SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Bir Kez Daha Kararlılıkla..

A- A+ PAYLAŞ

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 87.Yıldönümü törenlerle kutlandı. 2.Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Hasan Fehmi Canan, Atatürk Anıtı önündeki törende Anıt Şeref Defterini imzalarken yaptığı konuşmada,” Yüce önder Atatürk. En büyük eserimdir diyerek bizlere emanet ettiğin Türkiye Cumhuriyetini her türlü olumsuz koşullar altında korumaya ve kollamaya canımız pahasına devam edeceğiz.” dedi. Hükümet Meydanı’nda gerçekleştirilen törende ise 2.Ordu Komutanlığı’ndan Kurmay Binbaşı Murat Akbulut yaptığı konuşmada, “Durum ve şartlar ne olursa olsun, Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, yüce Türk ulusundan aldığı güç ve destekle; çağdaş, laik, demokratik ve bağımsız Türkiye cumhuriyetinin bekasını sağlama görevini, mevcut hukuk düzeni içinde kalarak, Atatürkçü Düşünce Sisteminin rehberliğinde sürdürecektir.” dedi.

ANIT ÖNÜNDEKİ TÖREN
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 87.Yıldönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı. İlimizdeki ilk tören Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirildi. Buradaki tören anıta çelenk sunulması ve saygı duruşu ile başladı. Ardından 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon komutanı Tümgeneral Hasan Fehmi Canan Anıt Özel Defteri’ni imzaladı. Tümgeneral Canan buradaki konuşmada şunları söyledi:

“Ebedi Başkomutanımız, Yüce Önder Atatürk;

Asil Türk milletinin, tam bağımsızlık ve var olma yolunda tüm olumsuz koşullara rağmen senin önderliğinde kazandığı ve dünya tarihinde eşi benzeri olmayan Büyük Zaferin 87'nci yılını kutlamak üzere yüksek huzurunda bulunuyoruz. Türk Ulusunu yok etmek ve yaşadığı topraklardan koparmak amacıyla Anadolu'yu istila eden emperyalist güçlere karşı başlattığın milli mücadelenin son ve altın halkası olan Büyük Taarruzun zaferle sonuçlanması, yalnızca Anadolu'yu istiladan kurtarmakla kalmamış, 21'inci yüz yılın modern Türkiye'sini oluşturmanın kapısını açmış ve temelini atmıştır.

Bizler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin birer ferdi olarak, gösterdiğin yolda büyük bir heyecanla ilerlemekte ve işaret ettiğin hedeflere ulaşma azmimizi ve gayretimizi her geçen gün daha da arttırmaktayız. En büyük eserimdir diyerek bizlere emanet ettiğin Türkiye Cumhuriyetini her türlü olumsuz koşullar altında korumaya ve kollamaya canımız pahasına devam edeceğiz. Bu mutlu ve onurlu günde; minnet ve şükran duygularımızla aziz hatıran önünde saygıyla eğiliyoruz.”

Anıt önündeki törenin ardından 2.Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Hasan Fehmi Canan, Orduevi’nde tebrikleri kabul etti.

HÜKÜMET MEYDANI’NDAKİ TÖREN
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 87.Yıldönümü kutlama töreni Hükümet Meydanı’nda gerçekleştirildi.

Buradaki törene Vali Mehmet Ulvi Saran, Malatya Milletvekilleri Ömer Faruk Öz, Öznur Çalık, İhsan Koca, Mehmet Şahin ve Fuat Ölmeztoprak, 2.Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Hasan Fehmi Canan, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, 7.Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Yılmaz Özkaya, 2.Ordu Harekat Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Avni Angun, 2.Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Kurmay Albay Necdet Tuna, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Cemil Çelik, Adli ve İdari Yargı mensupları, askeri yetkililer ile kamu kurum ve kuruluşların yetkilileri,CHP İl Başkanı Celal Berktaş, bazı sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri ile vatandaşlar katıldı.

Hükümet Meydanındaki tören Vali, Garnizon Komutanı ve Belediye Başkanının halkın ve törene katılanların bayramını kutlamalarıyla başladı. Ardından 2.Ordu Bando Komutanlığı eşliğinde İstiklal Marşı söylendi.

Daha sonra günün anlamını içeren konuşmayı 2.Ordu Komutanlığı’ndan Kurmay Binbaşı Murat Akbulut yaptı.

“19 Mayıs 1919'da, Atatürk'ün Samsun'a çıkışı ile başlayan bağımsızlık mücadelesi, Türk milletinin varını yoğunu ortaya koyarak, ordusuna verdiği destekle devam etmiş ve Sakarya Meydan Muharebesi ile düşmanın taarruz gücü kırılmıştır.” diyen Kurmay Binbaşı Akbulut, konuşmasında daha sonra şunları söyledi:

“Büyük Taarruzun son safhası olan ve 30 Ağustos 1922 tarihinde zafere ulaşılan başkomutanlık meydan muharebesi ise; milli mücadele tarihimizde, bağımsızlığın kazanılması ve Türkiye'nin Atatürk'ün önderliğinde çağdaşlaşmaya yönelmesinin dönüm noktasıdır.

Türk kurtuluş savaşı, en zor koşullarda, her şeyin bittiği sayılan bir dönemde, aziz Türk milletinin ve onun kahraman ordusunun insan üstü gayreti ile dönemin en güçlü devletlerine ve onlara hizmet edenlere karşı kazanılan onurlu ve eşsiz bir zaferdir.

Bu zafer; Türk yurdunun bağrına dayanan hançerin, milletçe sökülerek, özgürlük ve onurumuzu yok etmek isteyen düşman güçlerinin, dize getirilişinin destanıdır.

30 Ağustos 1922 sabahı, Türk'ün gücü tüm dünyaya bir kez daha kabul ettirilmiş, 'kimsenin önünde baş eğmeyiz' diyenlere baş eğdirilmiştir.

Bu büyük zaferle Türk ulusu, tarih sahnesinde yeniden doğmuş, çağdaş, laik, demokratik ve bağımsız bir devlet olma imkânına kavuşmuştur.

Eşsiz komutan Atatürk ve arkadaşları tarafından, her aşaması eşsiz bir deha ile planlanmış, yönetilmiş ve sonuçlandırılmış olan bu zafer; Türk ulusunun, özgürlük ve bağımsızlık düşüncesini ölümsüzleştiren, Türk ordusunun gücünü, komutan ve askerlerinin yiğitlik ve cesaretini, halkının feragat ve fedakârlığını bir kez daha kanıtlayan büyük bir destan olmuştur.

Tarihimizin en görkemli zaferlerinden birisi olarak kabul edilen 30 Ağustos Zaferi; 'bağımsızlık' hedefine kilitlenmiş bir ulusun, yokluk içinde olmasına rağmen, azim ve kararlılıkla, karşısındaki büyük gücü mağlup ederek askerî açıdan anlamlı bir hedefe ulaşmanın ifadesidir.

Ulusumuz; 20'nci yüzyılın başında uğradığı saldırı karşısında, atasının etrafında birleşerek; özgürlük uğruna, kanının son damlasına kadar mücadele etmeyi vatan ve namus borcu bilmiş; kadın, erkek, yaşlı, genç demeden bütünleşmiş ve bağrından çıkardığı ordusuyla bu eşsiz zafere imza atmıştır.

Türk ulusunun bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir anıtı olan bu zafer, Türk ordusunun yüksek kudret ve kahramanlığının bir göstergesi olmakla kalmamış, ulusal birlik ve beraberliğin ne kadar büyük ve zinde bir güç olduğunu da ortaya koymuştur. Türk ulusunun zayıf bilindiği dönemde kazanılan bu zafer, Türkiye Cumhuriyetinin temel dayanaklarının ne derece sağlam ve sarsılmaz olduğunun en açık ifadesidir.

30 Ağustos Zaferinin etkileri; bölgesel sınırları aşarak, küresel bir nitelik kazanmıştır. Türk kurtuluş savaşının öyküsü, başka ulusların yönetimi altında ezilen milletlerin fertleri arasında da elden ele, dilden dile dolaşarak, bağımsızlık mücadeleleri için bir esin kaynağı olmuştur.

Yokluğun ve teknik imkânsızlıkların kol gezdiği bir dönemde, düşman karşısında dimdik ayakta durma cesaret ve kararlılığını gösteren kahraman Türk ordusunun dokusuyla, bugün, bilgi çağının gerekleri ile donanarak harp yeteneklerini en üst düzeye ulaştırmış Türk Silahlı Kuvvetlerinin dokusu arasında en ufak bir fark yoktur. Bu doku; Türk ulusunun ‘doğuştan taşıdığı kabiliyet ve kudret’ ile şekillenen ve ulu önder Atatürk'ün ilke ve devrimleriyle kurulan Türkiye cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatacak dinamik gücün temeli olmaya devam edecektir.
Durum ve şartlar ne olursa olsun, Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, yüce Türk ulusundan aldığı güç ve destekle; çağdaş, laik, demokratik ve bağımsız Türkiye cumhuriyetinin bekasını sağlama görevini, mevcut hukuk düzeni içinde kalarak, Atatürkçü Düşünce Sisteminin rehberliğinde sürdürecektir.

30 Ağustos Zafer Bayramının, 87'nci yıldönümünü büyük bir onur ve gururla kutladığımız bu mutlu günümüzde; Türk ulusunun bugünkü varlığını ve modern Cumhuriyetimizi, başta ulu önder Atatürk olmak üzere, hayatını feda eden aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimize borçlu olduğumuzu bir kez daha hatırlıyor, milletin bağımsızlığı ve vatanın kurtuluşu uğruna canlarını vererek, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti devletini ve sahip olduğumuz tüm güzellikleri bizlere armağan eden, başta ulu önder Atatürk olmak üzere, aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.”

Yapılan konuşmanın ardından tören geçiş töreni gerçekleştirildi.

HABER-FOTO: Selahattin GÖKATALAY

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız