SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Bunu Yapamazsınız!'

A- A+ PAYLAŞ

Bingöl Şehit Aileleri Malulleri ve İnsan Hakları (BİŞHAK) Derneği Başkanı Ziya Sözen, hükümetin Kürt açılımına tepki göstererek, "Bu kan ve gözyaşının durması için taviz vermek, PKK terör örgütü ve onların yandaşlarıyla müzakere etmek, şehit ailelerine yapılabilecek en büyük ihanettir" dedi.

Türkiye'nin çeşitli illerinden Bingöl'e gelen şehit aileleri derneği başkan ve yöneticileri Genç Caddesi üzerinde bulunan Şehitlik Anıtı önünde bir basın açıklaması yaparak Kürt açılımına tepki gösterdi.

Bingöl, Elazığ, İstanbul, Batman, Diyarbakır, Erzurum, Muş, Bitlis, Erzincan, Van, Mardin, Malatya, Şırnak, Siirt ve Ağrı Şehit Aileleri Derneği Başkan ve yöneticileri adına basın açıklamasını BİŞHAK Başkanı Ziya Sözen okudu.

Bu bölgenin her yerinde PKK terör örgütü tarafından dökülen kanların izlerinin mevcut olduğunu belirten Ziya Sözen, Kürt açılımı girişiminin toplumda yeni bir ayrışmaya ve yeni bir kutuplaşmaya yol açacağı kaygısı taşıdıklarını belirtti. Sözen, "Bugün birçok ilden gelen biz şehit aileleri derneklerinin temsilcileri olarak son günlerde hükümet tarafından ortaya atılan ve kamuoyuna tartışmaya açılan henüz adı konulmamış sözde Kürt açılımına tepkimizi dile getirmek, ayrıca bu süreçte şehit ailesi olmayan bir kaç kadını alarak Diyarbakır'a gelen Güneydoğu Gazileri Derneği ismini taşıyan ihanet şebekesinin terörist annelerini ziyaret etmesini ve üstelik bunu yaparken de şehit ailelerimizin ismini kullanan bu menfaat guruplarını kınamak üzere toplanmış bulunmaktayız.

Şimdi huzurlarınızda bu ihanet şebekesine sormak istiyorum, sizler kim ve kimlerin maşalığını yapmaktasınız? Ülkemizde bir takım tuhaf şeyler yapılmaktadır. Bakın delinin biri kuyuya bir taş atmış kimse kuyuda ne olduğunu bilmeden peşinden atlamaktadır. Kimine göre Kürt açılımı, kimine göre demokratik açılım olan henüz adı konulmamış, içeriğini en çok biz şehit ailelerinin merak ettiği, bir kör düğüm gibi dilden dile dolaşan bir süreçle karşı karşıyayız.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 30 bin insanımızın ölmesiyle süre gelen 25 yıllık bu buhranlı süreci içi doldurulmamış, sonu nereye varacağı belli olmayan iki kelimeyle sonuçlandırmak böyle kolay olmamalıdır. Bakın bu bölgede her köyde, her dağın başında, her dere yamacında PKK terör örgütünün döktüğü kanların, canların izleri mevcuttur. Bu kanlar hala dökülmekte, bu canlar hala verilmektedir.

Bu kanların izleri kurumadan bu ölümlerin önüne geçmeden dağlarımızda hala eşkıyalar dolaşırken demokrasiden, barıştan bahsetmek hayal görmekten öteye gitmeyeceği gibi biz şehit ailelerinin acılarını tazelemenin, siyasi vaat olmanın ötesine asla geçmeyecektir. Ama bu girişimin sonunda çok büyük veballer ödenebilir. Toplumda yeni bir ayrışmaya, yeni bir kutuplaşmaya yol açacaktır" dedi.

Konuşması sık sık 'Kahrolsun PKK', 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' sloganları ile kesilen Ziya Sözen, adı demokratik açılım olan bu girişimde en kutsal hak olan yaşam hakkı elinden alınan şehitlerin hakkının kimler tarafından savunulacağını merak ettiklerini söyledi.

Sözen, "Bu girişimin adı demokratik girişim ise demokratik toplumlarda en kutsal hak olan yaşama hakkı elinden alınan 20 yaşındaki gencecik askerlerimizin hakkını kim savunacaktır? Yoksa siz demokrasiden dem vuran siyasiler ve sözde aydınlar için şehitlerimizin hiç bir değeri yok mudur? Bu girişimin adı Kürt açılımı ise Zazalar, Çerkezler, Aleviler, Sünniler için de açılımlar yapılacak mı? Bunların cevabını verebilecek misiniz? Şehitlerimizin kanının hesabını verebilecek misiniz? DTP'lilerin her mikrofon gördüklerinde kaldırılsın dedikleri, bölgede sayıları 70 bini bulan kahraman köy korucularımızın haklarını kim verecek? Yoksa sizin gözünüzde bunlar nasıl olsa çantada keklik mi? Bunu asla unutmayın ki; geçmişini unutmaya çalışan, şehidine, gazisine sahip çıkmayan topluluklar yok olmaya mahkumdurlar. Hükümet eğer birilerini muhatap alacaksa, bu ülke için canlarını veren şehitlerimizin aileleri başta olmak üzere vücudunun parçasını veren gazilerimizi ve yıllardır kahramanca savaşan ve hala savaşmaya devam eden kahraman korucularımızı ilk olarak muhatap almalıdır" şeklinde konuştu.

Devlete olan saygılarından dolayı fazla konuşmak istemediklerini belirten Ziya Sözen, ancak şehit ailelerini üzün bazı hadiseler nedeniyle sessizliklerini bozmak zorunda kaldıklarını söyledi.

Başkan Sözen konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz şehit aileleri ülkemizin içinde bulunduğu bu zor, bu hassas dönemde evlatlarımızın uğruna canlarını verdikleri, kanlarını döktükleri bu devlete karşı olan saygımızdan fazla konuşmak istemiyoruz. Ama ne var ki; bizleri çileden çıkaran, bizleri üzen bir takım hadiseler karşısında sessizliğimizi bozmak durumunda kalıyoruz. Herkesin çok dikkatli davranması gereken bu süreçte bir takım çıkar gurupları şehit ailelerinin ismini kullanarak terörist annelerinden özür dilercesine bir takım eylem ve söylemlerde bulunmaktadır.

Bizler camiamıza ihanet eden, asla camiamızın temsilcisi olmayan ve şehit annesi, şehit ailesi diye ortalıkta dolaşan ve tek amaçları ortalığı karıştırmak olan bu menfaatçileri, bu sahtekarları nefretle şiddetle kınıyoruz. Bizler yılarca evlat, baba, kardeş acısı çekmiş şehit aileleri olarak kendimizi kimseye kullandırtmadık ve bundan sonrada kullandırtmayacağız. Ferdi davranışlarda bulunan kişiler asla camiamızı temsil edemezler. Bizler yeri geldiğinde, zaman ve şartlar müsait olduğunda fikrimizi elbette ortaya koyacağız.

Ama bu gerçek asla unutmamalıdır ki şehit aileleri her köyde, her dağın başında, her dere yamacıni evlatlarının katillerini asla affetme niyetinde değildirler. Böyle hassas bir süreçte hiç kimse şehit ailelerini görmezden gelerek, onlar adına karar verme veya birilerini affetme yetkisine sahip değildir. Şehit aileleri olarak yıllarca bölgemizde hakim olan kan ve gözyaşının durmasını en çok bizler istemekteyiz. Bu kan ve gözyaşının durması için taviz vermek, PKK ve onların yandaşlarıyla müzakere etmek, şehit ailelerine yapılabilecek en büyük ihanettir. 25 yıldır oynanan oyunun tekrar başa dönmesi demektir.

Bu kan ve gözyaşının durması için ülkemizde yeni bir birlik beraberlik ruhunun yeşermesi lazımdır. Bu ruhta milli mücadele ruhudur. Milli mücadele ruhunun içerisinde Türk ve Kürt halkı et ve tırnak gibidir. Et ve tırnak gibi ayrılmaz bu parçalar geçmişte olduğu gibi şimdi de içerisine düştükleri oyunları bozmalıdırlar. O zaman görülecek ki herkes bu ülkede eşit şartlarda, eşit haklara sahip bir birliktelik içerisinde yaşayacaktır. Aksi halde ele alınan bu sözde açılımlar başarısızlıkla sonuçlandığında toplumlarda yeni ayrışmalara yeni yeni bölünmelere yol açacaktır. Bizim tek korkumuz da budur."

Basın açıklamasına katılan İstanbul Şehit Anaları Derneği Başkanı Pakize Akbaba ise 16 yıldır şehit verdiği evladının acısını unutamadığını söyledi.

Akbaba, "Sayın Başbakan diyor ki analar ağlamasın, gözyaşı dökülmesin, evlat acısını Allah kimseye göstermesin. Evet bizim çocuklarımız şehit oldu, belki onların yediği yemeği sofraya getiremiyoruz, onların gezdiği yerde yürüyemiyoruz. Çünkü her gün içimiz kan ağlıyor, gökte uçan kuşun kanadında onları arıyoruz. Eğer konuşulacak bir şey varsa, eğer çözülecek bir sorun varsa, önce şehitlerin kapılarını çalmanız lazım. Şehitliğe gitmeniz lazım. Ama görüyorum ki efendim bunu kimse durduramaz, ne pahasına olursa olsun bu açılımı yapacağız diyorsunuz. Yapamazsınız bu Türkiye'nin sahibi biziz. Biz şehit verdik biz ağladık" ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız