SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Bunu Dikkate Alın'

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Şevket Keskin tarafından Teşvik Uygulaması ve Doğu Bölgesi’ne yatırım yapılması ile ilgili olarak hazırlanan rapor bölge milletvekilleri ile siyasi parti genel başkanlarına gönderildi.

“İnsanların karnını doyurmadan mutlu edemezsiniz, huzur ve güveni sağlayamazsınız” başlığı ile gönderilen raporda, ESOB Başkanı Şevket Keskin, mevcut Teşvik Uygulaması’nın gözden geçirilmesini şart olduğunu ifade ederek, “Esnaf camiası olarak, öncelikle devletimizin teşviklerinde yararlanma hakkımızın verilmesini arzu ediyoruz. Ekonomik krizlerde, ekonomik durgunluklarda en büyük darbeyi alan kesimlerin başında esnaf gelmektedir. Ancak, esnaf şimdiye kadar devletin verdiği teşviklerden yeterince yararlandırılmadı. Türkiye’de teşvik sistemi İstanbul’daki Metrobüs uygulama mantığı ile aynıdır. İstanbul’da özel yol ayrılarak hızlı, konforlu ve ucuz yolculuk için Metrobüs uygulaması teşvik edilirken, aynı güzergahta çalışan minibüsçülere ise aynı imkanlar sunulmayınca minibüsçü esnaf, adaletsiz rekabet içerisinde hem yolcusunu kaybetti, hem de sermayesini eritti.

Minibüsçü esnafa da aynı imkanlar verilseydi ekmeğini yani yolcusunu kaybetmeyecekti. Bu durumda büyük balığın küçük balığı yutmasına gerek kalmıyor, küçük balık büyük balığın ağzına atılıyor. Yani mevcut teşvik sisteminde, devletin teşvikinden yaralananlar, karşılarındaki küçük sermayeli esnaf ve sanatkarı acımasız rekabetin içerisinde dar bir manevra alanında sıkıştırmaktadır” ifadelerini aktardı.

“Teşvikler, küçük esnaf ve sanatkarında tam ortasında yer alacağı Bölgesel, Sektörel, Yöresel ve Bireysel olmalıdır. Esnaf ve sanatkarın yer olacağı bir planlama, toplumun tabanını da içerisine almış olacaktır” diyen Keskin, Bölgesel Teşvik Uygulaması için şunları belirtti:

“Teşvikli yatırımların bölgesel dağılımında, Doğu Anadolu hep en düşük payı alan bölge oldu. Yatırımların Doğu illerine gitmesi için getirilen teşvik sistemi başarısızlıkla sonuçlandı. 2004'te 36 olan teşvikli il sayısı 2005 yılında 49'a çıkarıldı. Ama teşvikler özellikle terörün yoğun olduğu illere uğramadı. Bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesi ve dengeli gelir dağılımı açısından yatırımı özendiren teşvikler bölgesel olarak verilmeli. Ülkenin gelişmiş yöreleri ile az gelişmiş yörelerindeki teşvikler bölgelere göre farklılaştırılmalı. Yatırımcıya bölgesel riskine göre teşvik verilmeli İller arasındaki yaşam düzeylerinin farklılığı dikkate alınmalı.Bölgesel kalkınmalar, bölgelerdeki ham madde ve imkanların yatırıma dönüşmesini teşvik eden desteklerle daha hızlı olacaktır. Bu nedenle Bölgesel Teşvik İstiyoruz."

Her ilin mevcut potansiyel ve belli kaynaklarının ekonomiye kazandırılması için Yöresel Teşviklerin hayata geçirilmesini istediklerini dile getiren Keskin, “Her ilin ya da yörenin kendine has ekonomik lokomotifi bulunmaktadır. Malatya’daki kayısı örneğinde olduğu gibi. Kayısı Malatya ekonomisinin can damarıdır, mutlaka desteklenmesi ve yaşanan sıkıntıların çözülmesi gerekmektedir. Malatya’daki kayısı örneğinde olduğu gibi yöre ekonomilerinde lokomotif görevi üstlenen yöresel kaynaklar teşvikle desteklenmeli. Her ilde, kendi özellikleri ve doğal kaynaklarına uygun cazibe noktaları oluşturulmalıdır. Böylelikle iller arasındaki haksız rekabette önlenmiş olabileceği gibi, göç veren bir çok bölge yöresel ve bölgesel yatırımlarla insan gücünü elinde tutacaktır” ifadelerini aktardı.

Bölgelerdeki gelişmekte olan belli sektörlerin ekonomiye kazandırılması için sektörel teşvikler uygulanmanı istediklerini belirten ESOB Başkanı Keskin, bölgelerde yeni gelişmekte olan sektörlerin özellikle dış rekabet gücünü artırma adına teşvik verilmesini istediklerini kaydetti:

“Yatırım yapmak istediği halde yapamayan esnaf ve sanatkara Bireysel Teşvikler sağlanmalıdır” diyen Keskin; “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ki işsizliğe bir nebzede olsa çözüm bulunabilmesi için mevcut alt yapıları hazır olan küçük sanayi sitelerinin canlandırılması için yeni proje ve uygulamaların hayata geçirilmesi şart olmuştur. Sanayi Sitelerimizin modern tezgahlardaki üretimle canlanması ve üretim ile istihdamın artması için esnaf ve sanatkarlar da vergi indirimi, enerji indirimi, SSK ve Bağ-Kur prim indirimlerinden faydalanmalıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki esnaf ve sanatkarlara ayrı bir teşvik indirimi getirilmelidir. Bireysel Teşvik, esnaf ve sanatkara sağlanmalıdır” sözleriyle önerilerde bulundu.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemiz de, toplumsal ve ekonomik kalkınmaya yönelik olarak yapılan yatırımların yetersiz olduğunu ve bölgede yatırım hizmetlerinin arzulanan sonuçlara ulaşamamasının önemli bir nedeninde sosyo-kültürel yapı özelliklerinin yeterince hesaba katılmamış olmasından kaynaklandığını belirten Keskin, “Türkiye yıllardır, özellikle Doğu Bölgesi ile ilgili sorunlar yaşıyor. Ekonomisi, siyasi ve sosyal yapısı, giderek artan işsizlik, yoksulluk, Doğu'nun adeta kaderi oldu. Doğu'daki sorunların çözümlenmesi, öncelikle bu bölgede ekonominin canlanmasına bağlı. Yatırımlar Doğu'ya kaydırılıp, istihdam alanları yaratıldıkça, üretim artışı oldukça, Doğu'nun sorunları da yavaş yavaş azalacak. Doğuda ekonomik bir canlanma sağlandığında, yaşam koşulları ucuzlatıldığında bugün yaşanan birçok sorun kendiliğinden bitecektir” ifadelerini aktardı.

Keskin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi için yapılmasını istedikleri bazı ekonomik düzenlemeleri şu şekilde sıraladı:

“Bölge dezavantajları dikkate alınarak teşvik süreleri ve istifade yüzdeleri Doğu Anadolu’ya özel bir şekilde yeniden düzenlenmeli. Doğu’da yatırım yapacak olan şirketlere, bazı özel teşvikler ve avantajlar sağlanmalı. Olayın sosyal boyutu da düşünülerek, Doğu’da yapılacak yatırımlara verilecek sektörel, bölgesel, yöresel ve bireysel teşvikler, ekonomik yapı ve ticari dengeleri doğuya göre daha güçlü olan bölgelerle aynı kategoride olmamalıdır. Risk alıp Şırnak’a yatırım yapanla, Düzce’yi tercih eden aynı kategoride olmamalı. Malatya’ya yatırım yapan ile Düzce’ye yatırım yapan aynı terazide tartılmamalı. Doğu’da uygulanacak olan bir teşvikten ülke ekonomisine geri dönüşüm bekleniyorsa, bölgenin sosyo-kültürel yapısı mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Doğu’ya yatırımcı çekilecekse, bölgenin riskine göre yatırımcıya destek sağlanmalıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde vergi sistemi, bölgedeki mali sosyolojiye göre dengelenmeli. Bölgedeki işletmelerde, asgari ücret (SSK gelir vergisi ve işçi, işveren payı) vergiden muaf tutulmalı. Bölgede üretimi gerçekleştirilen ürünlerin lojistik maliyetlerinin desteklenmesi adına, sanayinin gerçekleştirdiği ulaştırma faaliyetinde kullanılan yakıtta ÖTV indirimine gidilmeli. Bölgedeki sanayileşme hamlesi ile birlikte sağlık ve eğitim alt yapısındaki eksiklikler kısa sürede bitirilmelidir. Doğu ve Güneydoğu bölgesinde esnaf ve sanatkarlardan en az 5 yıl vergi alınmamalı ve başlı başına bu sektöre destekleme projesi hazırlanmalı. Esnaf ve sanatkar camiasına uzun vadeli düşük faizli kredi sağlanması yanında; çalıştıracağı bir işçide olsa SSK ve Bağ-Kur primleri, zorunlu elektrik-su faturasının ödenmesinde de belli bir indirime gidilmelidir. Sanayici, tüccar, çiftçi ve besicilere, bizzat ihracatlarını yapabilmeleri için “Nakliye Primleri” verilmelidir. Bölgedeki ulaşım alt yapısı ve enerji alt yapısının güçlendirilmesine öncelik verilmeli. Bölgedeki tarımsal faaliyetlerin dünya standartları ölçüsünde yapılması için destek sağlanmalı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin turizm potansiyelini tam olarak değerlendirilmesi için yeni uygulamalar yapılmalı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde küçük sanayi siteleri olmayan ilçelere, potansiyellerine göre küçük sanayi sitelerini yapımı, Organize Sanayi Bölgelerinin alt yapısı için verilen ödenek kaynağı ile yapılarak, 5 yıl ödemesiz, uzun vadeli taksitlendirilerek esnaf ve sanatkarların imkanına sunulmalıdır. Böyle bir girişim Doğu bölgemizdeki ilçelerde girişimci ruhunu da arttıracaktır, istihdam içinde imkan sağlayacaktır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yeni bir hayvancılık projesi geliştirilmeli. Bunun için öncelikle bölgede Besicilik Organize Sanayi Bölgeleri acil olarak hayata geçirilmelidir. Belki de bölge için en önemlisi olan reformcu yöneticiler görevlendirilmeli. Sadece görevlendirdikleri makamlardaki koltukları eskitmek yerine vatandaşlarla iç içe olan, bölgenin kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmesi için çaba gösteren Vali ve kaymakamlar ile daire müdürleri gönderilmeli.”

Keskin raporunun sonunu şu şekilde noktaladı; “İnsanları doğdukları yerde doyurabildiğimiz zaman göç ve bir takım güvenlik sorunlarına çözüm bulmuş oluruz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu çözülmesi imkansız görünen sorunlarından, tahminlerin aksine çok çabuk kurtulabilir. Yöre halkı çalışkan ve zekidir. Yeter ki makro düzeyde yaklaşımlar uygulansın. Türkiye’nin topyekün kalkınmasının tek yolu, Doğuyu kalkındırmaktan geçiyor. Bu kalkınma ile, beraber ekonomi, sosyal gelişme ve toplumsal refah seviyesi artmış bir Türkiye oluşacaktır.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız