başlayarak, 5 gün süreyle yapılacak. Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, duruşma bitiminde sanıklara dönerek, ek iddianame kabul edilmeden önce, şimdiye kadar söylemeyip de söylemek istedikleri bir durumun olması halinde "Etkin Pişmanlıktan" yararlanarak, Cumhuriyet savcısına ifade verebileceklerini ve bu durumda cezalarında ciddi manada indirim olabileceğini, aksi takdirde iddianamenin kabulünden sonra cezalarda önemli bir indirim olmayacağını hatırlatarak, Etkin Pişmanlıktan yararlanmaları uyarısında bulundu. 
 
"HÜKÜMET, BÜROKRATİK DESTEK VERMELİ" 
 
Mağdur avukatlarından Erdal Doğan, duruşma sonrasında yaptığı açıklama da, "Basından öğrenebildiğimiz kadar İrtica ile Eylem Planı iddianamesinde Zirve Yayınevi ile ilgili olarak da bazı hususların olduğunu ve bu konuyla ilgili, burada yer alan bazı sanıkların aynı zamanda Kafes Eylem Planı'nda da yer aldığını biliyoruz. Ortadaki sanıkların burada görev yaptığını biliyoruz. Bu nedenle buradaki davayla da ilişkide bulunduğu düşüncesiyle idrak ettik. İddianameyi bekliyoruz. Her halde 9 Nisan'a kadar yetişebileceğini umuyoruz. Yalnız bu konuda soruşturmayı yürüten savcılara ve mahkemeye hükümetinde gerekli destek veya kendileri açısında bürokratik açıdan ne gerekiyorsa bu konuyla ilgili desteğini bekliyoruz. Çünkü buradaki soruşturma ve kovuşturma çok önemli. Neden önemli? Biliyorsunuz, Hrant Dink cinayeti davası hukuk açısında bir felaketti. Buradaki soruşturma ve kovuşturma aynı zamanda Hrant Dink ve diğer Santora cinayeti gibi cinayetleri de aydınlatabilecek bir güçte olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. 

Fotoğraflar: Selahattin Gökatalay- Görüş Gazetesi

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız