SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bisiklet Birçok Şeyi Değiştirdi"

0
Güncellendi - 2015-12-28 05:16:15
A- A+ PAYLAŞ

Bisiklet Malatya İl Temsilcisi Mustafa Ekici, çocukluğunda ailesinin maddi durumu nedeniyle bir türlü alıp, binemediği bisikletin daha sonra hayatında büyük bir yer kapladığını ifade etti. 

Ekici, bisikletle içli dışlı olmasıyla birlikte artan ilgisi sonrası Bisiklet Malatya İl Temsilcisi olarak görev yapmaya başladı. Bu kapsamda çeşitli etkinlikler düzenleyen ve sosyal sorumluluk projelerine katkı sağlayan Ekici, bisikletin yaygınlaşması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. 

"TAMİRCİDE ÇALIŞMAYA BAŞLADIM"

Bisiklete olan ilgisinin her geçen gün arttığını ve kısa bir süre sonra bisiklet tamircisinin yanında çalışmaya başladığını ifade eden Ekici, "Fakir bir ailenin çocuğuyduk. Bisiklet alamadığımız için de hep içimde bir uhde kalmıştı. Zaman içerisinde kendimi bisiklet sektörünün içerisinde buldum. Bisiklet tamirciliği yapıyordum zaten bisikleti sevdiğim için bisikletten anlıyordum. Tamircilikle başlayarak bisiklete de binmeye devam ettim. Hobi olarak gezilere ise İstanbul’da daha önceden tanıdığım bir arkadaşımın misafiri oldum. O gün akşamında onlar bisikletle geziye çıkıyorlardı. Beni de davet ettiler. Birlikte çıktık. Tabi onların bisikletleri farklı olduğu için bana daha rahat ve daha güzel geldi. Aynı bisikletleri hem Malatya’ya getirip insanlara tanıtmak hem de kendim bitmek için aldım getirdim ve hafta sonları bindim. Ve her hafta sonu bir gün çıkıp yakın ilçelere 5 kilometrelik 10 kilometrelik yerlere çay içmeye gitmeye başladım. Ondan sonra yalnız geziye çıkmak sıkıyordu. Ben internetten bisiklete binen arkadaşlar başka arkadaşları ararken bisiklet forum adında bir sayfadan azda olsa 3-5 kişi ile tanıştık. O sayfadan Türkiye’nin her yeri ile haberleşiyorduk. Daha sonra buradan bir arkadaş buldum. Onunla birlikte gezmeye başladık" dedi. 

"GİTTİĞİMİZ YERLERDE İNSANLAR BİZE YEMEK VE AYRAN İKRAM EDİYOR"

Ekici, İstanbul’da katıldığı bisiklet gezilerinin ardından artık bisikletin hayatında daha fazla yer ettiğini ve bisikletsiz bir yaşam düşünemediğini ifade etti.

Bisikletle geziler düzenlediğini anlatan Ekici, şunları söyledi: "Yoldan geçerken bisiklete binen insanlara “gelin birlikte gezelim” tekliflerinde bulunduk. Benim Mağazama bisiklet almaya gelen insanlara hafta sonları birlikte çıkıp gezmeyi teklif ediyordum. Bir kişi bir kişi devam ettik. Tabi bu arada çok ta zorlandık çünkü Malatya çok yabancıydı buna. İşte kasktı tesisattı bir bisikletli görünmüyordu. Biz böyle başlayınca Malatyalılar ilk önce çok garipsediler. Açıkçası ilk zamanlar çok üzüldüğümüz zamanlarda oldu, çok güldüğümüz zamanlarda oldu. Mesela bir köye gidiyorduk yol tarifi istiyorduk “şuradan gidersek nereye çıkarız” gibi. “Oraya gitmeyin orası çok yüksek bir dağ “ diyorlardı bize. Halbuki oraya kadar gelirkenki aştığımız yollar daha yüksekti, oraya nasıl geldiğimizi hesap etmiyorlardı.. Ama genel olarak özellikle Malatya’mızın insanları çok misafirperver.  Her gittiğimiz yerde bizi olumlu karşıladılar. Bizleri misafir ettiler. Yemeklerini yiyip, çaylarını, ayranlarını içtik."

"BİSİKLET BENDE BİR SEVDA HALİNE GELDİ"

Ekici, bisikletin kendisinde bir sevda haline geldiğini ve hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğunu belirtti.

Bisikleti sevmekle kalmayıp, başka insanlara da bu sevgiyi aşılamaya çalıştığını dile getiren Ekici, "Bisikleti, Türkiye’deki diğer illere hatta ülkelere Malatya’yı tanıtabilirim diye düşünürken bir gün 3 arkadaşımla bisikletlerimizle Nemrut’a gittik. Nemrutta çoğunlukla yabancı turistler vardı. Bisikletle oraya gitmemiz turistlerin çok hoşuna gitti. Birlikte resim çektirmek istediler falan. Bizde bu durumdan yola çıkarak bisikleti yurt dışına da yayabiliriz, Malatya’dan Nemrut’a böyle festival havasında bisikletlerimizle gidebiliriz diye düşündüm" ifadelerini kullandı. 

Ekici, gezi düzenledikleri Nemrut'ta yabancı turistleri görmeleriyle birlikte 'Uluslararası Nemrut Turunu' düzenlemeye karar verdiklerini anlatarak, "Ertesi yıl 11 arkadaşımla birlikte tecrübemiz olsun diye tekrar resmi kurumların izni ile Nemrut’a çıktık. Orada bir gün çadırlarımızla kamp kurduk. Ondan sonraki yıllar uluslar arası yapmaya başladık Malatya Bisiklet Festivali olarak bunu çok önemsiyorum. Çünkü gerçekten Malatya’yı dış ülkelere Çok farklı ve olumlu bir yönde tanıtmaya başladık. Nemrut yol güzergahında çektiğimiz videolar 500 binin üzerinde tıklandı" dedi. 

"GENÇLERİMİZE BİSİKLET SEVGİSİNİ AŞILADIK"

Bisiklet kullanımını yaygınlaştırmak için bazı projeler yaptıklarına ve bunları hayata geçirdiklerine değinen Ekici, özellikle bisiklet sevgisini gençlere aşıladıklarını dile getirdi. 

Ekici, genç bisikletçilerle çeşitli yarışmalara ve gezilere katıldıklarına dikkat çekerek, " Bu sevdayla birlikte gençlerimize yöneldik. Spor olarak sporcu olarak pekiştirmeye başladık. Şuan tüm Türkiye’ deki yarışlara gençlerimizle birlikte katılıyoruz. Derecelerimiz var. Tabi böyle Malatya bisiklet konusunda bir isim yaptı. Gelişimde zaten Türkiye’de çok öndeyiz. Malatya’nın fiziki konumu bisiklet binmeye çok elverişli olduğu için 2 kilometre sonra biz doğada olabiliyoruz. Ama dışarıdaki insanlar 60-70 kilometre araba ile gidiyor ondan sonra bisikletiyle doğaya çıkabiliyor. Biz bunları değerlendirmek istiyoruz. Ve bu aşama içerisinde bu kez il dışındaki festivallere de katılma durumumuz oluştu çünkü il dışı bize gelmeye başlamıştı. Ben bu vesile ile buradan ilk uzun turumu Akdeniz’i bitireyim, Karadeniz’i bitireyim, İç Anadolu’yu bitireyim derken Akdeniz’den başladım. Tabi tedirginliklerim ve endişelerim de vardı böyle bir uzun yolculuğa çıkıyordum sonuçta. Buna rağmen olumsuz hiçbir şey yaşamadım" ifadelerini kullandı. 

"EN BÜYÜK KORKUMUZ KÖPEKLERDİ, O KORKUYU DA YENDİK"

Bisikletçilerin en büyük korkusunun köpekler olduğunu kaydeden Ekici, bisiklet sayesinde bu korkuyu da yendiğini söyledi. Ekici, "Bisikletçinin en büyük korkusu köpeklerdir. Köpeklerle sık sık karşılaşıyorduk ama o problemi de köpeklerden kaçmak yerine durup köpeklerle konuşarak aştık. Yani bizim yolcu olduğumuzu kendine zarar vermeyeceğimizi ciddi ciddi karşılarına geçip konuşuyorduk. Onlarda utanır gibi kafalarını önlerine eğip geri dönüp gidiyorlardı. Onu da bu şekilde aşmış olduk" diye konuştu. 

"GÜRCİSTAN'A KADAR BİSİKLETİMLE GİTTİM"

Ekici, bisikleti hayatının her alanında kullandığını dile getirdi. Bisikletini zamanla bir seyahat aracı olarak kullanmaya başladığını ifade eden Ekici, "Ortalama 30 ili bisikletimle gezdim. Şuanda yüz bin kilometreye yaklaştım. Buda Türkiye’de iyi bir seviye. Türkiye’deki bütün bisiklet duayenleri ile tanışıyoruz. Bütün turcular ile tanışıyoruz. Onlarla istişare halindeyiz. Onlarla turlar yapıyoruz. Ve ilk yurt dışı deneyimimde geçen ay oldu. Batı Karadeniz’den başlayarak Doğu Karadeniz üzerinden Gürcistan’a kadar bisikletimle gittim" dedi. 

"BİSİKLET SAYESİNDE FARKLI KÜLTÜRLERİ TANIMA FIRSATI BULDUM"

Ekici, bisikletle yaptığı geziler sayesinde farklı kültürleri tanıdığını ve bu sayede önyargılarından uzaklaştığını anlattı.

Bisikletle gezi düzenlediği yerlerdeki  insanların kendilerine büyük ilgi ve samimiyet gösterdiklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben insanlarla sohbet etmeyi çok seviyorum. Farklı kültürleri tanımayı çok istiyorum. Hatta çok önyargılı olduğumuz bazı il veya ilçelerin düşündüğümüzün aksine daha samimi ve daha dostane insanlar olduğunu birebir yaşayıp gördüm. Hiçbir çıkar beklentileri olmadan bizi misafir ettiler. Doğal insanla konuştukları için daha samimi ve daha içtenlerdi. Bu şekilde kültürlerini tanıdık, önyargıları kırdık. Ben şuanda tamamen insanların birbirlerine daha sıkı tutunmalarını daha çok sevmelerini bir arada yaşamayı öğrenmelerini önyargılarını kesinlikle kırmalarını istiyorum. Ben bunların farkına vardığım içinde bu mesajı il il adım adım bütün insanlara elimden geldiği kadar ulaştırmak için bisikletimle gücüm yettiğince gezmeye, tura çıkmaya ve insanları daha iyi tanımaya devam edeceğim."

"FOTOĞRAF ALBÜMÜ OLUŞTURDUM"

İnsanlara gezdiği yerleri göstermek ve onlarında buralara gezi düzenlemelerini sağlamak amacıyla bol bol fotoğraf çektiğini ifade eden Ekici, bu sayede bir fotoğraf albümü oluşturduğunu belirtti.

Ekici, "Yani öyle güzel bir ülkemiz var ki. Ben gerçekten Türkiye’nin bu dünyadaki yalancı cennet olduğuna inanıyorum. Toprağını, taşını, ağaçlarını hatta ağacı olmayan dağlarını çok seviyorum. Hepsinin ayrı ayrı bir anlamı ve önem var. O hayranlıkla o manzarayı gördüğüm zaman belki çok fazla kişi görmemiştir çünkü arabaların gidemeyeceği yerlerdi oralar ya yürüyerek ya da bisikletinle gidebilirsin. Oraları hayranlıkla izlerken tabi resimlemek geldi içimizden. Herkesin görmesini sağlayıp oralara gitmesi ve görmesi gerektiğini düşündüm. Resim çekme fikri de böyle başladı" dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız