SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Bunlar Küreselleştirmenin Eseri..'

A- A+ PAYLAŞ

Ankara Üniversitesi öğretim Üyesi Prof.Dr. Şengül Hablemitoğlu, dünya genelinde yaşanan sorun ve sıkıntıların küreselleşme olgusu ile daha da kötüye gittiğini belirtti. Hablemitoğlu, herkesin kadın konusuna da kendi durduğu yerden baktığını da söyledi.

İnönü Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu (ADT) tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen ‘ Türkiye’de Küreselleşme ve Yeni İslamlaşma Hareketi Arasında Dönüştürülen Kadın İmgesi” konulu söyleşiye konuşmacı olarak, bir süre önce silahlı bir saldırı sonucu katledilen ve hala faili meçhul olan Dr. Necip Hablemitoğlu'nun eşi Prof.Dr. Şengül Hablemitoğlu katıldı.

İnönü Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan söyleşiyi İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof.Dr. Hasan Küçükbay, Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf İzzettin Cengiz, Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Mustafa Kılıç, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Halil Çivi, öğretim üyeleri ile öğrenciler katıldı.

Prof.Dr. Hablemitoğlu, “ Bir 8 Mart günü AB rüzgarının yaşandığı dönemde TV'yi bir açtım, İstanbul Taksim'de kadınlarımıza kırmızı karanfiller dağıtıyorlardı. Böyle AB rüzgarının estiği dönemdi.

Aynı dönemde TBMM'de ilginç bir manzara. Böyle kutularından yeni çıkmış gibi görünen başlarında şapkaları ile kendilerinin deyimiyle ' Cumhuriyet Kadınları' Zübeyde Hanımın büstüne çiçek koyuyorlar. Bu daha başka bir manzara bana kalırsa.

Dahası da var. Hepiniz hatırlayacaksınız. İstanbul'da 2006 yılında 8 Mart günü kadınlar bir yürüyüş yaptılar. O yürüyüşte erkeklerin katılımı çok fazlaydı. Ellerinde terör ele başının fotoğraflarını taşıyorlardı. Polisle müthiş bir çatışma yaşandı. O kadar dayak yediler ki kadınlar ve erkekler. Bütün dünyaya rezil olduğumuz görüntüler yayınlandı.” dedi.

Hablemitoğlu, bu yılda 8 Mart’ta holding medyası, ulusal kanallar ile devlet kanalının kadının kutsallığından bahseden demeçler vereceklerini belirterek, “ Bu yılın 8 Mart 'a damgasını vuran en önemli konu hepinizin malumu olduğu gibi türban meselesi oldu. Bu yıl Türkiye olarak 8 Mart'a bu konuyla girdik.Bütün bunların hepsi birkaç yıldır devam eden 8 Mart'ların sulandırma süreci bana bir şeyi düşündürdü. Bunlar küreselleştirme eseridir diye düşünüyorum.” dedi.

Prof.Dr. Hablemitoğlu konuşmasında daha sonra şunları belirtti:

“ Herkes kadın konusuna kendi durduğu yerden bakıyor.

Küreselleşme, bir tek ekonomik ve finans sistemine entegre olmadır.

Ne yapacaksınız para ile ilgili konularda bütün yetkilerinizi çok uluslu şirketlere devredeceksiniz. Bunun adı da Küreselleşme olacak. Önce ilk duyduklarında insanlar olumlu bir şey olduğunu algıladılar Ne kadar güzel, yeni bir şey oluyor dediler. Ama içinde iyi şeyler olmadığını, çokta acı bir biçimde bütün dünya bugün yaşıyor.

Daha da acı manzaralarla karşılaşacağız diye düşünüyorum. Bugün kadınların çok önemli sorunları var. Bunu sadece bir tek olguya bağlayarak özgürleşme olarak açıklarsak kadına haksızlık etmiş oluruz.

Türkiye'de her 8 Mart arifesinde holding medyası, ulusal kanallar, devlet kanalları 2 gün önce başlıyorlar, bol miktarda kadın verileri, istatistik veriler ortaya konuluyor.

Kadınlar eğitimde, çalışma hayatında, siyasal temsilde, sağlıkta acayip geri durumdalar.

Fakat çok ileri olduğumuz bir konu var. Dayakta, tecavüzde, yoksullukta ve acılarda son derece ileri kadınların konumu.

Dünyanın en gelişmiş ülkesinde de şiddet gören kadınlar var. Bunların çok önemli bir bölümü resmi rakamlara yansıyamıyor. Çünkü kadınlar şikayet edemiyor. Aile içi şiddetin failleri tıpkı bizde olduğu gibi dünyanın her yerinde para cezası ödeyerek paçayı sıyırıyor

Kadınların yüzde 45'i, kırsal kesimde ise yaklaşık yüzde 70'i ücretsiz aile işçisi. Karşılıksız çalışsın kadınlar. O kadar güzel ki, ne iyi bir istem değil mi? Modern kölelik galiba bu. Tarım dışı sektörlerde ücretli çalışan kadın sayısı çok az. Hem tarımda hem de tarım dışındaki sektörlerde kayıt dışı en çok kadınları seviyor. İstihdam edilen 100 kadından yalnızca birinin sosyal güvenlik kurumuna bağlı olduğunu görüyorsunuz.

Kadın eğitimi yönünde rakamlara girdiğiniz zaman işin içerisinden çıkamıyorsunuz, müthiş bir cinsiyet eşitsizliği var. Türkiye'nin güneyinde ve doğusunda 6-14 yaş arasındaki kız çocuklarının yüzde 50'sinden fazlası okula gidemiyor. 11-14 yaş arası kızların da yüzde 60'ından fazlası okula kayıtlı değil.

Bu veriler her yıl tekrarlanıyor. Bir yıl sonraki yıl için neler yapılacağı sorgulanmadan veya bir yıl önce neler yapıldığı hiç sorgulanmıyor.

Küreselleşmeyle birlikte sayacağım olumsuzluklar daha da kötüye gidiyor. Dünyada 1 doların altında gelirle yaşayan 1.5 milyar insan var.

Dünyadaki bütün yöneticilerin sadece yüzde 21'i kadınlar. Dünya ekonomi piyasalarını, finans sistemini yöneten IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi bizimle sürekli iletişim olan kuruluşların üst düzey yöneticilerinin içinde kadın sayısı parmakla sayılacak kadardır.

Dünyada seçim yapılan ve kadın parlamenteri olan 173 ülke var. Bakın Türkiye'nin yeri 160. sıra. 13 sıra yukarıdayız. Kimlerden sonra geldiğimizi sayacağım; Mozambik, Burundi, Tanzanya, Uganda, Sudan, Etopya, Bolivya, Türkmenistan, Bangladeş, Kazakistan, Kongo gibi ülkelerin oranları bazen Türkiye'yi 2'ye bazen 5'e katlayacak durumda.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız