SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Beynimiz Yeterli Yakıt ve Oksijen Alıyor mu?

A- A+ PAYLAŞ

Beynimiz vucudun en fazla enerji tüketen organıdır. Vucudumuzdaki mükemmel faliyetlerin beyin tarafından idare edildiğini düşündüğümüzde bunu normal karşılamamız icap eder.

Yediğimiz yiyeceklerle beşlenen hücrelerimizdeki enerji ocakları (mitokondriler) aldığımız oksijenle adeta körüğün ateşi canlandırdığı gibi harekete geçerek yiyecekleri enerjiye dönüştürmekle görevlendirilmiştir.

STRES, OKSİJENİ NASIL ENGELLER?

Endüstrileşme, şehir hayatı ve hava kirliliği stresli hayatla iç içedir. Yapılan çalışmalar Amerika gibi sanayide ileri ülkelerde ve büyük şehirlerde in-sanların akciğerlerini tam kapasite doldurmadık-larını ve doğru nefes alamadıklarını gösteriyor. Bu ülkelerde panik atak gibi hastalıklar da doğal ortamlarda yaşayan kişilere göre daha fazla görü-lüyor. Stres, beden kimyasında meydana gelen değişiklikle damarları sıkar ve kılcal damarlarımızın hücrelerimize oksijen götürmesini engeller, buna bağlı olarak düşünme bozuklukları, vücudumuzda karıncalanmalar, uyuşmalar, ağrılar ortaya çıkar.

NELER OKSİJENİ BLOKE EDER?
Yeme bozuklukları, diyabet, demir eksikliği, tiroid problemleri, damar hastalıkları gibi organik problemler sebebiyle beyine yeterli oksijen ve glikoz gitmemesi de zaman içinde düşünce bozuklukları-na yol açmaktadır.

'AZ OKSİJEN' PSİKOLOJİYİ BOZAR MI?
Psikolojik problemlerin büyük bir kısmı beyne ye-terli oksijen gitmemesinden ve glikozun uygun se-viyede alınmamasından kaynaklanmaktadır. Doğru nefes alma ve dengeli beslenme bu sebeple çok önemlidir. Beyinde bazı bölgelerin düşme, yara-lanma ve doğum esnasında yeterli oksijen alama-ma gibi sebeplerle hasar görmesinin ve geçirilen streslerin beden kimyasına etki etmesinin (travma sonrası stres bozuklukları) öğrenme güçlükleri ve davranış bozukluklarına yol açtığı bilinmektedir.

OKSİJEN YOKSUNLUĞU NEYE YOL AÇAR?
Takıntılı düşüncelerle kendisini ortaya koyan obsessif kompulsif bozukluk diye bilinen psikolojik problem bu tür nedenlerle de ilişkili olan bir düşünce bozukluğudur. Panik atak, konuşma problemleri, konsantrasyon ve motivasyon problemlerinde de stresin etkisiyle doğru solunum yapılmadığı görülmektedir.

STRESLE NASIL BAŞ EDEBİLİRİZ?
Stres doğru yönetilirse bizi harekete geçtirir ve gelişmemizi sağlar. Bununla beraber zararlı etkilerinden korunmak için stresle başa çıkma yollarını bilmemiz gerekir. Bunları şu şekilde özetleyebiliriz: Temiz hava almak ve doğru solunumu bilmek, dengeli beslenmek, yeterli uyku uyumak, kaslarımızı gevşetebilmek, dinlenmek ve spor yapmak. Ayrıca aile ve arkadaş ilişkilerine önem vermek, kişilik geliştirici çalışmalarda bulunmak, sevdiğimiz hobilerle uğraşmak, problemlerimizi soğukkanlılıkla çözmeye çalışmak, olumlu düşünmek.

BEYİN OKSİJENİ NASIL KULLANIR?
Verimli düşünebilme konuşunda yapılan çalışmalar göstermektedir ki beyne uygun şekilde daha fazla oksijen gitmesi, motivasyon, ezberleme, öğrenme, anlama gibi zihinsel faaliyetlerin verimini artırmaktadır. Beynin ihtiyacı olan enerjiyi sağlayan adeta beynin yakıtı durumundaki glikozun uygun şekilde, (ne fazla ne de eksik) alınması da verimi artırmaktadır. Zira beyin glikozu depolayarak, sürekli kan dolaşımı yoluyla kandan sağla-maktadır.

NEFES ALMAYI BİLİYOR MUYUZ?
En sağlıklı nefes alma şekli nefesin burundan alınıp ağızdan verilmesi, sessiz ve ağır olmasıdır. Kendiliğinden alıp verdiğimiz nefesler arasında derin nefesleri de kendiliğinden alıp vermemiz gerekir. Bu düzen bazen bozulur. Bu durumda kişinin günde birkaç defa derin nefes almayı alışkanlık haline getirmesi gerekir. Nefes egsersizi şu şekilde yapılabilir:

Nefes alma egzersizine başlamadan önce sağ elinizi karnınızın, sol elinizi göğsünüzün üstüne koyun ve gözlerinizi kapatın.

Nefes almadan önce ağzınızdan nefes vererek akciğerlerinizi iyice boşaltın. (Nefes verirken ciğerler zorlanmamalı ve nefes itil meden kendiliğinden çıkmalıdır.)

Ciğer kapasitenizi hayali olarak üçe bölün. Ve bir, iki diye içinizden sayarak adeta bir balon şişirir gibi akciğerlerinizin bütününü doldurduğunuzu hayal edin. (Bu yaklaşık 5 saniye süre alır.) Önce ciğerlerinizin alt kısmını, sonra orta kısmını, en sonra da üst kısmını doldurduğunuzu hayal edin. Bu arada karnı nız da şişecektir. Kısa bir süre bekleyin. Bir iki diye sayarak nefesinizi aldığınızın iki katı sürede boşaltın.
İki saniye kadar bekleyin. Simdi aynı şekilde bir derin nefes daha alıp verin. Egzersizi bir kere daha tekrarlayıncaya kadar mutlaka en az dört beş normal nefes alın. Bu şekilde normal nefes almadan derin nefes almaya devam etmek baş dönmesine sebep olabilir.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız