SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Bir Malatya Değeri: Ters Lale

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Belediyesi Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen 4. Tarım Teknolojileri Fuarı’nda ilk defa sergilenen, başta Malatya olmak üzere sadece Anadolu coğrafyasında yetişen ve Hıristiyan kültüründe kutsiyet atfedilen ters lalenin korunması ve uluslar arası çiçekçilik dünyasında tanıtılması gerektiği bildirildi

 

 Fuarda Malatya’da faaliyet gösteren Berk & Han Tohumculuk tarafından sergilenen ve tanıtılan ters lale diğer adıyla Ağlayan Lale, Türkiye’nin gerçekten korunma altına alınması gereken endemik bitki türlerinden biri olarak gösteriliyor. Dünyada sadece Anadolu coğrafyasında ve doğal ortamda yetişen ters lalenin en sevdiği bitki florası ise Malatya ve Adıyaman bölgesi.

 

Ekimi Tarım Bakanlığı’nın iznine bağlı olan, Histiyan kültüründe kutsiyet atfedilen ve bu nedenle Türkiye’ye gelen kimi turistlerce gizlice yurt dışına çıkarılan Ters Lale’nin Malatya’da yetişme koşullarının olmasının büyük bir şans olduğuna dikkat çeken Berk & Han Tohumculuk Genel Müdürü Muzaffer Karakuş, ters lale sayesinde tarımsal turizm olarak nitelenebilecek yeni bir alanda Malatya’nın dünyaya tanıtılmasının mümkün olduğuna dikkat çekiyor.

 

Ters Lale’nin sadece Anadolu coğrafyasında yetiştiğini bunun da başta Malatya olmak üzere birçok Anadolu kentini şanslı kıldığını vurgulayan Muzaffer Karakuş, ters lalenin doğal ortamda kendiliğinden yetişmesinin dışında yetiştirilmesinin Tarım Bakanlığı’nın özel iznine tabi olduğuna dikkat çekerek, "Tarım Bakanlığı’ndan alınan özel izinle doğal ortamlardan toplanmış olanlardan alınan soğanlar tekrar doğal ortamına terk edilerek yetiştiriliyor.  Burada soğanlar bir yıl sonra yavrulamaya başlıyor. Burada enteresan olan bir şey daha var, kesme çiçek olarak da değer kazanmaya başladı. Biz geçen sene bunlardan İstanbul Kadıköy ve Adana mezata gönderdik. Hatta bazı belediyeler refüj düzenlemelerinde de kullandı. Tabi yüksek fiyatlar olmadı ama yükselen bir talep olduğu kesin. Kesildikten sonra yirmi gün veya bir ay kesme çiçek olarak saklayabiliyorsunuz. Dikimi her yerde serbest değil. Soğanlarının yurt dışına çıkması yasak. Ama illegal yollardan çıkarılıyor diye duyuyoruz zaman zaman. Soğan olarak çıkmasında da şöyle bir kısıtlama var. Bakanlığa müracaatınızı yapıyorsunuz, Bakanlık diyor ki, ne kadar üreteceksin? Diyelim ki 10 bin adet üretiyorsunuz. Bakanlık da size ‘bin adet ihraç edebilirsiniz. Kotalara uyarak ihraç yapmaya çalışıyorsunuz" dedi.

 

Ters Lale’nin Hıristiyan kültüründeki öneminin öyküsünü de anlatan Muzaffer Karakuş, "Özellikle Hıristiyanlarda çok çok özel bir bitki.  Ters lale konusunda Hıristiyiyan kültüründe iki türlü bir inanış var: Bir inanışa göre Hz. İsa çarmıha gerildiği zaman, Hz. Meryem ağlıyor. Hz. Meryem’in gözyaşlarının döküldüğü yerde bu bitki çıkıyor. Bir başka inanışa göre de yine Hz. İsa çarmıha gerildiği zaman oradaki dik bir lale boynunu büküyor. Böyle bir inanış var. Diğer adı, Ağlayan Lale’dir. Gerçekten ağlayan gelindir. Elinizi bitkinin sapına dokundurduğunuz zaman damlalar halinde sıvıları göreceksiniz. Sıvılarında toprakla şeker karışımı bir tat vardır. Bu kadar güzelliğin yanında tek olumsuz bir yanı vardır o da çok kötü kokması" şeklinde konuştu.

 

Anadolu coğrafyasına özgü endemik bitki portföyünün korunmaması yüzünden endemik çeşidin çok azaldığına vurgu yapan Muzaffer Karakuş, Malatya olarak Ters Lale’yi koruma altına almamız gerektiğini belirterek, ‘’Sahlepi, laleyi kaybettik. Şimdi ithal ediyoruz. Ters lale sahlepin kaderini paylaşmamalı, korunmalıdır’’ uyarısında bulundu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız