SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"BM Aciz Kaldı"

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:44:26
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bu kanlı sürecin başladığı andan itibaren Türkiye olarak dünya kamuoyunu bilgilendirmek dikkatleri Suriye’deki insanlık trajedisine çekmek için gerçekten yoğun bir mücadele verdik. Bu kanlı süreci durdurmada en etkili araç olan BM bir kez daha bu olaylar karşısında aciz kalmış varlığını sorgulanır ve sorgulatır hale getirmiştir” dedi.

’’2,5 YILDA 100 BİNİN ÜZERİNDE İNSAN ÖLDÜ’’

Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Siirt Günleri kapanış törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Siirt Valiliği Gösteri Sanatları Topluluğu tarafından sahnelenen "Botan Efsanesi" oyunu ile Siirt’in tarihini ve bugününü anlatan sinevizyon gösterisini izledi. Erdoğan, yaptığı konuşmada, Suriye’deki olaylara değinerek, “Yaklaşık 2,5 yıldır Suriye’de çok kanlı bir süreç yaşanıyor. Şu ana kadar 100 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. 2 milyonun üzerinde Suriyeli yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kaldı. En son başkent Şam’ın bazı mahallelerinde rejim tarafından kimyasal silah kullanılmasıyla trajedinin boyutu arttı. Saldırıda çoğu çocuk olmak üzere bine yakın sivilin öldüğü gelen bilgiler arasında. Bu kanlı sürecin başladığı andan itibaren Türkiye olarak dünya kamuoyunu bilgilendirmek dikkatleri Suriye’deki insanlık trajedisine çekmek için gerçekten yoğun bir mücadele verdik. Bu kanlı süreci durdurmada en etkili araç olan BM bir kez daha bu olaylar karşısında aciz kalmış varlığını sorgulanır ve sorgulatır hale getirmiştir. Şimdi bazıları diyor ki kimyasal silah kullanılması sebebiyle müdahale. Eyvallah kimyasal silah ebetteki çok daha büyük bir felaket ancak 100 binin kişinin ölümünü bir kenara koyuyoruz sadece kimyasal silahla uğraşıyoruz. Yani 100 bin kişinin ölümü bizler için bir değer ifade etmiyor mu bunun üzerinde durmayacakmışız. Bunlar insan değil mi, bunlar can değil. Kardeşlerim unutmayın zulme rıza zulümdür” dedi.

"EVET DÜNYA 5’TEN BÜYÜK"

“BM’nin acziyet içerisinde tavrı bırakın Kurye’deki zulmü durdurmayı rejime güç vermiş adeta rejimi katliamları nedeniyle ödüllendirmiş teşvik etmiştir” diyen Erdoğan, şunları söyledi:

“Büktün dünya susarken bütün dünya Suriye’ye gözünü ve kalbini kapatırken ne yazık ki BM’de susmuş ve insanlık dramını izlemekle yetinmiştir. Kimyasal silahın kullanımının ardından BM’nin bir kez daha acziyet içerisinde kalması bir kez daha adım atmamış olması insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınmıştır. BM’yi 5 daimi üyenin iki dudakları arasına mahkum etmek asla siyaset değildir tam aksine bir zulümdür anti demokratiktir... 1 Dünya Savaşı’nın şartları içerisinde öyle bir karar alınmış diye böyle mi devam edecek...Gençler yeni bir kampanya başlattılar ‘dünya 5’ten büyüktür’ diye. Bende bu kampanyayı destekliyorum. Evet dünya 5’ten büyük. Ve her zaman şunu söyledim 15 üyeli bir BM mi olacak güvenlik konseyi olarak. 15 üye… Bu sürekli olarak değişmeli ve bu asla bir üyenin reddiyle reddedilmeli. Nitelikli çoğunlukla reddedilmeli. Yani bir üye veto ederse iş bitti. Olur mu böyle bir şey. Nasıl bunu bir üyeye mahkum edersin. İşte şuanda BM güvenlik konseyi bir karar alamıyorsa sebep 2 üye ama bunu bir üye de yapabilir. Niye buna mahkum olalım. Bütün insanlık neden buna mahkum olsun. Ben bir başbakan olarak halkımın bana verdiği yetkinin gereğini yapıyorum.”

’’ESMALAR ÖLMESİN’’

“Aynı şeyi Mısır’da görüyoruz. Vicdanımızın sesini duymak zorundayız. Buna sessiz kalamayız” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Türkiye olarak Suriye’de kanı durduracak, çocukların ölümünü engelleyecek, babaların annelerinin gözleri önünde çocukların ölmelerini, çocukların gözleri önünde anne babaların yitip gitmesine önleyecek her formüle destek veriyoruz. İstiyoruz ki o keskin nişancıların şehit ettiği Esmalar ölmesin, istiyoruz ki o vücutlarında mermi izi olmayan vücutlarında o yavrular o solduk bedenler olmasın. Bu noktada uluslararası toplumun geç kaldığını, zamanında tepki vermediğini şuanda da tepki vermekte geciktiğini her fırsatta ifade ettim. Son bir ay içerisinde birçok liderle ve ayrıca BM Genel Sekreteri ile telefon görüşmelerini yaptım. Ve inşallah Çarşamba günü G20 zirvesinde bulunacağız. Ve bu zirvede de yine bu konuyu orada gündeme getireceğim. 20 ülkenin huzurunda bunu gündeme getireceğim ve orada gerekli olan o vicdanımızın sesini bütün dünya liderleriyle paylaşacağım.”

“REYHANLI’DA 53 VATANDAŞIMIZIN ÖLDÜRÜLMESİNE VESİLE OLAN ZİHNİYET SİZSİNİZ”

Suriye ile ilgili olarak BM’nin bir karar almasını her zaman istediklerini ve bunun için çaba sarf ettiklerine belirten Erdoğan, “Bu olmadığı takdirde kanı durdurmak kesin çözüm için atılacak her adımı destekleriz ve destekliyoruz. Suriye’de geçici tedbirlerin asla yeterli olmadığını, almayacağını burada bura da özellikle hatırlatmak istiyorum.

Ana muhalefet genel başkanı çıkıyor beni savaş kışkırtıcılığı ile ifade ediyor. Elimde Reyhanlı’nın mahkeme kararları var. Reyhanlı’da 53 vatandaşımızın öldürülmesine vesile olan zihniyet sizsiniz. Bunların hepsi elimizde ve Suriye’de etkili bir adım atılmadığı takdirde Suriye rejimi yeni katliamlar için adeta teşvik edilmiş olur. Böyle geçici günü kurtarmaya yönelik bu adımların özellikle atılmaması bunun daha vahim sonuçları olacağını muhataplarımıza ilettik ve ileteceğiz. 100 binden fazla insanın katili bir rejim daha fazla iş başında kalamaz. Bölge için daha fazla tehdit teşkil edemez. Daha fazla tehdit üretemez. En başından beri söylediğimiz gibi Esed rejimi süratle iş başından çekilmeli ve yaşayabileceği ülkeye gitmelidir” şeklinde konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız