SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bu Yasa Hep Sorunlu Olacak.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:46:24
A- A+ PAYLAŞ

Cumhuriyet Halk Partisi’nden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı olan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin Malatyalı Dekanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, aralarında Malatya’nın da yer aldığı büyükşehirlerde belediye sınırlarının il sınırları olarak düzenlenmesinin uygulamada ciddi sorunlar doğuracağını ileri sürdü. 

Son düzenleme ile Türkiye’deki 30 ilin büyükşehir statüsüne dönüştürüldüğünün belirten Prof. Dr. Yalçın Karatepe, büyükşehirlerde il özel idarelerinin kaldırılması sonrasında doğacak boşluğun belediyeler tarafından doldurulmasının da zor olduğunu söyledi.

Hükümetin kır ve kent ayrımını teorik olarak ortadan kaldıran büyükşehir belediyesi düzenlemesini halka sormadan yasalaştırdığını kaydeden Prof. Dr. Yalçın Karatepe bu durumun Türkiye’nin imzaladığı Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın ‘Yerel Yönetim

Sınırlarının Korunması’ başlıklı maddesine de aykırı olduğunu savundu. 

İl özel idarelerinin kaldırılmasıyla büyükşehir belediyelerinin genişleyen hizmet alanında kendilerine verilen görevleri yürütme kapasitelerinin yokluğunun büyükşehir düzenlemesinin en kritik noktalarından birini oluşturduğuna işaret eden Prof. Dr. Karatepe’nin eleştirilerini içeren ve Hürriyet Gazetesi’nde Yalçın Bayer’in yönetiminde hazırlanan “Yeter Söz Milletin” köşesinde yer alan yazı şöyle:

“TÜRKİYE’de başlayan yerel yönetimler alanındaki dönüşüm süreci kamuoyunda ‘Bütünşehir Yasası’ olarak bilinen düzenleme ile devam etmektedir.

Aralık 2012’de Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Van ve daha sonra Ordu ile büyükşehir belediyesi sayısı 30’a çıkarılmıştır.

Bu reformun en önemli özelliği, söz konusu belediye sınırları ile mülki sınırların eşitlenmesidir. Yani büyükşehir belediyesinin hizmet alanı il sınırlarına genişletilmiş, böylelikle devasa bir hizmet alanının sorumlusu haline gelmiştir. Çünkü büyükşehir olan illerde il özel idareleri kaldırılmıştır. Türkiye’nin en köklü yerel yönetim birimlerinden biri olan ve özellikle de 2005 yılından itibaren güçlendirilen il özel idareleri büyükşehirlerde tarihe karışmıştır.

HASSAS SÜREÇ

İl özel idarelerine ek olarak, büyükşehir belediyelerine bağlı mevcut köy ve belde belediyelerinin tüzel kişilikleri de ilk yerel seçimlerden (Mart 2014) sonra ortadan kalkacaktır. Kapatılarak mahalleye dönüştürülen belediye ve köylere ilişkin devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonları söz konusu yasada öngörülmüştür. Bu süreç dönüşümün en hassas noktalarından biridir. 

Ayrıca büyükşehirlerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları kurulmuştur. Bu başkanlıklar, büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde kamu kurum ve kuruluşlarının yatırım ve hizmetlerinin etkin olarak yapılması, izlenmesi ve koordinasyonu, acil çağrı, afet ve acil yardım hizmetlerinin koordinasyonu ve yürütülmesi, ilin tanıtımı, gerektiğinde merkezi idarenin taşrada yapacağı yatırımların yapılması ve eşgüdümlenmesi, temsil, tören, ödüllendirme ve protokol hizmetlerinin yürütülmesi, ildeki kamu kurum ve kuruluşlarına rehberlik edilmesi ve bunların denetlenmesini gerçekleştirmek üzere valiye bağlı kurulmuştur. Yasadan da anlaşılacağı gibi, söz konusu başkanlıkların ne türden bir yapı olacağı konusunda çalışmalar ve dolayısıyla belirsizlik halen devam etmektedir.

Büyükşehirlerin maliyesi de değinilmesi gereken bir başka önemli konudur. Genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı toplamından büyükşehir belediyelerine ayrılan pay arttırılmıştır. Ancak bu artışın genişleyen hizmet alanı ile paralel oranda olup olmadığı tartışmalıdır. 

-İl özel idarelerinin kaldırılmasıyla büyükşehir belediyelerinin genişleyen hizmet alanında kendilerine verilen görevleri yürütme kapasitelerinin yokluğu bu noktada karşımıza çıkan en temel sorundur. Ankara ve Konya gibi, Avrupa’nın pek çok ülkesinden büyük yüzölçümlü ve elbette nüfuslu kentlerde bu sorun daha da büyüktür. Öngörülen büyükşehir modelinin kapasite ve mali kaynak sorunları nedeniyle ne derece hizmet sunabileceği ve dolayısıyla hizmetlerin etkinliği–verimliliği ancak yasanın uygulanması aşamasında görülebilecektir. Ancak şurası açıktır ki, yasanın kamuoyunda savunulan en önemli gerekçelerinden biri olan ‘hizmetlerin en iyi–etkin ölçekte sunulması’ söylemi ölçeği genişletilen büyükşehirler için gerçekçi değildir. Eğer, yönetsel yapı olarak örnek alınan Batı ülkeleri ve özellikle Fransa ise bu ülke uygulamalarındaki belediye hizmet alanlarının ölçeklendirildiği düzenlemelerle söz konusu yasanın önemli ölçüde farklılıklar gösterdiği iddia edilebilir.

-6360 sayılı yasa ile genişletilen büyükşehir sınırları, kır ile kent ayrımını kuramsal olarak ortadan kaldırmıştır. Kırsal alanın kentleşmesi kamuoyunda tarım ve hayvancılığın geleceği konusunda haklı endişelere yol açmıştır. Bu nedenle olsa gerek, yasada, belediye sınırlarına katılan kırsal alanlarda büyükşehir ve ilçe belediyelerinin, tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabileceği hükmü konulmuştur. 

Bunun anlamı, belediyelerin kentsel alan yönetiminde kırsal ekonomik faaliyetlerin yürütülmesinin şimdilik garanti altına alınması olmuştur. Ancak, bu hüküm tarım ve hayvancılığın geleceği konusundaki endişeleri giderememiştir.

DEMOKRASİ SORUNU

-Büyükşehir düzenlemesi, yerel demokrasi açısından da önemli sorunları beraberinde getirmektedir. Yerel yönetim birimlerinin, yöre halkının görüşünü dikkate almadan yukarıdan aşağıya bir yöntemle değiştirilmesi, yerel demokrasi ve yerel yönetimlerde katılım ilkesinin ihlali demektir. 

-Türkiye’nin imzaladığı Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın ‘Yerel Yönetim Sınırlarının Korunması’ başlıklı maddesinde konu ‘Yerel yönetimlerin sınırlarında, mevzuatın elverdiği durumlarda ve mümkünse bir referandum yoluyla ilgili yerel topluluklara önceden danışılmadan değişiklik yapılamaz’ şeklinde düzenlenmiştir. Görüldüğü gibi, düzenleme şarta açıkça aykırıdır. 

-Büyükşehir belediyelerine ister demokrasi, isterse de hizmet ölçütünden yaklaşılsın yapılan düzenlemelerin her açıdan sorunlu olduğu yasanın uygulamaya girmesiyle birlikte net bir şekilde görülecektir.”

Hürriyet'te Yalçın Bayer'in köşesindeki bu yazının yanı sıra, Özel İdare- Belediye malları ile ilgili ortaya çıkacak sorunlara ilişkin değerlendirmeleri içeren bir başka yazıyı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25250210.asp

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız