SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"BDP Doğu ve Güneydoğu'nun CHP'sidir"

A- A+ PAYLAŞ

 

Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında BDP'ye çok sert eleştiriler yöneltti, 'Türkiye 1990'lı yıllara dönüyor' eleştirilerine de cevap verdi.

 
Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Barış ve Demokrasi Partisi'ne (BDP) ağır eleştiriler yöneltti. Konuşmasında '1990'lı yıllara dönülüyor' eleştirilerine de cevap veren Başbakan Erdoğan, parti kapatmaları konusunda ise "Kurumlara ceza verilmesine karşıyım, ceza bireylere verilmeli" dedi.
 
BDP'yi, 'tek parti döneminin CHP'si' olarak nitelendiren Erdoğan, BDP'li siyasetçileri "Ankara'da demokrat Diyarbakır'da faşist" olmakla suçladı. BDP'ye olan eleştirilerinin dozunu zaman zaman çok arttıran Başbakan Erdoğan, "Sizde insan sevgisi var mı?" sorusunu da BDP'lilere yöneltti.
 
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Genelkurmay Başkanı Özel'e yönelttiği 'onbaşı' sözlerine "Senin uşaklığını yaptığın terör örgütünde sana on koyun bile güttürmezler" şeklinde cevap veren Başbakan Erdoğan, Leyla Zana'nın geçtiğimiz günlerde yaptığı "Silah Kürtlerin sigortasıdır" açıklamasına da sert çıktı: "O zaman TBMM'de ne işin var, sen de dağa çıksaydın"
 
Zaman zaman gündemde yer bulan 'Türkiye 1990'lı yıllara dönüyor' eleştirilerene de değinen Başbakan, "Bu ülkede faili mechuller vardı, karakollarda işkence iddiaları almış başını gitmişti. Dersim demek suçtu. Şimdi Dersim katliamını tartışıyoruz" dedi.
 
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde;
 
IRAK'TAKİ GELİŞMELER
 
Masum insanlara saldıranlar insanlıktan nasibini almış olamazlar. Irak'ta gerçekleştirilen bombalamalar masum insanların canına kast etmiştir. Irak'ta masum insanların canlarına kast edenler ister Sünni ister Şii olsunlar gelecekte yezid olarak anılacaklardır.
 
Bugün Filistin'de ittifak sağlandığında Ortadoğu coğrafyasının nasıl ümide doğduğunu herkes gördü. O zaman Irak'taki kardeş kavgası kime ne kazandırır? Irak'taki herkesi aklı selime davet ediyorum.
 
Iraklı siyasi ve dini liderleri sağduyulu olmaya davet ediyorum. Irak'ta fitnenin galip gelmemesi için Türki olarak samimi bir şekilde gayret göstermeye devam edeceğiz.
 
FRANSA - CEZAYİR
 
Biz Fransa'daki yasa sonrasında Cezayir hatırlatması yapmıştık hatırlarsanız. Cezayir Başbakanı ise bir açıklama yaptı. Bu açıklamaya gerekli cevabı Cezayir halkı verdi. Kardeş Cezayir halkına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
 
GÜLYAZI KÖYÜ'NE GÜMRÜK NOKTASI
 
Uludere olayında yaşanan tabloyu hepimiz gördük. Adeta tabutun bir tarafından terör örgütü bir tarafından BDP tutarak ölümlerden istismar yaratmaya çalıştılar. Ana muhalefet partisi CHP, terör örgürü ve BDP ile aynı dili konuşarak istismar edici, tahrik edici açıklamalarda bulundu.
 
Olayla ilgili şu anda üç koldan soruşturma yürütülüyor. Uludere ve Diyarbakır Savcılığı olayın her yönünü araştırıyor. Genelkurmay'ın araştırması da devam ediyor. Şırnak Valiliği'nin başlattığı idari inceleme de sürüyor. Tazminat çalışmaları belli bir aşamaya geldi. En kısa zamanda bunu açıklayacağız.
 
Gülyazı köyüne bir gümrük noktası açılması konusunu da geçen hafta Bakanlar Kurulu'nda görüştük. Ayrıca Gülyazı'ya yakın iki yere daha gümrük kapısı açmak vasıtasıyla buradaki geçişleri yasal konuma geçirmek niyetindeyiz.
 
"AK PARTİ'NİN MİSYONU DEĞİŞİM MİSYONUNU MİLLET ADINA GERÇEKLEŞTİRMEKTİR"
 
Bu acı hadise üzerinden hükümetimize yönelik maksatlı bir karalama kampanyası başlatılmıştır. Aslında bu kampanya sadece hükümetimizi değil kardeşliğimizi de hedef almıştır. AK Parti'nin en büyük şiarlarından biri "İnsanı yaşat ki devlet yaşasındır". Biz hiç bir zaman "önce devlet" diyenlerden olmadık ve asla olmayız. Biz her zaman "önce insan" diyeceğiz.
 
Bizim hayatımız ceberrut, zorba, satatükoyla mücadele olmuştur. Biz demokrasi için, hak ve özgürlükler için mücadele ede ede bu noktalara geldik. AK Parti'nin varlık sebebi demokratik değişim misyonunu millet adına gerçekleştirmektir. Milletin rotasında yürümek ve milletin isteklerini yerine getirmek görevimizidr.
 
Biz yaşadıklarımızı asla unutmadık. Bize yaşatılanların birinin bile başkalarına yaşatılmasını istemeyiz. Attığımız her adımda milletin takdirini ve takdiri ilahiyi unutmadık.
 
Bu ülkenin Doğu'sunu, Güneydoğu'sunu, Orta Anadolu'sunu, Karadeniz'ini aklına getirmeyen hükümetler geldi geçti. Hangi eserleri var o bölgelerde? Sorun. Ama AK Parti bu bölgeleri alt yapısıyla üst yapısıyla ayağa kaldırdı. İşte hazmedemedikleri bu. Hakkari'ye havalimanı yaptırmak kimin aklına geldi? İşte biz şu anda yapıyoruz. Ama beyefendiler tehditle bu inşaatı durdurmaya çalışıyorlar. Mütehadi tehdit ediyorlar. Doktorları tehdit ediyorlar.
 
"BDP'LİLERİN İNSAN SEVGİSİ VAR MI?" 
 
Ey BDP ve uzantısı olduğunuz terör örgütü... Bunların hesabını nasıl vereceksiniz? Sizin insan sevginiz var mı? Sizin insan diye kucakladığınız bir şey var mı? Sizin elinizden gelen tek şey, dükkanlar kepenk indirsin. Sizin milletin rızkıyla oynamak dışında yaptığınız bir şey yok.
 
Bunların belediyeleri arasında bir tane numune olarak gösterin; alt yapıyla üst yapıyla uğraşan bir belediye. Gittiğiniz zaman pislikten geçemezsiniz, hizmet yok. Yatırım kaygısı yok.
 
'TÜRKİYE 1990'LI YILARA DÖNÜYOR'
 
Bu ülkede hastaneye şifa bulmaya gidenler hasta olup geliyorlardı. Karakollar işkence iddialarıyla dolup taşıyordu. Bugün bülbül gibi şakıyan birkaç kalem 9 yıl önce emir komuta zincirinin halkası olmaktan ileri gidemiyordu. Bu ülekede 9 yıl önce gözaltılar, faili mechuller vardı. Dersim demek suçtu. Biz şimdi Dersim Katliamını konuşuyoruz. Maraş, Çorum katliamlarını biz konuştuk. Biz gündeme getirdik.
 
Herkesin ana diliyle konuştuğu bir ülkeyi biz bugüne getirdik.
 
Bu ülkenin yarısının oyunu alan, iktidara gelmiş bir partiye gazete küpürleriyle kapatma davası açıldı. Muhalefet partileri onlarla beraber üstümüze gelirken, biz mertçe milletin iradesini savunduk.
 
"PARTİ KAPATILMASIN DEDİĞİMİZ ZAMAN BDP TBMM'DEN KAÇTI"
 
Bugün BDP'nin kapatılması gibi şeyler var; AK Parti Genel Başkanı olarak söylüyorum, kesinlikle tüzel kişiliklerin kapatılmasına karşıyız. Kişilerin suçlarını çekmesi lazım. Biz anayasa değişikliği sırasında parti kapatmayı önlemek isterken hem CHP hem BDP TBMM'den kaçtı.
 
Biz kesinlikle partilerin kapatılmasına karşıyız. Eğer bir kişi suç işliyorsa hatasını kendisi çeksin. O Partilere gönül vermiş kişilere suç vermek olmaz.
 
"DARBELER, ANDIÇLAR ESKİ TÜRKİYE'NİN MANZARASIDIR"
 
Danıştay'a saldırının faturasını bize kesmeye çalıştılar. Yapayalnız kalmamıza rağmen o olayın nasıl bir karanlık, iğrenç tertip olduğunu ortaya koyduk. Kendini devlet sanan karanlık güçler milletin zihnindeki devlet kavramını, algısını bozdular. Bugün devlet kurumları adına bir temizlik dönemi yaşıyoruz.
 
12 Eylül hakkında soruşturma başlatıldı biliyorsunuz. Bizim meselemiz kişilerle değil, bizim meselemiz darbeci, vesayetçi zihniyetledir. Darbeciler, andıçcılar eski Türkiye'nin manzarasıdır. Bugün memnuniyetle görüyoruz ki demokrasi anlam kazanıyor. Yasama, yürütme, yargı korkusuzca görevlerini yerine getiriyor.
 
Son dönemde yargıya intikal eden davalar hakkında bizim konuşma durumumuz yok. Kimse yargılananlar hakkında sonuç çıkmadan suçlu açıklaması yapmamalıdır. Ayrıca yargılayanlar haksız, yargılananlar haklı sonucu da çıkarılmamalıdır. Biz AK Parti olarak süreci saygıyla izliyor ve adaletin ivedilikle sonuçlanmasını istiyoruz.
 
"BDP DOĞU VE GÜNEYDOĞU'NUN CHP'SİDİR" 
 
Uludere hadisesi sonrasında CHP ve BDP'nin birbirinin mütemim cuzü olduğu ortaya çıkmıştır. CHP, BDP ve terör örgütünün değirmenine su taşımıştır. BDP, Doğu ve Güneydoğu'nun CHP'sidir. BDP, kendine CHP'yi örnek almıştır. BDP, CHP'nin tek parti dönemindeki, ceburrut dönemini kendine örnek almıştır. CHP tek parti döneminde bu millete ne bedel ödetmişse, BDP de benim Kürt kardeşlerime aynı bedeli ödetmeye çalışıyor.
 
BDP tarafından gelen son dengesiz açıklamalar onların demokrasiye ve çözüme ne kadar uzak olduklarını göstermiştir. Masum Kürt insanlarının akan kanının durmaması için BDP her türlü provakasyonu yapıyor. Bunlar arkalarındaki terör örgütü izin vermese konuşamazlar. Görüşleri fikirleri olmadığı için de küfürden medet umarlar.
 
"TERÖR ÖRGÜTÜNDE SANA ON TANE KOYUN GÜTTÜRMEZLER"
 
BDP Genel Başkanı çıkmış seni tanımıyoruz diyor, yahu tanısan ne yazar tanımasan ne yazar. Bizi millet tanıyor millet. Bize milletimizin muhabbeti, takdiri, hayır duası ziyadesiyle yeter. Sen aynaya bak, aynaya bakarsan kanını emdiğiniz gençleri göreceksin. Terörün stepnesi kan içindeki yüzünü görürsün. Yüzde 50 oy almış bir partiyi tanımıyorum demek milli iradeyi görmemek, demokrasiye inanmamak, şuursuzluktur.
 
Genelkurmay Başkanını hedef almak açıkca söylüyorum densizliktir. Değil genelkurmay başkanı, onbaşı olmak bu toprakların tamamında şeref meselesidir. Sen onbaşıları tanımıyor olabilirsin, ama git terör örgütündeki şeflerine sor, onbaşıların kahramanlığını. Sen git uşaklığını yaptığın terör örgütüne... Orada sana on tane koyun bile güttürmezler.
 
LEYLA ZANA'NIN 'SİLAH KÜRTLERİN SİGORTASI' AÇIKLAMASIAN CEVAP
 
Bunların kendilerine lider, önder olarak gördükleri Apo bunlar için ne diyor; Zırtapoz, satılmış, şarlatan....Bunları kendi önderleri söylüyor. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
 
Kendi hür iradeleriyle hiçbir şey söyleyemiyorlar. Bunlar Kandil'deki şeflerinden onay gelmeden ağızlarını açamazlar. Diyorlar ki güvencemiz silahtır. O zaman bu çatının altına neden geldin? Burası demokratik parlamenter sistem. Buraya neden geldin? O zaman sende dağa çıksaydın.
 
"ANKARA'DA DEMOKRAT DİYARBAKIR'DA FAŞİST"
 
AK Parti'nin hazırladığı demokrasi ortamı vasıtasıyla konuşabilenler kendi terör örgütü şeflerine ağızlarını açamıyorlar. Neden söyleyemiyorsunuz. Neden terör örgütü diyemiyorlar? Çünkü oradan besleniyorlar. Yüreğin varsa, cesaretin varsa çık terör örgütünü eleştir. Yapamazlar, çünkü terör örgütü bunların ipini gevşetmiyor.
 
Bunlar Ankara'da demokrat, Diyarbakır'da faşist. Sen kendin özerk değilsin ki özerklik istiyorsun. Tek parti döneminin CHP'si neyse bugünün BDP'si tıpkısının aynısı odur.
 
Ama bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da tek parti yok. O bölgelerde de birinci parti AK Parti'dir.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız