SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Başka Bir Örneği Dünyada Yok..''

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Arslantepe Höyüğü'nde bulunan sarayın mevcut haliyle orijinalliğini kaybetmediği ve dünyada başka bir örneğinin bulunmadığı belirtildi. Arslantepe'de 30 yıldan beri kazı çalışmalarına başkanlık yapan Prof. Dr. Marcelle Frangipane, sarayın turistlerin ziyaretine açılması için açık hava projesi geliştirdiklerini söyledi.

Malatya merkez Orduzu Kasabası'nda bulunan Arslantepe Höyüğü'nde kazı çalışmalarını yürüten İtalyan Roma La Spienza Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcella Frangipane, Kültür ve Turizm İl Müdürü Derviş Özbay ile birlikte kazılar hakkında bilgiler verdi.

Prof. Dr. Frangipane, "Aslantepe projesi çok uzun bir projedir. İtalyanlar burada 44 sene çalışmış, ben de burada uzun yıllardan beri faaliyet gösteriyorum. Burası çok önemli, özel ve orijinal bir merkez. Biz burada büyük bir saray bulduk. Bu sarayla aynı özellikte başka bir saray yoktur. Mezopotamya'da çok büyük merkez var, mabet var, tapınak var. Burada tam saray bulduk, burada tapınak var, ama beraberinde depolar var, avlu var, koridor var. Konservasyon çok iyi" dedi

Arslantepe'nin bütün Doğu Anadolu'nun tarihini yansıtabileceğini belirten Prof. Dr. Marcella Frangipale, "Bu yıl burada yaptığımız çalışmalarda büyük bir sur duvarı bulduk. Eski Tunç devrinin birinci dönemine, yani M.Ö. 3 bin, 2 bin 800 yıllarına ait. Çok büyük bir duvar, 4 metre kalınlığında, yanmış odalar var" şeklinde bilgi verdi.

Arslantepe'deki sarayın turistlerin ziyaretine açılması için açık hava projesi geliştirdiklerini belirten Prof. Dr. Marcella Frangipale, "Biz şu anda bir proje yapıyoruz. Bu saray dünyada önemli bir merkez. Burayı şu anda turistlerin ziyaret etmesi çok zor. Proje hazır. Malatya Valiliği ile Kültür ve Turizm Bakanlığı, Malatya Müzesi destek veriyor. Çok güzel bir açık hava müzesi olacak. Orijinal sistemin üzeri çatıyla kapatılacak, ama orijinal hiç bir şey zarar görmeyecek" şeklinde konuştu.

Malatya Kültür ve Turizm Müdürü Derviş Özbay ise, Arslantepe'dake sarayın açık hava müzesi olarak turizm hizmetine sunulması için her türlü çalışmaya destek vereceklerini belirterek, "Proje faaliyetlerine 2006 yılında başlanılacak" dedi.

Basın mensuplarına sarayı gezdiren Prof. Dr. Marcella Frangipane, sarayın mevcut koridorunun devam ettiğini ancak kazı çalışmalarıyla devamının ortaya çıkartılacağını ifade ederek, sarayda odaların, depoların ve bir tane de tapınağın bulunduğunu belirti. Saraydaki kazılar esnasında iki kalın duvar arasında M.Ö. 3 bin 300 dönemine ait 2 bin adet arşiv şeklinde mühür baskılarının bulunduğunu ifade eden Frangipane, "Bunun başka bir örneği dünyada yoktur" dedi.

Prof. Dr. Marcella Frangipane, sarayın içerisindeki bir odada 2 adet orijinal figür bulunduğunu belirterek, "Figür kırmızı ve siyah renkte çizilmiş. Kırmızı demirden, siyah ise karbondan yapılmış. Ama biz çok önemli bir analiz yaptık. Figürlerin altında kireç var. Demek ki Fresko gibi. O zaman teknoloji çok eski" dedi. Prof. Dr. Marcella Frangipane, saray duvarlarındaki sıvanın orijinal olduğunu vurgulayarak, "İnşallah gelecek sene güzel bir çatı yapacağız" dedi.

Saray içerisinde yine M.Ö. 3 bin 300 dönemine ait bir tane de kanalizasyon bulduklarının altını çizen Prof. Dr. Frangipane, "Saraydaki avluda düz taşlar vardı, biz bunu tavan inşa edildiği şeklinde yorumladık. Ancak bir boşluk gördük, açtığımızda kanal ortaya çıktı. Çok güzel bir kanal, tamamı taştan yapılmış. O zaman M.Ö. 3 bin 300 döneminde bir kanalizasyon sistemi de varmış" diye konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız