SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Bırakınız Yıksınlar!

0
Güncellendi - 2015-12-27 22:02:47
Bırakınız Yıksınlar!
A- A+ PAYLAŞ

Mustafa Bahadır ALTAŞ

SM. Mali Müşavir

mba444@mynet.com

Faizci, sömürücü, kapitalist sistemin amentüsü olarak bilenen, orijinali Fransızca olan “laissez faire, laissez passer, le monde va de lui même” liberalizmin sloganı, Türkçeye “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler, dünya kendi kendine döner” şeklinde tercüme edilmektedir. Bu söz libaralızmin savunucusu, Adam Smith tarafından benimsenen ve kapitalist sistemde öne çıkan bir ilkedir.

Kernek’ten sonra şimdi sıra Kernek Camii’ne mi  geldi ?

Malatya’nın sembolleri arasında yer alan, türkülere konu olan ve adı Malatya ile özdeşleşen, halk arasında Kernek Parkı ya da Kernek Göl Gazinosu olarak bilinen Kernek, üç yıl önce bir kepçe darbesi ile tarihe karıştı. O gün orada vurulan kepçe darbesi aslında Malatyalıların gönlündeki duyguya Kernek’in ruhuna vurulan bir darbeydi. Çünkü Kernek Parkı, (Kernek Gölü) Kernek Camii ile bir bütünlük oluşturan bir simgeydi Malatya için. 

AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin’in; İlimize yeni gelen İl Müftüsünü ziyaretinde “Kernek Meydanı’nın olduğu kısımda, ilgili kurumlar ve belediyemiz ile görüştük. Eminim önümüzdeki dönem içerisine Kernek Meydanı’na yakışır çok daha geniş bir şekilde, Kültür Bakanlığı’na ait kütüphanenin ve yan taraftaki müzenin farklı yerlerde hizmet vermeye başladıkları dönemden itibaren oraya bir kimlik kazandırma noktasında İnşallah büyük bir camiyi hayır sahipleri ile beraber, başta büyükşehir belediye başkanımızın da katkıları ile yaparız. Büyükşehir Belediyemiz bu konudaki taleplerimizi geri çevirmediler” sözünde yer alan kimlik kazandırma ifadesini anlamak mümkün değil. Çünkü bu konuda en son söz söylemesi gereken “Yel değirmeni kimliğini” bu şehre layık gören zihniyettir.

(Kimlik bunalımı yaşadıkları anlaşılan iktidara mensup kimi siyasilerimizin, Malatya'nın var olan kimliğini korumak yerine Malatya'nın kimliğini değiştirme arayışına girmelerini anlamak mümkün değil. Kent kimliğini özümsemiş, değerlerini benimsemiş ‘gerçek’ Malatyalı, hiç bir zaman sahip olduğu kent kimliği ile sorunlu olmadı.) 

Sayın vekilin Kernek'e kimlik kazandırmak için yapılmasını düşündüğü cami, aynı bölgede TOKİ’ye terk edilen onlarca dönüm arazi içinde yapılamaz mıydı? Bu neden düşülmedi veya Kernek Projesi ilk proje aşamasında neden komple ele alınmadı da şimdi parça parça yapılmaya çalışılıyor? 

Sayın vekilimiz bu orijinal fikrini neden bugünlere sakladı? Sayın vekilimiz 60 yıla yakın bir tarihi olan Kernek Camii yıkmayı nasıl kabulleniyor? O caminin inşasında konulan her bir tuğlasında emeği ve alın teri olan hayır sahiplerine ahde vefası bu mu? Bizler biliyoruz ve inanıyoruz ki,  “İnsan öldüğü zaman (bütün) amel(ler)i kendisinden kesilir. Ancak üç şey müstesna; sadaka-i cariye, faydalanılan ilim ve kendisine dua eden mümin evlâd." Bunun içindir ki ecdadımız hiç bir zaman yenisini yapmak için eski camiiyi yıkmamıştır.

Malatya’da AVM yapımı için camii yıkıldı

1980’li yıllarda yapılan Çevreyolu ve Sivas Caddesi arasında kalan alan üzerine inşa edilen Malatya Kapalı Sebze ve Meyve Hal binası arazisi (34 dönüm) içinde Hal Camii ile birlikte, AKP’li belediye başkanı Cemal Akın döneminde 2009 yılı Mayıs ayı içinde 52,5 milyon TL’ye Hollandalı bir firmaya satıldı. Bu alanın içindeki camii satış işleminin gerçekleşmesinden hemen sonra inşaat çalışmaları kapsamında yıkıldı. Ulusal basında gündeme gelen ve TBMM’de tartışma konusu yapılan bu camii yıkımı ile ilgili Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Hollandalı bir firmaya satılan hal arazisi içinde yıkılan camiyle ilgili olarak, “Hemen yanında büyük bir cami yapılacak, yeri hazır.” dedi. (Özür’ü kabahatinden büyük. Bu konuda gelen tepkiler üzerine Türkiye’de ve Dünyada bir örneği olmayan bir işe imza attılar. Sivas Caddesi üzerinde var olan tek çocuk parkını yok ederek onun yerine camii yaptılar.)

Taksim’e yapılması düşünülen AVM ile ilgili Gezi Olayları sonrasında, geçtiğimiz yıl Ekim ayında partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Dünyada sizin gözünüz kör. En ileri ülkelere git nasıl yapıldığını gör. Yol için her şey feda edilir çünkü yol medeniyettir. Ama medeni olmayanlar bunu anlamaz. Bizim medeniyetimizde yol engel tanımaz. Önünde cami olsa bile o camiyi yıkarız, gideriz başka yerde inşa ederiz.” demişti.

Yıkılan sadece camii değil; Malatya’nın tarihi yok ediliyor

Malatya’nın tarihinde ve kent kimliğinde kendine özgü yerleri olan camiler sıra ile yıkılıyor.

Abbasefendi Camii’ni Yıktılar

Nuriye Mahallesi Abbasefendi Sokak’ta bulunan, 2000′li yılların başında tarihi eser olarak tescil edilen, ancak 2008′de tescili kaldırılan tek katlı kerpiç yapılı yaklaşık 100 yıllık Abbasefendi Camii, yerine ‘yeni cami yaptırılacağı vaadi’ ile Regaip Kandili gecesi yıkıldı.

•Belediye yetkilileri, “Bizim yetkilerimiz dahilinde değildir. Yıkımı hakkında bilgimiz yok” diyor.

•Malatya Müftülüğü ise şehrin merkezinde 100 yıllık bir caminin yıkılmasından haberdar olmadıklarını söylüyor.

Hanegahi Pervane Camii de yıkılmıştı 

•Malatya’nın Halfettin Mahallesi Akpınar mevkiinde bulunan ve 100 yılı aşkın bir geçmişi bulunan yine tek katlı ve kerpiçten yapılmış Hanegahi Pervane Camii de, geçtiğimiz yıllarda çökme tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle onarılmak yerine yıkılmıştı. (Yerine hayır sever bir vatandaş tarafından yeni cami yapıldı ve camiye bu vatandaşın adı verildi, asırlara dayanan Hanegahı Pervane adı yokedildi)

Malatya'daki her insanın yaşamında, bir anısı olan, kimimizin babamızın ya da dedemizin elimizden tutup ilk bayram namazına götürdüğü, kimimizin ilk teravih veya cuma ya da toplu bir vakit namazını kıldığı, birilerine göre eski ya da mimari özelliği olmadığı söylenen bu camilerin bizim gönlümüzde yeri çok farklıdır. Çünkü bizim için orada bir yaşanmışlık ve ahde vefa vardır. 

Yeni cami yapmak için illaki eski camileri yıkmak mı lazım? Belediye olarak ihtiyaç duyulan bölgelerde buna uygun imar düzenlemesi yapamaz mı? Ayrıca 21. yüz yılda Malatya merkezdeki Söğütlü Caminin 2011 yılında tadilat nedeni ile kapanarak bugüne kadar açılmasında muktedir olamayanların bu konuda söz söylemeye de haklarının olmaması gerekir.

Şehirlerin tarihi ve kültürel  değerlerinin korunması, geçmişin geleceğe taşınması, nesillerin birbiri ile kucaklaşması, var olan sosyo-kültürel değerlerin ve tarihi eserlerin korunması, gelecek nesillere taşınması ile mümkünken, sürekli göç alan Malatya’da sahip olduğumuz değerleri bir bir yok ederek kentlilik bilincini ve kent kimliğini nasıl oluşturacağız? Bu yok oluşları engelleyemez isek göçle gelen kozmopolit yapıya nasıl dur diyeceğiz.?

Peki, ama neden? Geçmişle olan bu kavga neden? 150 yıllık tarihsel bir geçmişi olan, bugünkü Malatya yerleşim merkezinde halkın kentlilik bilinci ve kent kimliği ile oluşturduğu, sahiplendiği değerler neden bir bir yok ediliyor. Bu bilinçsizlik neden?  

Yolsuzluk, rüşvet ve hatta hırsızlığın had safhada olduğu, çalıyor ama iş de yapıyor, hayır da yapıyor mantığı ile gayri ahlaki davranışların meşrulaştırılmaya çalıştırıldığı bugünlerde, hiç kimse din siyaseti ve din ticareti yapmaya kalkmasın. İyi Müslümanlık her şeyden önce İslam'ı iyi bilmek, doğru anlamak, doğru yorumlamak demektir. Bu konuda bizim için en önemlisi Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” sözünü ve Kuranı kerimde var olan “Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerindesin.” (Kalem, 68/4) ayetidir.

Bizim Malatya’yı sahiplenmemiz ve karşı duruşumuz Malatyalılığımızdandır. İtirazımız büyükşehir belediye binasının yanında var olan çadır etkinliklerinden/tiyatrosundan haz alanların yönetme ve temsil etme yetersizliğinden, bu şehrin değerlerinin bir bir yıkılmasına ve yok olmasınadır.

Kentin yerlisi için çok şey ifade eden yapıların ve mekanların bu şekilde tahribata uğramasının önemli nedenlerinden birisi de, şehre sonradan gelmiş, kent kimliğini benimsememiş ve bu değerler kendileri için bir şey ifade etmeyen kişilerin yerel yönetimde ağırlıklı olarak söz sahibi olmalardır.

Peki bunların bu kadar rahat ve sorumsuzca hareket edebilmesini engelleyecek, bir irade, bir güç yok mudur?

Malatya’nın tarihi değerleri, kent kimliği ve hafızası yok edilirken, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Çakır ise “Yıllara sari bir çalışmayla jurassicparkı hayata geçireceğiz” diyor. Çakır, açıklamasında, İnderesi Tabiat Parkı alanında inşa edecekleri Jurassic Parkta, tarih öncesi devirlerden bugüne kadar yaşayan hayvanların maketlerini sergileyeceklerini belirterek, çocukların burada eğlenerek bilgi sahibi olacaklarını söylüyor.

Malatya’mıza kimlik bulma arayışında olan sayın vekilimize ve başkanımıza sormak gerek, Jurassic Park’ın Malatya tarihinde ve kent kimliğindeki yeri nedir?

Bizim için tarih, geçmiş zamanlarda yaşayan insan topluluklarının, her türlü faaliyetlerini (savaşlarını ve barışlarını, inançlarını, kültür ve uygarlıklarını, sosyo-ekonomik yapılarını) neden-sonuç ilişkisi içinde zaman ve yer göstererek, belgelere dayalı, inceleyen bilim dalıdır. Tarih bilimsel olarak genel, özel, siyasi ve uygarlık tarihi şeklinde bilinirken, maalesef “Bazıları için ise tarih, ödenmesi gereken faturanın son ödeme tarihidir.”

Bilgi Notu: Vergi Verme - Hayır Yap, geçtiğimiz yıl 6322 Sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile yaptırılacak ibadethaneler (Camii,kilise, vb.) için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamının vergi matrahından indirilebileceği hükmü konulmuştur. Yapılan bu yasal düzenlemeden sonra bir takım insanların nefsi duygularını tatmin etmenin yanında şan ve şöhret için ibadethane yapmak üzere yerel yönetimlerden değeri milyonlarca TL’yi bulan kamuya ait arsa ve arazileri talep etmeye başladıkları veya bu arazilerin kendileri adına ibadethane yeri olarak tahsis edilmesi için imar planında değişiklik taleplerinde bulundukları bilinmektedir. (Kim bilir belki buraya da bir talipli vardır) 

FOTOĞRAFLAR: Kernek'in arşivinden.. Kernek Camii ve Kernek Parkı

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız