SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Ben Gözetliyorum, Diyor"

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:27:00
A- A+ PAYLAŞ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın öğrenci yurtlarına ilişkin yaptığı açıklamaları hatırlatarak, "Kız ve erkek öğrenciler zaten aynı yerde kalmıyor ki. Nasıl bir kafa? Hayatı boyunca yurdun önünden geçmeyen bir kişi bu kadar ağır bir eleştiriyi nasıl getiriyor? 'Yurt yokmuş yeteri kadar', sen sorumlu değil misin? Türkiye'yi bir Ortadoğu ülkesi haline getirmeye çalışıyorlar" dedi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Bir liderimiz vardı adı Bülent Ecevit. 7. ölüm yıldönümünde onu andık o bir halk adamı, katıksız bir sosyal demokrattı. Hiçbir zaman ülkesinin çıkarlarından ödün vermedi. 'Afyon ekemezsiniz' denildiği an bu benim ülkemdir kendi topraklarında afyonunu ekecektir' dedi. Dürüsttü."

Ecevit'in hayatının dürüstlük ve güven içinde geçtiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Ecevit'i rahmet ve şükranla andıklarını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen hafta bir nikaha katıldım. Genç bir teğmenin nikahına ama tek anormal şey bu nikahın bir hapishanede yapılmış olmasıydı. Başarılı bir teğmen tutuklanıyor. 18 Eylül 2008'de cep telefonu alınıyor, polise teslim ediliyor. Cep telefonuna bundan habersiz bazı bilgi yükleniyor. Toplam 61 saniyede 139 numara bu teğmenin cep telefonuna yükleniyor. Birilerinin bu bilgileri yüklediği açık. Yüklenen kişilerle ilgili hiç konuşulmamış, iki yıl içeride yatıyor. Hakimler, 'gerek yok tutuklanmasına serbest kalması lazım' diyor. 6 savcı değişiyor, 6 savcı değişiyor bu olayı soruşturmak için. Böyle bir adalet olabilir mi? Demokrasisi gelişmiş bir ülkede bu olay meydana gelse kıyamet kopar."

Hukukçu milletvekillerinden bir ricada bulunan Kılıçdaroğlu, bu dosyanın ve davanın takipçisi olmalarını istedi. Teğmenin duruşmada verdiği ifadenin bir bölümünü toplantıda okuyan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hukuk çevreleri bu adalet nereye gidiyor diye ayakta. Yoksul bir ailenin başarılara imza atmış çocuğu bir teğmen. Nikah şahidi oldum. Duygulanmamak elde değil. Küçücük bir odada nikah memuru önünde nikah şahitliği yaptım. Böyle bir tabloyu Allah kimseye yaşatmasın, isyan etmemek mümkün değil. Bütün eğitiminiz boyunca hep birinci olacaksınız ve sizi alacaklar sizin bilginiz dışında telefonunuza yükleme yapacak ve sizi hapse atacaklar. Bu toplumsal bir acıdır. Acılar sadece teğmenin acısı değildir." 

Hz. Hüseyin'in Kerbela çöllerinde şehit edilmesinin İslam tarihinin unutmadığı derin acılardan biri olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, Muharrem ayında insanların bu acı etrafında kendi manevi dünyalarını zenginleştirdiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, Müslüman dünyanın Muharrem ayında barış içinde kavgasız yaşamasını diledi.

2013 Yılı Dünya Cinsiyet Ayrımcılığı Raporu sonuçları hakkında da bilgi veren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Kadını ikinci sınıf olarak görüyor. Kadınlara söylüyorum. Hakkınıza sahip çıkın, sonuna kadar mücadele edin. Kadın tarlada kocasıyla beraber çalışmıyor mu? Karadeniz'deki kadınlara soralım. Günün 24 saati çalışıyorlar. Sen evde otur çocuk bak', 'aman etliye sütlüye dokunma' kadınlar demeli ki artık geçti bunların zamanı'. Son 10 yılda kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 arttı. Her kadının düşünmesi lazım. Kim bunun sorumlusu. Diktatöre sorarsanız, CHP. Oysa bütün CHP'liler kadına saygı duyuyor. Kadını erkeğin gözüyle görmüyor, bir birey olarak görüyoruz. Haklarıyla beraber onları tanımlamak gerekiyor." 

"KADINLARIN KAÇ ÇOCUK DOĞURACAĞINA BİR ADAM KARAR VERİYOR"

Kadınlara seslenen Kılıçdaroğlu, "Sizin kaç çocuk doğuracağınıza bir adam karar veriyor. Niye sesiniz çıkmıyor, sana ne kardeşim niye demiyorsunuz" dedi. İstanbul'un merdiven altı atölyelerinde binlerce başörtülü kadının çalıştığını anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hiçbirinin sigortası yok. Onlara sahip çıkan biziz. Siz hiç Recep Tayyip Erdoğan'ın ağzından 'bu kayıtdışı çalıştırılmaz' dediğini duydunuz mu. 'Yasaları değiştireceğiz' diyorlar. Erkeği kadını beraber çalışacak dedim. Doğum yaparsa süresi şu kadar olur, hiç işe gitmeden işveren para verecek. Hangi işveren çalıştırır. Amaç sağ gösterip sol vurmak. İşverene zorla diyebilir misiniz. Kadın istihdam edeceksiniz diye. Hayır öyle bir şey yok. Kadınların çalışma yaşamında daha fazla yer almasını istiyorsan, çalışacak kadının primlerin bir kısmını devlet ödeyecek. Getirebilirler mi bunu getiremezler." 

Kılıçdaroğlu, kız ve erkek öğrencilerin aynı yerde kalmadıklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Nasıl bir kafa? Hayatı boyunca yurdun önünden geçmeyen bir kişi bu kadar ağır bir eleştiriyi nasıl getiriyor? Senin derdin karma eğitimi nasıl yok ederim. Eğer bu ülkede yurt yoksa, sorumlusu kim? 'Yurt yokmuş yeteri kadar', sen sorumlu değil misin? Kafalarının gerisinde bir şablon var, Türkiye'yi bir Ortadoğu ülkesi haline getirmeye çalışıyorlar." 

Kılıçdaroğlu, "İstanbul'a gelen bir adam var. Dolmabahçe'ye oturuyor. Görevi ne? Kadıköy'e gelen vapurları dikizlemek. İstanbulluları görürsünüz o vapurlarda. Vapurlar İstanbul'un bir özelliğidir. O vapurlarda martıları da izlersiniz, bunu seyredebilirsiniz ama bir de kötü niyetle seyretmek var. Dolmabahçe'den Kadıköy'den gelenleri görüyorum. Bunlar benim değerlerimle uyuşmuyor. Nedir senin değerin? Böyle bir adamın olduğu ülkede demokrasiden söz edilemez" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 'dikizci' dediği için Erdoğan'ın kendisine dava açtığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:"Dikizci dedim diye dava açmış. Sevsinler senin davanı. Açmazsan namertsin. TDK'nin sözlüğüne baktım, gözetlemek diyor birşeyi. Niyet önemli. Senin niyetin farklı sen kadına birey, insan olarak bakmıyorsun. Senin niyetin farklı. 'Dikizci' dedim samimi söylüyorum haklıyım. Bundan en ufak bir endişe duymuyorum. Sen bu ülkenin insanlarına önyargıyla bakamazsın. Adam ol adam. 60 yaşındasın sen. Naslı bunu yapıyorsun sen? Kadınlara nasıl bakıyorsun sen" 

Başbakan Erdoğan'ın öğrenci yurtlarına ilişkin grup toplantısında yaptığı açıklamaları hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öğrenci yurtlarıyla ilgili damdan düştüm bunu biliyorum' diyor. Bu damdan nasıl düştüğünü anlatmasını isterim. Ne oldu neyi yaşadın? Geçmişinde ağır travmatik sorunları olmayanların böyle bir ifade kullanması mümkün değil. Bu dikizci zihniyet bu ülkeye özgürlük, laiklik getiremez. 'Ben gözetliyorum' diyor bu normal sayılıyor, ben bunu eleştiriyorum bu 'anormal' sayılıyor." 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız