SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Bugünlerin Başlangıç Noktasıydı'

A- A+ PAYLAŞ

Sivas'ta 37 kişinin katledildiği katliamın yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, bu olayın "Türkiye'nin mezarının kazıldığı bu günlere gelişinin başlangıç noktası olduğunu" öne sürdü.

Tunçdemir, yaptığı açıklamada şöyle dedi:

" Toplumsal tarihimizin dönüm noktalarından biri olan, 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleştirilen ve 37 kişinin diri diri yakılarak katledildiği Sivas katliamı, Türkiye’nin mezarının kazıldığı bu günlere gelişinin başlangıç noktası, anahtarı olmuştur.

Dünden bugüne Anadolu Coğrafyası‘na ve ülkemizin tarihsel sürecine, bakıldığında ağır travmaların yaşandığını, insan olgusunun ne denli ağır bir şekilde örselendiğini görmekteyiz.

Sömürüye, gericiliğe, şovenizme, emperyalizme ve faşizme karşı mücadele eden, ülkenin gülen aydınlık yüzü için daha çok demokrasi, özgürlük, barış, dostluk ve kardeşlik ikliminin tesisi için mücadele veren canlar, işkenceye, insanlık dışı uygulamalara, yok edilme ve her zaman suçlu ilan edilme ile karşı karşıya kalmışlardır. Yurdun her karışında beslenen gericilik ve faşizm 1993 Temmuzun da Sivas ile görünür kılınmış, insanımızın insana işkencesini açık hava meydanında seyrettirmiştir. 37 canın yakılarak öldürülmesine neden olan Sivas Katliamı gericiliğin ve şovenizmin tetiklediği bir katliam olarak tarihe geçmiştir.

Bu güçlerin 1970‘li yıllarda Maraş‘ta, Malatya‘da Çorum‘da 1993‘te, Sivas‘ı yakanlarla aynı düşünceyi taşıyan aktörler olduğu bilinmektedir. 5 Temmuz 1993 Tarihinde 33 kişinin katledildiği Başbağlar katliamı ve Madımak katliamının arkasındaki güçlerin aynı katliamların arka planında illegal yapılanmaların uzantılarıdır. Katliamlar sıradan insanlara indirgenemeyecek kadar büyüktür. Bu saldırılar Ortaçağ vahşetiyle Türkiye’nin aydınlığına, çağdaşlığına, demokrasi ve laikliğe, halkların kardeşliğine, bir arada yaşama kültürüne ve çok kültürlülüğe yapılan bir saldırıdır. Bunlar Emperyalizme, Küresel Kapitalizme, teslim olanlardır. Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır. Bunlar 2 Temmuz‘da Madımak otelinde canlarımızın yakılmasına seyirci kalanlardır. Bunlar Afganistan‘da, Lübnan‘da, Irakta, Filistin‘de çocukları katledenlerle stratejik ortaklık yapanlardır. Bunlar bilime, bilimsel düşünceye karşı olanlardır, Bunlar kitap yasaklatan tiyatro kapatanlardır. Yani aydınlığın düşmanı, karanlıkla beslenenlerdir.

Duyarsızlaştırılmış, pasifize edilmiş, yurtseverlikten uzaklaştırılmış kendi ülkesine düşman kesilmiş, Türk olduğunu söylemekten utanır hale getirilmiş, kendi gücüne güvenmekten uzaklaşmış, kurtuluşu başka ülkelere sığınmakta ya da yamanmakta arayan, teslim olmaya hazır hale getirilmiş “sözde” aydınların ve adına “Sivil Toplum Örgütü” denilen kurumların çoğaldığı, yaygınlaştığı ve çeşitli desteklerle güçlendirildiği bir Türkiye’ye sürüklenmemizin arkasında “Sivas Katliamı”nın yeri tartışmasızdır.

Atatürkçü, cumhuriyetçi, bağımsızlıkçı, antiemperyalist güçlere bir gözdağı olan Sivas katliamı, Türk ulusundaki direnme ve Cumhuriyeti savunma duyarlılığının yok edildiği yolundaki bir emperyalist zafer işaretidir.

Bu ülkenin aydınlık insanları katledilmekle tükenmez. Bu karanlığı dağıtacak güç ve kararlılıkta olan demokrasi, barış ve özgürlük güçleri, bu ülkenin topraklarında inatla ışımaya devam edeceklerdir. Ancak gücünü Kemalizm’den alan bizler, umutsuzluğa kapılmadan, kolay çözümler hayal etmeden azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz.

ADD olarak 2 Temmuzda Sivas’ta ,5 Temmuz 1993 tarihinde Başbağlar'da katledilen, yakınlarını yitirmiş olanların acılarını bir kez daha bölüşüyoruz.

Yüreğinde dostluk, kardeşlik, barış ve insan sevgisi olanları, demokrasi ve Cumhuriyetin kazanımları, birikimleri ve demokratik laik Cumhuriyet için halkımızın esenliği için uyanık olmaya çağırıyoruz."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız