SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bir An Önce Çözmeliyiz"

0
Güncellendi - 2015-12-27 21:55:35
A- A+ PAYLAŞ

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nde, ülke çapında yaşanan kuraklık, don ve dolu olaylarında zarar gören çiftçilerle bir araya gelmek ve onların sorunlarını dinlemek amacıyla başlattığı 'TZOB Doğal Afetleri Değerlendirme Toplantıları'na Malatya'da devam etti. 

Değerlendirme toplantılarına Ordu'dan başlayan TZOB, ikinci toplantısını 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nde Malatya'da gerçekleştirdi.

Malatya Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu'nda düzenlenen değerlendirme toplantısında konuşan Malatya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Yunus Kılınç, "Her yıl başkent Ankara'da Türkiye Ziraat Odaları Birliğimizin ev sahipliğinde, Sayın Başbakanımızın, Bakanlarımızın ve siyasetçilerin katılımıyla şölen havasında kutlanan 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü; 29-30 Mart geceleri yaşanan don afeti sonucu bir yıllık emeklerini bir gecede kaybeden Malatya çiftçilerinin yanında bulunmak ve sıkıntılarını paylaşmak üzere bu toplantının Malatya'da yapılmasına teveccüh gösterdiğiniz için teşekkür ederiz. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü buruk kutlanmış olsa da, günümüz kutlu olsun" şeklinde konuştu.

"DON VE KURAKLIK ÇİFTÇİLERİMİZİ BÜYÜK SIKINTIYA DÜŞÜRDÜ"

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar ise, "Ülkemiz, tarımda içinde bulunduğumuz üretim dönemine iyi başlamadı" dedi.

Çiftçilerin yaşanan don ve kuraklık nedeniyle büyük bir sıkıntıya düştüklerini dile getiren Bayraktar, "Ekim ayından itibaren başta İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerimiz olmak üzere şiddetli bir kuraklık yaşadık. Çiftçimiz, bu kuraklıkla mücadele ederken; Mart ayı sonunda ülkemizin çok büyük bir bölümünde yaşanan don, üreticimiz için büyük sıkıntı yarattı. Ocak, Şubat aylarında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi meyve ağaçlarının erken çiçek açmasına neden oldu. Bu durum, zaten ilkbahar geç donları için bir risk oluşturuyordu. Nitekim başta kayısı, Antep fıstığı, elma, ceviz, fındık olmak üzere meyve ağaçları don olayından çok kötü bir şekilde etkilendi" ifadelerini kullandı.

"AÇLIK, BU ÇAĞDA BİLE DÜNYAMIZIN ÇÖZEMEDİĞİ BİR SORUN"

Tarımın temel hedefinin gıda güvenliğini ve güvencesini sağlamak olduğunu kaydeden Bayraktar, şunları söyledi: "Gelişmekte ve az gelişmiş olan birçok ülkede yaşanan gıda yetersizliği, tarımsal üretimin hayati önemini bir kez daha ortaya koyuyor. İklim değişikliği sorunları yanı sıra, yaşanan küresel mali krizler bazı ülkelerde gıdaya talebin artmasıyla bu tarımın önemini daha da artırıyor. Hal böyleyken tarımın dışsal risklere açık olması, bazı yıllar dünyanın pek çok bölgesinde tarımsal üretimde sürdürülebilirliği tehlikeye sokmaktadır. Özellikle iklim değişikliği sonucunda aşırı doğa hareketlerine maruz tarım sektörünün gelirlerinde istikrarsızlıklar görülmektedir. Açlık, bu çağda bile dünyamızın çözemediği bir sorun. Dünyada 900 milyona yakın açlık çeken insan var. Çok şükür ülkemizde böyle bir sorun yok. Türk çiftçisi 77 milyon insanımızı doyuracak gıdayı üretiyor. Fakat kuraklık, don, dolu gibi tabi afetler yaşanınca tok olmanın değerini daha iyi anlıyoruz. Allah bu ülkenin insanını açlıkla, yoklukla terbiye etmesin. Tek temennimiz budur. Çiftçimiz de bunu şimdiye kadar sağladı. Eğer destek olunursa, bundan sonra da sağlayacağından kimsenin kuşkusu olmasın."

"BU YIL YAŞANAN DON VE KURAKLIK SEKTÖRÜMÜZDE BÜYÜK ZARARA NEDEN OLDU"

Bu yıl yaşanan kuraklık ve donun sektörde büyük zararlara neden olduğunu ifade eden Bayraktar, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında yağışların yetersiz kaldığını belirtti.

Bayraktar, Nisan ayında çiftçilerin beklediği yağışı alamadığını kaydederek, "Mayıs ayı yağışlı başladı. Yine de tahıl rekoltesinin geçen yılki rekolteyi yakalaması, hatta geçmiş yıllar ortalamasını dahi bulması pek de mümkün görülmemektedir" dedi.

Don zararı olan bölgelerde hasar tespit çalışmalarının henüz tamamlanmadığına dikkat çeken Bayraktar, kayısı üreticisinin bu yıl büyük zararda olduğunu dile getirdi.

Malatya, Isparta, Mersin, Kahramanmaraş, Aksaray, Ankara, Kırıkkale, Konya, Nevşehir, Niğde, Yozgat, Kayseri, Elazığ, Erzincan, Iğdır, Afyonkarahisar ve Karabük'te kayısının yüzde 20'den başlayıp, yüzde 90'ları aşan oranda zarar gördüğünü kaydeden Bayraktar, don olayından en fazla zarar gören ilin Malatya olduğunu belirtti.

Bayraktar, içinde bulunulan durumun iç açıcı olmadığını belirterek, "Bu olumsuzlukları bir an önce çözüp, önümüze bakmamız gerekmektedir. Aksi takdirde, üretimin sürekliliği sekteye uğrayacak, sadece ekonomik değil sosyal sorunlarla da baş etmek zorunda kalacağız" diye konuştu.

"YAŞANAN ZARARIN NET OLARAK ORTAYA KONULMASI GEREKMEKTEDİR"

Bayraktar, kuraklık, don ve diğer afetlerden kaynaklanan zararların net olarak ortaya konulması gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi: "Hasar tespit komisyonları bir an önce çalışmalarını tamamlamalıdır. Bunu ardından doğal afetlerden zarar gören üreticilerimize destek olunmalı ve yardım yapılmalıdır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri'ne olan çiftçi borçları yüzde 3 faizle, bir yıl süreli ertelendi. Çiftçilerimizin Sosyal Güvenlik Kurum (SGK) prim borçları da ertelenmelidir. Buda yetmez, bu yıl yeterli geliri elde edemeyecek üreticilerin gelecek yıl üretime devam edebilmeleri için ihtiyaç duydukları finansmanın faizsiz kredi şeklinde sağlanması hususunda kolaylık sağlanmalıdır. Tarımsal ürün sigorta primleri çiftçimize yüksek gelmektedir. Bu noktada prim miktarları düşürülmelidir. Tabi afetlerden zarar gören çiftçilerimize yapılacak yardımlarla ilgili 2090 sayılı kanun yenilenmeli, doğal afetlerde uygulanabilir hale getirilmelidir. Kanundaki tüm tarımsal mal varlığı hükmü yerine, doğal afete uğrayan tarımsal ürünün yüzde 30'unun zarar görmesi esas alınmalıdır. Tabi afetlerden zarar gören çiftçilerimize yapılacak yardımlarla ilgili 2090 sayılı kanun işler hale getirilmelidir. Ayrıca kuraklığın etkisini azaltabilmek için üreticilerin sulama yapabilmesi çok önemlidir. Barajlarda sulamayı sıkıntıya sokmayacak şekilde su toplanmasını sağlamak öncelikli olmalıdır. Bundan dolayı hidroelektrik santrallerden (HES) elektrik üretimi, bu gerçek göz önünde bulundurularak planlanmalıdır. Elektrik borçlarından dolayı icralık olan ve sayaçları kapanan üreticiler sulama yapamamaktadır. Kesik elektrikler acilen açılmalı, icralar durdurulmalı, elektrik borçları faizsiz olarak ertelenmelidir."

"TÜRKİYE GENELİNDE BÜYÜK BİR AFET YAŞANDI"

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır da, toplantının Malatya'da yapılıyor olmasını çok önemsediklerini dile getirdi.

Türkiye genelinde büyük bir afetin yaşandığını kaydeden Çakır, "Yansımasına baktığımız zaman 60 ili kapsadığı söyleniyor ama burada en çok etkilenen birinci il Malatya'dır. Raporlar açıklandığında da bu görülecek. Yüzde 90-95 civarında ürünün afetle karşı karşıya kaldığını net bir şekilde söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu toplantının Malatya'da yapılıyor olması doğru ve isabetli olmuş" şeklinde konuştu.

Çakır, yaşanan sorunlara mutlaka çare bulunacağını belirterek, "Başbakanımız ve Bakanlarımızın bu konuda ilk günden itibaren bilgileri var. Tabi bu konuda çalışma yapılması yönünde talimatları oldu. Kayısıya, 'yaş kayısının 700 bin ton üretiliyor, ihracatı 300-350 milyon dolar' olarak bakılması bizi tamamen yanıltır. Dolayısıyla bunun Malatya ekonomisinin her kademesini ve sektörünü direk ve dolaylı olarak etkileyebilecek bir tablo. Çevre iller dahil olmak üzere Malatya'da çok önemli bir istihdam oluşturuyor. Nakliyesinden ticaretine kadar baktığımızda bunun etkilemiş olduğu rakam bir milyar TL'dir. Bununla ilgili çalışmalar inşallah hayırlı bir netice verir. Tabii ki sadece kayısıda değil, birçok meyve olumsuz etkilendi. Bu doğal afettir, alınacak tedbirlerle bunun üstesinden gelmek lazım" dedi.

Çakır, görevde bulundukları 5 yıllık süreçte bir metrekare tarım alanını imara açmadıklarını da sözlerine ekledi.

"MALATYA BU İŞİ İYİ YAPIYOR"

Malatya Valisi Vasip Şahin ise, Malatya'nın son yaşanan afette bütün coğrafyasıyla etkilendiğini belirterek, "Kayısı, Malatya'nın hem can damarı hem de alternatifsiz bir şekilde yapılan tarım çeşidi. Bu anlamda zarar, toplumun bütün kesimlerini etkiledi. Dolayısıyla Malatya'da bu toplantının düzenlenmesi önemli ve anlamlıdır" ifadesini kullandı.

Şahin, Malatya'nın tarım ağırlıklı bir kent olduğunu dile getirerek, "Malatya, son yıllar sanayide de önemli gelişmeler kaydetmesine rağmen hala taşıyıcı önderlik yapan sektör tarım ve kayısıdır. Malatya bu işi de iyi yapıyor. Bütün gelişmeleri yakından takip edip, özellikle teknik noktada adaptasyon hızını takdir etmek gerekir. Her gelişmeye, her imkana olabildiğince hızlı bir şekilde adapte olan bir çiftçi yapımız var. Bu da bizim için bir başka şans. Ama gelin görün ki, tabi afet çoğu zaman sizin gücünüzün çok üzerinde bir şekilde sizi sarıp, sarmalıyor. Bu seneki don aslında, don değil ama o don mevsiminin öncesindeki mevsimin kendi şartları içerisinde gelişmemesinden kaynaklandı. Dolayısıyla bu noktada öncelikle mütevekkil olmak durumundayız. Ama mütevekkil olmak tek başına yetmiyor. Bundan sonra bu tür afetlerin yaşanması ihtimaline karşı, almamız gereken tedbirlerin ciddi bir şekilde alınması gerektiğini de bize öğretmiş oluyor. Değişik tedbirlere bundan sonra başvurmak gerekiyor. Tabi sadece Malatya'da afet yaşanmadı. Ülkemizin çok değişik yerlerinde, dolu ve başka tabi afetlerden kaynaklanan zararlar yaşandı. Dolayısıyla ülkemizin bu zararı karşılama noktasında da bir karar vermesi gerekiyor. 'Tüm çiftçilerimizi nasıl destekleyebiliriz?' Sadece bir şehir olsaydı bütçeden pay ayrılıp, zarar giderilebilirdi ama tüm Türkiye genelinde olunca bunun maddi külfeti de çok arttı. Yine de hükümetimiz ne yapabiliriz? noktasında çalışmalar yaptı ve tedbirler aldı. Biz şehir olarak ön hasar tespitlerimizi yapmıştık. Kararname yayınlanır yayınlanmaz arkadaşlarımıza talimatı verdik. Arkadaşlarımız hızlı bir şekilde hasar tespit çalışmalarına başladı. Çok kısa zamanda hasar tespit raporları tamamlanarak, Bakanlığımıza ve ilgili mercilere ulaştırılacak" şeklinde konuştu.

ZİRAAT ODALARI İL KOORDİNASYON BAŞKANLARI HAZIRLADIKLARI RAPORLARI SUNDU

Toplantıda daha sonra Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanları, illerindeki zararlar ve istekleri ile ilgili hazırladıkları raporları sundu.

Malatya Ziraat Odası İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Yunus Kılınç, Kahramanmaraş Elbistan Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Bulut, Adana Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, Elazığ Baskil Ziraat Odası Başkanı Faruk Çetin, Hatay Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Abdülheyl Denizli, Gaziantep Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Sıddık Durmaz, Osmaniye Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Hanifi İspir, Adıyaman Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Kemal Şahin ve Kilis Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Abdullah Çelik, illeriyle ilgili hazırladıkları raporları toplantıda okudu.

Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanları'nın konuşmalarının ardından söz alan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mevlüt Gümüş, 28, 29, 30 Mart tarihlerinde meydana gelen don olayından sonra Bakanlık olarak il ve ilçe müdürlüklerinin yerinde hasar tespit çalışmalarına başladığını ifade etti.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarafından gerçekleştirilen toplantılardaki taleplerin kendilerine iletileceğini kaydeden Gümüş, iletilen taleplerin Bakanlık tarafından tek tek ele alınacağını dile getirdi.

TARSİM Genel Müdürü Bülent Bora ise, toplamda 2013 yılına kadar 3,4 milyon poliçe düzenlediklerini kaydederek, "3,4 milyon bağ, bahçe, tarla sigortalandı. Bunun karşılığında 350 bin poliçeye hasar ödemesi gerçekleştirdik. Sigorta yaptıran bağ, bahçe ve tarlanın yüzde 10'u hasarlanmış anlamına geliyor. 3,4 milyon poliçe karşılığında çiftçimizden 924 milyon TL tahsil ettik, bunun karşılığında çiftçilerimize bir milyar 324 milyon TL ödeme yaptık. Ödemeler devam ediyor. Ağırlıklı konumuz kayısı ve kayısı Malatya'nın her şeyi. Kayısı ise aynı dönemde bu dönemi saymazsak, 81 bin 500 poliçe düzenlendi. Bunun karşılığında 35 bin 500 poliçe hasar almış" dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız