Belediye binasının yıkılmasına destek veren ESOB Başkanı Şevket Keskin, "Malatya'yı rantçılara parsellemek isteyenleri ve destekçilerini rahatsız etmeye devam edeceğiz." dedi.
"Rant için bu alanı ve binayı" talep edenler olduğu yolundaki söylentilerin gerekçe edildiği tarihi belediye binasının bir oldu bittiyle yıkılması olayında, aynen Belediye Başkanı Cemal Akın gibi, kimlere rant sağlandığı, kimlerin rant peşinde olduğu yolunda "net" bir ifadede bulunamayan, ancak söylentilere destek verdiği anlaşılan Keskin, yıkıma desteğiyle ilgili olarak malatyahaber.com'da yeralan habere tepki gösterdi.
Keskin, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:
"Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı olarak Malatya Belediyesine ait eski hizmet binasının yıkılmasına destek vermem bazı basın yayın organlarınca, konu çarpıtılarak, başka mecralara çekilmiştir.
Öncelikle şu iyi bilinmelidir ki, şoförlük mesleği, diğer meslekler gibi onurlu ve şerefli bir meslektir. Şoför mesleğine sahip olmak, memleketimizin ve ülkemizin meselelerine karşı duyarsız kalınmayacağı anlamına gelmez. Şoför olmak yada başka bir sanatkar mesleğine sahip olmak olaylara ve gelişmelere duyarsız kalınmayacağı anlamına gelmez. Böyle bir mesleği yapmaktan, böyle bir mesleğe sahip olmaktan şeref ve onur duyuyorum. Böyle bir mesleği küçümseyenleri de kınıyorum.,
Malatya Belediyesine ait eski hizmet binasının yıkılmasına Malatya kamuoyunda hem destek verilmiş hem de tepki gösterilmiştir.
Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı olarak ta, bu uygulamanın şehir merkezinde bir meydan düzenlenmesi yapılacak olması nedeniylede açık ve net olarak da destekledim. Bunu için mimar olmaya gerek yoktur. Çünkü buranın yıkılmasına açık ve net olarak destek veren mimarlar ve mühendislerde olmuştur. Buranın yıkılmasına karşı çıkan mimar ve diğer meslek kuruluşları da olmuştur. Demek ki, mimarlar bile bu konuda hem fikir değil. O zaman şoförlük mesleğini küçümseyenler aslında kendilerini küçültmüş oldular. Şeker Fabrikası arazisine yapılacak olan hastane projesinin yanlış olduğunu, bu memlekette mimar ve mühendis geçinenlerden aylar öncesinde kamuoyuna sunduğumuzu da kimse unutmasın.
Sümerbank Fabrikasının özelleştirilmesinin ardından buranın ticaret alanı yapılmasına her platformda tepkimi yüksek sesle dile getirmeye çalıştım, halende tepkimi sürdürüyorum. Malatya kamuoyunun yakından tanıdığı birileri gibi sessiz kalıp, siyasi ganimetler elde etmedim. Ancak, Sümerbankta yapılan yanlışlara ortak olanların, bu konunun dışında yaptığı doğru işlere, destek verilmeyeceği anlamı da taşımaz. Bana Sümerbankta yapılan yanlışlara ortak olanların yaptıkları diğer işlere destek verme deniliyor. Peki, bana bunu diyenlerin en yakınları neden Sümerbanktaki yanlışlara destek veriyor? Önce herkes bu konuda en yakınına baksın.
Destek vermemden dolayı yapılan bazı eleştirilerde, benim Adıyaman kökenli olduğum yazılmıştır. Ben Adıyaman kökenli olmaktan hiçbir zaman gocunmadım. Ama ben gerçek Malatyalıyım. Ailem 100 yılı aşkın bir süreden beri Malatyada yaşıyor. Malatyanın dışında hiçbir yerde ikamet etmedim. Ama Malatyalı olmaktan her zaman gurur duydum. Malatyanın bütün sorunlarına açık yüreklilikle her zaman, her platforma da destek verdim ve çözüm yollarına katkı sundum. Ama Adıyamanlı, Malatyalı ayrımı yapmadım, yerli ve yabancı ayrımı yapmadım. Yapanları da şiddetle kınıyorum. Bu ayrımı yapanlarda mutlaka dersini alacaktır. Herkes eleştiri seviyesine dikkat etsin.
Eleştirmek, bu memlekete yaşayanları şucu bucu diye ayırmak değildir. Bu olsa olsa bölücülük olur.
Yapılan eleştirilerde, Malatya şehir merkezinde
trafiğinin sıkışmasında benimde katkım olduğunun iddia edilmesini hayretler içinde okudum. Şu şehircilikten çok anlayan mimar ve mühendisler, hangi projeyi getirdi de biz karşı çıktık. Bizi bu konuda eleştirenler, öncelikle son kanuni düzenleme ve yönetmenlikleri tekrar göz geçirip, okusunlar, söyleyeceklerini o zaman söylesinler. Biz, her zaman cevap vermeye hazırız.
Şunu ifade ediyorum; bir olayı destekleyenler olduğu gibi, tepki gösterenleri de mutlaka olacaktır. Bundan daha doğal ne olabilir ki. Bu demokratik ortamın bir gereğidir.
Ancak, değişimler, bazen algılanmayabiliniyor. Aradaki fark, bizim kentsel değişimi bir adım önde fark etmemizdir. Menfaatine dokunan insanlar bağırmaya başladı. Bu doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Malatyada ikinci bir Sümerbank vakasını yaşatmayacağız
Malatyayı rantçılara parsellemek isteyenleri ve destekçilerini rahatsız etmeye devam edeceğiz."
