SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Bizi Sevindiriyor'

A- A+ PAYLAŞ

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün 'RTE' markasıyla ilgili farklı alanlarda üç başvuru yapıldığını belirterek, "Birisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına vekilinin yaptığı başvuru. Farklı alanlarda; kırtasiye, basın yayın, reklamcılık, iş yönetimi, radyo televizyon, haberleşme, eğitim öğretim hizmetlerini içeren alanlarda yapılıyor. Marka tescili uygun görüldü. Yakında ilan edilecek" dedi.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 2010 yılının ilk 9 aylık fikri ve sinai mülkiyet verilerini açıkladı. Ergün, son yıllarda ekonomik istikrarın sağlandığını ve büyüme dönemine girildiğini belirterek, kapasite kullanım oranı ve sanayi üretim endekslerine bakıldığında yılın üçüncü çeyreğinde de beklentileri aşarak, önemli bir büyüme oranı yakalayacaklarının görüldüğünü söyledi. 2010 yılının tamamı için ise yüzde 7'den fazla bir büyüme görüleceğini belirten Bakan Ergün, bu rakamın neredeyse kesinleştiğini ve IMF'nin son raporunda Türkiye'nin bu yılki büyüme tahmininin yüzde 7.8 gibi önemli bir rakama revize edildiğini kaydetti. Türkiye'nin 2002 yılından beri özel sektöre dayalı bir süreç yaşadığını ve bu yönüyle ekonominin sürdürülebilir bir yapı olduğunu ifade eden Ergün, özellikle kamu harcamalarını şişirerek sağlanan büyümelerin enflasyon ve faiz oranları ile bütçe açıklarında patlamalara neden olabileceğini söyledi. Özel sektörün her geçen gün daha dinamik ve rekabetçi bir yapıya
kavuştuğunu vurgulayan Bakan Ergün, üretmek kadar kaliteli ve nitelikli üretmek, yüksek katma değer oluşturmak, yenilik yapmak gibi kavramların büyük önem kazandığını kaydetti.

Küresel ekonomik rekabetin en etkili araçlarından birinin hiç şüphesiz sınai mülkiyet hakları olduğunu vurgulayan Ergün, "Ülkemizde ekonomik kalkınmaya paralel olarak sınai mülkiyet hakları da büyük önem kazanmış, sanayimizin ve ekonominin vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. Sınai mülkiyet hakları, ürün ile üreten arasında ünsiyet kurmanın anahtarı haline gelmiştir. Sınai mülkiyet hakları, sizi diğer üreticilerden ve ürününüzü diğer ürünlerden ayıran, üretimi size ait kılan bir yapı taşıyor.

Nasıl kişinin imzası veya parmak izi kendine mahsus ise, sınai mülkiyet hakları da böyle bir hususilik arz ediyor" şeklinde konuştu.

Bakanlık olarak Türkiye'nin ekonomik ve teknolojik kalkınmasında sınai mülkiyet haklarına çok büyük önem atfettiklerini dile getiren Bakan Ergün, bu konuda çok yönlü çalışmalar gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Ergün, ülkenin son yıllarda hemen her alanda olduğu gibi sınai mülkiyet alanında da çok önemli atılımlar gerçekleştirdiğini ifade ederek, 2008 yılında cumhuriyet tarihimizde ilk defa Türk Patent Enstitüsü'ne 10 binin üzerinde buluş için patent ve faydalı model başvurusu yapıldığını söyledi.

2009 yılında da patent başvurusu sayılarının 10 binin üzerine çıktığını belirten Ergün, bu artış oranlarının devam etmesi durumunda 2010 yılı sonunda patent ve faydalı model başvuru sayısının 11 binin üzerinde gerçekleşmesini beklediklerini kaydetti. Ergün, son birkaç yıldır marka ve endüstriyel tasarım başvurularında Türkiye'nin Avrupa'nın en çok başvuru yapılan ilk üç ülkesi arasına girdiğini ve 2010 yılının ilk dokuz ayına ilişkin verilere bakıldığında sınai mülkiyet başvuruları açısından yine oldukça
olumlu gelişmeler yaşandığını gördüklerini belirtti. 2010 yılının ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre patent ve faydalı model başvuru sayısının yüzde 9 artışla 8 bin 66'ya, marka başvuru sayısının yüzde 19.6 artışla 61 bin 223'e, endüstriyel tasarım sayısının ise yüzde 14 artışla 22 bin 542'ye yükseldiğini söyleyen Bakan Ergün, sınai mülkiyet başvurularının toplamda yüzde 17.1 oranında artış gösterdiğini ifade etti.

Ergün, Türk Patent Enstitüsü'ne gerek yerli, gerek yabancı şahıslar ya da işletmeler sınai mülkiyet başvurusunda bulunabilirken, geçmiş yıllarda özellikle patent başvurularında yabancı ağırlığı oldukça fazla iken, son yıllarda yerli başvuru sayısının ağırlığının arttığını gözlemlediklerini belirtti. Yerli patent ve faydalı model başvurularının geçen yılın ilk dokuz ayına göre yüzde 19.2 oranında arttığını, patent ve faydalı model başvuruları içinde yerli başvuruların oranının ise yüzde 54.97'ye
yükseldiğinin altını çizen Bakan Ergün, patent alan başvurular incelediğinde gerçekten de son derece ilgi çekici ürünlerle karşılaşabildiğini ifade etti. Son dönemde parmak izinden yüz, yüzden parmak izi tanıyan biometrik bir sistem, patinaj önleme düzenekleri için bir merkezi sıkma sistemi ve buna sahip bir patinaj önleme düzeneği için patent alındığını belirten Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, patinaj önleme sisteminin ülkemizin lokomotif sektörlerinden biri olan otomotiv sektörü açısından son derece kıymetli olabileceğini dile getirdi.

Ergün, yerli marka başvurularının dokuz aylık dönemde geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 23.1 oranında arttığını, marka başvuruları içinde yerli başvuruların oranının ise yüzde 85.9'a yükseldiğini söyledi.

Marka başvurularında bu artış hızının sürmesi durumunda bu yıl başvuru sayısının 85 bini bulmasını beklediklerini ifade eden Ergün, ülke ekonomisi için çok önemli olan endüstriyel tasarım başvurularında da aynı olumlu gelişmelerin görüldüğünü belirtti. Ergün, bu yılın ilk dokuz ayında yerli tasarım sayısının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13.9 oranında artışla 21.791'e arttığını vurgulayarak, yapılan tasarım başvurularının çok büyük bir kısmının yerli başvuru sahipleri tarafından yapıldığını söyledi. Tasarım başvurularının yüzde 96.7'sinin yerli başvuru sahipleri tarafından yapıldığını belirten Bakan Ergün, bu yıl tasarım sayısının da 30 bini aşmasını beklediklerini ifade etti.

Endüstriyele tasarım başvurularında İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi şehirlerin başı çektiklerini kaydeden Ergün, Anadolu'nun diğer birçok şehrinde de sınai mülkiyet hakları konusundaki bilinç ve ilginin arttığına tanık olunduğunu söyledi. Ergün, bakanlık olarak coğrafi işaretlere önem verdiklerini vurgulayarak, "Coğrafi işaretler, diğer sınai mülkiyet haklarından önemli ölçüde ayrılmaktadır. Antep baklavası, Malatya kayısısı, Adana kebabı gibi yerel ve yöresel değerlerimizin korunmasını sağlayan coğrafi işaret başvuru ve tescil sayılarının da sürekli artıyor olması bizleri sevindirmektedir. Diğer sınai mülkiyet hakları, tescil sahibine bir tekel hakkı sağlarken, coğrafi işaretlerde tescil, belirli bir coğrafyada nitelikleriyle ün yapmış ürünleri 'gerçek üreticileri' adına tescil etmektedir. Bu yıl Bartın işi tel kırma, Boyabat çemberi, Oltu cağ kebabı, Edirne tava ciğeri, Terme pidesi, İskilip dolması, İskilip turşusu, Akçaabat köftesi, Hellim peyniri, Denizli leblebisi, Taşköprü sarımsağı, rakı ve İznik çinisi gibi 13 coğrafi işaret başvurusu tescil edilmiştir. Şu an 137 tescilli coğrafi işaretimiz bulunmaktadır, 128 başvuruyla ilgili işlemler de devam etmektedir" diye konuştu.

Türk Patent Enstitüsü'nün 2008 yılında online başvuru sistemini hayata geçirdiğini hatırlatan Ergün, patent, faydalı model, marka ve endüstriyel tasarım başvurularının enstitüye herhangi bir evrak göndermeden yapılabileceğini ve başvuru sahiplerine büyük kolaylık sağlayan bu sisteme olan talebin her geçen gün arttığını söyledi. 2010 yılının ilk 9 ayında yapılan online başvuru sayısının yüzde 51.85'lik artışla 41 bin 498'e yükseldiğini ifade eden Bakan Ergün, uygulamanın yürürlüğe girdiği 2008 yılında tüm
başvuruların yüzde 31'i online olarak yapılırken, bu oranın 2010 yılının ilk dokuz ayında yüzde 56'ya çıktığını kaydetti. Türk Patent Enstitüsü'ne yapılan patent, marka veya endüstriyel tasarım başvurularının belirli yasal sürelerin sonunda yayınlanarak kamuoyunun bilgisine sunulduğunu belirten Ergün, bu başvurularla ilgili her türlü bilgiye enstitünün internet sitesi aracılığıyla ücretsiz ulaşmanın mümkün olduğunu söyledi. Böylece başvuru sahiplerinin hem kendi başvurularının takibini online olarak yapabildiğini hem de yayınlanmış tüm başvurular üzerinden online araştırma yapılabildiğini ifade eden Ergün, 2010 yılı ilk dokuz ayında online araştırma sayısının bir önceki döneme göre yüzde 43 oranında artarak 20 milyona yaklaştığını belirtti.

Ergün, araştırma ve inceleme çalışmalarının patent sürecinin en önemli iki aşamasını oluşturduğunu hatırlatarak, 2005 yılına kadar enstitüye yapılan başvuruların araştırma ve inceleme raporlarının hazırlanması için anlaşmalı yabancı patent ofislerine gönderildiğini söyledi. 2008 yılından bu yana belirli sınıflar için bu araştırma ve inceleme raporlarını ülkemizde düzenleyebildiklerini ifade eden Ergün, bu yılın ilk 9 ayında enstitü bünyesinde düzenlenen araştırma ve inceleme raporu sayısının da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45 oranında arttığının altını çizdi.

Bir basın mensubunun sorusu üzerine Ergün, patent ve markanın kendi dilinin olduğunu, markanın dile uygun olması durumunda bunun hangi dilde olduğu konusunun Türk Patent Enstitüsü açısından bir sorun olmadığını belirtti.

Ergün, başvurunun marka diline uygunluğuna baktıklarını belirterek, "Kürtçe marka tescilleri de yapılmıştır. Herhangi bir dile uymayan, herhangi bir dilde olmayan bir marka da tescil edilmiştir. Önemli olan markanın dilidir" dedi.

Bazı genel isimlerin firma ismi haline getirilmesine izin vermediklerini söyleyen Bakan Ergün, Türk, Kürt gibi isimlere izin verilmediğini kaydetti. Türkçe, Kürtçe, hiçbir dile ait olmayan marka isimlerinin tescilinin yapıldığını belirten Bakan Ergün, "Kürtçe marka isimlerinde Kürt Star, Tevnepir, Mirov (Örümcek Adam), Keçka Kurda (Kürt Kızı), Keçka Şirin (Şirin Kız), Masin (otomobil), Cengaver (Savaşçı), Ciwana Şerwan (Genç Savaşçı), Roj, Rojin gibi marka isimleri başvuruları yapılmış. Bu isimler tescil edilmiştir. Münhasıran Kürt, Laz gibi isimler tescil edilmemiştir" şeklinde konuştu.

Başbakan'ın isminin baş harflerinden oluşan marka ile ilgili soru üzerine Ergün, "Farklı alanlarda üç başvuru var. Birisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adına vekilinin yaptığı başvuru. Farklı alanlarda; kırtasiye, basın yayın, reklamcılık, iş yönetimi, radyo televizyon, haberleşme, eğitim öğretim hizmetlerini içeren alanlarda yapılıyor. Marka tescili uygun görüldü. Yakında ilan edilecek" dedi.

Başka 'RTE' ismi için başvurularınıolduğunu belirten Bakan Ergün, başvurunun giyim eşyaları ile ilgili olduğunu
söyledi. İki 'RTE' isminin tescili için başvurulduğunu açıklayan Ergün, başvuru bedeli ödenmediği için tescille sonuçlandırılamadığını söyledi.

Organize Sanayi Bölgeleri'nde arazi tahsisi denetimi ile ilgili sorular üzerine de Ergün, bunların yatırımcıya önemli fırsatlar sunan bölgeler olduğunu ve amacın hızlı yatırım yapılabilmesi olduğunu belirtti. Bazı firmaların araziyi aldığını ancak süresi içinde yatırım yapılmadığını ifade eden Ergün, "Devri yapılmıyor. Mülkiyet devri daha sonra gerçekleştiriliyor. Mülkiyet devri gerçekleştirilmemiş, yatırım yapılmak üzere tahsis edilmiş, süresi içinde başkası arazi arıyor, bulamıyor. Bu durumda arazinin daha önce tahsis ettiği kişiden geri alınması gerekiyor. Yatırım yapılmamış ve hatta süresi içinde yatırım yapılmadığı gibi bloke edilmiş arsalar var. 'Yatırımcısı buralarda yatırım yapacaksa yapsın veya bekleyen yatırımcılara tahsis edilsin' diye biz bütün Organize Sanayi Bölgeleri yönetimlerine ve valiliklere genelge göndermiştik. Bundan sonraki süreçte, illerde arsaların durumunu denetleme mekanizması oluşturduk. Şimdi o mekanizmanın çalışması başladı" diye konuştu.

Bakan Ergün, Organize Sanayi Bölgeleri'nde arazi tahsisi denetiminin bakanlıkça yapılacağını ve araziyi tahsis eden yatırımcının 2 yılı geçmeyeceğini bildirdi. Hellim peyniri marka tescilinin kim tarafından yapıldığı sorusuna Ergün, Kıbrıs Sanayi Odası tarafından yapıldığı cevabını verdi.

RTE markası ile ilgili başvurulardan birinin Selman Yıkılmaz isimli kişi tarafından yapıldığını belirten Bakan Ergün, sürecin devam ettiğini söyledi. İhsan İlyas Engin adlı kişinin de 'RTE' markası tescili için başvuruda bulundukeğunu belirten Ergün, başvuru ücretini ödemediği için tescilin düştüğünü kaydetti.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız