SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Beğenilmeyen Kral.!

A- A+ PAYLAŞ

Taner Demirbaş 28 yaşında. 2.Lig'deki ilk sezonunda 5 maçta 4 gol attığında henüz 16 yaşındaydı. O günden bugüne 12 sezonda 233 gol kaydetti. Geçtiğimiz sezon Sakaryaspor'un, önceki sezon ise Erciyesspor'un Süper Lig'e yükselişlerinde attığı gollerle başrol oynadı. Daha önce de Adıyamanspor ve Adana Demirspor'da da şampiyonluklar yaşadı. Şimdi Malatyaspor'u şampiyonluğa taşıyor ve krallık yarışını açık ara önde götürüyor.

Attığı gollerle takımlarını Süper Lig'e çıkarmasına rağmen kendisinin Lig A'da kalmasından rahatsız. En büyük derdi ise "2.Lig golcüsü" olarak yaftalanmak.

Attığın gollerle geçtiğimiz sezon Sakaryaspor'un, önceki sezon ise Kayseri Erciyesspor'un Süper Lig'e yükselmesine büyük katkı sağladın. Bu sezon da zirve yarışındaki Malatyaspor'un en önemli gol ayağısın. Futbola nasıl başladın, biraz bahsedebilir misin?

Futbola Karadeniz Ereğli'de Erdemir Ereğlispor'un altyapısında başladım. İki sezon Merinosspor'da, yarım sezon Bursaspor'da, iki sezon Adıyamanspor'da, yarım sezon Konya Endüstrispor'da, 3 sezon da Adana Demirspor'da oynardım. Kayseri Erciyesspor'da 1 sezon, Malatyaspor ve Sakaryaspor'da yarımşar sezon oynadıktan sonra yeniden Malatyaspor'a döndüm.

Futbola başlangıç döneminde ailenin tavrı nasıldı?

Önümde örnekler olduğu için şanslıydım. İki ağabeyim de futbol oynuyordu. Babam da bizi daima serbest bırakırdı. Futbolcu olmamız veya olmamamız konusunu tamamen bize bırakmıştı. Ben de hem ağabeylerimin futbolcu olmasından hem de bu sporu çok sevdiğimden dolayı sürekli futbolla büyüdüm.

Alt liglerde birçok takımda gezdikten sonra Malatyaspor'da kısa bir Süper Lig tecrübesi yaşadın. Alt liglerde top oynamanın zorluğu nedir? Süper Lig'le Lig A'da oynanan futbolu kıyaslayabilir misin?

Alt liglerde oynamak Süper Lig'de oynamaktan çok daha zor. Çünkü özellikle Lig A'da oyunla birlikte mücadelede çok ön planda. Lig A'da iyi oynayabilen her futbolcu Süper Lig'de çok rahat forma giyebilir. Sonuçta Süper Lig'de de oynayanların çoğunun geçmişinde alt lig tecrübesi var. Süper Lig ve Lig A arasındaki tek farkın mantalite olduğunu düşünüyorum.

Bana Süper Lig'de şans tanınmadı

İki takımın Süper Lig'e çıkmasında büyük pay sahibi oldun ama kendin Süper Lig'e yükselemedin. Bu konuda ne düşünüyorsun?

Oynadığım takımlarda şampiyonluklar yaşamama rağmen "Bu adam sadece 2. Lig'de oynar diye" bir yakıştırma yapıldı. Açıkçası bu yakıştırmadan kurtulmak için yeterli fırsatı bulduğumu düşünmüyorum. Çünkü Malatyaspor'la Süper Lig'de oynadığım yarım sezonda hiç forvet bölgesinde görev almadım. Oynadığım maçlarda hep kanatlarda görevlendirildim. O yüzden bu yakıştırmayı hiç hak etmediğimi düşünüyorum. Süper Lig'de bana gerçek yerimde şans versinler, eğer yine oynayamazsam bu yakıştırmayı yapan insanlara hak vereceğim.

Oynadığın her takımda camialar tarafından çok sevildin. Malatyaspor'un da en sevilen oyuncularından birisin. Bunu neye bağlıyorsun?

Taraftarlarla aramdaki bağ, gol atmaktan ziyade kendimi tamamen takıma ve maça vermemden kaynaklanıyor. Taraftarlar maçı izlerken hangi oyuncunun kendini tam anlamıyla takıma verdiğini, hangi oyuncunun vermediğini çözebiliyor. Benim takım için yüreğiyle mücadele eden bir oyuncu olduğumu görüyorlar. Beni sevmelerinin en önemli nedeni olarak bunu görüyorum. Ama tabii ki bu sevgide golcü bir oyuncu olmamın da etkisi vardır mutlaka.

Benim için giydiğim forma kutsaldır. O formanın hakkını sonuna kadar vermek en önemli görevim. Geçmişte oynadığım takımlardaki taraftarlarla da aramdaki bağ bu nedenle sürüyor.

Geçen sezon sergilediğin performansla yarım sezon oynadığın Sakaryaspor'un Süper Lig'e çıkmasını sağladın. Sakaryaspor Süper Lig'e çıkarken sen Lig A'ya düşen Malatyaspor'a döndün. Bu durum içinde bir burukluğa yol açtı mı?

Devre arasında Malatyaspor'dan ayrıldığımda Süper Lig'den 2. Lig'e giden bir oyuncuydum. Sezon sonunda ise Süper Lig'e çıkan takımın oyuncusu oldum. Tabii ki insan o kadar emek harcadıktan sonra o takımla Süper Lig'de forma giymeyi istiyor ama kısmet değilmiş. Sonuçta Malatyaspor'la mukavelem devam ediyordu. Şimdi Malatyaspor'la şampiyon olmak ve önümüzdeki sezon Süper Lig'de oynamak istiyorum.

Değişik takımlarda önemli teknik adamlarla çalıştın, futbolunun gelişimine en önemli katkıyı kim sağladı?

Öncelikle Erdemir Ereğlispor'da oynadığım dönemde Muzaffer Gülçe Hocamın üzerimdeki emeği çok fazladır. Beni önce Adıyamanspor'a sonra da Adana Demirspor'a alan Ercan Albay hocamın da çok katkısı vardır. Ercan Albay'la Adıyamanspor'da 1.5 sezonda 33, Adana Demirspor'da ise 3 sezonda 85 gol atarken iki şampiyonluk yaşadım. Ama buralarda oynanan futbol medyanın ilgisini çekmediği için fazla duyulmadı. Üstelik ben o golleri çok genç yaşlarda atmıştım. Behzat Çınar, Hüseyin Yıldız, Hayati Palancı ve halen birlikte olduğum İsmail Kartal gibi çok değerli hocalarla da çalışma fırsatım oldu. Çalıştığım her hocadan bir şeyler öğrenmeye uğraştım. Ama tabii ki bu biraz da futbolcunun zekâsı ile alakalı. Teknik adamın sizden ne beklediğini bilirseniz kendinizi ona göre kanalize edersiniz ve başarılı olama ihtimaliniz artar. Çalıştığım bütün hocalarıma bana yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür ediyorum.

Bugünkü Teknik Direktörün İsmail Kartal senin için, "Takımımızda bütün futbolcular çok önemli ama Taner bu takımın veziri" diyor. Senin bu konudaki düşüncelerin nedir?

Öncelikle hocama benimle ilgili bu düşüncesinden dolayı teşekkür ederim. Forvet oynadığım için maçın sonucuna daha fazla etki ediyorum. Yani bir maçta sergilediğim performans takımın galibiyetini önemli ölçüde etkiliyor. Sanırım bu yüzden hocam benden güzel sözlerle bahsetmiş. Aslında bana göre takımdaki bütün arkadaşlar birer vezirdir. Benim bu noktaya gelmemde de bütün arkadaşlarımın payı var.

Bir röportajında Ziya Doğan'a kırgınlığın olduğunu söylemiştin. Bunun nedenini biraz açar mısın?

Malatyaspor'a ilk geldiğimde takımın başında Feyyaz Uçar vardı, fakat dört maç sonra gitti. Yerine gelen Ziya Doğan Hocamız beni santrfor değil kanatta oynattı. Yine de iyi maçlar çıkarttım ve bir çok asist yaptım. Hocam da performansımdan memnun olduğunu söylüyordu. Ama ben golcülüğüyle ön plana çıkan bir oyuncuyum. Sonuçta insanlar hangi bölgede görev yaptığına değil gol atıp atmadığına bakıyor. Ziya Hoca o dönemde nedense bana forvette hiç şans tanımadı. Yine de kendisine teşekkür ederim. Çünkü devre arasında çok iyi bir kamp dönemi geçirdikten sonra Sakaryaspor'a gitmeme izin verdi.

2.Lig golcüsü ne demek?

"2.Lig golcüsü" olarak gösterilmek sana neler hissettiriyor?

Bunu geçenlerde bir yerde okudum ama anlamını bir türlü çözemedim. Attığım gollere bakıldığında öyle basit goller olmadığı da görülecektir. Sonuçta Süper Lig'de oynayan oyuncuları da görüyoruz. Bir futbolcu orada 10 gol atmışsa "iyi golcü" deniliyor ve çok başarılı görülüyor. Süper Lig'de oynanan kaleler, toplar daha mı farklı? Biz de aynı ölçüde sahalarda ve aynı toplarla oynuyoruz. Lig A'da bir şeyleri başarabiliyorsam neden Süper Lig'de de aynısı olmasın? Bu yorumu yapan arkadaşlara soruyorum; "Beni ne kadar izlediniz de böyle konuşuyorsunuz?" Sonuçta ben Süper Lig'de oynayabilecek yeteneğine sahip olduğumu düşünüyorum.

Bu sezon attığın gol sayısına baktığımızda uzak ara öndesin. Süper Lig'de gol krallığı yarışını önde götüren oyuncuları da neredeyse ikiye katlamışsın.

Her iki ligdeki golleri izliyorum. Bence Lig A'da atılan goller Süper Lig'de atılanlardan çok daha zor. Lig A'da mücadele düzeyi çok yüksek ve pozisyon sayısı daha az. Maç boyunca ancak bir-iki pozisyon buluyorsunuz ve bunları da çok iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Eğer Lig A'da bu kadar az pozisyonda bu kadar çok gol atıyorsam, Süper Lig'de çok daha iyisini yapabilirim. Şunu da çok açık söylüyorum; Süper Lig'deki herhangi bir takım benimle sözleşme imzalasın ve sözleşmeye "15 golden aşağı atarsa parasını iade eder" maddesini koydursun. O sözleşmeyi gözüm kapalı imzalarım. Ama tabii yeterli şans verilmek kaydıyla.

1995'te U17 Milli Takımı'nda oynadığın 3 karşılaşmada 4 gol attın ama seni bu tarihten sonra milli forma altında göremedik. Sence bunun sebebi nedir?

Bu olayı hâlâ çözebilmiş değilim. Adıyamanspor ve Adana Demirspor'da oynadığım dönemde Ümit Milli Takım formasını hak ettiğimi düşünüyorum. Ama olmadı. Kendi takımlarında kadroya giremeyen oyuncular davet edilirken çok iyi sezonlar geçirmeme rağmen ben hiç çağrılmadım. Bunu oynadığım takımların geri planda olmasına bağlıyorum. Ama oynadığım takıma değil, performansıma bakılması gerekirdi. En azından bir maçıma gelip beni izleyebilirlerdi. Ama ne izlemeye geldiler ne de beni değerlendirdiler.

Hedefim kişisel değil, takımla ilgili

Bu sezon 22 haftada attığın 23 golle gol krallığı yarışında zirvede bulunuyorsun. Sezon sonuna kadar belli bir gol hedefin var mı?
Benim hedeflerim genelde takımımla alakalıdır. Sezon sonunda 35 gol atıp da şampiyon olamayacaksak ben 10 gol atayım takımım şampiyon olsun. Geçen sezon 20 gol attım. Eğer şampiyon olmasaydık bu gollerin bir önemi kalmayacaktı. Bu sezon şampiyon olursak, bu beni atacağım 50 golden daha fazla mutlu eder. Bir de ben olaya maç maç bakarım ve sadece önümdeki maça konsantre olurum. Sezon sonu için bir sayı vermenin de rakiplerimize saygısızlık olacağını düşünüyorum.

Türkiye'de kendine örnek aldığın golcüler var mı?

Saymaya kalkarsak forvet bölgesinde oynayan bir çok oyuncunun ismini sıralayabiliriz. Ancak bunların çoğuna golcü diyemeyiz. Bence Türkiye'nin en kaliteli forveti Ümit Karan'dır.

En çok zorladığın kaleci ve defans oyuncuları kimler?

Direkt isim vermeyeyim ama Lig A'da gerçekten çok kaliteli defans oyuncuları ve kaleciler var. Hepsine saygı duyuyor ve takdir ediyorum. Açıkçası bütün defans oyuncularından ve kalecilerden çekinirim.

Unutamadığın maçlar ve gollerin var mı?

Tabii ki birçok maç ve gol var. Ama Adana Demirspor'da oynadığım dönemde A Kategorisi'ne yükselme maçında Karşıkaya'yı benim attığı altın golle yenmiştik. O maçı ve golü asla unutamam. Sakaryaspor'la geçen sezon Ankara'da şampiyon olduğumuz maçı, Erciyespor'la Karagümrük'ü yenip şampiyon olduğumuz maçı da unutamam. Hep hedefe oynayan takımlarda forma giydiğim için çok güzel günler yaşadım. İnşallah bu güzel günlerin sayısı artarak devam eder.

Şimdiye kadar bir çok forvet oyuncusuyla yan yana oynadın. En iyi uyumu hangisiyle sağladığını düşünüyorsun?

Genelde birlikte oynadığım çoğu arkadaşımla iyi uyum sağladığımı düşünüyorum. Ama geçen sezon Sakaryaspor'da birlikte oynadığımız Murat Bölükbaşı'nın attığım gollerde katkısı çok fazlaydı. Bu sezon da Senkerik'le iyi uyum sağladığımızı düşünüyorum.

En güzel günlerim Adıyaman'da geçti

Kısa sayılabilecek bir süre içerisinde Bursa, Adıyaman, Adana, Kayseri, Sakarya ve Malatya gibi farklı bölgelerde oynadın. Bu kadar sık yer değiştirmek bir futbolcuyu nasıl etkiler? Geçiş süreçlerinde uyum sorunu yaşadın mı?
Bu futbolun içinde olan bir şey. İnsanın gittiği yerin kültürüne, yaşantısına ayak uydurması zor olabiliyor. Zaman geliyor, insan sabah kalktığında nerede olduğunu unutabiliyor. Bu durum başıma çok geldi. Ama yapı itibarıyla bulunduğum ortama çabuk ayak uydurabiliyorum. Futbolu da çok sevdiğim için yerin çok fazla önemli olduğunu düşünmüyorum. Size ilginç gelebilir ama benim en güzel günlerim Adıyaman'da geçti.

Çoğu futbolcuda olmayan bir şeye, kendi internet sitene sahipsin.

Tam olarak yayına başlamasa da bir-iki ay içerisinde tamamen hayata geçirmeyi düşündüğüm www.tanerdemirbas.com adlı sitem var. Merak eden, ulaşmak isteyen insanların benimle iletişim kurabilmesi için böyle bir şey yaptım. Bu projemi geliştirerek beni seven insanlarla aramdaki mesafeden kurtulmayı düşünüyorum.

Futbol dışında kalan zamanlarında neler yaparsın?

Pek fazla boş zamanım yok. Genelde her gün antrenman oluyor ve sabah gittiğimiz tesislerden ancak akşam çıkabiliyoruz. Ama boş zaman buldukça eşimle bir yerlerde oturmayı, yemek yemeyi, özellikle de evimde zaman geçirmeyi çok seviyorum.

Nihat ÖZTEN / Tam Saha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız