SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Bir Ata Uçmayı Öğretebilir misiniz?

A- A+ PAYLAŞ

Suat KOZLUKLU

Bir Ata Uçmayı Öğretebilir misiniz?

Ülkemiz, Cumhuriyet dönemi boyunca geçmediği bir dönemden geçiyor...

Yıllar boyunca elde ettikleri makam ve mevkileri kimi zaman hukuki olmayan yollarla sağlamlaştıran, gerçek iktidarın millette değil kendilerinde olduğuna inanan sistem elitleri bugünlerde çok sıkıntılı. Ezberler bozuluyor. Her şey ortaya seriliyor, bilinmeyen birçok acı gerçek ortaya çıkıyor. Bu süreç, milletçe ruh sağlığına, huzura, barışa, hukuka ve demokrasiye kavuşmamız bakımından hayati önemde. İçimizde ve dışımızda düşmanlar icat etmeden yaşayamayan hastalıklı bir zihniyetin hâkimiyetine son vermek artık kaçınılmaz...

Toplumsal barış ve bütünlüğün, huzur ve güvenin, ortak bir gelecek hayalinin yeniden yaratılabilmesi çok uzaklarda değil. Hiçbir şey için geç kalınmışta değil. Eğer isterseniz hayatı bir ucundan yakalama şansına sahipsiniz. "Sahibiz"…

Yeter ki umutlarımızı yitirmeyelim...

Yeter ki gülümseyin...

Yeter ki, bu gün benim günüm, diyerek kalkalım yatağımızdan...

Yaşanan değişimin olumsuz olduğunu düşünenler de var. Bunları bir başka iktidarı kurmanın yolu olarak görenler de… Ama biz yine de umut ediyoruz. Ülkemiz için güzel şeyler olmasını, çocuklarımıza aydınlık bir Türkiye bırakmayı umut ediyoruz.

Malatya için de umudumuz var. Genel olarak bakıldığında umutlanmak için pek neden olmasa da umutluyuz.

Çok mu şey istiyoruz?

Mesela yağmur yağdığında Malatya’yı sel götürmesin. Sitemizin son yaz yağmurunda attığı başlıkta belirtildiği gibi “Malatya Venedik olmasın!”. Belediye başkanları son 20 senedir yaptıkları gibi “Malatya’nın altyapı sorunu çözüldü” diye gazetelere bülten geçmesin. Önce altyapıyı “gerçekten” halletsinler, bir yağmur yağsın, bakalım; altyapı sorununun çözüldüğüne dair “bülteni” biz kendimiz yazalım.

Ağaçlar kesilmesin. Malatya’yı yeşillendiriyoruz diye, şehrimizin havasına-suyuna uymayan “absürt” ağaçlar dikilmesin.

Malatya’yı yönetecekler-yönetenler şunun bunun adamı oldukları için değil, şunun-bunun önünde daha iyi eğilip, daha hızlı düğme ilikledikleri için değil, liyakat ölçülerine göre işbaşına gelsin. Aklı başında bir ülkede o kurumun kapısının önünden bile geçemeyecek kişiler biraz “nefisli” davranıp köşelerine çekilsinler.

Bu şehri yönetenler, bu şehrin insanları Malatya’nın Malatyaspor diye bir değerinin olduğunu artık fark etsinler. Malatyaspor’un tarihinin en kötü dönemini yaşadığını, ayağa kaldırılmasının çok ama çok zor olduğunu biliyoruz ama Malatya’ya Malatyaspor şart. Adıyla, sanıyla, canıyla, kanıyla, 1966’da kurulmuş, Soykanların, Mıh Osmanların, Celal Birsenlerin, malzemeci Bektaş Koçların Malatyaspor’u şart.

Biliyoruz çok şey istiyoruz; belki de hayalciyiz…

Ama umut işte!

Siz de Bir Ata Uçmayı Öğretebilir misiniz?

Pers Kralı iki adamı ölüme mahkum etmiş. Mahkumlardan biri Kralın atını ne kadar sevdiğini biliyormuş. Krala “atına uçmayı öğretebilirim” demiş. Kral pek inanmak istememiş ama “bunu nasıl yapacaksın?” diye sormaktan kendini alamamış. Mahkum “bana bir yıl süre tanı; gerisini sorma. Ata uçmayı öğretmek benim işim” demiş. Atına sevgiden öte tutkuyla bağlı olan Kral, bir an için dünyada uçan tek ata sahip olduğunu, bu atın sırtında gökyüzünde dolaştığını hayal etmiş. Peki, demiş mahkuma, “önerini kabul ediyorum. Atıma uçmayı öğretirsen kurtuldun”.

Diğer mahkum şaşkın gözlerle arkadaşına bakıp “Atların uçamayacağını biliyorsun. Şimdi bu nereden çıktı? Olsa olsa idamını bir yıl geciktirebilirsin. Ya sonra?”.

Bizimki gülümseyerek şöyle demiş:

“Kendime özgürlük için dört şans verdim. Birincisi, Kral bir yıl içinde ölebilir. İkincisi, ben ölebilirim. Üçüncüsü, at ölebilir. Ve dördüncüsü…Belki ata uçmayı öğretebilirim”

Umutlarınızın hiç tükenmemesi dileğiyle…

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız