SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bizi Oyaladıklarını Değerlendiriyorum"

0
Güncellendi - 2017-11-08 03:26:28
A- A+ PAYLAŞ

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin Malatya’daki darbe girişimi davasında aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 6’sı general olmak üzere 27’si tutuklu 76 kişinin yargılandığı davada altıncı duruşma yapıldı. Emniyet Müdürü Ömer Urhal'ın tanık olarak dinlendiği duruşma, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamı kararıyla 10 Kasım'a ertelendi.

FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde 2. Ordu Karargahı ile 7. Ana Jet Üs Komutanlığındaki olaylara ilişkin olarak Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan  davada dönemin 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti'nin de bulunduğu 6 general, 5 Albay, 4 Yarbay, 7 Binbaşı, 2 Yüzbaşı, 8 Üsteğmen, 1 Teğmen olmak üzere 33 subay, 4 astsubay, 2 Uzman Çavuş ile 37 er ve erbaş olmak üzere 76 sanığın yargılandığı dava mahkeme salonuna dönüştürülen Yakınca Spor Salonu’nda görüldü.

-Sanıklar protesto edildi

Duruşmada, Duruşma nedeniyle geniş kapmalı güvenlik önlemleri alındı. Duruşma salonunun önüne gelen vatandaşlar, Türk bayraklarını açarak, cezaevi aracından indirilen sanıklara tepki gösterdiler.

Ellerinde Türk bayraklarıyla salon girişinde toplanan vatandaşlar, çeşitli sloganlar atarak sanıkları proteste etti.

Duruşmaya 8 tutuklu sanık katılırken, diğer 19 tutuklu sanık ise bulundukları cezaevlerinden SEGBİS üzerinden sesli ve görüntülü olarak duruşmaya katıldılar.

-6 general duruşma salonuna gelmiyor…

Malatya darbe girişimi davasında general olarak yargılanan dönemin 2. Ordu eski komutanı Orgeneral Adem Huduti, 2. Ordu eski Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun, 2. Ordu eski İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, 2. Ordu eski Harekat Destek Yarbaşkanı Tuğgeneral Zeki Karataş, 2. Ordu Eski Harekat Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Ersin Yıldırım ve 7. Ana Jet Üssü’nün eski Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık, duruşma salonuna gelmiyor ve bulundukları cezaevlerinden SEGBİS üzerinden katılıyorlar.

-Emniyet Müdürü Urhal tanık olarak dinlendi

Emniyet Müdürü Ömer Urhal, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Yakınca Spor Salonu'nda görülen altıncı duruşmada tanık olarak dinlendi.

Darbe girişimi sırasında saat 21.30 sıralarında dönemin TEM Müdürü Hakan Yıldırımoğlu tarafından arandığını ifade eden Urhal, “15 Temmuz günü mesai bitiminde eve gittim 21.30’da Hakan Yıldırımoğlu tarafından aradım bir takım olumsuzluklar olduğunu ve bunun darbe girişimi olduğunu söyledi. Yaşananları televizyondan da gördük. Bunun üzerine yardımcılarım başta olmak üzere şube müdürleri ve amirleri emniyet müdürlüğü binasında topladık” dedi. 

-Kalabalığı teskin etmek için..

Urhal, “Saat 23.00’da bilinmeyen bir numara beni aradı, ‘Genelkurmaydan aradığını, Ordunun yönetime el koyduğunu karşı gelinmemesini’ söyledi. Kim olduğunu sorup sert bir dille azarladım. Ondan sonra kendisinin de gelen emir ile beni aradığını söyleyerek telefonu kapattı" dedi.

Urhal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyondaki konuşmasının ardından vatandaşların Malatya Valiliği önünde toplandığını belirterek, şunları söyledi:

“1. ve 3. Ordu Komutanlıklarını darbe girişimine karşı olduklarını net bir şekilde ifade edilirken, ilimizle ilgili henüz netlik olmamasına rağmen valiliğin önünde toplanmış olan vatandaşlarımızın duygularını teskin etmek üzere valimiz bir açıklamada bulundu. 2. Ordunun darbe teşebbüsüne karşı olduğunu, emniyet ve jandarmamızın birlikte olduğunu ifade etti.”

-“Vali emir subayını azarlayınca, bağladılar”

Emniyet Müdürü Urhal, Mahkeme Başkanı İzzettin Duman’ın "Vali bey 2. Ordu Komutanı'nı aradı mı?" sorusuna, "Bu konuşma yapılıncaya kadar defaatle 2. Ordu Komutanı'na ulaşmak istemesine rağmen ulaşamadılar, bağlanamadılar. O esnada saat 02.00 civarlarında sayın valim bir kez daha emir subayını azarlayarak 'Neden görüştürmüyorsunuz' dedikten sonra 2. Ordu Komutanıyla görüştü. Orada şu ifade edildi. Orada bir şey var mı dedi sayın valimiz,  'Şu anda bir problem yok. Burada bir iki pürüz var onları aşmaya çalışıyoruz' dedi. O esnada defaatle görüşmeler devam etti, ama komutan o pürüzlerin ne olduğunu bir türlü açıklamadı” yanıtını verdi.

-“Mevzi alın' diye askerlerine emir verdi, silahların mekanizmaları çalıştı”

Darbe girişiminin olduğu gece 03.00’da dönemin valisi Mustafa Toprak ile 2.Ordu Komutanlığı’nın önüne gittiklerini ifade eden Urhal, şunları söyledi:

“2. Ordu Komutanı araçla seyir halindeyken, valimizi aradı. Komutan, bir metin hazırlamış ve Whatsapp üzerinden valimize göndermiş. O arada valimizin koruması bu metni Anadolu Ajansında yayınlatması için o dönemde ajansın sorumlusu olan kişiye gönderdi. Sonra biz 2. Ordu Komutanlığı nizamiyesi önüne geldik. Valimiz, nizamiyedeki kişiye kendisini tanıttı, 'Asilerin komutanı kimse görüşeceğim, burada bir sıkıntı var, komutanımız içeride zorla tutuluyorsa teslim edilmesini' söyledi. Nizamiyedeki yüzbaşı da 'size cevap vermekle yetkili değiliz, bize verilen yetki bu. Siz de bizim güvenliğim almakla mükellefsiniz buraya giriş olmayacak' dedi. Yüzbaşı valimize tahrik edici bir ses tonuyla hitap etti. Bu konuşmanın ardından yüzbaşı 'mevzi alın' diye askerlerine emir verdi, silahların mekanizmaları çalıştı. Biz arkadaşlarımızı sakinleştirerek oradan ayrıldık."

-“2. Ordu Komutanı da biraz daha beklenilmesini söylüyordu.”

Urhal, 2. Ordu Karargah nizamiyesinde yaşanılan olaydan sonra vali başkanlığında oluşturulan kriz masası olarak güvenli bir ortama geçtiklerini anlatarak, şöyle devam etti:

"2. Ordu Komutanıyla sayın valimiz zaman zaman konuşmalar yaptı. Hoparlör açık olduğu için önemli görüşmeleri dinledik. Her defasında sayın valimiz; ‘Bbakın bu konu belirli bir noktaya geliyor, problem mi var?’ diye sorduğunda komutan, ‘Bir takım pürüz ve sıkıntılar var halletmeye çalışıyoruz.' diyerek operasyon başlatılmamasını söyledi. Bu durum 03.30'dan 05.00'a kadar sürekli devam etti. Her yarım saatte bir tekrarlanır bir durum aldı. Sayın valimiz operasyon başlatacağını söyledi, 2. Ordu Komutanı da biraz daha beklenilmesini söylüyordu.”

-“Huduti ve Angun’u Başsavcı gözaltına aldı”

Urhal daha sonra sabah saatlerinde Altay Kışlasından bir ZPT aracının çıktığı bilgisi geldiğini belirterek, "Darbe teşebbüsüne yardım amaçlı geldiğini düşündüğümüz için aracın durdurulması talimatını verdik ancak bu sırada bir ZPT aracının daha çıktığını gördük. Birincisi köprü altında arızalanınca içerisindeki personel ekiplerimizce gözaltına alındı. İkinci ZPT ise cadde ve sokakların arasından araçların üzerinden geçip ciddi tahribat vererek 2. Ordu Komutanlığı nizamiyesine kadar geldi. Ani bir manevrayla nizamiye duvarını yıkarak geçmeye çalıştı ve orada asılı kaldı. ZPT'den görev alan arkadaşlarımıza ateş edildiği ifade edildi."

ZPT aracının çıkmasından sonra dönemin valisi Vali Mustafa Toprak'ın dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huditiye telefonda "Bizi oyalıyorsunuz" diyerek operasyon talimatı verdiğini aktaran Urhal "Bu esnada valimiz ve başsavcımızla bulunduğumuz esnada telefon açıktı. Yurtta sulh konseyinin sözde listesinden haberinin olup olmadığını komutana sorduk. Kendisinde liste olmasına rağmen bize bu isimleri sonuna kadar söylememesi samimiyetsiz geldi" dedi.

Urhal, Huduti'nin bir süre sonra içerdeki kişilerin ikna olduğunu ve teslim olacaklarını Cumhuriyet Başsavcısına ifade ettiğini anlatarak, "Daha sonra içerdekiler teslim alınarak Emniyet Müdürlüğü nezarethanesine götürüldü. 2. Ordu komutanı ve kurmay başkanı karargahta kaldılar. Cumhuriyet Başsavcısı 2. Ordu Komutanı arayarak haklarında gözaltı kararı verildiğin söyledi onlar da zorluk çıkartmayacaklarını ve emre uyacaklarını söylediler. Cumhuriyet Başsavcısı ve ekibi 2. Ordu Komutanı ve kurmay başkanını gözaltına aldı." diye konuştu.

-“Saat 01.00’de karargah çevresinde tüm tedbirlerimiz alınmıştı.”

Mahkeme Başkanı Duman'ın "bu süre zarfında sizi oyaladıklarını düşündünüz mü?" sorusuna, Urhal, "Her bir yarım saatte aranmasına rağmen 'biz hallediyoruz, sorun yok' denildi. ZPT'ler de geldikten sonra bizi oyalama taktiği olduğunu net bir şekilde anladık. Süreyi uzatmaya, zaman kazanmaya çalıştıklarını değerlendirmekteyim. Başta tavır konulmadı ve süreç uzatıldı. Ellerinde liste olmasına rağmen o liste yokmuşçasına Cumhuriyet Başsavcımıza sormasından dolayı bizi oyaladıklarını net bir şekilde değerlendiriyorum."yanıtını verdi.

Yaşanan gelişmeler üzerine bütün personelli kalkışmaya destek gelebilecek yerlerin önlerine tedbir amaçlı gönderdiğini anlatan Urhal, “Saat 01.00’de karargah çevresinde tüm tedbirlerimiz alınmıştı.” derken, silahlı çatışmanın saat 03.00’den itibaren başladığını kaydetti. Urhal, can kaybı olmaması için temkinli ve tedbirli hareket edildiğini ifade etti.

- 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın iddianamesinde, dönemin 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti "bir numaralı şüpheli" olarak yer alıyor.

İddianamede, sanıkların, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek", "cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'yi görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme" suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve "FETÖ üyesi olmak" suçundan da 15'er yıl hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Mahkeme heyeti, 7. Ana Jet Üssü’nde yargılanan sanıklar tarafından talep edilen tanıkların dinlenilmesinin ardından duruşmayı 10 Kasım 2017 Cuma günü erteledi.

Burhan KARADUMAN, Ferdi DURDU- Yeni Malatya Gazetesi, malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız