SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bonzai Biyolojik Saldırı Olabilir"

0
Güncellendi - 2015-12-27 23:27:20
A- A+ PAYLAŞ

Sıvı kimyasalların karışımıyla elde edilen uyuşturucu olan Bonzai'nin biyolojik bir silah olabileceği iddia edildi.

Prof. Dr. Tayfun Uzbay, kısa sürede onlarca genci öldüren Bonzai için “Biyolojik silah olabilir” diyor!..

Türkiye gazetesinden Ziyneti Kocabıyık'ın haberine göre, Türkiye'de son yıllarda artan sıvı kimyasal maddelerin karıştırılmasıyla elde edilen bonzai ölümlerinin, doğrudan doğruya genç nüfusa yönelik olarak yapılan, biyolojik bir silah olabileceği belirtildi. Uyuşturucu bağımlılığına karşı ilaç geliştirme çalışmaları yapan Üsküdar Üniversitesi Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tayfun Uzbay, bonzai adı verilen sentetik uyuşturucu kullanımı sebebiyle meydana gelen ölümlerin “salgın” olarak adlandırılabileceğini belirterek, “Bunun basit bir uyuşturucu meselesi olarak değerlendirilmemesi gerekir” dedi.

KUŞKULU ÖLÜMLER

Bilimsel çalışmalarını şizofreni ve bağımlılık konusunda yoğunlaştıran ve bilim dünyasının henüz çare bulamadığı şizofreni hastalığında yeni bir beyin kimyasalı olan 'agmantin'in etkili olduğunu belirten Prof. Dr. Uzbay, bonzai ölümlerinin kuşkuyla karşılanması gerektiğini belirtti.

Bonzai sebebiyle hayatını kaybeden gençlerin aileleri ile işbirliğine gidilerek otopsi yapılması gerektiğini söyleyen Dr. Uzbay, “Bonzainin sentetik bir madde olduğu ve sürekli olarak formülü değiştirildiği için tespit edilemediği söyleniyor. Bu bana bilimsel anlamda çok inandırıcı gelmiyor. İçeriğini ve ölen çocukların başka ne tür alışkanlıklarının olduğunun araştırılması gerekir. Bonzai içip ölmeyen de bir sürü insan var. Hayatını kaybedenler bu kimyasalı başka bir ilaçla birlikte mi alıyorlar? Vücut geliştirici mi kullanıyorlardı? Yoksa genetik yatkınlıklarından dolayı aldıkları bu kimyasalla karşılaştıkları için mi ölüyorlar? Yoksa bu maddeye başka bir zehir mi katılıyor? Bunları bilemiyoruz. Bunları çok dikkatli araştırmamız lazım. Bonzai problemi ile sadece belli yerlere baskın yaparak başa çıkmak mümkün değil. Çok yönlü laboratuvar çalışmaları ile ölümlere yol açan asıl maddenin ne olduğunun belirlenmesi gerekir” dedi.

HEDEF GENÇ NÜFUS!

“Bonzai basit bir uyuşturucu olayı değil; bir biyolojik saldırı da olabilir. Ülkemizin güneyinde bir savaş var ve oradan çok fazla bir şeyler girip çıkıyor” diyen Prof. Dr. Uzbay, bonzai ölümlerinin doğrudan doğruya genç nüfusa yönelik olarak yapılan planlı bir hareketin sonucunda da gerçekleşmiş olabileceğine işaret etti.

Dünya tarihinde başka ülkelerde uyuşturucuya bağlı kitlesel ölümlerin meydana geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Uzbay, “20. Yüzyılın ikinci yarısında Amerika'da bir grup 'genç parkinsonlular' bulundu. Bir yaşlılık hastalığı olan parkinsonun 20'li yaşlardaki bu gençlerde görülmesi bilim dünyasında şaşkınlık uyandırmıştı. Hatta bu gençler bir süre sonra ölmeye başladı. Konu araştırıldığında, hepsinin uyuşturucu madde bağımlısı olduğu ve bazılarının kullandığı maddeye, daha etkin olması için 'MTPT' adlı bir zehir katıldığı ortaya çıktı. Bizdeki bonzai olayında da benzer bir durum yaşanıyor olabilir. Mutlaka ölen gençlerin otopsisi yapılmalıdır” diye konuştu.

İLAÇLA TEDAVİ

Bir beyin hastalığı olan şizofreni tedavisinde kullanılabilecek 3 maddenin patentini alan Prof. Dr. Tayfun Uzbay, bağımlılığında ilaçla tedavi edilebileceğini söylüyor. Bağımlılık da dahil olmak üzere bütün beyin hastalıklarının “beyin adaptasyonu” sonucu oluştuğunu belirten Prof. Dr. Uzbay, “Beynimizde her an yeni bağlantılar meydana geliyor ve bu bağlantılar birkaç saniye içinde yıkılıyor. Bağımlılık bu bağlantıların yanlış meydana gelmesi veya yıkılmamasıdır. Bağımlı kişilerde özellikle keyif veren maddeyi aldıktan sonra yıkılmayan bağlantı ihtiyaç oluşturur. Kişi o maddeyi devamlı kullanmak ister. Bu yanlış bağlantıyı ortadan kaldıracak mekanizmayı harekete geçirecek ilaçlar bağımlılığa da çare olacaktır” diye konuştu.

Haberin tamamını Vatan Gazetesi'ne aşağıdaki adresten ulaşarak okuyabilirsiniz:

http://www.gazetevatan.com/bonzai-ile-ilgili-soke-eden-turkiye-gercegi-6...

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız