SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bu Paketler Zemin Oluşturdu"

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:01:29
A- A+ PAYLAŞ

Sivil Dayanışma Platformu (SDP) Başkanı Ayhan Oğan, "AK Parti dönemiyle beraber yeni bir demokratikleşme döneminden bahsedebiliriz" dedi. 

Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM) tarafından düzenlenen Kültür Kuşağı Konferanslar Dizisi kapsamında “21. Yüzyılda Türkiye ve Demokrasi” konusu ele alındı. 

İl Genel Meclisi Toplantı Salonu’nda düzenlenen konferansta, Sivil Dayanışma Platformu (SDP) Başkanı Ayhan Oğan ile Gazeteci-Yazar Ahmet Kekeç, “21. Yüzyılda Türkiye ve Demokrasi” konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

SDP Başkanı Ayhan Oğan, AKP iktidarıyla beraber yeni bir demokratikleşmeden bahsedilebileceğini kaydetti.

Açıklanan Demokratikleşme Paketleri’nin Türkiye’de kurulan siyasal yapıyı kökten ve esastan değiştirecek paketler olmadığını savunan Oğan, “AK Parti dönemiyle beraber yeni bir demokratikleşme döneminden bahsedebiliriz. Mesela 2000 yılından bugüne, yani son Demokratikleşme Paketine kadar 198 Demokratikleşme Paketi açıklanmıştır. 12 yılda 198 Demokratikleşme Paketi açıklanmış, bu son açıklanan da 199’ncu pakettir. Aslında bu paketlerin hepsi Türkiye’de kurulan siyasal yapıyı reforma edecek, kökten ve esastan değiştirecek paketler değildir. Bunlar önemsizdir, değersizdir, hiçbir kıymeti yoktur manasına gelmesin. Bu yapılan bütün değişiklik adımları, bütün bu paketler aslında Türkiye’nin yeni bir siyasal yapıyı ortaya koyabilme zeminini oluşturmuşlardır. Yani normalleşme dediğimiz bir revizyon çalışmasıdır. Bir restorasyon çalışmasıdır” dedi.

“SİVİL ANAYASA DEDİĞİMİZ SÜRECİ YAKALAMIŞ DURUMDAYIZ”

Oğan, Türkiye’nin “sivil anayasa” denilen süreci yakaladığını kaydederek, şunları ifade etti: “Türkiye henüz bir demokratikleşme yönünde reform adımı atabilmiş değildir. Bana göre reform adımının en birinci adımı yeni bir anayasa yapabilmektir. Çünkü bizim bugüne kadar yapılan anayasalar, 1921 Anayasası hariç, devlet merkezli ve devletin kendini yenileme projesidir. Yani özne devlettir. Ama ilk defa biz sivil dediğimiz süreci yakalamış durumdayız. Eğer gerçekten sivil bir anayasayı yapabilirsek, yani toplumdaki iradeyi ortaya çıkararak, bu iradeye dayalı bir siyasal rejim, bir devlet yapısı ortaya koyabilirsek, reformun başlangıcı orasıdır. Ondan sonra Türkiye, o anayasanın icaplarına göre bir siyasal rejimi inşa edebilir. Yeni demokratik Türkiye inşası sürecini başlatabilir. Yeni bir hukuk rejimi inşa edebilir. Yeni bir iktisadi rejim inşa edebilir.”

“BAŞBAKAN ERDOĞAN, COĞRAFYAYI KOMPLE TOPLUMSAL YAPISIYLA DÖNÜŞTÜRME KABİLİYETİNE SAHİP”

Yaşanılan çatışmaların amacının dönüşümü engellemek olduğunu iddia eden Oğan, “Bütün güvenlik politikaları, dış politika ve önemli iktisadi politikalar vesayet sistemine rağmen yapılamadı. Seçilmiş iktidarlar sadece ıvır zıvır işleri yaptılar. Bu böyle mi devam edecek? Yoksa yeni bir sistem mi inşa edilecek? Amerika’da da yaşanan budur. Obama, barış sermayesinin ürettiği bir siyasi aktördür. Ve bugün çalışmasını engellemek isteyenler, statükoyu değiştirmek istediği için Obama’yı engelliyorlar. İşte Erdoğan, sadece Türkiye’yi değil aynı zamanda bu coğrafyayı komple bütün toplumsal yapısıyla beraber dönüştürme kabiliyeti olan ve bunu dönüştürebilen bir lider olduğu için, bu dönüşümü engellemek adına Erdoğan’ı bu görevden almak istiyorlar. Siyaseten tasfiye etmek istiyorlar. Yaşadığımız çatışma budur” diye konuştu.

“BÜTÜN ANAYASALARI ASKER VE BÜROKRASİ YAPMIŞ”

Gazeteci-Yazar Ahmet Kekeç, bütün anayasaların asker ve bürokrasi tarafından yapıldığını kaydederek, “Türkiye’deki siyaset üzerine sürekli mühendislik çalışması var. Başbakan seçiyoruz. Adam “olmadı, asarım ben bunu” diyor ve asıyor. Gözümüzün içine baka baka Başbakan’ı asıyor. Darbeler dönemini hatırlayalım; sürekli müdahale ve vesayet altında. “sen bu işleri beceremezsin” görüşü var. Anayasada aynı şekilde. 1876 yılında anayasa yapmaya başlamışız. 2013 yılına geldik, hala bir anayasa yapamadık. Bizde bütün anayasaları asker ve bürokrasi yapmış. Bizde anayasaları asker yapar, bürokratlar yapar. Beğenmez, bozar, yenisini yaparlar” şeklinde konuştu.

“ANAYASA YAPMAYI, DARBE ŞARTINA BAĞLAYAN BİR KAFA VAR”

Kekeç, halkın temsilcileri ve halkın iradesine karşı ergen muamelesi yapıldığını savunarak, şunları söyledi: “Son zamanlarda “bu meclis anayasa yapmasın. Anayasa yapmak için kurucu meclise ihtiyaç var” deniliyor. Peki, kurucu meclis nasıl oluşacak? Nasıl yapacağız biz bunu? Ancak büyük bir altüst oluş yaşanacak ki, siyasal düzene son verilecek ve oluşacak ilk meclise biz Kurucu Meclis diyeceğiz. Yani anayasa yapmayı, darbe şartına bağlayan bir kafa. Halkın temsilcilerine ya da halk iradesine ergen muamelesi yapılıyor.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız