SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Bizim Rektöre Göre..

A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Cemil Çelik; YÖK’ün üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açılmasına yönelik çalışmasının hem Anayasa hem de 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’na aykırı olduğunu ileri sürerek konunun Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) toplantısında gündeme alınmasını isteyen Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Öztürk ve ona destek veren Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan’ı eleştirerek, bu iki rektörden gelen talebin ‘’Abesle iştigal’’ olduğunu savundu. Prof. Dr. Çelik "Yasal düzenleme yapılmadan konu kurulda ele alınmaz" diyerek öneriye karşı çıktı.

Üniversitelerarası Kurul dün (26 Ocak) YÖK’e üye seçimi ve doçentlik sınavıyla ilgili düzenlemeler gündemiyle toplandı, ancak toplantıya üniversitelerde Kürt Dili Edebiyatı bölümü açılması tartışması damgasını vurdu.

Prof. Rıza Ayhan ve Prof. Osman Öztürk, üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açılmasının Anayasa ve 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’na aykırı olduğunu vurgulayıp bu yöndeki çalışmalara sert eleştirlerde bulunurken, Prof. Dr. Cemil Çelik, konuyu akademik altyapı eksikliği bağlamında değerlendirdi, projenin uygulanmasının akademik personel y luğundan dolayı şimdilik mümkün olmadığını belirtti ve YÖK’e yakın bir tavır sergiledi.

Tartışmayı Giresun Üniversitesi Rektörü Başlattı

Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Öztürk’ün konunun ÜAK gündemine alınması yönündeki teklifi, ÜAK’ın dünkü toplantısında resmi anlamda kabul görmezken, toplantının sonuna doğru bazı rektörler YÖK’ün, Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açılmasına yönelik projesine ilişkin görüşlerini dile getirdi. Bu görüşler, toplantının tartışmalı bir şekilde bitmesine yol açtı.

ÜAK toplantısında Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açılmasına en sert tepkiyi, konunun ÜAK gündemine alınmasını talep eden Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Öztürk ve Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan gösterdi.

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Cemil Çelik ise, konunun ÜAK gündemine alınmasına yönelik talebin ‘’Abesle iştigal’’ olduğunu savunarak, "Yasal düzenleme yapılmadan konu kurulda ele alınmaz" diyerek Öztürk'ün önerisine karşı çıktı.

Çelik, "Henüz YÖK'ün gündeminde böyle bir konunun bulunmadığını" belirterek, "YÖK'ün gündeminde olmayan bir konuyu ÜAK'ın tartışmasını ben abesle iştigal olarak görüyorum. ÜAK'a bu konuyla ilgili herhangi bir ulaşmış YÖK görüşü de yok. Dolayısıyla ÜAK'ın kanunda belirtilen kendi gündemiyle ilgili konularla ilgilenmesi lazım" dedi.

"Kürt Dili Edebiyatı Bölümü İçin En Az 3 Doktoralı Eleman Lazım, Var mı?"

Türkiye’de kurumların birbirlerinin işine karışmasının alışkanlık haline geldiğini belirten Prof. Dr. Cemil Çelik, "Kurumlar zaman zaman üstüne lazım olmayan konularla ilgilenmişlerdir. Siyaset kurumu üniversitelere karışmıştır, üniversiteler siyaset kurumuna ve diğer kurumlara... Ben bir akademisyen olarak ÜAK’ın asli görevi neyse onunla uğraşan bir kurum olmasından yanayım. Ayrıca bir üniversitede bir anabilim dalının kurulabilmesi için en az o konuda doktoralı üç öğretim üyesi lazım. Yani Kürt dili ve edebiyatı konusunda doktoralı eleman var mı? Doktoralı eleman bile olmayan bir alanda nasıl böyle bir bölüm açılabilir? Gündemi bile olmayan bir şeyi nasıl tartışacağız? Bunun zamanımızı kaybetmenin yanı sıra ülkeye de bir katkısının olmayacağı kanaatindeyim.” dedi. Bu konuyu uzmanların değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Çelik, “240 kişiden oluşan ve birkaç ayda bir toplanan bir kurulun böyle bir konuyu tartışmasının problemin çözümüne getirisi olacağı kanaatinde değilim” dedi.

Prof. Dr. Çelik, Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılmasını TRT’nin Kürtçe TV kanalı ile birlikte yorumlayarak bu alandaki çalışmaların devlet kontrolünde yürütülmesinin önemine değindi. Prof. Çelik TRT Şeş (6)’e olumlu baktığını da belirterek, "Bölücü örgütün Kürtçe propaganda yayını yerine vatandaşlarımız Türkiye Cumhuriyeti’nin yayınını izliyor’’ dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız