SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Bu Kurum Kime Hizmet Ediyor?!.

0
Güncellendi - 2015-12-28 00:15:39
Bu Kurum Kime Hizmet Ediyor?!.
A- A+ PAYLAŞ

Malatya'da 41 yıllıdır günlük olarak yayınlanan Görüş Gazetesi'nde Basın İlan Kurumu'nun (BİK) keyfi, hukuka aykırı ve baskıcı tutumu ile ilgili eleştirel bir yazı yayınlandı. Anadolu basınında 'Baskı ve İtaat Kurumu' olarak anılmaya başlayan Basın İlan Kurumu ile ilgili Görüş Gazetesi'nin 24 Ekim 2014 tarihli sayısında yayınlanan yazı şöyle; 

"Basın İlan Kurumu Kime Hizmet Ediyor?

Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair 195 Sayılı Kanun, Demokrat Parti iktidarı valilerinin, gazetelere keyfi resmi ilan dağıttıkları gerekçesiyle 27 Mayıs 1960 İhtilali’nden sonra çıkarılmıştır.

Bu kurumun asıl görevi; Ankara, İstanbul ve İzmir gibi basının miktar ve kalite bakımından geliştiği diğer şehirlerde de şubeler açarak, resmi ilanların gazetelerde yayınlatılmasına aracı olmaktır.

Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü görevine, yaklaşık 5 yıl önce Sayın Mehmet Atalay getirildikten sonra bu kurum, kamu hizmetini bir tarafa bırakıp tamamen tüccar zihniyeti ile hareket eder hale gelmiştir. 195 Sayılı Kanun’a aykırı olarak şubeler açtırılıp yerel gazetelerden haksız olarak komisyon alınmaya başlanmıştır. Bu da Anadolu Basını’nın güçsüzleşmesine neden olmaktadır. İşin çilesini biz çekmemize rağmen, Basın İlan Kurumu’na verdiğimiz komisyon kadar para kazanamaz hale geldik…

Bu kurumun yıllık kazancı 50 milyon (eski hesapla 50 trilyon) liradır. Bu para Türkiye’de 50 vilayete verilen resmi ilan parasına denk düşer. Hâlbuki devlet, Basın İlan Kurumu’nu beslemek için değil,  zor şartlarda kamu yararına yayıncılık yapan basını desteklemek için gazetelere resmi ilan dağıtıyor.

Basın İlan Kurumu’nun; basının sırtından kazandığı bu haksız paralar, her yıl Anadolu’nun 10 şehrine devlet kontrolünde dağıtılsa, Anadolu Basını güçlenmez mi?

Resmi ilanlar, Basın İlan Kurumu’nun şubesi olmayan yerlerde olduğu gibi –hiçbir komisyon alınmadan- valilikler tarafından dağıtılsa, basın için daha faydalı olmaz mı? Gazeteleri denetleyecek kontrol kurulları; Basın İlan Kurumu Genel Müdürü’nün emrindeki kişilerden olmayıp da; Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Çalışma ve İş Kurumu elemanları ile basın mensuplarından oluşturulsa, devlete güvenilirliği artırmaz mı?

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü’nün emrinde olan kontrol kurulları, günde iki gazetenin bir yıllık belgelerini inceleyerek denetlemelerini bitirdikleri halde, hazırlanacak raporlar aylarca bekletilip, genel müdürlüğün isteği doğrultusunda yerel gazeteler üzerinde baskı unsuru olarak kullanılıyor! Genel Müdürlüğün istediklerini yapan gazeteler “vasıflı” çıkarılıyor, karşı çıkan gazeteler ise “vasıfsız” çıkarılarak resmi ilanları kesiliyor… Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü isterse kararları aylarca bekleterek yerel gazeteler üzerinde baskı unsuru olarak kullanıyor, isterse de Malatya Şubesi’ne verdiğiniz bir dilekçe daha İstanbul’a ulaşmadan aynı gün karar çıkarılıyor. Biz bunları Malatya’da yaşadık…

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Sayın Mehmet Atalay, görev alanına girmediği halde, şube müdürlerini de yanına alarak kamu parasıyla dolaşmadık şehir bırakmıyor… 2 Eylül’de Ağrı’ya gidiyor… 3 Eylül günü Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık’ı ziyaret ediyor…  4 Eylül’de Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy’u, 5 Eylül’de Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe’yi, 11 Eylül’de Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı ile Bilecik Valisi Ahmet Hamdi Nayir’i, 25 Eylül’de Şırnak Valisi Hasan İpek’i ziyaret ediyor…

Bu Kurum’un İstanbul’da 5 yıldızlı oteli aratmayacak tatil köyü varken, müdürlerini toplayıp Bodrum’a giderek bilgilendirme toplantısı yapıyor. Bu milletin parasına yazık değil mi?

Anadolu Basını sefalet içinde iken, Sayın Genel Müdür’ün bizlerden haksız olarak alınan komisyon ücretleriyle şehir şehir dolaşarak valileri, belediye başkanlarını ziyaret edip, kendini gündemde tutmaya çalışması doğru mudur?

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü’nün; valilerle, belediye başkanlarıyla ne işi var?

 İdari bakımdan hiçbir bakanlığa bağlı olmayan bu Genel Müdür’ün, 195 Sayılı Kanun ve Basın İlan Kurumu Yönetmeliği’ne aykırı olarak durmadan şehir şehir dolaşması, kendisini görevinde müstafi duruma düşürmez mi?

Sayın Genel Müdürümüz 6 Ağustos 2014 tarihinde, yanına şube müdürlerini de alarak Elazığ’a gidiyor… “Elazığ’a kamu parasıyla neden gittiniz?” diye sorulsa… “Ben Elazığ’da Basın İlan Kurumu Şubesi açılabilir mi diye, araştırma yapmaya gittim” diyecek…

Şimdi Sayın Genel Müdüre soruyoruz: “ 195 Sayılı Kanun’a göre Basın İlan Kurumu’nun şubesi olmayan yerlerde, gazetelerle ilgili her türlü karar alma yetkisi ilgili valiliklere aittir. Siz hangi yetkiye dayanarak valiliklerin görev alanına giren şehirlere giderek araştırma yapıyorsunuz? Eğer bir şehirde Basın İlan Kurumu şubesi açılması gerekiyorsa, bununla ilgili araştırmayı ilgili valiliğin yaparak, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’na teklif sunması gerekir.

195 Sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin 5’inci bendine göre bir şehirde Basın İlan Kurumu’nun şubesi açılabilmesi için o şehirdeki gazetelerin miktar ve kalite bakımından Ankara, İstanbul ve İzmir’deki gazetelerin seviyesine ulaşması gerekir. Sayın Genel Müdür’ün görev alanına girmeyen şehirlere, maiyetindeki personeli göndererek, gerçek dışı raporlar hazırlattırarak, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nu yanıltmak suretiyle şube açılmasını sağlaması suç değil mi?

Sayın Genel Müdür, yetkisi olmadığı halde bir şehre, önce kendisine bağlı elemanları gönderip “Bu şehirdeki gazeteler miktar ve kalite bakımından Ankara, İstanbul ve İzmir’deki gazetelerin seviyesine ulaşmış” diye şube açtırtması, daha sonra da aynı şehirdeki gazetelere “ kalitesiz” diyerek -baskı kurmak suretiyle- gazeteleri ortaklığa zorlaması ve birleştirmesi derin bir çelişki değil midir? Bu derin çelişkilere dayandırılarak hazırlanan raporlar sonucu o ilde Basın İlan Kurumu Şubesi açmak suç değil mi?

Anadolu’daki gazete sahiplerinin holdingleri yok ki ortaklıklar uzun süre sürsün… Yarın en küçük parasal ve fikir anlaşmazlıklarında ortaklar birbirine girecek… Olacakların sorumlusu Sayın Mehmet Atalay olmayacak mı?

Sayın Mehmet Atalay 2014 yılında kamu parasıyla kaç şehir dolaşmıştır? Görev alanına girmeyen şehirlere maiyetindeki çalışanları da alarak neden gidiyor? Biz size bir örnekle bunu açıklayalım: Sayın Mehmet Atalay, 6 Ağustos tarihinde görev alanı dışında olan Elazığ’a gidiyor… Bakıyor ki Sayın Recep Tayyip Erdoğan 7 Ağustos günü Cumhurbaşkanı Adayı olarak Malatya’ya gelerek miting düzenleyecek… Hemen Malatya’daki gazete sahiplerini gece telefonla arattırarak “Genel Müdürümüz yarın saat 11.00 de sizlerle toplantı yapacak” diye haber gönderiyor... Bu arada Malatya Valisi’nden de randevu talep ediliyor… Amaç; Malatya Valisi ile görüşerek kendisinin de havaalanında Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılayacak heyette yer alması… Bu doğru bir hareket mi? Bu amacına nail olduktan sonra, gece Malatya’dan İstanbul’a kalkacak olan uçak iptal olunca tekrar Elazığ’a dönüyor, ertesi gün de karayolu ile Sivas’a hareket ediyor… Yol boyu –hatırları kalmasın diye- kaymakamları ziyaret ediyor… Sivas’a ulaşınca bakıyor ki Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz memleketi olan Sivas’ta… Hemen Sayın Yılmaz’ı da bularak kendini gösteriyor…  Başka bir genel müdür bunları yapsa,  görevden alınmaz mı? Ama Basın İlan Kurumu Genel Müdürü hiçbir bakanlığa bağlı olmadığı için kamu forsu ve parasıyla ucuz siyaset yapmaya devam ediyor…

Sayın Mehmet Atalay’ın son icraatlarına bir bakalım: 9 Ekim günü Samsun’a ayak basarak gazetecilerle görüşüyor… 10 Ekim günü Ordu’ya giderek gazetecilerle görüşüyor… 11 Ekim günü Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik etmek üzere Trabzon’a geçiyor.

Şimdi bu Karadeniz gezisinin asıl amacı ortaya çıkıyor… Trabzon’a gidecek olan Sayın Cumhurbaşkanı’na kendini göstermek…

Bize gazetecilik dersi veren Basın İlan Kurumu’nun, internet sitesindeki bununla ilgili habere bakalım: “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti. Ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a,  Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay da eşlik etti. Beraberinde Bakanlar Kurulu üyeleri, milletvekilleri ve bürokratlar ile Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan brifing alan...”

Haber bu şekilde devam ediyor. Bu haberi yabancı biri okusa “Acaba Trabzon hangi ülkenin şehri ki, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bu şehri ziyarete gitmiş? ”der...

Oysa bu haber, azıcık gazetecilik nosyonuna sahip bir muhabir tarafından yazılmış ya da gazetecilikten az da olsa nasibini almış bir editör tarafından düzenlenmiş olsaydı, haberin  “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan“ şeklinde başlayan cümleyle verilmiş olması gerekirdi. Bu engin (!) gazetecilik bilginizle mi Anadolu Basını’na gazetecilik dersi vereceksiniz?

Gelelim asıl konuya:

“ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trabzon gezisine Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay da eşlik etti” şeklinde haber yapmanız için, bu geziye Cumhurbaşkanlığı’nca Sayın Mehmet Atalay’ın davet edilmesi gerekir. Davetsiz misafirlere “eşlik etti” denmez… Lütfen bu konuda açıklama yapın…

Ayrıca haberde, Bakanlar Kurulu üyelerinin, milletvekillerinin ve bürokratların da katıldığı yazıyor. Bakanların, milletvekillerinin ve bürokratların isimlerini yazmıyorsunuz, sanki Mehmet Atalay bir bürokrat değilmiş gibi, bakanların bile önüne çıkararak reklamını yapıyorsunuz…

Bu kurum; devletin zararına, kişilerin menfaatine göre mevzuat değişikliği yapıyor:

Valiliklerin resmi ilan dağıttığı şehirlerde; bir gazete, vergi dairesinden resmi ilan parasını alırken, önce vergi borcu taraması yapılıyor… Bu gazetenin vergi borcu varsa mahsubu yapılmadan ödeme yapılmıyor. Sayın Mehmet Atalay’ın Genel Müdürlüğü’nden önce, Basın İlan Kurumu tarafından da işçilere ait vergi stopajı ve sigorta primlerinin ödendiğine dair makbuz isteniyordu. Ama kimin çıkarı için yapıldıysa, Genel Kurul’da bir karar alınarak vergi stopajı ve sigorta primleri ödenmeden de gazetelerin resmi ilan alabilmesinin önü açıldı.

Şimdi burada diyecekler ki “ Biz mevzuata bir madde ekledik… Gazeteler devir edilmeleri halinde, vergi ve sigorta borçlarını ödemeden resmi ilan alamazlar.”  Peki, bu gazeteler devir edilmeden önce kapanırsa, vergi ve sigorta borçlarını kim ödeyecek, Basın İlan Kurumu mu?

Bir kamu kurumunun; devlete olan vergi borçlarının ve sigorta primlerinin hemen ödenmesi için tedbirler alması gerekirken, geç ödenmesi veya ödenmemesi için teşvik edici kararlar alması düşündürücü değil mi?

GÖRÜŞ "

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız