SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bir Şans Ortaya Çıktı"

0
Güncellendi - 2019-09-16 06:25:50
A- A+ PAYLAŞ

ALZHEİMER, KANSER, DİYABET, YÜKSEK TANSİYON.. Malatyalı bilim adamı  Prof. Dr. İhsan Kara ve ekibi tarafından geliştirilen Mor Ekmek’in faydaları ile ilgili Malatya’da sunum toplantısı gerçekleştirildi.

İstanbul Üniversitesi Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi’nda Prof.Dr. Kara ve ekibi tarafından, on yıllık araştırmaları sonucu geliştirilen çalışmalar kapsamında Malatya Kongre ve Kültür Merkezi’nde vatandaşlara yönelik Beyin-Beden ve Beslenme konulu bir sunum yapan Prof. Dr. İhsan Kara, kalp damar hastalıklarının oranlarının ciddi derecede yüksek olduğunu ve bu oranın ise dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 25’ini kapsadığını söyledi.

Dünya nüfusunun yüzde 25’inin diyabet riskini taşıdığını aktaran Kara, yetişkinlerde ise hipertansiyon oranının yüzde 25 ile 55 arasında olduğunu belirti. Ancak kimsenin doğru dürüst Hipertansiyon yüksekliğinden haberdar olmadığı dikkatini çeken Kara, “Bu oldukça insanı düşündüren kötü faktör. Yani 40’ımız Hipertansiyonumuzun olduğunun farkında değil. Kalp damar hastalıkları sonrada gelişen bir hastalık değildir. Ne yazık ki anne karnında dünyaya gelmeden önce kalp damar hastalıklarının genetik kurgusu yapılıyor. Mümkün oldukça renkli pigmentleri, polifonelleri yaşamımızda içeceklerimizde yiyeceklerimizde kullanalım. Kullanmanın iki amacı var. Bir var olan rahatsızlıklardan kurtulmak için, bir de gerçekten gelecek nesillerimize daha bebeklik dönemlerinde kardiyovasküler hastalığından kurtarmak için” ifadelerine yer verdi.

Obezite hastalığının toplumda yaygın olduğunu ve Türkiye nüfusunun yüzde 47’sinin fazla kilolu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kara, “Kilolar hanımda daha çok ve erkeklerde hanımlara göre biraz daha az. 2030 yılına geldiğimizde var olan obezite iki katına çıkacak. Vücudumuzun büyük bir kısmı hareketsiz yaşıyor. Obezitenin bir diğer faktörü de yeteri kadar hareketli aktiviteler olmamasıdır. Eğer obez olursak, kalp damar hastalıklarına yakalanma riskimiz 11 kat artıyor. Kimi için bunlar korkutucu, kimisi için değil. Kanser ülkemizde hızla yayılıyor, yayılmaması için hiçbir neden yoktur, bütün koşullar kanseri yayılması için uygun. Beslenmemiz, yaşam biçimimiz gerçekten şu ya da bu kanser türünün yaygınlaşması için uygun. Antioksidanların, polifonellerin kanser genetik olarak ortaya çıkmasını ciddi biçimde baskılıyor. Antosiyanillerin bugün mor erkek dediğimiz farklı kanserleri hastalıkları nasıl tedavi etmeye çalıştığını hem klinik olarak hem de laboratuvarda çalışıyoruz. Çalışmalarımızı henüz yayınlamadık” şeklinde konuştu.

Alzheimer hastalığının ise herkesi bekleyen ancak tedavisi maalesef olmayan rahatsızlık olduğunu da ifade eden Kara, “25 yaşından itibaren temelleri atılıyor ve 35-40 hastalığın hiçbir belirtisi olmadan beyinde ilerliyor. 65 yaşından önce alt teşhis edilme imkanı var ama 65 yaşından itibaren teşhisler konulmaya başlanıyor. 65-75 yaşlarında yüzde 5-10 arasında kişi bu hastalığa yakalanıyor dünya genelinde. 85 yaşın üzerinde de her iki kişiden biri Alzheimer hastası olarak kabul ediliyor. Dünya genelinde 2006 yılında yayınlanan bir çalışma var. Maalesef ülkemiz dünya genelinde Alzheimer hastalığından birinci sırada, yani hızla unutkan oluyoruz, hızla bunuyoruz. Bir şans ortaya çıktı, bu polifonellerin, antioksidanların, boyan maddelerin yiyeceğinizde, içeceğinizde kullanılması gerçekten öyle bir önemi var ki, bunun ilerleyen yıllarda göreceğiz” dedi.

Prof. Dr. Kara’nın konuşmasının ardında söz alan Can Kayacılar ise Mor Ekmek ile ilgili sunumunu gerçekleştirdi.

Mor ekmek tüketerek şeker hastalığı ve etkileriyle mücadele etmenin mümkün olduğunu ifade eden Kayacılar, “Düzenli olarak tüketilmesi netice almada çok önemlidir. Başta kalp ve damar hastalıklarına, yüksek tansiyon, kalp ve damar tıkanıklarına, böbrek yetmezliğine, kol ve bacak uyuşmaları ile morarmalara, diz ve kalça eklem ağrılarına, erken yaşlanma ile başlayan unutkanlık gibi durum ve hastalıklara karşı etkilidir. Bu ürünümüz İstanbul Üniversitesi Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi’nin on yıllık araştırmaları sonucu Prof. Dr. İhsan Kara ve ekibi tarafından geliştirilmiştir” diye konuştu.

Malatya'daki toplantıyı Gerçek Ekmek ve Arzu Ata Ekmek firmaları olarak ortak organize ettiklerini belirten Gerçek Ekmek Gıda firması kurucusu Mete Dirgen de, yapılan çalışmaların önemine dikkat çekti.

PROF.DR. İHSAN KARA KİMDİR?

Prof. Dr. İhsan Kara; 10.09.1942 tarihinde Malatya’da doğdu. 1963 yılında Malatya Lisesi’nden mezun olan Prof. Dr. Kara İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Nöroloji Uzmanı olarak görev yapan Kara, daha sonra DETAE Öğretim Üyesi, DETAE Müdür Yardımcısı ve DETAE Sinirbilim, Anabilim Dalı Başkanlığı, İstanbul Biyoteknoloji ve Laboratuvar Hizmetleri Limited Şirketi, Şirket Ortağı, AR-GE Direktörü, Nanoyaşam, Nanobiyoteknoloji, AR-GE Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Şirket Ortağı ve AR-GE Direktörü olarak birçok önemli görevi üstlendi. Prof. Dr. İhsan Kara’nın Uluslararası birçok alanda da başarılı işlerde imzası bulunuyor.

iha- malatyahaber.com

FOTO: Prof.Dr. İhsan Kara

FOTO: Gıda üreticisi Mete Dirgen

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

8 yorum yapılmış

  • Ertac onal (3 yıl önce)
    Sevgili ihsan hocam, ben /Malatyadan okul arkadsin Kultur TurizmBakanligi emekli gnl md.Ertac Önal. Size nasil ulaşabilirim. Selamlar, sevgiler. 0 532 294 15 45
    0
    0
    Yanıtla
  • Prof. Dr. Halil Ak (3 yıl önce)
    Selam İhsan Hocam, ben Cerrahpaşa beyin ve sinir cerrahisinden Prof. Dr. Halil Ak, beni tanırsın. Tlf. Çaldırdığım telefonla birlikte tlf. Mimarınızıda kaybettim. Kardeşin Aydın’ın okul Arkadaşı benimde arkadaşım kardeşine ulaşamıyormuş. Bu nedenle seni araştırdım mor ekmeğinizi inceledim. Oldukça birçok hastalığa yararlığı olduğunu öğrendim. Çok sevindim. Beni ararsan sevinirim. İst. Maltepe’de ikamet ediyorum. Cep tlf.’num. 05324561592
    0
    0
    Yanıtla
  • Hamdi şahin (4 yıl önce)
    Nasıl temin edebilirim BİLGİLENDİRME: Arzu Ata Ekmek ve Gerçek Ekmek'ten temin edebilirsiniz.
    0
    0
    Yanıtla
  • Hilda Çelik (4 yıl önce)
    İstanbul'da yaşıyorum.Mor ekmeği nerden bulabilirim?
    0
    0
    Yanıtla
  • sertac (4 yıl önce)
    Ya arkadaş sanki bu işin % 20 si sağlık halka hizmet, % 80 ni ticaret .Allah aşkına söylediğiniz ekmeğin fiyatı normal gramajlı ekmek gibi düşünürsen 10 tl yi buluyo. Kim nasıl alacak kin nasıl yiyecek.Doğrudur katılıyorum sağlıklıdır ama yani bu işinde bi gerçek boyutu varki oda fiyatı.Ben şeker hastasıyım benim 3 aylık ortalamam 15 geliyodu .Diyet yaparak yani ekmeği azaltdım sabahları yumurta yeşillik yiyerek 3 aylık değeri 6 ayda 5,2 ye düşürdüm .Millete sporu ,sağlıklı beslenmeyi önerin sizin yaptığınız sağlıklı beslenme değilde PAHALI BESLENME olmuş
    0
    0
    Yanıtla
  • Bayram Soylu (4 yıl önce)sertac isimli kullanıcı yorumuna
    Sertaç bey, Öncelikle yapıcı eleştiriler için teşekkür ederiz. Sizin bakış açınız ekonomik olduğundan,müsaadenizle bu yönüyle cevaplamak isterim. Örneklemeniz normal francala (somun) ekmekle olmuş. Mor ekmeği, diğer firmaların, nasıl oluyorsa, 10 - 15 gün bayatlamayan!. Küflenmeyen!. ANCAK HİÇBİR BİLİMSEL ÇALIŞMAYA DAYANMADAN, şu hastalığa iyi, şu tohumlu, içinde bu da var diyerek çok yüksek fiyatlarla satılan ekmeklerin fiyatı ile karşılaştırdığınızda, bilimsel çalışmalar sonucunda elde edilen, ve netice alınan mor ekmek ve diğer mor ürünlerin aslında ne kadar ucuza satıldığını anlayacaksınız. Takdir edersiniz ki, bunun ticari yönü ve bir Kazancı da olacak, mor ekmek tüketmeye başladığınızda, az mor ekmek yediğiniz için,özel ekmeklerle, karşılaştırınca, bahsettiğiniz gibi olmadığını göreceksiniz, sağlığınıza kavuştukça da, yıllarını bilime, insanların sağlıklı olmasına adayan, İstanbul üniversitesi hocalarına teşekkür edeceksiniz. Sağlıklı kalın. Selam ve saygılarımla.
    0
    0
    Yanıtla
  • Can KAYACILAR (4 yıl önce)
    Merhaba Gökhan Hocam, dilerim ki iyisinizdir. Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Biz sizin bahsettiğiniz hassasiyetleri ön planda tutarak çalışmalarımızı sürdürdük. Düzenli mor ekmek tüketiminde, antosiyaninlerin ekmeğin sindirimini %20 azalttığı için çok tüketimi söz konusu değildir. Yaptığımız çalışmalarda mor ekmek tüketenler zaman içerisinde ekmek tüketimlerini azalttılar. Biz SANKARA Araştırma Merkezi'mizde bulunan Moleküler Saflaştırma Sistemleri sayesinde ısıya dayanıklı antosiyaninleri polimer sistemleri kullanarak saflaştırabiliyoruz. O nedenle gıdada kullanımı da söz konusu oluyor. Biz pişirme öncesi ve sonrası antosiyanin analizleri yaptık. Ortalama %5 pişirme ya da analizler sonucunda kayıp oluyor. 100 gram ekmekte 20 mg antosiyanin, 150 mg polifenol içeriği var. Bu oran oldukça iyi bir oran. EFSA verilerine göre günlük bir insanın hastalıklardan korunması amacıyla günlük 2,5 mg/kg tüketmesi gerekiyor. O nedenle üst limitlere ulaşmak için epey tüketmek gerekiyor. Günlük standart dozlarda antosiyanin alımı sağlık faydası sağlıyor. O nedenle sebze, meyve tüketimiyle istenilen dozlara ulaşmak pek mümkün değil. Fonksiyonel gıda olarak antosiyaninlerin farklı gıdalarla tüketimi çok daha uygun halkın tüketimi için. Ayrıca günde 3 defa standart dozlarda antosiyanin alımını ekmekle sağlamak mümkün. İyi ve keyifli çalışmalar dilerim. Can KAYACILAR SANKARA Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi Genel Direktörü
    0
    0
    Yanıtla
  • Gökhan Durmaz (4 yıl önce)
    Sayın hocamızı bu fikrinden dolayı tebrik etmek istiyorum. Aslında bitkisel gıdalarda bulunan renk maddeleri de dahil birçok bileşenin insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğu yıllardan beri biliniyor. Ancak Türk halkının bu meyve ve sebzeleri tüketme alışkanlıkları maalesef yeterli değil. Dolayısıyla insanımızın en fazla tükettiği gıdalardan biri olan ekmeğe bu maddelerin katılması akıllıca. Ancak şöyle bir risk gördüğümü de söylemek isterim; daha fazla yararlı madde alacağım diye daha fazla mor ekmek yemek, faydadan çok zarar getirir. Çünkü ekmeği fazla tüketmek, özellikle hareketsiz bireylerde obezite ve diyabet gibi bazı rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olan beslenme yanlışlarından biridir. Benim tavsiyem, illa ekmek yiyeceksek, beyaz ekmekler yerine mor ekmek gibi zengin içerikli ekmekleri kararında yiyelim, ancak bitkilerden gelen yararlı maddeleri almak istiyorsak direkt kaynağını tercih edelim. Ayrıca ekmek pişerken çıkılan yüksek sıcaklıklar, bu maddelerin önemli bir kısmının yok olmasına da neden oluyor bunu da hesaba katalım. Prof.Dr.Gökhan Durmaz
    0
    0
    Yanıtla