SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bu Türküler Bir Derya"

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:23:50
A- A+ PAYLAŞ

Türkiye onu TRT'nin düzenlediği 'Sıra Sende Türkiye' adlı müzik yarışması ile tanıdı. Yarışmanın finalinden önceki hafta, Türk Halk Müziği'nin duayen yorumcusu ve jüri üyesi Bedia Akartürk'ün 'Altın Plak' almasını sağladığı türküyü okuyarak, Bedia Akartürk'ten tam puan aldı. Yarışmada 2200 kişi içinde ilk 10'a girerek, juri üyeleri tarafından 'Türk Halk Müziği'nin gelecekteki yıldızı' ilan edildi.

Ebru Yaman'dan söz ediyoruz. 

Ebru Yaman, Malatya'nın Akçadağ ilçesinden, Gölpınar köyünden.

1993 İstanbul doğumlu ama o Malatyalı olmakla gurur duyuyor. Çünkü, henüz 9-10 yaşlarında bir çocuk iken gönül verdiği ve bugün kendisini 'Geleceğin Yıldızı' yapmak yolunda okuduğu türkülerin Malatya genetiğinden, memleket toprağından geldiğine inanıyor.

Malatyalı genç sanatçı Ebru Yaman geçtiğimiz günlerde, uydu üzerinden yayın yapan Türkiyem TV'de, yapımcılığını ve sunuculuğunu Ali Cengiz'in yaptığı "Türkülerle Anadolu" programının konuğuydu. 

Yaklaşık 3 saat süren program boyunca Ebru Yaman, başta, çok sevdiği Arguvan türküleri olmak üzere, Malatya'nın değişik yörelerinden ve Türkiye'nin farklı coğrafyalarından çok sayıda türkü yorumladı.

Ebru Yaman, Arguvan türkülerine özel bir önem veriyor ve o türküleri okumaktan son derece mutlu. Fakat, aynı zamanda, Arguvan türkülerinin mutlaka yöre insanından dinlenmesi gerektiğini de vurgulamayı ihmal etmiyor.

Ebru Yaman'la, mahalli sanatçı Şakir Gökçe’nin de eşlik ettiği Türkiyem TV'de yayınlanan "Türkülerle Anadolu" programından sonra türküler ve kendisinin müzikal kariyeri üzerine konuştuk:

-Türküye gönül verenler Ebru Yaman'ı 'Sıra Sende Türkiye' yarışmasındaki başarılı performansı ile tanıyor. Sizi biraz daha yakından tanıyalım istiyoruz. Nasıl başladı türkü sevdası sizde?

-1993 İstanbul doğumluyum ama aslen tabii ki Malatya’nın Akçadağ İlçesi Gölpınar Köyü’ndenim. Küçüklüğümden beri dayılarımın ve amcalarımın söylediği türkülerle büyüdüm.  Özellikle anne tarafım, dayılarım bir araya geldiğinde adeta evde küçük bir orkestra kurulurdu. Rahmetli dedem cümbüş çalarmış. Onlarla birlikte başladı müzik hayatım. Eskiden onların küçük solistleriydim, şimdi assolistleri oldum. Aile bireylerimiz kendi mesleklerini devam ettiriyorlar ben ise tamamen müziğe yöneldim.

-Müzikal birikiminiz açısından bir yanınızın alaylı, bir yanınızın ise mektepli olduğunu anlıyoruz. Müzik eğitiminize ilişkin nasıl bir serüveniniz var?

-İlk olarak Sakarya Üniversitesi Devlet Konservatuarını kazandım. Orada bir yıl okuduktan sonra benim küçüklükten beri hayalim olan İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü’ne girdim. Şu an Ses Eğitimi Halk Müziği öğrencisiyim. 3’üncü sınıfa geçtim. 

-Sağlam bir temele dayanarak inşa etmeye çalıştığınız müzikal kariyerinizde yarışmaların son derece önemli bir yer tuttuğunu söylersek yanlış olur mu?

- Hayır, yanlış olmaz. Çünkü lise hayatım boyunca birçok yarışmaya katıldım. Benim hayatımı şekillendiren süreç yarışmalarla gelişti. Ama kendime inandığım ve güvendiğim yarışmalardan birisi Arguvan Vakfı tarafından düzenlenen ‘Arguvan Türküleri Ses Yarışması’dır. 2013 yılında bu yarışmaya katıldım ve birinci oldum. Onun öncesinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yaptığı bir yarışma vardı. Akdeniz Bölgesi’nde Adana’da yapılan elemede bölge birincisiydim ve daha sonra Türkiye finalinde kendi yaş kategorimde ve kendi alanımda Türkiye birincisi oldum. Sonrasında zaten TRT tarafından düzenlenen ‘Sıra Sende’ adlı yarışmaya katıldım. Bu yarışmada olmaktan öncelikle gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum.  Çünkü 2200 kişi arasında ilk 10’a girmiştim. Çok şey öğrendim. Arkamızda dev bir orkestra vardı ve jüride yer alan insanlar benim için çok değerliydi. 

Arguvan Türküleri’ni Arguvan Vakfı’ndan öğrendim

-Bu programda Arguvan türkülerini çok içten ve yaşayarak okudunuz. Sizin için ne ifade ediyor Arguvan türküleri?

-Arguvan türküleri başlı başına bir derya. İnsanı, hayatı, dünyayı, varoluşun anlamını idrak edebilmek için Arguvan türküleri birer rehber niteliğinde. Ben şunu vurgulamak istiyorum:  Biraz önce müzik eğitimimle ilgili bir soru sordunuz ya; eğitim bir şekilde alınıyor. Okullar var, cemiyetler var. Ama ben Arguvan Türkülerini Arguvan Vakfı’nda öğrendim. Bununla birlikte, Arguvan’ı hiç görmemiştim ve kocaman bir yer biliyordum. Arguvan Türkü Festivali’nde sahne aldığım zaman ilk kez Arguvan’ı o zaman gördüm ki küçücük bir yer. Anladım ki Arguvan türkülerindeki o hasretlik, o özlem ve acılar bu nedenle doğmuş. Ben Arguvan türküleri okuyorum ama bana göre kendi yöresel insanından dinlenmeli. Mesela  Hacı Engüzel’den dinlenmeli.  Geçtiğimiz yıl Arguvan Festivali’nden sahne aldım ve sahneden indikten sonra Hacı Engüzel yanıma geldi ve ‘Sen bu türküleri çok güzel okuyorsun, hakkıyla okuyorsun’  dedi. Benim için çok onur verici bir şey.

"Okul bitince sahnede olmak istiyorum"

-Gelecek planlamaların arasında neler var?

Babam hep ‘otu çek, köküne bak’  der.  Bu, eğer genlerde varsa birinci nesilde olmasa bile ikinci nesilde ortaya çıkıyor.  Dayılarım bir araya geldiğinde ki dayılarım Doğanşehirli. Polat ağzı denilen türküleri çok güzel okuyorlar. Ben hep onlardan duydum ama benim hayatımı şekillendiren şey yarışmalar oldu.  Eğitim alarak bunu pekiştirme yolunu seçtim. Okul bitince kesinlikle sahnede olmak istiyorum. Türkü dediğimiz şeyi yaşayarak hissederek okumak istiyorum. Akademik kariyer belki hayatımı güvence altına almak için olabilir ama Türkü söylemeye devam etmek istiyorum.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız