SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Selçuklu Şehzade Şehri Malatya"

0
Güncellendi - 2017-02-21 19:11:57
A- A+ PAYLAŞ

Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, İnönü Üniversitesi Türk Medeniyetini Yaşatma Topluluğu tarafından düzenlenen ‘Battalgazi’nin Türk Medeniyetindeki Yeri’ konulu söyleşiye katıldı. Başkan Gürkan, “Osmanlı’da Manisa ve Amasya nasıl şehzade şehri ise, Selçuklular’da da şehzade şehri Malatya’dır” dedi.

Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, İnönü Üniversitesi Türk Medeniyetini Yaşatma Topluluğu tarafından düzenlenen ‘Battalgazi’nin Türk Medeniyetindeki Yeri’ konulu söyleşiye katıldı. Hoca Ahmet Yesevi Toplantı Salonu’nda yapılan söyleşiye, Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın yanı sıra İnönü Üniversitesi Rektör Danışmanı Yrd. Dr. Cemal Koyunoğlu, Battalgazi Belediye Başkan Yardımcıları Zafer Kırçuval, Mustafa Sayın, Yaşar Karataş, Abdulvahap Şerefhanlı, Türk Ocakları Malatya Şube Başkanı Nadir Günata, bazı belediye meclis üyeleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Programın açılışında konuşan İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Mustafa Canpolat, Türklerin tarihteki yeri ve önemine dikkat çekerek, “Tarihten Türkleri çıkarırsanız tarihten bir şey kalmaz. Bu saptamanın üzerine çok fazla söz söylemenin bir anlamı yok. Ancak adını ne koyarsak koyalım biz bu gücümüzün farkında değiliz. Bir aşağılanmışlık, batı hayranlığı, ezilmişlik psikolojisi içerisinde bugünlerimizi geçiriyoruz. Ama biz bu değiliz. Bu halimizden kurtulmalıyız. Atlarının nalları okyanus yalamış bir milletin evlatlarının halinin bu olmaması gerekir. Medeniyetimizde sadaka taşı diye bir şey vardır. Halini kimseye anlatamayan fakir, gecenin geç saatinde gider o sadaka taşının yanına, ihtiyacı kadar olanını alır, başka ihtiyacı olanları da düşünerek kalanını orada bırakır ve sadakayı bırakana da kalbinden güzel bir dua eder evine giderdi. Sadaka taşı caminin bahçesinde hiçbir koruması olmayan bir taştı. Bu gün bunu tahayyül edebiliyor musunuz?  Yeni Cami veya başka camilerde görüyorsunuz. Arka taraflarda bağış toplamak için konular kutular var. Üzerlerinde 4-5 tane köçek var. Hatta bazıları duvara sabitlenmiş durumda. Geçen sosyal medyada karşılaştığım bir fotoğraf vardı. Musluk çalınmasın diye metal bir muhafaza ile duvara sabitlenmiş. Bir yanda sadaka taşı, bir yanda şu geldiğimiz hal. Yine 1550’li yıllarda Avusturya büyükelçisi olarak İstanbul’da bulunan Buspek, burada her şey insanileşmiş. Her katı yumuşamış hayvanlar bile. Bu şekilde o dönemki medeniyetimizin bir fotoğrafını çekmiş oluyor. Dağda aç kalmış kurtlara, sahipsiz kedilere yiyecek hazırlayan, sakat kalan leylekleri tedavi ettiren müesseseler, vakıflar bina etmişiz. Ama şu anda bu halimizden çok uzaktayız” dedi.

Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ise, Türk milletinin her zaman mazlumdan yana olduğunu belirterek, “Bizim milletimiz başkasına zulüm etmekten mutluluk duymamıştır. Her zaman garibanın, fakirin korunması ve kollanması için elinden geleni yapmıştır. Türk Milleti İslam’la müşerref olduktan sonra İslam diniyle daha mücehhez duruma gelmiş, hem medeni anlamında, hem de İslam’daki günah sevap anlamında değerlendirip, tarihimizdeki Harzemşahlardan, Karahanlılardan, Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu’dan ve Osmanlıların o güzel medeniyetlerinin en güzel örneklerini görürüz. Yani bu 21. Yüzyıldaki eğitimciler şöyle böyle derken, bizim o dönemde İbn-i Haldun’lar, Farabiler, eğitimin karma olabileceğini, ehliyet ve liyakatın esas alınacağını, ilgi ve isnadına göre insanların yönlendirileceğini ifade etmişlerdir. Bunu 800’lü, bin 200’lü yıllarda ifade etmişlerdir. Dolayısıyla Türk medeniyetinin tarihine baktığımız zaman şanlı sayfalarla doludur” diye konuştu.

“Malatya’yı biz tarif ederken Anadolu’yu Anayurt yapan destan şehir Malatya diyoruz” diyen Başkan Gürkan, “Urartudan, Hititlerden, Perslerden, Roma, Bizans dönemleri Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde Cafer Höyük’ü esas aldığımızda daha sonra Aslantepe, 9 bin yıllık tarihi geçmişi ve değişik medeniyetleri üzerinde barındırmış bir şehrin şu anda hamisi durumundayız. Yani bu şehirde yaşamak aynı zamanda bir vebaldir. Aynı zamanda vecahattir, şereftir. Yukarı Mezopotamya’da su kenarı diye tabir ettiğimiz Fırat’ta ilk medeniyet tohumlarının atıldığı bir merkez. Cafer höyük biliyorsunuz Ağılyazı’nın olduğu yer. Orası su altında kaldı. Orayla ilgili biz Kervansaray buluşmasında o dönemde Türkiye’deki ve yurt dışındaki hocalarımızı çağırdık. Buranın tarihinin araştırılması noktasında bir çok sempozyum ve paneller gerçekleştirdik. Ufuk Esin adlı rahmetli hocamızda o zaman Cafer höyükteki o kazı ekibinin başındaydı. O da sağken biz Kervansaray buluşmalarına davet ettik. Malatya’nın tarihinin araştırılmasında onlara şükran ve minnettarlığımızı ifade ettik” ifadelerini kullandı.

Osmanlı’da Manisa ve Amasya’nın şehzade şehri olduğu gibi Selçuklular’da da şehzade şehrinin Malatya olduğunu belirten Başkan Gürkan, “Anadolu’da, Anadolu Selçuklu Devleti kurulduktan sonra payitaht o zaman Konya. Alaaddin Keykubatların, Gıyaseddin Keyhüsrevlerin en güzel bir şekilde temayüz ettiği dönemde Selçuklular Anadolu’daki Medeniyetlerden en önemlilerindendir. Onların manevi olarak ilim olarak beslendiği yerde Malatya’dır. Yani Alaaddin Keykubat’ın, Gıyaseddin Keyhüsrev’in yani Selçuklu sultanlarının çocuklarının büyüdüğü, eğitim gördüğü ve çocukluklarının geçirildiği ve eğitim gördüğü yer olarak da Battalgazi yani bugünkü Malatya’dır. Özellikle Ulu Cami’nin kıble kısmındaki Şahabe-i Kübra Medresesi, yani büyük medrese, hemen batı kısmındaki Şahabe-i Sura Medresesi’ni görüyoruz. O medreselerde bu şehzadeler yetişmiş, o şehzadeleri ise yetiştirenler Sadrettin Konyeviler yetiştirmiş. Muhyittin Arabiler yetiştirmiş. Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri yetiştirmiş. O dönemde bu zatlar Mevlana Hazretleri Afganistan’dan yani Berk’den gelince 8 yıla yakın bir süre Battalgazi’de ikamet etmiş, o zamanki Şahabe-i Kübra Medresesi’nde de hocalık yapmış. Konevi ve İbn-i Arabi hazretleri de yine aynı şekilde bu medreselerde hocalık yapmışlardır. İşte bunların yetişip temayüz ettiği Anadolu’nun manevi hamurunu bu zatlar yoğurmuşlardır. Üçlerimiz, beşlerimiz, yedilerimiz, kırklarımız bunlarda Anadolu’nun manevi mimarlarıdır. Tarihe bu şerhi de düşmemiz gerekir. Yani Osmanlılarda Manisa ve Amasya nasıl şehzade şehri ise, Selçuklularda da şehzade şehri Malatya’dır” dedi.

Söyleşi sonrası İnönü Üniversitesi Rektör Danışmanı Yrd. Dr. Cemal Koyunoğlu, Başkan Gürkan’a teşekkür plaketi verdi.

Bülten

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız