SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bu Üst Aklın Bir Projesi"

0
Güncellendi - 2015-12-28 02:49:00
A- A+ PAYLAŞ

AKP Malatya Milletvekili, TBMM İdare Amiri, Türkiye-KKTC Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Ömer Faruk Öz, KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri dolayısıyla,  Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına KKTC Cumhurbaşkanı seçilen Mustafa Akıncı’yı kutlayarak başlayan Öz, basın toplantısının sonunda ise; gazetecilerin sorularını aldı. Sorular üzerine Anavatan kavramı üzerinden başlatılan tartışmalara da değinen Öz, tartışmanın 7 Haziran seçimleri ile ilişkisine dikkat çekti. 

Öz, “Kuzey Kıbrıs bizim için diğer ülkelerden bir ülke değildir. Kuzey Kıbrıs’ın bağımsız bir devlet olduğunu tanıyan ilk ülke Türkiye’dir. Kuzey Kıbrıs’ın uluslararası arenada tanınır bir devlet olması noktasında da en büyük gayretler AK Parti hükümetleri döneminde gösterilmiştir. Bu bağlamda birçok ülkede büyükelçilikler, temsilcilikler açılmaya devam edecektir inşallah. Burada Anavatan bir gönüldür. Kıbrıs Türk halkının da Anavatan’dan gayri bir şey düşündüğü söz konusu değildir. Çünkü Kıbrıs, Anavatan ve Kuzey Kıbrıs’taki Türk halkının büyük bir bedel ödemesiyle bugünlere gelmiştir. Dolayısıyla Kıbrıs Türk halkının hiçbir zaman Anavatan sözünden rahatsızlık duyacağı kanaatinde değilim.” 

Öz, devamında “Türkiye’de yaklaşan bir genel seçimler söz konusu bu genel seçimler öncesinde Türkiye’deki siyaseti dizayn etmek isteyen uluslararası üst akıllar, Kuzey Kıbrıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve seçim sonrasındaki yeni seçilen Sayın Cumhurbaşkanının söylemleri ile belki Türkiye’deki yaklaşan seçimler noktasında farklı bir algı oluşturmaya çalışıyor olabilirler. Ve şunu özellikle belirtmek istiyorum ki; Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da 7 Haziran’dan sonra güçlü bir şekilde tekrar iktidara gelecek olan AK Parti ile en yakın çalışma mesaisi içerisinde olacağından zerre miktar kuşkumuz yoktur. 7 Haziran öncesi, şu anki açıklamalarını ben sadece Akıncı’nın değil; belli uluslararası üst aklın ortaya koyduğu bir proje olarak görüyorum. Ama inanıyorum ki; Sayın Akıncı da Kıbrıs Türk Halkının çıkarlarını koruma ve kollama noktasında, Türkiye Cumhuriyeti ile kendisinden önceki Cumhurbaşkanlarının ve yöneticilerinin göstermiş olduğu ilişkileri aynen devam ettirecektir.” ifadelerini kullandı. 

AKP Malatya Milletvekili, TBMM İdare Amiri, Türkiye-KKTC Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Ömer Faruk Öz’ün açıklamaları şöyle:

"Bildiğiniz gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 26 Nisan 2015 tarihinde başarılı bir seçim maratonunu geride bıraktı.  Bu çerçevede, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin büyük bir demokratik olgunluk içerisinde sonuçlanmasından duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Dördüncü Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Mustafa Akıncı’ya, üstlenmiş olduğu bu onurlu görevde başarılar diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin; tüm KKTC Hükümetleri, Cumhurbaşkanları ve siyasi partileriyle şimdiye kadar sürdürülen güven ve kardeşliğe dayalı diyaloğunun, Sayın Mustafa Akıncı döneminde de en ileri aşamada devam edeceğine inancımın tam olduğunu bilhassa ifade etmek istiyorum. 

Gerek Kıbrıs Türk halkı ve gerekse KKTC yönetimi çok iyi bilmektedir ki; AK Parti hükümetleri döneminde KKTC konusunda öncelikle uluslararası arenada kazanımlarımızdan vazgeçmeden uzlaşıya dayalı bir siyaset izlenmiş, 2004 Annan Planı başta olmak üzere tüm müzakere süreçlerinde Ada’da kalıcı, adil ve kapsamlı bir anlaşma sağlanmasının çabası içerisinde olunmuştur.  Anadolu toprakları gibi şehit ve gazilerimizin kanlarıyla yoğrulmuş Osmanlı’dan miras ata yadigârı Türk halkının yaşadığı bu topraklar, hiç şüphesiz bizim için her şeyden önce bir vatan toprağıdır. Günümüze kadar Türkiye Cumhuriyetinin güvencesi altında, her daim ondan aldığı güç ve destekle sürekli gelişen, güçlü temellere sahip olan bu vatan toprağı, Sayın Mustafa Akıncı’nın liderliğindeki bu yeni dönemde de diplomatik, ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel tüm alanlarda desteğimizi yanında bulacaktır. 

Ada’daki yaklaşık beş yüz yıllık Türk varlığının bugünkü temsilcisi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile olan ilişkilerimiz şüphesiz, herhangi bir başka ülke ile kıyaslanmayacak kadar köklü ilişkilerdir. Kanuni Sultan Süleyman devrinde elli bin şehitle vatan topraklarına katılan Kıbrıs, Anadolu toprakları gibi şehit ve gazilerimizin kanlarıyla yoğrulmuş topraklardır. 

Kıbrıs konusunda her açıdan sorumluluklarının farkında olan Türkiye, anavatan ve garantör olarak üzerine düşen hak ve yükümlülükleri titizlikle yerine getirmiş ve bundan sonra da getirmeye devam edecektir. 

10 Mayıs 1988 tarihindeki kuruluşundan bugüne Türkiye-KKTC Parlamentolararası Dostluk Grubumuz, iki ülke parlamentolarımız arasındaki yakınlaşmayı sağlamak noktasında önemli bir misyon üstlenmiştir. Hiç şüphesiz yeni dönemde görev alacak arkadaşlarımız bu dostluğu daha da arttıracak işbirliklerini daha da geliştirecektir.   

Bugün biz ülke olarak, KKTC ekonomisine her yıl kayda değer bir mali katkı yapmanın yansıra, KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamaya yönelik Ekonomik Programın uygulanması ve KKTC’nin ihtiyaç duyduğu kalkınma projelerinin finansman ihtiyacının karşılanması için samimi bir çaba ortaya koymaktayız.

Biz, Türkiye olarak Doğu Akdeniz’in bir barış ve dostluk denizi olması için Kıbrıs sorununun çözümüne dış politikamızda öncelikli bir yer veriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tabiriyle Kıbrıs konusunda her zaman bir adım önde olmak yönündeki anlayışımızı sürdürüyoruz. Bu doğrultuda hiç kimse, KKTC konusunda Türkiye’nin tarihi ve ahdi sorumluluklarının aksine davranacağını beklememelidir.  

Türkiye Cumhuriyetiyle birlikte Kıbrıs Türk halkı, her türden baskı, terör ve sindirme hareketine rağmen yılmayacağını, meşru haklarından hiçbir koşulda feragat etmeyeceğini, mevcudiyetinin sona erdirilemeyeceğini, en güç zamanlarda dahi hakkı olan mertebeden daha düşük bir konuma asla razı olmayacağını dosta düşmana, uluslararası camiaya göstermiştir. 

Bu uğurda binlerce şehit  verilmiş, bedel ödenmiştir. Bu bedeli Kıbrıs’da yaşayan soydaşlarımızla birlikte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bizler  birlikte ödedik. 

Maruz kaldığı teröre, meşru dayanaktan yoksun her türlü kısıtlamalara rağmen, Kıbrıslı kardeşlerimiz demokrasi kültürüyle, birlik ve dayanışma bilinciyle hareket ettiğini defaatle göstermiştir.  

Bugün, maalesef, 2004 yılında yapılan eş-zamanlı referandumlarla Kıbrıs sorununa kalıcı ve yaşayabilir bir çözüm bulunmasına yönelik iradesini açıkça ortaya koymuş Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin üzerindeki, meşruiyetten yoksun izolasyonlar devam etmekte, Kıbrıs Türk Halkı’na verilen sözler yerine getirilmediği gibi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ise adeta çözümsüzlükten dolayı ödüllendirilmektedir. 

Kıbrıs’da Türkler dünya ile bütünleşmek, Kıbrıslı Rumlarla eşit haklara sahip kurucu ortaklığa dayanan bir devlet için ortaya konulan çözümlere her defasında iyi niyetle yaklaşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti de, Adadaki kardeşlerimizin ve gelecek kuşakların, dünyayla sağlam bir iletişim içerisinde, hiçbir gelecek kaygısı hissetmeden, güven içinde yaşayabilmesi, malına mülküne sahip çıkabilmesi için kesin bir çözümden yana olmuştur. 

Sayın Mustafa Akıncı dönemi ve sonrasında da Anavatan Türkiye, her zaman Kıbrıslı Türk kardeşlerinin yanında olacak ve her koşulda, her uluslararası platformda gerek parlamento gerekse diplomasi ölçeğinde KKTC’nin meşru çıkarlarını savunmaya devam edecektir. 

Parlamenter diplomasi boyutunda baktığımızda, ben inanıyorum ki; Türkiye – KKTC Parlamentolar Arası Dostluk Grubu olarak, KKTC’li parlamenterlerin uluslararası görünürlüğünün artırılmasına yönelik çalışmalar, Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun talimatları doğrultusunda önümüzdeki 25. dönemde de artarak devam edecektir.

Sözlerime son verirken önümüzdeki süreçte Kıbrıs Türk Halkı’nın çözüm yönünde şimdiye kadar müteaddit defalar sergilemiş olduğu iradeye, Rum tarafınca da samimi ve iyi niyetli bir şekilde karşılık verilmesini umuyorum. 

Kıbrıs’da iki halkın asli kurucu iradeleri ve siyasi eşitlikleri temelinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması noktasında Türkiye’nin anavatan ve uluslararası anlaşmalarla sabit garantör sorumluluklarını kararlılıkla aynen sürdürmeye devam edecektir. 

Cumhurbaşkanlığı döneminde, yarım asırı deviren Kıbrıs sorununa adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmasını temennisiyle Sayın Akıncı’yı bir kez daha kutluyor, yeni görevinde başarılar diliyorum. 

Bu vesileyle Kıbrıs’da kazanımlarımızı korumak için şehit düşmüş, Kıbrıslı Mücahitlerimize, soydaşlarımıza, Mehmetçiklerimiz ile geçmişten bugüne Kıbrıs davasınının onuruna ve şerefine halel getirmeden hizmet eden tüm dava erlerine şükranlarımı sunuyorum. 

Kıbrıs Türk halkına müreffeh ve aydınlık bir gelecek diliyor; Türkiye’nin, KKTC konusundaki görev ve yükümlülüklerini kararlılıkla yerine getirmeye devam edeceğini hatırlatarak, Türkiye ve KKTC kamuoyuna en derin saygılarımı sunuyorum."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız