SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bir Orduda 400 Casus Olur mu?"

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:13:55
A- A+ PAYLAŞ

CHP Cezaevi Komisyonu Üyesi Veli Ağababa, “CHP Cezaevi Komisyonu olarak soruyoruz, bir orduda 400 tane casus olur mu? 400 tane casus varsa o ordunun komutanı o koltukta oturur mu?” dedi.

CHP Cezaevi Komisyonu Üyesi milletvekilleri, “Askeri Casusluk” davasında yargılananların yakınları ile birlikte TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısı sırasında para sayma makinesi, üzerinde “pandora”, “para kasası” ve “ayakkabı kutusu” yazılı kutular dikkat çekti. “Askeri Casusluk” davasının kumpas olduğunu belirten ve 13 Ocak’ta İzmir’de yapılacak duruşmaya CHP olarak katılacaklarını belirten CHP’li Veli Ağababa, “Bu çelik kasalar, ayakkabı kutuları bu arkadaşların evlerinden çıkmadı, bu arkadaşların evlerinde bir pandora kutusu çıktı. Bu kutunun içinde Türk filmlerinde olduğu gibi aşk var, ıstırap, var, acı var, mezhepçilik var, bir binbaşının eşine olan sevgisi var, asker çocuğunun cezaevindeki babasını beklerken döktüğü gözyaşı var, hard diskler var, sahte dijital veriler var, kendi personeline sahip çıkmayan bir Genelkurmay var. Askeri Casusluk davasında pandora kutusu açıldı, içinde askere kumpas çıktı. Bu askerler mahkeme hala devam ederken, suçlu oldukları ispat edilmemişken ordudan resmen emekli edildiler, 14 yaşında girdikleri ordudan atıldılar. CHP Cezaevi Komisyonu olarak soruyoruz, bir orduda 400 tane casus olur mu? 400 tane casus varsa o ordunun komutanı o koltukta oturur mu?” diye konuştu.

Yanlış adreste arama yapılarak doğru delil bulunduğunu söyleyen CHP Erzincan Milletvekili Muharrem Işık, “Diyorlar ki ortada bir çete var. Evet biz de katılıyoruz ortada bir çete var. Tüm bu hard diskleri bir elden alan ve o yerlere koyan bir çete var. Asıl bu çetenin bulunması lazım” şeklinde konuştu.

Komisyon üyesi Milletvekili Nurettin Demir, “Bu davada tek bir kanıt vardır, tek bir kanıt ile insanlar arasında ayrımcılık yapılmıştır. Subaylarımız ekstra olarak içeride tutulmaktadır, işkence edilmektedir” ifadelerini kullanırken, Artvin ve Hatay Valilileri ile İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın bu davanın neresinde olduklarını sordu. “Bu davada tutuklu olan 316 subayın büyük bir kısmı maalesef etnik kökenlidir, Alevi’dir. Rus eşli olanlar özellikle seçilmiştir” diyen Demir, Türk ordusuna el birliği ile bir operasyon yapıldığını, davanın yüzyılın dijital kumpası olduğunu ifade etti.

TUTUKLU SUBAYLARIN YAKINLARI

Binbaşı Merdin Kışkan’ın annesi Altın Kışkan, “Benim çocuğumu orduya 13 yaşında teslim ettim. Benim oğlumu Merdin isminden dolayı Süryani olup olmadığını sorguladılar. Benim çocuğum başarılı bir subay. Biz 19 aydır yaşamıyoruz, 2 tane torunum var, gözyaşıyla onları büyütmeye çalışıyorum. Biz adalet istiyoruz. Adalet bekliyoruz” dedi.

Pilot Kurmay Yarbay Oğuz Okuyucu’nun eşi Ufuk Okuyucu ise “Eşime her gün işe giderken ardından bakardım acaba akşam gelecek mi diye. Dualarla uğurlardım işe. Her telefon geldiğinde eşimin uçağı düştü mü diye düşünürdüm. Eşim bu davadaki diğer subaylar gibi ülkesini, vatanını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını her şeyin üzerinde tutan bir subaydır. Eşim ve diğer subaylara casusluk gibi ağır ithamların yapılması kabul edilebilir değildir. Eşlerimiz 19 aydır tek bir gerekçe gösterilmeden tutuklu bulunmaktadır” diye konuştu.

Yüzbaşı Andaç Keskin’in annesi Zerrin Keskin, “Oğlum öğretmen yüzbaşıdır. Öğretmen bir yüzbaşının hiçbir gizli belgeye ulaşması mümkün değildir. Kumpas olduğunu başından beri biliyorlardı ama yine de bize eziyet etmekten geri durmadılar. Vicdanlara seslenmek istiyoruz, bu kumpası kuranları, bizim çocuklarımızı ekmeksiz bırakanları kamu vicdanına, Allah’a havale ediyoruz. Bizim davamızda mezhep ayrılığı var. Biz bu vatana hizmet edemez miyiz, bu vatanı sevemez miyiz? Hakkımızı helal etmiyoruz. Biz çocuklarımızı beden, ruh sağlığı ile geri istiyoruz. Bu kadar eziyet çektikten sonra çocuklarımızın ruh ve beden sağlığını nasıl koruyacağız” şeklinde konuştu.

Kurmay Albay İdris Acartürk’ün eşi Sevda Acartürk, “Suçsuzluğumuzu 19 aydır ispatlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullanırken, Jandarma Albay Engin Çırakoğlu’nun eşi Kezban Çırakoğlu, “Benim eşime bu süre içinde bir şey olursa ben cenazesini almayacağım” dedi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız