SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bu İşte Bir Gariplik Var"

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:14:26
A- A+ PAYLAŞ

AKP Malatya Milletvekili Taha Özhan, "HDP, Kürtlerin omzundan, PKK'da, HDP'nin omzundan Türkiye'ye savaş ilan etmiş durumda" dedi. 

AKP Malatya İl Teşkilatı'nda düzenlenen Halk Günü'nün konuk milletvekili olan Özhan, gündeme dair açıklamalarda bulundu.

AKP dışındaki unsurların bir proje dahilinde bir araya getirilmesinden bir siyasi irade ortaya çıkmayacağının net bir şekilde ortaya çıktığını ifade eden Özhan, geriye kalan senaryoda da AKP'siz bir şey yapılamayacağının ortaya çıktığını kaydetti. 

Özhan, koalisyon görüşmelerinde ortaya verimli bir sonucun çıkmadığını belirterek, "Şimdi yeniden bir erken seçime gidiyoruz. Koalisyon, ne siyasal ne de toplumsal zemini güçlü olmadığı için bir netice ortaya çıkmadı. Bunda da emin olun AK Parti'nin hiçbir günahı yok. 13 yıldır AK Parti'yi meşru bir rakip olarak kendilerine görmek yerine, önce düşman olarak kodladılar. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle beraber şeytanlaştırmaya başladılar. Artık düşmanlığı da aştılar. Ardından 2010 referandumu sonrasında da kişiselleştirip, bütün bu meseleyi Tayyip Erdoğan nefretine, kinine dönüştürdüler. Ve bu 13 yıl içerisinde toplumsal, siyasal anlamda ciddi tortuların ortaya çıkmasına yol açtı. Toplumsal zeminlerin koalisyona hazır bir halden çok fazlasıyla uzaklaşmasını sağladı. Ne CHP'nin toplumsal tabanı ne AK Parti'nin ne de siyasi partilerin bu zehirlenmeden dolayı bir koalisyon yapacak zemine sahip olmadıklarını çok açık bir şekilde gördük. Bu zehirlenmeyi de biz değil, bizzati AK Parti'yi meşru bir rakibi olarak görüp, mücadele etmek yerine, bir düşmanmış gibi ardından da kişiselleşmiş bir nefrete dönüştüren atmosfer ortaya çıkardı. Şuan onun bedelini ödüyorlar. Şuan onun bedelini bize de ödetmiş oldular" dedi.

Toplumsal kesimlerin ve siyasal zeminin tek başına iktidarın dışındaki bir senaryonun ne demek olduğunu büyük ölçüde unuttuğunu dile getiren Özhan, 13 yıl boyunca istikrarlı bir şekilde AK Parti iktidarının devam etmesinden dolayı koalisyonun nasıl olacağı konusunda ciddi bir kafa karışıklığının yaşandığını kaydetti.

"EN HAYIRLI SONUÇ YENİDEN SEÇİME GİDİP, NETİCESİNE RAZI OLMAK"

Özhan, en hayırlı sonucun yeniden seçime gidip, neticesine razı olmaktan ibaret olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Gönül isterdi ki bir seçim hükümetiyle seçime gidelim. Ama maalesef ne CHP ne de MHP buna yanaşmadı. CHP buna 'hayır' dedi. Ardından da 'seçim hükümetini ben kurayım' dedi. Bu da ilginç bir teklifti. Hayata geçme ihtimali yok. Milliyetçi Hareket Partisi de, daha öneri sunmadan ilk geceden 'erken seçim' dedi. Koalisyon tekliflerine 'hayır' dedi. Son görüşmede de çok olumsuz bir tavır sergiledi. Geçtiğimiz 1,5 ay boyunca da bol bol hakaretler dolu yazılı açıklamayla, bu süreci kitlemeye çalışan bir aktör konumuna geldi. Maalesef bir seçim hükümeti de kuramadık. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez hayata geçecek olan Cumhurbaşkanı eliyle seçime gitme durumu bir anayasal zorunluluk oldu. Bu, Cumhurbaşkanı'nın tercihi değildir. Anayasada 'siyasi partiler bir koalisyon veya bir seçim hükümeti kurmadığında Cumhurbaşkanı'nın mecbur olduğu bir durumdur.' 

Kasım ayı içerisinde seçim yapılacağını kaydeden Özhan, "Eninde sonunda bu seçim yaşanacak. İnşallah Kasım ayı içerisinde biz seçimlerimizi yapmış olacağız. Netice ne çıkarsa başımızın üzerinde yeri var. Oradan yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu. 

"PKK, KAN AKITMAK İÇİN KAN AKITIYOR"

Özhan, 7 Haziran seçimlerinin en çarpıcı sonuçlarının birisin HDP'nin barajı aşması olduğunu ifade ederek, milletin HDP'ye 'Ben sana barajı aştırıyorum, sana bir sigorta poliçesi aldım, artık güvendesin. Sakin ol, silahlara veda edin, kan akıtmayın, analar ağlamasın, ben de bunun güvencesiyim. Senin arkanda duruyorum, normalleşin ve bu mesele çözülsün' dediğini söyledi. 

HDP'nin halkın söylediklerinin bir tanesinin yanına yaklaşacak tavırların sergilenmediğine dikkat çeken Özhan, olabilecek en negatif şekilde terör saldırılarının zirve yaptığını belirtti.

Özhan, PKK'nın sadece kan akıtmak için kan akıttığını ifade ederek, "Hiçbir şekilde açıklamasını yapamıyorlar. Ve emin olun çok kötü bir dönem yaşıyoruz. 90'lardan çok daha kötü bir dönem yaşıyoruz. 1990'larda bir anda PKK terörü bitse, Kürt meselesi aniden çözülse, ülkemiz güllük gülistanlık değildi. Yeterince sıkıntımız vardı. Bir vesayet rejimi, 28 Şubat darbesi, ardı ardına ekonomik krizler, kişi başına 2 bin doları zor bulan gelir, böyle bir ülkeydik. O dönemde PKK terörü, kötülüklerden bir kötülüktü. Kürt meselesi, sorunlardan bir sorundu. Ama şuan PKK terörü, memleketteki neredeyse tek sorun. Ülkemizdeki her şey iyi kötü değişti, iyileşti. Eksikler var, tamamlanması lazım. Ama hiç kimse 1990'larla mukayese edemez. Kişi başı gelir 2 bin dolardan 11 bin doları geçmiş durumda. Her anlamda temel hizmetler fersah fersah iyileşmiş durumda ama değişmeyen bir tana unsur var. 20-25 yıl önce ne yapıyorsa aynısını yapan, ne söylüyorsa aynısını söyleyen bir tek unsur kaldı, o da PKK'nın kendisi. PKK, 1985'te ne yapıyorsa, 2015'te de aynısını yapıyor. 20-30 yıldır dirhem değişme gösteremeyen, milim oynamayan bir yapıdan bahsediyoruz. Bunu milletimizin uzu süre taşıması mümkün değil. Bu süreç bu şekilde devam ederse, öncelikle milletimiz verdiği bu güveni geri alacaktır. Ardından da PKK, kendi silahlarıyla ve akıttığı kanla baş başa kalacaktır" diye konuştu.

"BU İŞTE BİR GARİPLİK VAR"

AKP'nin iktidara geldikten 15-20 gün sonra olağanüstü hali kaldırarak, sürece müdahale ettiğini anımsatan Özhan, 2005 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'da yaptığı çıkış ve 2009'da resmen ismini koyarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Kürt meselesini tartışmaya açarak, işin çözülmesini gerektiğini dile getirmiş bir siyasi parti olduklarını belirtti.

Özhan, PKK, DTP, BDP ve HDP'nin ülkeyi demokratikleştirmek istedikçe vesayet rejiminin yanında kaldıklarını ifade ederek, "Türkiye, tarihi boyunca en fazla demokratikleştiği dönemde, PKK en fazla terörist bir örgüte dönüştü. Böylesine bir terse gidiş, böylesine demokrasiden, normalleşmeden uzaklaşan bir çizgiyi açıklamanın hiçbir imkanı yok. Bu işte bir gariplik var. Bunlar Kürtlerin tercihi de değil. HDP, Kürtlerin omzundan, PKK'da, HDP'nin omzundan Türkiye'ye savaş ilan etmiş durumda. Biz bunu deşifre etmek, teşhir etmek ve milletimize anlatmak durumundayız. Kısa vadeli bir travma yaşanıyor. Bu travmatik anlarda tercihler yanlış olabilir. Ama orta ve uzun vadede bu sürdürülebilir değildir" dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız