SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Bunu Öngörmüştük'

A- A+ PAYLAŞ

Gümüşhane Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Serkan Öztürk, Elazığ-Karakoçan’da dün meydana gelen depremle ilgili olarak yaptığı açıklamada, 2009 yılında Tunceli, Bingöl, Elazığ, Malatya, Erzurum, Erzincan ve Hakkari’yi içine alan bölgede gerçekleştirdiği çalışmasına dayanarak 2009’un ikinci yarısı ile 2010’un ilk yarısında bu bölgede muhtemel bir depremin meydana gelme olasılığı ile ilgili bilimsel verilerin daha önceden oluştuğunu belirtti.

Ülkemizin yüzde 92’si, nüfusumuzun yüzde 95’i, büyük sanayi merkezlerimizin yüzde 98’i ve barajlarımızın yüzde 92’sinin deprem tehlikesi altında bulunduğuna dikkat çeken Öztürk “1992 Erzincan, 1999 İzmit ve Düzce depremlerinin bir çok can ve mal kaybına neden olduğu düşünüldüğünde, depremlerin yeri ve zamanı üzerine yapılan çalışmalar ülkemiz için oldukça önemli bir hale gelmektedir. Sismik durgunluk çalışmaları, bir bölgedeki deprem riskini tanımlayıcı araç olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Sismik durgunluk, ana şokun oluşumundan önce deprem aktivitesinde önemli derecede düşüşü ifade etmektedir. Ana şoktan birkaç yıl önce başlayan bu tür öncü sismik durgunluk bilim adamları tarafından dünyanın birçok bölgesinde kanıtlanmıştır (Örneğin, San Andreas depremi, Kurile depremi gibi). Bu nedenle Öncü Sismik durgunluk çalışmaları, özellikle depremin yeri, zamanı veya büyüklüğü ile ilgili olarak oldukça önemli bilgiler sunmaktadır” dedi.

Öztürk, doktora çalışması kapsamında Türkiye’nin doğusunda yer alan Tunceli, Bingöl, Elazığ, Malatya, Erzurum, Erzincan ve Hakkari’yi içine alan bölgede sismik durgunluk çalışmalarına bağlı olarak bir araştırma yaptığını kaydederek “1970-2005 yılları arasındaki büyük depremlerin öncü sismik durgunluk analizlerini yaparak 2005 yılından sonraki olası büyük bir depremin öncü sismik durgunluk süresini belirlemeye çalıştık. Türkiye’nin doğusunda oluşabilecek 5.0’den büyük bir deprem için öncü sismik durgunluk süresini ortalama 5 yıl olarak hesapladık. Çalışmada kullandığımız verileri ISC, TÜBİTAK, TURKNET, IRIS ve KANDİLLİ gibi birçok kaynaktan derleyerek güncelledik ve Elazığ’ı da içine alan bölgede 2009 yılından önceki deprem aktivitesindeki değişimi belirlemek için ayrıntılı sismik durgunluk analizleri yaptık. Bu analizler sonucunda, geçtiğimiz Pazartesi günü meydana gelen Elazığ-Karakoçan depremini içine alan bölgede, öncü sismik durgunluğun 2004 yılından sonra başladığını, 2009 yılında da devam ettiğini ortaya koyduk ve 2009-2010 yılları arasında bu bölgede bir depremin olabileceğini öngörmüştük” diye konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız