SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bu Yıkıntı 800 Yıllık Selçuklu Eseri!."

0
Güncellendi - 2016-05-17 01:46:10
A- A+ PAYLAŞ

  • Sevserek Han'ın ortaya çıkarılması için 2011 başlatılan çalışma sürdürülmedi, han yeniden kaderine terkedildi.

Pütürge yolu üzerinde Yaygın yakınlarında bulunan Sevserek Hanı'nın ortaya çıkarılması için başlatılan çalışmaların öylece bırakılmasına tepki gösteren CHP Battalgazi İlçe Başkanı Av.Selahattin Sarıoğlu, "Hepimiz, elbirliği, gönül birliği yaparak, ilgisizlikten yitip gitmekte olan Malatyamızın bu eserlerini kurtaralım, gezilip görülür yapalım."dedi.

Yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Pütürge ve Nemrut Yol güzergahı üzerinde yeralan harabe haldeki Sevserek Hanı'na giden Sarıoğlu, şunları söyledi:

“Şu gördüğünüz yıkıntı 800 yıllık Selçuklu eseri. 13. Yüzyıldan kalma. Babamızdan, dedemizden kalma bir eşyayı gözümüz gibi koruyoruz. Ya bu eserleri! Kimin eline geçer böyle bir servet? Ama biz kıymetini bilmiyoruz. İşte hali ortada. Böyle giderse birkaç yıl sonra bir taşı kalmayacak. Buranın kısa zamanda yenilenmesi, görkeminin gün yüzüne çıkarılması gerekir. Bakın bu yol 60 Km. ötedeki dünya başyapıtı Kommagene Uygarlığına, Nemrut’a gider. Hem de yolun tam kenarında. Gelip geçenlerin gözünü alacak yerde. Buradan itibaren Nemrut’a doğru daha yedi han daha var. Bu Han’ı toprak altından çıkaran önceki valilerimizden Ulvi Saran’ı sevgiyle yad ediyorum. 2011’deki çalışması ödenek gelmediğinden yürümedi. Ama bunun yürütülmesi gerekir. Buradan başlanıp diğer hanlar da gün yüzüne çıkarılmalı. Bunun yapılması ekmek kadar, iş kadar önemli. Ama kaldırım yapmaktan, yap- boz yapmaktan daha önemli olduğu kesin.

Şimdi bu hanlar yapılırsa ne olur? Birincisi Nemrut yolu daha çekici olur. Malatya’nın ulusal görüşü olan Adıyaman-Nemrut veya Malatya-Nemrut yolu ucu kapalı yol olmaktan çıkar, tur yolu olur. Nemrut yoluna çıkan gerisin geri dönmez; Malatya devam eden Malatya yolundaki, Adıyaman’a devam eden de Adıyaman tarafındaki illerin diğer yerlerindeki tarihi ve diğer güzellikleri görür. Böylece pasta büyütülmüş ve üç taraf Adıyaman-Malatya ve gezgin için de, karlı olur. İkinci husus da tarihimiz sahip çıkmış, çocuklarımızın bilinçli, özgüvenli, moralli yetişmelerine yardım etmiş oluruz. Atatürk, ‘Türk Çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler başarmak için kendinde kuvvet bulur.’ diyor. Çok doğru söylüyor. Çocuğumuz, gencimiz bu eserlere bakarak, ‘Geçmişte neler başarmışız, ticaret ne kadar önem vermişiz, kervanlar için ne güzel binalar yapmışız.’ der. Tarih bilinci sadece oturup okumakla değil, böyle eserleri gezip görmekle, düşünmekle oluşur. Bu milli bilinç de en değerli varlığımız olur. Yıkılmaz kalemiz olur. Onun için ekmek kadar, aş, iş kadar değerli diyoruz.

Hepimiz, elbirliği, gönül birliği yaparak, ilgisizlikten yitip gitmekte olan Malatyamızın bu eserlerini kurtaralım, gezilip görülür yapalım. Orta Asya tarihimize, Selçuklu, Osmanlı tarihimize, Cumhuriyet tarihimize sahip çıkalım. Hem atalarımıza vefamızı gösterelim, hem bilincimizi artıralım, hem de ülkemizi güzelleştirip turistler için çekici hale getirelim.”

SEVSEREK HAN RESTORASYONU..

Dönemin Valisi Ulvi Saran’ın talimatıyla 2011 yılında  yapılan çevre kazısıyla ortaya çıkarılan ve kültür turizmine açılması için yenileme (restorasyon) çalışmalarına başlanan Selçuklu dönemi yapılarından ve mülkiyeti hazineye ait olan Sevserek Han’ın, eski İl Özel İdaresi bünyesinde bulunan Koruma ve Uygulama Denetim Bürosu (KUDEB)’nun girişimleriyle teknik kazıya başlanmıştı. Tek yetkili Malatya Müzesi olmasına rağmen KUDEB tarafından ön çalışma denilen teknik kazıları yapılarak en kısa sürede ilimizin kültür turizmine kazandırılacağı kamuoyuna duyurulmuştu. Restorasyon için İl Özel İdaresi’nin yaptığı ödenek tahsisi talebi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan hanın  kendilerine tahsisli olmadığı gerekçesiyle kabul edilmedi ve tarihi eser kaderine terk edildi. Bu nedenle tarihi handa çalışmalar durdu ve demir kapıyla muhafaza altına alınan han kaderine terk edildi.

SARAN NE DEMİŞTİ?

2011 yılında Sevserek Hanı’nda çalışmaların başlaması dolayısıyla düzenlenen kokteylde bu eserin gün ışığına çıkarılışının hikâyesini anlatan dönemin Valisi Ulvi Saran, KUDEB ve Müze’nin müşterek çalışması sonucu, toprak altında kalan Sevserek Han’ın temizlik kazısının bitirildiğini, gün ışığına çıkartılması sırasında çeşitli tarihi para ve eşyaların da bulunduğunu, 1200’lü yıllardan kalma madeni eşya ve paraların da yer altında çıkarıldığını belirterek, “2 aylık bir çalışma sonucu Han’ımız ortaya çıktı. Restorasyon projesi ihale edildi. Proje 1-2 ay içinde tamamlandıktan sonra restorasyonuna başlanacak. 1 yıl içerisinde de tamamen bitirilmesini planlıyoruz. Bilahare Han’ın hangi amaçla kullanılacağına karar vereceğiz.”demişti.

İpek yolu üzerinde, Nemrut güzergâhında bulunan Sevserek Han’ın yıllarca toprak altında kaldığını ve tahribat yaşadığını belirten Vali, “Bunun gibi 6 adet han daha bulunmaktadır. Sevserek Han’dan başlayarak Nemrut’a doğru 60 kilometrelik yol boyunca Sevserek 2 Han, Görk Han, Tepehan, Yandere Han, Çat Han, Birinci Taşkale Han ve 2. Taşkale Han bulunmaktadır. Hepsini sırasıyla ortaya çıkarıp Malatya’ya kazandırmak istiyoruz. Sevserek Han’ın 800 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. İpek Yolu üzerinde ticaret yapan kervanlar buralarda konaklamış. 1600 metrekarelik bir alana sahiptir. 150 yıl önce kendi kaderine terk edilip harabe hale gelen ve üzeri tamamen toprakla kapanıp yer altında kalan Han’ı titiz bir çalışmayla ortaya çıkardık. Malatya Şifahenesi ya da bir sağlık merkezi gibi kullanmayı düşünüyoruz. Buna ileriki aşamalarda karar vereceğiz”diye konuşmuştu.

SEVSEREK HAN KAZISI VE BİLGİLERİ..

Bölgedeki hanların ortaya çıkarılması projesi doğrultusunda Vali Ulvi Saran döneminde Sevserek Hanı'nda başlatılan Kazının Bilim Başkanı ve Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. İsmail Aytaç, bu alanda iki han bulunduğunu Aytaç, bunlardan birisinin Sevserek Han, diğerinin ise, tam karşısında ağaçların altında kalmış olan bir yapı olduğunu söylemişti.

Aytaç'ın 2011'deki Sevserek Hanı kazısına ilişkin yaptığı ve basında yeralan açıklamalarını içeren haber şöyleydi:

"Kazı yaptıkları hanın Selçuklu döneminin kervansaray tipolojisinde bir yapı olduğunu anlatan Aytaç, Yaygın'daki bu yapıdan sonra Nemrut Dağı'na kadar 8 adet kervansaray tespit ettiklerini belirtti.

Aytaç, Sevserek Han'da 2 ayı aşkın süredir devam ettikleri kazının bitmek üzere olduğuna işaret ederek, ''Yapı bin 450 metrekarelik bir alana yayılmış. Bazı alanlarda 2 metre, bazı alanlarda 3,5 metreyi bulan bir toprak dolgu vardı. Üzerine da kavak ağaçları dikilmişti. Önce içindeki bu ağaçlar söküldü, temizlendi. Daha sonra yapının içindeki malzeme katman katman dışarıya çıkarıldı. Şu anda hanın büyük bir kısmında zemine ulaşmış durumdayız. Diğer kısımda da zemin araştırmalarımız sürüyor'' diye konuştu.

Kazının Malatya Valiliği'ne bağlı Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu'nun kontrolünde gerçekleştirildiğini ifade eden Aytaç, bu çalışmalar bitirildikten sonra yapının restorasyon projesini hazırlayacaklarını, kısa sürede bitirilecek bu çalışmaların ardından Sevserek Han'ın restore edileceğini ve ayağa kaldırılacağını belirtti.

Selçuklu döneminde kervanların konakladığı bir kervansaray olarak kullanılan yapının 1580 tarihli vergi kayıtlarında kullanımdan düştüğünün anlaşıldığına değinen Aytaç, kazı sırasında 1755 tarihli bir Osmanlı sikkesi bulduklarını, bu buluntunun da yapının Osmanlı döneminde de kullanıldığını gösterdiğini anlattı.

İsmail Aytaç, ''Yapının içinde çok fazla maden kalıntıları çıktı. Buraya yakın mesafede maden ocaklarının olduğunu biliyoruz. Hem maden kalıntılarının, hem de at nalı ve inşaat çivisinin bulunması burasının Osmanlı döneminde maden eritme ocağı olarak kullanıldığını da gösteriyor. Sevserek Han'ın son 150 yıldır kullanılmadığını tahmin ediyoruz. Bugün de yeniden kullanıma açmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz'' diye konuştu.

Osmanlı İmparatorluğu'nun son ve Cumhuriyetin ilk yıllarında bu binanın taşlarının inşaat yapmak isteyen vatandaşlar tarafından alındığını kaydeden Aytaç, Malatyalı bir gazetecinin 1969 yılında çektiği fotoğraflarda Sevserek Han'ın üst örtüsünün ve tonozlarının da bulunduğunu gördüğünü, ancak bunların daha sonraki yıllarda çöktüğünü anlattı.

Aytaç, şu bilgileri verdi:

''Sevserek Han'ın duvarlarının büyük bölümü, ayak kemerleri duruyor. Bu anlamda yapı günümüze ulaşan Malatya'daki 3 handan biri. Yapının içindeki toprak katman bir anlamda hanın günümüze kadar gelmesini de sağlamıştır. Şu anda üst örtü hariç diğer kısımların büyük bir bölümü sağlam. Bu kervansaraylar güvenlik görevlilerinin kaldığı, aş hanesi, yatakhanesi, hayvanların kaldığı ahırı, samanlığı, nalbant, eczanesi olan yerler. Tam teşekküllü bir yaşam merkezi gibiler. Bunlar vakıf eseri.''

Sevserek Han'ın 13. yüzyılın ilk yarısına tarihlendiğini kaydeden Aytaç, şunları aktardı: ''Kazı çalışması sırasında bakır paralar bulduk. Bakır paralar Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus adına basılmış. Bu paralardan da anladığımız odur ki, 1256'lı yıllarda burası kullanılıyordu. Bu yapının 1220 ile 1250 yılları arasında yapılmış olduğunu tahmin ediyoruz. Zaten planı da onu gösteriyor. Ancak yapıya ait kitabeyi maalesef bulamadık. Bahsettiğim o inşaatlarda kullanılmak üzere götürülmüş olmalı. Kazımızda kervansarayın mescidine ait bir ayet kitabesi bulduk. Kitabede Tevbe Süresi'nin 18. ayeti yazıyor. 'Ancak Allah'a inananlar, Allah'ın mescitlerini yapar ve onarırlar' mealindeki kitabe Arapça yazılmış. 2 satır, 3 parça halinde bulundu. Çok küçük bir parçası da bugün için bulunamadı ama ayetin büyük bir kısmını okuyunca kitabeyi tamamlamak mümkün oldu.''

Sevserek Han'ın doğusunda bir su şebekesi bulduklarını anlatan Aytaç, Selçuklu döneminde yapılmış olduğu anlaşılan bu şebekenin içinde hala su bulunduğunu belirtti.

Tarihi kervansarayın tarihi İpekyolu'na bağlanan bir güzergah üzerinde bulunduğunu kaydeden Aytaç, Malatya Pütürge karayolunun tam üzerindeki tarihi yapıdan güneye doğru gidildiğinde Adıyaman, Diyarbakır ve Şanlıurfa'ya ulaşılacağını, bu güzergahın Selçuklu döneminde işlek olan bir güzergah olduğunu anlattı.

Bu güzergahın bir turizm güzergahına da çevrilebileceğini anlatan Aytaç, ''Adıyaman'dan Nemrut Dağı'na gelen turistler, oradan Malatya'ya geçebilir. Malatya'dan da Nemrut Dağı'na giden turistler Adıyaman'a geçebilir. Bu şekilde bu güzergah yeniden işlerlik kazanır. Böylece sadece Malatya ve Adıyaman'a değil bölgeye bir hareketlilik kazandırılmış olur. Çünkü bu güzergah yayla turizmi için de uygun coğrafyaya sahip. Ormanlık alanlar, bir çok kervansaray, köprü var. Amacımız bu güzergahı canlandırmak'' dedi."

Ancak Aytaç'ın anlattığı bu proje, Vali Saran gittikten sonra atıl kaldı, eserler yeniden kaderine terkedildi.

Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com- A.A.- Bülten

d4

d5

dd

d6

d7

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

2 yorum yapılmış

  • yavuz (7 yıl önce)
    eski malatyadaki 1000 yıllık roma surları sökülüp gazi ilkokulu ve atatürk evi yapıldı malatyada daha ne olsun
    0
    0
    Yanıtla
  • Mehmet demir (7 yıl önce)
    Ulvi saran iyi hoştu ama kudeb in başındaki arkadaşlar ne yazıkki bu işin ehli değildi o han dan ayrı hasan Basri türbesindede kazı diye mezarlar tahrip edildi gözümle şahit oldum Selçuklu dönemi mezar taşı ikiye bölündü kazma ile kazı yapılırken restorasyonlar denirse onlar işler acısı ne yazıkki ülkemizde Restorasyon adı altında tarihimiz yok edildi ve devam ediyor işin ehli araştıran birşeyler bilen insanlar hep kızağa çekiliyor birileri rant için Tarihi mizi katlediyor....
    0
    0
    Yanıtla