SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Bir Malatya Gibi..'

A- A+ PAYLAŞ

Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve AK Parti Ordu Milletvekili M. Hilmi Güler, “Ordu'nun tarihini değiştirdik” dedi.

Bugüne kadar sadece yatırımlarla ilgili konuşan M. Hilmi Güler, 8 yıllık siyaset döneminde Ordu ilinde yapılanlarla ilgili ilk kez açık ve net konuştu. Güler, 8 yılda Ordu'da daha önce görülmemiş yatırım hamleleri gerçekleştirdiklerini belirterek, "Böyle bir yatırım hamlesini tarih boyunca ilimiz, ilçelerimiz, köylerimiz görmedi. Ancak popülizm ve gösterişi sevmediğim, eski tip politikacı tarzını benimsemediğim için bunları anlatmakta zorluk çektik" diye konuştu.

M Hilmi Güler, Ünye ilçesinde aylık yayınlanan 'Haber Ordu Gazetesi'ne verdiği özel röportajda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde Ordu'yu diğer iller arasında öne çıkaran, görmezden gelinemeyecek hizmetlere imza attıklarını vurguladı. Özellikle Bakan olduğu dönemde Ordu iline gelecek yatırımlar konusunda büyük hassasiyetler gösterdiğini belirten Güler, açıklamalarında şu görüşlere yer verdi:

"OLMAYACAKLARI 'OLDU' YAPTIK"
"Ordu tüm ilçeleriyle karanlık bir ildi. Şimdi ışıl ışıl. Havası artık kirli olmayacak çünkü doğalgazı Ordu'ya getirdik. Ordu'dan sonra Ünye ve Fatsa'da da doğalgaz kullanılacak. Diğer ilçe ve beldeler için proje önerim var. Dedelerimin hayali olan, Dereyolu yani, Karadeniz-Akdeniz yolu açılan 13 tüneliyle gerçekleşiyor.

Üniversitesi açıldı ve havaalanı, temeli atılacak hale geldi. Bakanlığım döneminde bazı bakanların bölgelerine de güzel hizmetler götürdüğümüz için Ordu'nun zorları kolay, imkansızları mümkün oldu. Söz gelimi Ordu Üniversitesini Tıp Fakültesi ile birlikte Ordu ilini ilk açıklanan dört il arasına sokmak, olmayacak denen bir havaalanının hesaplarını yeniden gözden geçirerek projelerini bıkmadan izah ederek, yeri geldiğinde tartışarak, ikna ederek kabul ettirmekte Bakanlık avantajımın büyük rolü oldu. Stadın büyütülmesi, üstünün kapatılması, ışıklandırılmasında Bakan arkadaşlarım M. Ali Şahin ve Faruk Özak konuyla ilgili ricalarımı kırmadılar. Onlara teşekkür borçluyum."

"ELEKTRİĞE BİR HAVAALANI HARCADIK"
"Ordu'da gökyüzüne baktığınızda elektrik iletim ve dağıtım hatları çevre kirliliği oluşturuyor, sık sık arızalara sebep oluyordu. Biz elektrik tellerini yeraltına aldık ve yeni trafolar için 150 milyon lira harcadık. Sadece bu, yaklaşık bir havaalanı yapımı kadar bir yatırım harcamasıdır. Bu yatırım park ve bahçe yatırımı gibi göze gözükmüyor, hepsi yerin altında ama çok büyük bir yatırım. DSİ, BOTAŞ, MTA yatırımlarından ise bahsetmiyorum. Biz Ordu'yu yatırıma boğduk. Diğer komşu illeri de ayırmadık. Şimdi sıra bizzat direktifini vererek başlattığım Ordu Arboretum'unda. O da gerçekleşiyor. Şehrimiz bir fidanlıktan ülkemizin sayılı cazibe merkezlerinden birine kavuşuyor."

"YAPTIKLARIMIZI SAYAMIYORUM BİLE"
"DSİ bana bağlı iken Ünye, Fatsa, Gölköy başta olmak üzere ilçelerimizin dereleri, dere yatakları ıslah edildi. Her yıl korkulu rüyamız olan sel ve taşkınları ilimizde Allah'a şükürler olsun yaşamıyoruz. Ulubey heyelanında bir afeti nasıl bir yerleşim merkezine dönüştürdüğümüz unutulmamalı. Ordu'nun, Ünye'nin, Korgan'ın, Ulubey'in ve diğer ilçe ve beldelerin içme suları bizzat başlattığım projelerle yürüyor. Bazıları HES olarak elektrik de üretecek. O kadar çok şey yaptık ki, Çevre Yolunu, yolların genişletilerek asfaltlanmasını, KÖYDES projelerinde iller arasında ilk üç'lerde yer almayı daha saymıyorum. Bunların hepsinde emeği geçenlere, bürokrat arkadaşlara ve başta Ordu'muzu çok seven ve bize çok güvenen sayın Başbakan'ımıza bir kere daha teşekkür ediyorum."

"SAMSUN-CEYHAN ÜNYE'DEN BAŞLAYACAK"
"Samsun-Ceyhan petrol boru hattı Ünye'den başlayacak. Bu mega proje sadece Ordu iline değil Orta Karadeniz'e yetecek. Herşey değişecek. Diğer bir proje ise bölgemizin ürünü fındık. Buna köklü çözüm bulmak için çok kapsamlı bir çalışmayı sürdürüyorum. Kısacası tüm çabam daha yaşanılabilir geleceğin Ordu'su ve Türkiye'si için. Allah bizi mahcup edip utandırmasın."

"ORDU YENİ DÖNEMİN YILDIZI OLACAK"
"Farklı bir tanımlama yaparsak Ordu Allah'ın izni ile yeni dönemin yıldız ili olacak. Yakın dönemde gerçekleştirmek istediğim en önemli hedefim bu. Eskiden bir elim Ordu'nun üzerinde diğer elim dev projelerle Türkiye'yi enerji merkezi yapmak için Türkiye ve komşularına yönelikti. Şimdi iki elim ve bütün dikkatim Ordu ili üzerinde. Ordu inşallah doğalgazı, çevre yolu, havaalanı ile müthiş bir il olacak. Yani bir anlamda Bakanlığımız süresince özellikle Ordu'yu diğer iller arasında öne çıkaran, görmezden gelinemeyecek hizmetlere imza attık. Biz istiyoruz ki insanlar bunu kendileri görsünler zira, bunlar zaten ufak tefek, gizli saklı gözle görülmeyecek şeyler değil. Böyle bir yatırım hamlesini tarih boyunca ilimiz, ilçelerimiz, köylerimiz görmedi. Bu işlerin tanıtımını biraz da arkadaşlarımızdan, teşkilatımızdan bekledik. Ama onların da bu beklentimizi yoğun çalışmaları nedeniyle ne yazık ki pek gerçekleştirdikleri söylenemez."

"MAVİ BONCUK DAĞITAN POLİTİKACI DEĞİLİM"
"Yetişme tarzımdan dolayı bunları anlatmak bana sanki ayıpmış gibi geliyor. Siz sormasanız yine de anlatmak içimden gelmiyordu. Kimi zaman tek tük de olsa "Bakan Ordu'ya ne yaptı ki?" diyenleri bana söylüyorlar. Bende üzülüyordum. Geçenlerde tecrübeli bazı arkadaşlarım bana dediler ki, bunu dillendirenlere asıl "Bakanımız Ordu için neyi yapmadı ki?" diye sormak lazım dediler. Doğrudur, kişiliğim gereği gösterişi sevmiyorum. Öyle yetiştim, öyle devam edeceğim. Sadelik ve doğallık benim hayat tarzım. Torpil yapmak, adam kayırmak benim adalet anlayışımla bağdaşmıyor. 'Öbür' tarafta kul hakkıyla uğraşmak istemiyorum. Bir siyasetçi olarak önemli yasalara imza atmak, proje üretmek, işsizliğe çare bulmak yani ekmeği büyütmek, ülkenin ve Ordu'nun sorunlarını çözüp insanımızı mutlu etmek varken; adam tayini ile uğraşmak bana çok anlamlı gelmiyor. Bu konuda başlangıçta çok eleştiri alsam da bu giderek azalıyor. Çünkü beni anladılar. Herkese mavi boncuk dağıtan politikacı tarzı geçmişte kaldı. Ben hemşehrilerimle aracısız görüşüyorum. Onları direkt arayınca çoğu, telefondakinin ben olduğuma inanamıyor. Halbuki biz vekil, onlar asıl. Hep sokakta halkıyla iç içe olan, dükkanına gidip çayı içen, küçükle küçük, büyükle büyük olan, onlardan biri olduğumu gözlerinin içine bakıp ellerini avuçlarında tutan ve en önemlisi sıkıntılarına çözüm sunan, çare olan biri olmayı istemiştim. Allah nasip etti çok şükür bunu oluşturdum. Hemşehrilerimle iç içeyim. Dolayısıyla tarzımı devam ettirmeye kararlıyım."

"POLİTİKA SÖYLEMEK DEĞİL YAPMAK' SANATIDIR"
"Politika 'Doğru olanı söylemek değil yapmak' sanatıdır. Diğer bir ilke ise 'Bazı şeyler söylenmez yapılır'. Bu ilkelere göre seçtiğim üç temel konu şudur: Yeni bir siyasetçi tipi çizmek. Dürüst, alçakgönüllü, samimi projeci, vizyoner bir kişiliği temsil etmek istedim. Konuşmayan, ortalıkta çok görünmeyen ama iş yapan! İkinci temel konu ise, Türkiye'yi bir enerji merkezi haline getirmeyi ve dışa bağımlılıktan kurtarmayı amaçladım. Çünkü Türkiye olarak geçmişte bundan çok çektik. Üçüncü temel konu, çok sevdiğim Ordu iline, şehrime borcumu ödeyip atalarımın ruhunu şad etmeyi hedef seçtim. Allah'ıma şükrediyorum. Bunlar gerçekleşti. Tabii Sayın Başbakan'ıma da hepsi için teşekkür ediyorum. Her şeyi birlikte yaptık."

"CESARETLİ OLMAK İÇİN TEMİZ OLMANIZ GEREKİR"
"Halkımız önce doğru sorularla şikayetçi olduğu sistemi silkelemeli. Eski sorunlara neden olan düşünce seviyesi ile yeni sorunları çözemeyiz. Eski yanlışlarla samimi bir yüzleşmemiz lazım ki; kayıpları kazanılmış derslere dönüştürelim. Sorunların üzerine cesaretle gitmeliyiz. Bunun için temiz olmak, temiz kalmak gerekir. Şimdi bunu başlatıyoruz. Aslında ben Ordu'ya hizmeti bir aşk olarak benimsemiş ve önemsemiş bir geçmişten geliyorum. Ordu'nun İlk Kurucu Belediye Başkanı Süleyman Felek ile aynı sülaledeniz. Yine Atatürk'ün özellikle tercih ettiği Ordu'muzun ilk milletvekillerinden Hasan Fahri Bey babamın amcası oluyor. Soy olarak Ordu'ya çok emeği geçmiş, halada devam eden bir sülaleden geliyorum. Yakında kaybettiğim rahmetli ağabeyim Emre Güler eğitimde, sporda özellikle gençlere güzel hizmetler verdi. Bir anlamda içimdeki Ordu'ya hizmet aşkı ve Ordu sevdası genetik diyebilirim."

"BİRLİK OLURSAK GERİSİ 'GOLEY"
"Ünlü Martin Luther King'in "I have a dream" (Bir rüyam var) diye yaptığı bir konuşma hep zihnimde özel bir yerde durur. Ordu için ilk üç önceliklerim şunlar: Birincisi, üniversitenin temelini atarken de söylediğim gibi; mezunları iş bulan, bölgenin, Türkiye'nin sorunlarına çözüm bulan, halkıyla bütünleşmiş, sosyal beklenti çıtasını yükselten, dünya çapında bilimsel itibarı olan bir Ordu Üniversitesi. Ayrıca yeni kurulacak fakülteler ve bölümler üzerinde eski bir TÜBİTAK'lı yaklaşımıyla çalışıyorum. İkincisi; global ısınmadan etkilenmeyen, çevresi tahrip edilmeyen, havası suyu yeşilliği ve doğal toprağı ile, ilçeleri ve köyleri ile bir yıldız il Ordu oluşturmak. Köyleri ile bütünleşmiş, İstanbul'da ne varsa Ordu'da da, Gölköy'de de, Korgan'da da, Mesudiye'de de aynısı olan entegre bir Ordu. Yeni iş imkanları ile bu topraklar hepimizi doyurur. Bu konuda ilginç projelerimi sizlerle yakında paylaşacağım. Üçüncüsü ise, Ordu'muzun Büyükşehirler de ve dışarıda gurbette çok seçkin bir halkı var. Birazda çile çekmiş, verilenle yetinen, saygılı bir halk. Üstelik ince, zeki ve sanatkar. Bu özel ve güzel insanları aynı Ordu'luluk bilinci ve kıvancı doğrultusunda bir araya getirmek. Ayrımcılık yapmadan, fark gözetmeden. Tıpkı bir Kayseri, bir Malatya, bir Denizli gibi. Ondan sonra gerisi Ordu tabiri ile 'goley'. İşte bu kolay'ı oluşturmak için her şeyin başında sevgi geliyor. İnsanlar arasında sevgiyi hakim kılmak gerekiyor. Ordu'nun tek eksikliği daha öncede defalarca ifade ettiğim gibi sevgi. Her işimize hiç olmazsa bir tutam sevgi katmalıyız."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız