SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Boyun Eğmek İstemiyoruz"

0
Güncellendi - 2015-12-27 21:45:37
A- A+ PAYLAŞ

1 Mayıs İşçi Bayramı Malatya’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Malatya Şubeler Platformu öncülüğünde 80 kuruluşun katkıları ile Emeksiz Caddesi 100.Yıl Kavşağı’nda kutlandı.

İnönü Caddesi ile Emeksiz Caddesi’nin birleştiği alanda toplanan siyasi partiler, sendikalar ve dernekler ile öğrenci ve gençlik grupları Emeksiz Caddesi boyunca yürüyerek 100.Yıl Kavşağı’na kadar geldiler.

Grupların alanda toplanmasıın ardından mitingin düzenlemesine katkıda bulunan parti, sendika ve derneklerin temsilcileri platforma davet  edildi ve  kalabalığı hep birlikte selamladılar.

Mitingde bir konuşma yapan düzeleme kurulu  başkanı ve Eğitim-Sen Şube Başkanı  ve KESK Dönem Sözcüsü Tarık Kaya, “Bizler bugün burada 1 Mayıs Meydanı’nda, 1 Mayıs birlik, mücadele ve dayanışma gününü hep birlikte kutlarken, Türkiye İşçi ve Emekçi sınıfının birliğinin ve dayanışmasının sembolü ve sınıf mücadelesinin en önemli tarihi hafızasını oluşturan ve uğrunda onlarca işçi kardeşimizi yitirdiğimiz Taksim 1 Mayıs meydanı,  AKP hükümeti tarafından kutlamalara ve anmalara kapatılmıştır.” diyerek şunları söyledi:

“AKP hükümeti, Taksim 1 Mayıs Meydanını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, ‘Toplantı ve Gösteri Yapma Hakkının, gösterinin yapılacağı yeri belirlemeyi de kapsadığı, DİSK’in, üyelerini anmak için Taksim Meydanı’nı kullanmak istemesinin hakkı ve üyelerine karşı bir görevi olduğu, bunun engellenmesinin İfade ve Toplantı Özgürlüğünün ihlali olacağı’ kararına rağmen yasaklamıştır.  Yine AKP hükümeti, Taksim 1 Mayıs Meydanını, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin, Toplantı ve dernek kurma özgürlüğünü yasal güvence altına alan 11. maddesini hiçe sayarak yasaklamıştır. 

Yine AKP hükümeti, Taksim 1 Mayıs Meydanını, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 90. maddesinde belirtilen, ‘Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletler arası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır’hükmünü yok sayarak yasaklamıştır.”

“Biz bu ülkenin tüm değerlerini yaratanlarız. Biz işçileriz, kamu emekçileriyiz, hekimleriz, mimarlarız, mühendisleriz, şehir plancılarıyız. Biz, eşitlik, özgürlük, barış, adalet, bağımsızlık ve demokrasi için sokaklarda, meydanlarda, işyerlerinde, okullarda, yoksul mahallelerde ayağa kalkıp yüzlerini güneşe dönenleriz.” diyen Kaya konuşmasında daha sonra şunları belirtti:

“Biz, yıllardır binlercesi iş başında öldürülen işçileriz. Yaşama hakkı en temek haktır. Bu hakkın korunması da hukuk devletlerinin birincil görevleridir. Yaşamak için ölümüne çalıştırılmaya isyan ediyoruz. Biz, simit hesabıyla ne kadar iyi durumda olduğu iddia edilen asgari ücretli işçileriz. On bin asgari ücreti bir ayakkabı kutusuna sığdıranların bizi “aşağılamasına” isyan ediyoruz. Biz, taşeron çalıştırmayla, özel istihdam bürolarıyla, esnek çalıştırmayla, sözleşmeli personel uygulamalarıyla köleliğe mahkûm edilenleriz. Fabrikada, okulda, hastanede, atölyede, işyerlerinde, medyada, bankada, plazada, ambarlarda çalışırken yakalarımızın rengi ve statülerimiz farklı olsa da hepimizin bir ortak yanı var. Biz, insanca yaşamak için bir güvencesi olmayanlarız. Biz kıdem tazminatımız için direnenleriz ve pazarda alınıp satılan bir meta muamelesi görmek istemiyoruz. Biz, emeğinin karşılığı olarak açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırına uzak bir maaşın reva görüldüğü, grev ve gerçek toplu sözleşme hakkı, örgütlenme ve siyaset yapma hakkı yok sayılan, mezarda emekliliğini sürgünlerde bekleyen kamu emekçileriyiz.  En insani ve en temel haklarımızı savunduğumuzda “terörist” damgası yemek, tutuklanmak istemiyoruz. Biz bu ülkenin onurlu insanları olarak insanca yaşamak istiyoruz.

Biz, sesimizi, isteklerimizi, taleplerimizi haykırdığımızda ‘polis destanıyla’, adalet sarayıyla, yasakla, sürgünle, sansürle, panzerle, TOMA’yla, copla, gaz fişekleriyle, hapishanelerle, tabutluklarla karşılaşan bir halkız. Susmak ve “kaderdir” diyerek boyun eğmek istemiyoruz.

Biz, yasalarda örgütlenme hakkı, mahkemede şikâyeti, devlet katında sözü yok sayılan milyonlarız. Kaderimizin bir avuç insanın dudaklarının arasında olmasını kabul etmiyoruz. 

Biz, yüzlerce sınavı başarıyla geçtikten sonra öğretmenlik yapmaya hak kazanmış ancak önüne KPSS engeli konulan ataması yapılmayan öğretmenleriz. Seçim öncesi, “okullar öğretmen diye can çekişiyor. Bunlar sınavla öğretmen alıyor. Bıraksana genç öğretmenlerimiz gitsin çalışsın.” diyen Başbakan’ın seçim sonrası “yeteneklerine uygun başka iş bulsunlar” demesine, yandaşlara cevap anahtarları dağıtılmasına ve KPSS puanının da hiçe sayılarak atamalar yapılmasına isyan ediyoruz.”

Kaya konuşmasında, “Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri de işsizliktir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı yeniden ikili rakamlara ulaşmıştır. Bu verilere göre işsizlik oranı 10,1, işsiz sayısı ise 2 milyon 841 bindir. Ancak, Ocak 2014 döneminde umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar da dâhil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 10,1 değil, yüzde 16,5, işsiz sayısı ise 2 milyon 841 bin değil, 4 milyon 985 bin kişidir. Buna çaresizler ve umutsuzlar da eklendiğinde toplam işsiz sayısı 6 milyon 26 bini bulmaktadır.  Bunun, geniş istihdam içindeki payı ise % 20’dir. Kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı ise %23’tür. Yine TUİK verilerine göre 50 saat ve üzerinde haftalık çalışma süresine sahip olanların sayısı 174 bin kişi artarak 9 milyon 622 bine yükselmiştir. Bu, toplam iş başındaki çalışanların yüzde 40’ını oluşturmaktadır.”  diyerek şunları ifade etti:

“Her dört kişiden biri haftalık 60 saatin üzerinde çalışmıştır. Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında haftalık çalışma sürelerindeki fark 12 saattir. Özcesi; Türkiye’de 5 kişinin yapacağı işi 4 kişi yapmaktadır.  Ancak, buna rağmen AKP Hükümeti, işsizlikle mücadelede, gelir kaybına yol açmadan haftalık çalışma sürelerini azaltması gerekirken istihdam yapısının niteliğini bozarak; yoğun çalışma koşulları altında, daha esnek ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırarak işsizlik oranını gizlemeye çalışmaktadır. Dahası AKP hükümeti, ucuz işgücü için taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatını fona devrederek ortadan kaldırmayı ve kölelik bürolarını hayata geçirmeyi şimdiden gündemine almıştır. Türkiye’nin bir diğer önemli bir sorunu da çocuk işçiliğidir; çocukların istismar edilmesidir / sömürülmesidir / hayatlarının karartılmasıdır. Çocuk işçiliği, ücretsiz işçi ya da ucuz işgücü yaklaşımı ile insafsızca bir emek alanı olarak kullanılmaktadır. Çocuk işçiliğin en ağır bedeli; insani gelişimi ciddi boyutta engellemesidir. Türkiye’nin bir diğer önemli sorunu da iş cinayetleridir. İş cinayetleri emek sorununun en önemli ve acil ele alınması gereken bir sorundur. İş cinayetleri ile ilgili sadece Türkiye’de değil tüm diğer ülkelerde de yeterli verinin olmaması bu sorunun vahametini çok daha artırmaktadır. Kısıtlı olmakla birlikte İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin verilerine göre 2013 yılında 1235 işçi yaşamını yitirmiştir.”                                                                                           

Konuşmanın ardından  davul-zurna eşliğinde mtinge katılanlar halay çekti. Daha sonra  Eğitim-Sen müzik grubu  konser verdi. Miting geçtiğimiz yıllarda yyaşamını yitiren Karadenizli ünlü sanatcı Kazım Koyuncu’nun kardeşi  Niyazi Koyuncu mini bir konser verdi.

SALDIRI İDDİASI..

Öte yandan, miting meydanında Yenigün Gazetesi Sahibi Bülent Kutlutürk'ün, Çağdaş Gazeteciler Derneği Şube başkanı İbrahim Göçmen'in fiili ve sözlü saldırısına uğradığı, Kutlutürk'ün hastaneden rapor aldığı, polisin soruşturmaya başladığı bildirildi. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın da danışmanlığını yapan Kutlutürk, saldırının planlı ve asıl hedefin Ağbaba olduğunu öne sürerken, saldırıya seyirci kaldığını ifade ettiği 1 Mayıs Tertip Komitesi Başkanı Tarık Kaya'ya da tepki gösterdi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız