SON DAKİKA
SON DEPREMLER

“Beni Öldüreceklerdi” İddiası...

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:44:30
“Beni Öldüreceklerdi” İddiası...
A- A+ PAYLAŞ

Zirve Yayınevi davasında 6 günden beri gizli tanık olarak ifade vermeyi sürdüren İlker Çınar, “Beni öldürüp, olayı misyonerlerin ve Fethullah Gülen cemaatinin üzerine yıkacaklardı” iddiasında bulundu. 

Zirve Yayınevi davasının 70. duruşması, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Duruşma başında sanık Ruhi Abat, “İlker Çınar’ın ifadelerinin bitmesine kadar duruşmaya katılmak istemiyorum” diyerek izin istedi. Mahkeme bu talebi kabul edince, sanık Abat, salondan ayrıldı.

Zirve Yayınevi duruşmasında, 6 günden beri gizli tanık olarak görüntülü sistem üzerinden, bulunduğu nokta üzerinden ifade vermeyi sürdüren İlker Çınar, “Mehmet Ülger, misyonerlik faaliyetlerini tehdit olarak görmüştür. Misyonerleri takip ederek, masa başında ise sahte belgeler hazırlamıştır. Mehmet Ülger, Mersin’de Malatya ve Trabzon benzeri eylemin olacağına dair istihbarat bilgisi geçmiştir” ifadelerini ileri sürdü.

Mehmet Ülger ve Haydar Yeşil’in Ergenekon Terör Örgütü sanığı Mustafa Koç ile telefon bağlantısı olduğunu da iddia eden Çınar, “Çok uluslu şirketler çalışması içerisinde geçen konular, Mustafa Koç’tan ele geçirilen belgelerle içerik konusunda benzerlik taşıyor” dedi.

Gizli tanık İlker Çınar, “Mehmet Ülger, misyonerleri ekoller yalanı ile masa başında savaştırıyordu. Misyonerlere göre, Türkiye Cumhuriyeti yıkılacaktı, pastadan kim daha fazla pay alırım diye Alman ekolü ile Amerika ekolü karşılıklı savaştırılıyordu. Bunu masa başında hazırlıyorlardı” şeklinde konuştu.

Kendisinin de ölüm listesine alındığını öne süren İlker Çınar, 27 Mart 2008 tarihinde Malatya’da İl Jandarma’da katıldığı bir toplantı ile alakalı konuşarak, “Mehmet Ülger burada bana; ‘yanlış yapan yanar’ demişti. 11 Haziran 2008 tarihinde hakkımda gazetelerde haber çıktı. Ben de 13 Haziran 2008 tarihinde gazetecilere basın açıklaması yaptım. Bu açıklamada; ‘Malatya’nın yolunu dahi bilmem, Malatya’dan hiç geçmedim. Beni Malatya ile ilişkilendirirlerse, yangın çıkarsa, herkes yanar’ dedim. Aslında bu sözlerimle, Mehmet Ülger’e mesaj veriyordum. O demişti ki; ‘yanlış yapan yanar.’ Ben de ‘yangında herkes yanar’ diye cevap verdim” ifadelerini kullandı.

Gizli tanık Çınar, ifadelerinin devamında, “17 Haziran 2008 tarihinde tekrar Malatya’ya geldim. Mehmet Ülger bana; ‘şimdi yapman gereken bir konu daha var’ diyerek hakkımda haber yapan ve cemaate yakın gazete ve dergilerde çalışan gazeteci Adem Yavuz Aslan hakkında adli makamlara vermem için, bir dilekçe örneği yazdırdı. Ben dilekçemde Adem Yavuz Aslan’ın silahlı adamlarının evime geldiğini, misyonerlere karşı çalışma yapmamam konusunda beni tehdit ettiklerini, misyonerler hakkında bir daha yazıp çizmeyeceğimi söylediklerini, bunun da Fethullah Gülen cemaatince istendiğini yazacaktım. Bu notları ajandama yazdım. İşte Adem Aslan Yavuz’u şikayet etmem için Mehmet Ülger’in ajandama yazdırdığı bu dilekçe örneği evime hırsız girmesi sonucunda ajandamdan yırtılarak alındı. Ancak ben bu dilekçeyi hiçbir makama ibraz etmedim. Ancak, ajandamdan yırtılarak alınan bu dilekçe örneği dava dosyasına konulmuştur. Bu dilekçe örneğini bana Mehmet Ülger yazdırmıştı. Bunu ben dava dosyasına koymadım, ajandamdan çalınarak dava dosyasına konulmuş. Bu dilekçeyi bana yazdırmalarının nedeni, beni öldürüp, olayı misyonerlerin ve Fethullah Gülen cemaatinin üzerine atacaklardı. Misyonerlerin Fethullah Gülen cemaati ile birlikte çalıştığını göstereceklerdi. Beni öldürdükten sonra ajandama yazdırdıkları dilekçe örneğini mahkemeye göstereceklerdi. Olayı misyonerlerin ve Fethullah Gülen cemaati üzerine yıkacaklardı. Bana yazdırılan dilekçeyi adli makamlara vermedim, çünkü ölüm fermanım olacaktı” iddialarını ileri sürdü.

İlker Çınar, 15 Ağustos 2008 tarihinde kendisinin Tarsus Emniyeti’ne davet edilerek, burada öldürülecekler listesinin gösterildiğini ve listede kendi isminin de bulunduğunu, aynı şekilde jandarma tarafından da, öldürülecekler listesi konusunda kendisine bilgi verildiğini söyledi.

Mahkeme, duruşmaya ara verdi.

İKİNCİ OTURUM..

70. duruşmanın ikinci bölümünde gizli tanık İlker Çınar, görüntülü sistem üzerinden ifade vermeyi sürdürdü. 

Gizli tanık İlker Çınar, çalıştığını iddia ettiği TUSHAD’daki çalışmalarından dolayı sigorta girişlerinin yapılmadığını ve bununla ilgili olarak İş Mahkemesi’ne dava açtığını ileri sürdü. Çınar, “Hakan Çevikoğlu, Behnan Konutgan'na suikast düzenleneceğini Ankara’da Sinan Aygün’ün yanında iken gelen bir askeri görevlinin söylemesi üzerine öğreniyor. Sonrasında ise Mersin’de iken Abdullah Atılgan’dan duyuyor. Behnan Konutgan, Mersin’e geldiğinde yanına giderek ‘Dikkatli olmasını’ söyledim. Behnan Konutgan, Mersin’e getirdiği yabancı heyeti Aziz Pavlus Kuyusu’nun yanında gezdirirken jandarma görevlileri orada fellik fellik dolanıyordu. Benim varlığım Behnan Konutgan’a yönelik suikastı engelledi. Bendeki görüntüler Haydar Yeşil’e ait harddiskte çıktı. Benim düşüncem; benim evime hırsız girdiğinde bunu aldılar. Ya da basın mensuplarından aldılar. 2001’de tanık korumanın gözetiminde iken de eve hırsız girdi. Evimde meydana gelen hırsızlıkta evraklarımı çaldılar. Çok değerli olan antika eşyalarıma ise dokunmamışlar” dedi.

Kendisinin TUSHAD yapısının farkına vararak şikayette bulunmaya karar vermesinin ardından önce 7 Ekim 2010 tarihinde Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu söyleyen Çınar, “Aynı dilekçeyi Başbakanlık Özel Kalem’e de e-mail ile gönderdim. 18 Ekim 2010 tarihinde aynı dilekçeyi BİMER’e gönderdim. 19 Ekim 2010 tarihinde dilekçeyi Başbakanlık Özel Kalem’e faks ile gönderdim. 24 Aralık 2010 tarihinde gizli tanık Deniz Uygar kod adıyla Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’e ifade verdim. Eğer ben ifade vermeseydim Zirve olayı 5 gencin üzerine kalacaktı, perde arkası görünmeyecekti” iddialarında bulundu. 

Kayınbiraderi Fahri U.’nın da jandarma ekibiyle birlikte çalıştığını iddia eden İlker Çınar, kayınbiraderinden tehdit e-maili aldığını ileri sürdü. İlker Çınar, uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla cep telefonunun dinlemeye alınması ile ilgili olarak da Mehmet Ülger’den şikayetçi olduğunu söyledi.

Mahkeme heyeti, duruşmayı 21 Mayıs’a erteledi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız