AKP İl Başkanı Mustafa Şahin, partisine ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik ağır eleştirilere tepki göstererek, "Bu kimsenin haddine değildir" dedi.
Şahin, parti binasında düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
"Son günlerde partimiz ve parti teşkilatımız hakkında medyada yer alan seviyesiz yakıştırmaları ve yazılanları yakinen takip etmekteyiz. Parti mensuplarımız için, bu ülkenin Başbakanı için fütursuzca sarf edilen sözler, gazeteciliğin ve siyasi üslubun bu kadar basite indirgenecek bir araç olmadığı gerçeğini bir kez daha bizlere hatırlattı.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına alçakça dil uzatmak kimsenin haddine değildir. Bir önceki yüzyıldan kalma köhne fikirleri savunan, on yıllar boyunca döne döne aynı şeyleri işleyen sözde gazeteciler ve siyasiler miadıni doldurmuştur. Çağın demokrasi çağı olduğunu göremeyen, kibri,enaniyeti ve bencilliği boynunda kimlik kartı gibi taşıyan zihniyetin sonunu göstermektedir.
Sen kalkıp bu ülkenin Başbakanına ağza alınamayacak küfürler edeceksin sonra da kuru bir özürle, gazeteden istifa etmekle bu işin içinden sıyrılacaksın. Bunu da basın özgürlüğü adı altında yapacaksın.
Bunun adı özgürlük değil, sorumsuzluktur, seviyesizliktir. Bu zihniyet ekşimiştir,kokuşmuştur.
Tutum ve davranışlarıyla herkesin nefretini kazanmış, büyük bir cezayı hak etmiş ve çaresiz kalmış kimse, şaşkınlığa düşer; sanki hak ettiği cezanın biran önce uygulanmasını ister gibi daha büyük suçlar işler; kendisini yargılayacak kimselere çatar, onları kötüler, öfkelerini üzerine çeker. Bütün bu hareketleri onu kötü bir sona ulaştırır. Ekşimiş zihniyet sahibi Oktay Ekşinin sonu gibi
Bu milletin kutsal analarına küfür eden bu ekşi-köhnemiş zihniyetin kökünden kazınma zamanı gelmiştir. Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan ve iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez ilkesine bağlı kalması gereken basın konseyi, bu ekşi zihniyet konseyin başında yer aldığı müddetçe bu ülkede basına duyulan güven ortadan kalkacaktır.
Oktay Ekşi denen sözde gazetecinin yapması gereken hiç vakit kaybetmeksizin yürüttüğü görevi derhal bırakmasıdır.
Referandum sonrası ana muhalefetin milletin tercihine yönelik tavırlarının değişeceğini umud ederken,29 Ekimde teşkilatlarının cumhuriyet sergisinde gösterdiği resimler bu çarpık zihniyetin değişmediğini bir kez daha kamuoyuna göstermiştir.
Resimlerin içeriğindeki hakaret ve iftiralar, Kılıçdaroğlu döneminde halkın değerlerine saygılı politikalar üretileceği fikrinin gerçekçi olmadığını, eski zihniyetin devam ettiğini bir kez daha ortaya koydu. Sergideki fotoğraf ve yazılarda, Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere siyasiler ile toplumun saygın şahsiyetlerine eleştiri adı altında hakaretler edilmiştir.
Kılıçdaroğlu da açılışını yaptığı sergide yer alan suç unsuru oluşturabilecek hakaret içerikli resim ve afişleri eleştirmek yerine alışılmışın dışına çıkmayarak kendisine yakışan şekliyle sahiplenmiştir.
%58 i kabullenemeyen, anlamamak için direnen bu zihniyet, ölçüsüz, seviyesiz, çapsız siyaset anlayışını devam ettiriyor.
Cumhursuz bir cumhuriyet anlayışının bu ülkeye, bu ülke insanlarına hiçbir katkı sağlamayacağını anlamamak için bunların hala direndiğini görmekteyiz.
Teşkilatları tarafından açılan ve siyasiler ile toplumun saygın kişilerine mizah adı altında hakaret eden resim sergisinde de görüldüğü gibi bu zihniyetin yan kollarından ana kademesine kadar vizyonu olmayan bir siyasi anlayış içerinde yuvarlandığını görmekteyiz.
Bu zihniyetin cumhuriyetçi olamayacağı, bu zihniyetin halkçı olamayacağı, hakaret sergisiyle ve genel başkanlarının üslubuyla bir kez daha kanıtlanmıştır.
Bu ülkeyi dünya siyaset arenasında başı dik bir şekilde temsil eden Başbakanımızı omurgasız siyaset yapmakla itham edenler,acaba omurgalı duruşun bugüne kadar ne demek olduğunu öğrenebildiler mi?
Sen akşam söylediğini sabah inkâr edeceksin,omurgalı duruş sergileyeyim derken kıvrım kıvrım kıvrılacaksın.. Sonra kalkıp bu ülkenin Başbakanını omurgasız siyaset yapmakla itham edeceksin.
Omurgalı duruşu sindiremeyen bu zihniyetin ülke yönetebilmek gibi bir irade göstermeyeceği dün partilerinde yaşadıkları krizle bir kez daha ayyuka çıkmıştır. Koltuk kavgasına düşen bu zihniyet sahipleri kendi partilerinde dahi birbirlerine düştüler.Kendi partilerinde bir bütünlük sağlayamayan bu zihniyetin,kendi partilerini dahi yönetemeyen bu zihniyetin bu ülkenin yönetimine talip olması dün olduğu gibi bugün de yüce halkımız tarafından kabul görmemektedir.
8 yıllık AK Parti iktidarının ülkemize çağ atlatan icraatlarını; sağlıkta, ulaşımda, eğitimde, ekonomide, sanayide, çiftçimize verilen desteklerle beraber içerdeki karanlık güç odaklarına karşı ve dış politikadaki omurgalı duruşu ve yapılan bütün hizmetleri görmezden gelen bu zihniyete cevabını bu millet elbetteki vermektedir."
