SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Bu Dünyadan Göçeli 14 Yıl Oldu..

A- A+ PAYLAŞ

HAMİKOĞLU MUHLİS YALVAÇ..
BU DÜNYADAN GÖÇELİ 14 YIL OLDU..

Mustafa KUŞÇUOĞLU

Geriye baktığımda veya geçmişin hayal alemine dalmak istediğimde, bazen tam bir bütünlük ve netlik olmadığı gibi, film şeridi misali kopmalar da olunca, geçmiş zamanların ufkunda dolaşmanın tadı da 'alacalı-bulacalı' oluyor.

İkinci Dünya Savaşı yılları... İlkokul 2 veya 3'üncü sınıftayız. Öğretmenimiz rahmetli Vakıf Sunar: sert, otoriter.. Müzik dersinde kemanı ile yeni bir şarkı öğretiyor:

Zümrüt ovalarında altın ırmaklar akar,
Aç gözlü düşmanlar sana hasretle bakar.

Aylardan galiba Nisan. Sınıfca gezmeğe (pikniğe) gidiyoruz. Orduzu'da Aslantepe'nin alt tarafında "Çatlak" denilen bir yerde konaklıyoruz. Biraz dinlendikten sonra yeni öğrendiğimiz şarkıyı topluca söylüyoruz. Öğlene doğru, ufak tefek ama cin gibi iki arkadaşımızı; Ali Altın'la, Çetin Palancı'yı güreştiren Vakıf öğretmen, ikindiye doğru bu defa sınıfımızın iri yapılılarından iki delikanlıyı er meydanına çıkardı; biri Muhlis Yalvaç, diğeri ise Kadir Eriş'ti. Bu güreşi kimin kazandığını hatırlamıyorum. Ama çok seneler sonra ikisine de ayrı ayrı sorduğumda kendilerinin kazanmadığını söylemişlerdi. Centilmenlik bu olsa gerek.

Muhlis ile çocukluk günlerimizden hatırlayabildiğim bu kadar.

Malatya basın hayatında kendi kısıtlı imkanlarıyla bir şeyler yapmağa çalışan, çıkar gözetmeden emek veren pek çok insan gelip geçti. Bunlardan biri de Muhlis Yalvaç'tı. Malatya'nın 'Reşat Ekrem Koçu'su diye nitelendirdiğim dost, can insan Celal Yalvaç'ın ağabeyi, Malatya medyasına damgasını vuran İsmet ve Bülent'in amcaları olan Muhlis Yalvaç.. 1932 yılı Malatya doğumlu. Babası zamanın tanınmış saatçılarından Ali Efendi, annesi Firdevs Hanım..

Barbaros İlkokulu'ndan sonra istediği askeri okula değil Malatya Ortaokulu'nda öğrenimine devam etti. Genç yaşta gazeteciliğe başladı. İlk önce bazı yerel, daha sonra İstanbul gazetelerinin muhabirliğini yaptı. O dönemin Yenimalatya Gazetesi'nde (İS-LU) müstear ismiyle makale ve hikayeleri yayınlandı. 1953'de dayısı (Hamikoğlu) İbrahim Galip Akçadağ'ın rahmete kavuşması üzerine, onun işlerini üstlendiğinden, gazetecilikten uzaklaşmak mecburiyetinde kaldı. Ama bu ayrılığa fazla dayanamadı; 1957 yılında ses getiren "HAREKET" gazetesini çıkardı. Aksilik bu ya.. Bu defa da ağır geçen siyatik hastalığına yakalanınca gazeteyi kapattı.

1960 yılında Münir Mumcu'nun GÖRÜŞ Gazetesi'ne ortak oldu. Malatya'ya yaraşır bir gazete olması için GÖRÜŞ'ü büyütme çabasına girdi. Büyük ebatta baskı makinesi alması Malatya basınında rekabeti başlattı. Bir müddet sonra gazeteciliği bırakmasına rağmen yazı hayatı devam etti. (1960'lı yıllarda bir süre yayınlanan GÖRÜŞ'ü, daha sonraki yıllarda, 1974'ten itibaren de yeğeni Cevdet Barış yayınlamaya başladı ve halen bu gazete Malatya'nın günlük yayınlanan en eski gazetesi olarak yayın hayatını sürdürüyor.)

Hece vezninde şiirler de yazdı ama nedense hiç birini neşretmedi. Ayrıca, başladığı roman çalışmasını tamamlayabilseydi, bildiğim kadarıyla Malatyalı'ya ait ilk roman olacaktı.

Duygulu, heyecanlı, atak, dost canlısı bir insandı. Yazılarında, şiirlerinde toplumsal konular ağırlıktaydı. 4 çocuğu vardı; yeğenleri gazeteciliği seçerken, çocukları başka meslekleri (büyük oğlu pilot, küçük oğlu doktor, büyük kızı Cumhuriyet Savcısı, küçük kızı Veteriner) tercih ettiler.

3 Kasım 1990 da kalp krizi geçirdi. Bu sonun başlangıcı oldu. İkinci bir kalp krizini takiben 17 Nisan 1991'de (Ramazan Bayramının ikinci günü) vefat etti. Rahmetle anıyorum.

FOTOĞRAF: 1950'li yıllar.. Ayakta soldaki Muhlis Yalvaç, sağdaki "Alaman" Haci.. Oturan Mustafa Kuşçuoğlu..

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız