SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Bu Yıl Üniversitede..

A- A+ PAYLAŞ

Esnaf Odaları tarafından geleneksel olarak düzenlenen Ahilik haftası etkinlikleri tüm yurtta olduğu gibi Malatya’da da yapıldı. Ahilik kutlamalarına İnönü Üniversitesi ilk kez ev sahipliği yaptı.

Malatya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Şevket Keskin ve oda başkanlarının Atatürk anıtına çelenk sunum töreniyle başlayan etkinlikler İnönü Üniversitesi Kongre ve Kültür merkezinde gerçekleştirilen “Ahilik Kültürü” konulu konferansla devam etti.

Kongre Merkezinde gerçekleştirilen konferansa Vali Halil İbrahim Daşöz, Malatya Belediye Başkanı Cemal Akın, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, İl Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, MESOB Başkanı Şevket Keskin, ESKKK Başkanı Ali Evren, ESOB’ne bağlı oda başkanları, vatandaşlar ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Konferans öncesi protokol konuşmalarının yapıldığı etkinlikte açılış konuşmasını MESOB Başkanı Şevket Keskin yaptı. Keskin konuşmasında Ahilik Kültüründe kadınların önemini açıklayıcı bir konuşma yaptı. Dünyada ilk defa kadınların örgütlenmesinin ahilik teşkilatıyla başladığını belirten Şevket Keskin konuşmasının devamında; “Ahilik kültürü denildiği zaman birlik beraberlik sevgi ve hoşgörü gelir akıllara. Bugün Malatya’da esnaf ve sanatkârların yaptığı da budur. Kürsüden baktığımda bayanların da geçmiş yıllara oranlara daha çok olduğunu görüyorum bu çok sevindirici. Bu anlamda ahilik kültüründe kadınlarımızın yerinin ne olduğunu anlatmak istiyorum. Ben kadınlarımıza “bacı” diye hitap ediyorum çünkü ahilik kültüründe karşındaki bayana bacı olarak hitap edersin. Bu bizim kültürümüzde var. Anadolu ahiliğinde bacılarımızı ahilik kültürü ilime, sanata yönlendirmiştir. Bu anlamda kadınlarımız ahilik kültüründe büyük önem taşır. Ahi Evran’ın hanımı Fatma Bacı dünyada ilk defa Anadolu Kadınlar Birliğini kurmuştur. Örneğin Kayseri’de ki eski sanayi sitelerinde kadınların çalışacağı mekânlarda bulunurdu. Anadolu Kadınlar Birliğine üye bacılarımız bu mekânlarda sanatlarını icra ediyorlardı.” dedi.

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik ise; Ahilik Haftası etkinliklerinin üniversitede yapılmasının mutluluğunu ve gururunu yaşadığını belirterek başladığı konuşmasını özetle; “Bu kültürün tekrar gençlerimizin öğrenmesine gündemine gelmesine, onların bu kültürü öğrenmelerine olanak sağlanması konusunda mutluluğumu dile getirmek istiyorum. Artık çağdaş dünyada üniversiteler sadece seçkinci insanlara hizmet etme görevini bırakarak yaşadığı toplumla bütünleşen, toplumunun problemlerine çözüm üreten, toplumu ile kaynaşan kurumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla Türkiye üniversiteleri toplumun üniversiteleri olarak toplumunun yükselmesine öncülük edecektir. Osmanlı medeniyetine baktığımızda dünyada 3 asır liderlik yapan bir geçmişin çocuklarıyız. Geçmişimize baktığımızda tabi bu işin kılıç kalkanla olmadığını bizi dünyanın lideri yapan alt yapılarımızın müesseselerimizin olduğunu biliyoruz. İşte ahilik ve lonca teşkilatı böyle bir işlevi gören teşkilatlarımızdır. Geçmişini ihya etmeyen uluslar birliğini de ihya edemezler.” dedi.

Malatya Belediye Başkanı Cemal Akın ise konuşmasında ahilik teşkilatıyla ilgili bilgiler verdi. Ahilik kültürünün doğruluk ve güveni öğütlediğini sözlerine ekleyen Akın, “Tarihini bilmeyen milletlerin geleceğe sağlıklı hazırlanmaları mümkün değildir. Ahilik kuralları incelendiğinde doğruluk, güven, birlik beraberlik ve özellikle helal kazancın öğütlendiği görülecektir. Bununla birlikte hatalı üretim yapan sanatkâra dükkan kapatma, kurban kesme, ziyaret verme ve selam kesme gibi yaptırımlar uygulandığı da görülmektedir. Esnafın şarap içme, zina etme iftira ve sahtekârlık yapmasını engelleyici kurallarda görülmüştür.” diye konuştu.

Kürsüye son olarak Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz çıktı. Daşöz konuşmasında ahilik kültürüne, öğütlerine önem verilmeli ve uyulması gerektiğini belirterek, “Esnaf teşkilatı toplumun en önemli kesimini oluşturmaktadır. Yaptıklarıyla ürettikleriyle üretici tüketici zincirinde oynadıkları rolle ve en önemlisi toplumumuzun birlik ve beraberliğinin temel değerlerinden biridir. Bunu ahilik haftası nedeniyle yaptığımız araştırmalarda daha iyi görüyoruz. Benden önceki konuşmalarda ahilik kültürünün ne olduğunu ve ahilik kültürünün öğütlerini öğrendik. Çağımızda geldiğimiz nokta şüphesiz farklı. Bu dönemde bilgi her şeyden daha önemli. Bilgiyi yaratma, teknolojiyi yaratma gücü her şeyden daha önemli bir hale gelmiştir. Kalite ve ürün standartları hizmet garantileri uluslar arası boyutta büyük önem kazanmıştır. Ama bunların temelinde sizlerde biliyorsunuz ki ahilik kültürü vardır. Sadece maddi anlamda kaliteyi ön plana çıkarmak tek başına yeterli değil. Bir düşür şöyle diyor, bir işi eliyle yapan işçi, eliyle ve aklıyla yapan usta, bir işi eli, aklı ve ruhuyla yapan sanatkârdır diyor. İşte bunun için ruh yönüne ahlak yönüne güzellik yönüne büyük önem vermeliyiz.” dedi.

Açılış konuşmalarından sonra Ahilik Kültürü konulu bir konferans veren İnönü Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Taner Tatar, şunları söyledi:

“Ahilik, kardeşlik, mertlik, yiğitlik, yardımseverlik, misafirperverlik, dürüstlük, vatanperverlik anlamlarına gelmektedir. Yani Türk ve İslam kültüründe ifade edilen ‘güzel ahlaklı’ insan demektir. Ahi olabilmek için gidilen, eğitim görülen kuruma da ‘Ahi Ocağı’ denilir. Bu öyle bir ocaktır ki, oraya giren hem mesleğinin en iyi ustası olur hem de ahlakı, fazileti ve davranışlarıyla tam bir örnek insan olur. Mesleğinin basamaklarını çıraklıktan başlayarak yavaş yavaş olgunlaşarak tırmanır. Ustası ile olan ilişkisi tam bir sevgi ve saygıya dayanır. Burada amaç başkasına muhtaç olmadan, alnının terini, gözünün nurunu dökerek helal kazanç sağlamak ve işini iyi yaparak alacağı dualarla Allah’ın da rızasını kazanmaktır. Çünkü Ahinin anlayışına göre çalışmak İslam’ın bir emridir. Dürüst ve iyi çalışmak ise bir ibadettir. İmkanı olduğu halde başkalarına avuç açmak ve dilenmek günah kabul edilmiştir. Türk-İslâm düşünce zemininin üzerinde yükselmiş bulunan, iktisadi, ahlaki, hukuki, dini ve hatta askeri kurumları da bünyesinde barındıran muazzam bir teşkilat olan ahilik, gençliğin ülküsü ile yaşlılığın geleneğinin birleşmesidir. Gençler iyi bir Ahi olabilme ülküsünü taşırken, onların yaşlı liderleri, ülküyü hayata tatbik etmiş ve bunu yeni nesillere bırakarak gelenekselleştirmişler, madde ve mana aleminde derin izler bırakmışlardır. Ahi, uzun yıllar içerisinde bir taraftan zanaatını öğrenmekte, diğer taraftan da ruhi olgunluğa ermektedir. Mesleki ilerlemesi de adeta ruhi tekamülü ile paralellik arzetmektedir. En nihayet Ahi, ruhunun inceliklerini, maddeye işlemekte, yüzlerce yıl sonrasında dahi hayran dolu bakışları cezbedebilmektedir. Söze dökemediği İlahi sırları, maddede dillendirmektedir. Onun sanatında aşk, doğruluk, kanaat ve sabır, maddede çiçeklenmektedir. Ahi, sevdasını taşa, demire, deriye, ağaca vs. işlemekte, en sert ve soğuk cisimleri İlahi aşkın ateşiyle kora dönüştürmekte, Mevla’sından aldığı nuru, göz bebeğinden döküvermektedir. Günümüzde dünya gün geçtikçe daha çok ahlaki krize ve kirlenmeye maruz kalmaktadır. Ahlaki çöküntü adeta bulaşıcı bir hastalık gibi korumasız insanları pençesi altına almaktadır. Bu amansız hastalığa karşı bir aşıya ihtiyaç duyulmaktadır. Söz konusu aşı, tarih şuuru edinmede, güzel geleneklerimizi canlı tutmada, yaşamada ve yaşatmadadır. İhtiyacımız olan güzellikleri, Ahilik kurumu vasıtasıyla ecdadımızın, bütün insanlığa hediye ettiği düsturlarda görmek mümkündür. Yüzlerce maddede ifade edilen bu düsturları bir ruh olarak görmemiz lazımdır. Ruha giydirilen beden, zaman içerisinde farklılık arz edebilir. İşte bugün ihtiyacımız olan, ruhu bu geleneğimizden alıp, yaşayan bünyeler inşa etmektir. Ancak unutmamak gerekir ki, yeni inşalar için evvela inşa olunmak gereklidir.”

Etkinliğin sonunda Kadın Girişimciliği kursunu tamamlayan 140 bayan kursiyere belgeleri verildi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız