SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bizim Siyaset Tezimiz: Dostları Çoğalt, Düşmanı Azalt"

0
Güncellendi - 2017-09-21 03:10:19
A- A+ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye insan hakları dersi vermek isteyenleri sert bir dille eleştirerek, “Devletimizi yıkmaya yönelenleri savunanların yaklaşım tarzı adil midir?” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan New York’taki Plaza Otel’de düzenlenen “Bloomberg Küresel İş Forumu”nda konuşma yaptı. Türkiye’nin de bir NATO ülkesi olduğunu belirten Erdoğan, “NATO ülkeleri içerinde bırakın S-400’ü çok daha güçlü silahlara sahip olan ülkeler var. Hatta çok daha ileri gideceğim. Nükleer silaha sahip olan ülkeler var. Dünya nükleer silahları konuşuyor. NATO, içerisindeki ülkelere bu nükleer silahları bırakın diyor mu? Demiyor. Onlar hatta nükleer başlıklı silahların daha uzun menzilli olanlarını yapmanın gayreti içerisindedir. Şimdi Türkiye olarak yanı başımızdaki Suriye’de S400 varken ben kendim S-400 belki S-500’e hatta S-600’e sahip olmanın gayreti içerisinde olmak durumundayım. Bunlar kendimizi korumaya yönelik atmamız gereken adımlardır. Balistik füzelerle ilgili de atmamız gereken adımlar vardır. Bunlar bir yöneticinin ülkesini 80 milyon Türkiye’yi korumak bizim görevimizdir. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız” şeklinde konuştu.

“Olumlu yaklaşımlar karşısında Türkiye olumsuz değildir”

“NATO ülkelerinden istediğimiz silahları alamıyorsak napacağız başımızın çaresine bakacağız. İnsansız hava araçlarını birçok dost NATO ülkelerinden paramızla istemişizdir” diyen Erdoğan, “Paramızla istediğimiz halde bunu alamamışızdır. Alamayınca napacağız başımızın çaresine bakacağız. Terör örgütüne bu silahları bedava veriyorlar. Türkiye senin ortağın olacak NATO da beraber olacaksın istediğin silahı NATO’daki ortağından alamayacaksın. Bu neyle izah edilir. Onun için bu adımı atmak durumundayız atıyoruz. Görüşmelerimiz ortak çalışmalarımız devam ediyor. Mesela, bizim için Eurosam Fransa, İtalya Türkiye olarak 3’lü anlaşmamız var. Bakın bu da oluyor. Demek ki olumlu yaklaşımlar karşısında Türkiye olumsuz değildir” dedi.

“Dostları çoğalt, düşmanı azalt”

“Bizim siyasetteki tezimiz şu; dostları çoğalt düşmanı azalt” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz buna çalışıyoruz. Rusya’yla bir olumsuzluk yaşadık. Ama şu anda Rusya dış ticaret hacminde ciddi bir tırmanışa geçmiş vaziyette. Biz Rusya’yla 36 milyar dolara ulaşan bir ticaret hacmini yakaladık. Ve şu anda turizmde Rusya Almanya’yı da geçmek suretiyle turizminde bir numara olacak. Şimdi tabii ki Türkiye olarak kazan esasına dayalı bir şekilde hesaplarımızı yapıyoruz yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Bir çatışmasızlık bölgesi olarak İdlib’deki meselenin halledildiğini ifade eden Erdoğan, “Sınırın dış tarafında şuanda Rusya federasyonun koruma kuleleri var. İçeride de Türkiye’nin koruma noktasında karakolları var. Bütün bunları özgür Suriye ordusuyla beraber bizim askerimiz yapıyor. Bu barış tesis edilinceye kadar devam edecek. Nasıl 100 bin Suriyeli şu anda topraklarına dündüyse bizde kalan Suriyeli dostlarımız onlarda kendi topraklarına dönecekler” dedi.

“54 yıldır Türkiye Avrupa birliğinin kapısında bekletiliyor”

Erdoğan, AB-Türkiye ilişkileriyle ilgili olarak da şunları kaydetti:

“Tüm dünyaya sesleniyorum. Sene 1959 Türkiye gayrı resmi olarak AB’ye müracaatını yaptı. Sene 1963 Türkiye resmi olarak müracaatını yaptı. 54 yıldır Türkiye Avrupa birliğinin kapısında bekletiliyor. Acaba bana şunu söyleyebilir mi Juncker; ‘senden daha geç ve ya daha erken buraya gelip girenler oldu’ diyebilir mi? Türkiye’ye uygulanan aslında siyasi ambargodur. Türkiye’nin kişiliğine şahsiyetine yönelik saygısızlıktır. Hiçbir ülkeye böyle bir yaklaşım gösterilmedi. Bize yalan söylediler. Bize doğru konuşmadılar. Vizede de bu yalanı söylediler. Mülteciler meselesinde 2016’ının Temmuzu’nda size 3 milyon Euro vereceğiz dediler. Yılsonuna kadar da 3 milyar Euro daha vereceğiz dediler. Şimdi dürüstlük nerede yok.”

“Çok da meraklı değiliz”

Erdoğan, "Ben diyorum ki karar merciinde olan onlar. Onlar, bize kapıyı kapatsın biz kararı rahat veririz. Çok da meraklı değiliz, bunu da söyleyeyim ama onlar istiyorlar ki Türkiye buradan kaçsın. Yok, biz hiçbir zaman minderden kaçmadık. Minderden kaçan olmayız. Minderden kaçan onlar olsun. Kararlarını versinler, bizim kararımız kolay" dedi.

Erdoğan hapiste bulunan gazetecilere ilişkin yorumları değerlendirirken, “Hapiste dedikleriniz çoğu bunların gazeteci filan değil. Çoğu terörist. Bunların çoğu birçok bombalama olaylarına hırsızlığa adı karışmış. Hatta bankamatikleri soyarak yakalanan bunların içinde birçokları var. Yani gazeteciyim demekle gazeteci olunmuyor. Fakat ne yazık ki dışarıdakiler ‘Ben gazeteciyim’ dediği zaman bunları gazeteci sayıyor. Şuanda her yerde yargı makamı var bizde de yargı makamı var. Yargı makamı bunlarla ilgili kararını veriyor. Çıkması gerekenler varsa çıkar. Birçoğu ajanlık görevi yapıyorsa onlarda bunun hesabını verir. Amerika’yla bunu mukayese etmeye kalkarsanız o zaman durum çok daha farklı olur. Şimdi Sayın Trump’a hakaret edenler içeride değil diyorsunuz. Siz Tayyip Erdoğan’a hakaret edenlerin sayısını biliyor musunuz? Ben bunları sayamıyorum bile. Ama her zaman sabretmişimdir. Bunlar teröre karışmışlardır. PKK terör örgütünün bunlar hepsinin içindedir. Yandaşlarıdır. Bir kısmı da FETÖ terör örgütünün yandaşlarıdır. Yargıda bunlarla ilgili kararını vermiştir. Yargı bağımsızdır. Yargıya müdahale edemeyiz” dedi.

“Neredesin Amerikan yargısı”

Erdoğan, 16 Mayıs’ta ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere gerçekleştirdiği ABD ziyaretinde, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın resmi konutu önündeki protesto sırasında çıkan olaylar nedeniyle soruşturma açılan korumaları hakkında şunları söyledi: “Çok ilginçtir bunların içinde 4 tanesi olay mahallinde yok. Hatta 2 tanesi Amerika’ya hiç gelmemiştir. Şimdi bunlar hakkında soruşturma açıyorlar. Neredesin sen Amerikan yargısı. Sayın Trump’la bunu görüştüm. Takipçisiyim dedi. Tamamen siyasi bir tavır söz konusu. Bu kararı veren savcının biz kimliğini gayet iyi biliyoruz. Buradaki alınan kararın ne denli yanlış olduğunu sayın başkana da söyledim. Kendileri bu işin federal devletten kaynaklanmadığını eyaletten kaynaklanan bir durum olduğunu bana söyledi. Temenni derim ki bu yanlış düzelir” şeklinde konuştu.

“Devletimizi yıkmaya yönelenleri savunanların yaklaşım tarzı adil midir?”

“Eğer insan haklarındaki pozitif gelişmeyi öğrenmek İstiyorsanız Türkiye’ye gelin” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Batıda insan hakları noktasında adalet aramayın. Bakın terör örgütü mensupları Türkiye’den kaçıyor. Sığındıkları yer Almanya. Şuanda ben Almanya’ya 4 bin 500 dosya verdim teröristlerle ilgili. Geri dönüş yok. Amerika’ya 85 koli gönderdim. FETÖ terör örgütünün başıyla ilgili olarak. Ki bunlar yargılama sürecinde değil. Yargılama sürecinde olmadığı halde bunlar bize verilmiyor. Burada adalet nerede acaba. Devletimizi yıkmaya yönelenleri savunanların yaklaşım tarzı adil midir? Her şeyden önce bir defa hukuk içerisinde hareket etmek asıl olandır. Bunlar hukuk içerisinde değil ne yazık ki siyasi manevralarla kararlar verip böyle bir yaklaşım tarzı içerisinde oluyorlar” dedi.

“AB verdiği sözü tutmadı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En azından biz Cerablus, Rai, Dabık, Bap orada 2 bin kilometrekarelik alanda şu an sükuneti sağladık. Yaklaşık orada yaşayan 100 bin halk Türkiye’den tekrar topraklarına dönme ihtimali buldu. Orada güvenlik, okullar ve sağlık kuruluşlarında bazı adımlar attık. Suriye’nin orada yaşayan halkı huzur bulmuş oldu. Onların tabi bütün gıda ilaç eğitim ve öğretim noktasındaki bütün desteklerini sağlıyoruz. Şuana kadar bizim Suriye’ye verdiğimiz destek 30 milyar doları buldu. Peki bize Avrupa Birliği verdiği sözü tutu mu hayır tutmadı. Şu ana kadar Avrupa Birliği’nin bize vermiş olduğu söz 3+3 6 milyar Euro idi. Fakat bize gelen destek yaklaşık 820 milyon Euro. BM Mülteciler Komiserliğinden gelen ciddi bir şey var mı. Maalesef buradan da gelen 520 milyon dolar civarında destek. Biz buna rağmen Suriye’ye yardım elimizi uzattık. Şu an 3 milyon mülteciye ülkemizde 260 bin konteynır kamplarda bakıyoruz. Bakmaya da devam edeceğiz. Çok farklı bazı çıkış yollarını da arıyoruz, aramaya devam edeceğiz” dedi.

“Suriye’ye gelen bu ağır silahların yarın bana karşı kullanılmayacağını kim garanti edebilir”

Suriye’de bir DEAŞ terör örgütü olduğunu ifade eden Erdoğan, “Fakat Suriye’nin kuzeyinde de bir başka terör örgütü var. Bu terör örgütü de Türkiye’deki PKK terör örgütünün bir yan kuruluşu. PYD terör örgütü şu anda ABD’nin Rakka operasyonunda DEAŞ terör örgütüne karşı birlikte mücadele verdiği bir terör örgütü. Demokrasiye inanmış bir ülkenin bir terör örgütüyle işbirliği yaparak bir başka terör örgütünü yok etmesini ben anlayamıyorum. Çünkü biz bir demokratik hukuk devleti olarak Amerika’yla şunu konmuştuk ‘gelin bu işi beraber yapalım’. Biz iki tugayımızı bu iş için tahsis etmeye hazır olduğumuzu söylediğimiz gibi. Özgür Suriye ordusuyla beraber biz Rakka operasyonunu yapar DEAŞ’ı temizleriz. Ben Türkiye olarak düşünüyorum Kuzey Suriye’ye gelen bu ağır silahlar, yarın bana karşı kullanılmayacağını kim garanti edebilir. Bu mücadeleler esnasında biz şu andaki Kuzey Irak Yerel Yönetiminin elinde Amerika ve Koalisyon güçlerinin silahlarını bulduk. Almanlarında, Fransızlarında, Amerikalılarında silahları vardı. Aynı yanlış burada işleniyor. Dolaysıyla bunu gidermek lazım” diye konuştu.

Türkiye’nin Amerika’yla stratejik ittifakı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “NATO’da ABD, İngiltere, Fransa bütün hepsiyle beraberiz. Bizim dayanışmamamızın ötesine bu terör örgütleriyle yapılacak dayanışmalar geçemez. Irak’taki bu mücadele bittiği günden itibaren Türkiye olarak bizim tavrımız hep şu olmuştur. Irak’ın toprak bütünlüğü tezini savunduk. Irak asla parçalanmamalı dedik” şeklinde konuştu.

“Irak’ta böyle bağımsız devlet ilanına taraf değiliz”

Cuma günü gerçekleştirilecek Milli Güvenlik Kurulu toplantısında yaptırımlara ilişkin kararlar alınacağını belirten Erdoğan, “Hedef şudur, kesinlikle Irak’ta böyle bir bağımsız devlet ilanına biz taraf değiliz. Asla olamayız. Orada sadece Kürtler yaşamıyor. Türkmenler, Araplar var. Bütün bunların birlikteliğini bozmaya kimsenin hakkı yok. Şu an itibariyle İsrail’den başka yanında kimse yok. Bütün dünya ülkeleri şuan bu teze karşı durumda. Temenni ederim ki ayın 25’ine kadar Sayın Barzani ve ekibi hemen bu yanlış karardan vazgeçerler. Kuzey Irak Yönetimi sürdürdüğü çalışmasına devam eder” dedi.

New York, iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız