SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Buradaki Köpekler Kim?!"

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:50:24
A- A+ PAYLAŞ

Malatya’daki 3 misyonerin öldürülmesine ilişkin görülen Zirve Yayınevi davasının 77. duruşmasında gizli tanık İlker Çınar’ın çapraz sorgusu devam etti. 

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma da, gizli tanık İlker Çınar’a tutuklu sanıklardan Abdullah Atılgan ile avukatı Alper Çitil tarafından soru yöneltildi.

Sanık Abdullah Atılgan: Hiçbir beyanında bahsetmediğin nacak, tanık olarak konuşurken Bereler ifadesini sık sık bahsetmişsin.

İlker Çınar: Senin ifadende var.

Sanık Abdullah Atılgan: Benim ifademdeki devre kelimesi bere olarak şehven yazılmış. İfademdeki kelime devre kelimesi geçiyor. Ancak İlker Çınar Bere kelimesini sürekli kullandı.

ÖZEL EKİP HTS KAYITLARINI KESMİŞ

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa: Ruhi Abat ile Abdullah Atılgan 24 Temmuz 2007 Temmuz’da yanına geldi mi?

İlker Çınar: 24 Temmuz 2006’da Abdullah Atılgan Ruhi Abat’ı yanıma getirdi?

Sanık Abdullah Atılgan: (Mahkeme başkanına hastane ve telefon kayıtları ile ilgili belgeleri sunarak) Vermiş olduğu tarihlerde Ben Mersin Tıp Fakültesi’nde ameliyat olmak için hastanedeyim. Ben İlker Çınar’ın vermiş olduğu tarih aralıklarında Kayseri, Sivas, Tokat, Ordu illerindeyim. İddianamedeki HTS kayıtları kesilmiş. Özel ekip telefon HTS’lerini kesmiş. 24 Temmuz’da akşam saatlerinde Mersin’e geldim. İddianamede özellikle HTS kayıtlarının bazı bölümleri kesilmiş. Temmuz ayında İlker Çınar ile bir görüşmem yok. Ben İlker Çınar ile Ruhi Abat ve Murat Göktürk’ü 26 Kasım 2006’da tanıştırdım.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa: (İlker Çınar’a) 24 Temmuz’da hangi vakitte Abdullah Atılgan ile görüştün?

İlker Çınar: Gece saatleriydi.

Sanık Abdullah Atılgan: Başkanım geç saatlerde ise yine Tarsus’da değilim, Kız Kalesi’ndeydim.

HABER ELEMANI İMZASI KONUSU

İlker Çınar: Beni haber elemanı göstermişsiniz, belgelerde benim imzam yok.

Sanık Abdullah Atılgan: Haber elamanlarını ödeme fişlerini dışında hiç evrakta imzası olmaz. Haber elamanının kaydedilmesinde, ilişiğinin kesilmesinde haber elamanının imzası olmaz.

Sanık Abdullah Atılgan: 26 Nisan 2007 tarihinde Malatya’da yaptığınız toplantının konusu neydi?

İlker Çınar: Beyanlarımda var.

Sanık Abdullah Atılgan: Dönüşte benimle görüştüğünü söylemişsin, benimle nerede görüştün?

İlker Çınar: Ben görüşmeleri anlattım. Ben bildiklerimi anlattım.

Sanık Abdullah Atılgan:Ben Mersin’deydim. Malatya’ya hiç gelmemişim.

İlker Çınar: Sen ekibin Mersin ayağısın, sen omurgasın. Ben bildiklerimi anlattım.

Sanık Abdullah Atılgan: 1991 yılında bende Güvercinlikte kursa gittim. Güvercinlikteki büyük binada hangi hizmet veriliyordu? Ben hatırlıyorum, sizde hatırlarsınız.

İlker Çınar: Cevap vermek istemiyorum, beyanlarımda var. O binanın karşısında alışveriş merkezi vardı.

Sanık Abdullah Atılgan: O zaman orada alışveriş merkezi yoktu. Orası dağdı.

İlker Çınar:Şimdikini sorarsın diye söyledim

“HAKAN ÇEVİKOĞLU’NU SEN ÖLDÜRTTÜN”

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa: Hakan Çevikoğlu’nun İlker Çınar’a gönderdiği yazı için ne diyorsun?

Sanık Abdullah Atılgan: O belge Hakan Çevikoğlu’nun yazısı değildir. Hakan Çevikoğlu’nun el yazısını biliyorum. O uydurulmuş, senaryoya uygulanmış bir belgedir. İlker Çınar çift taraflı çalıştığı için haber elamanlığından çıkarttım. Doğru yapmışım. Çift taraflı değil, şimdi 5 taraflı çalıştığını görüyorum.

İlker Çınar:Hakan Çevikoğlu’nu sen öldürttün. Onun ölümünde senin parmağın var. Ben hiç kimsenin adamı değilim.

Sanık Abdullah Atılgan: İddialarını ispat edemezsen müfterisin.

MÜFTÜLÜKLERDEN CEVAP

Avukat Alper Çitil: İlker Çınar, Adana Müftülüğünde düzenlenen ve 2 bin kişinin katıldığını söylediği misyonerlik ile ilgili konferansa katıldığını söylüyor. Bu durumu Adana Müftlüğüne sorduk, böyle bir konferansın düzenlenmediği bildirildi.

İlker Çınar: Adana’da konferans verdim.

Avukat Alper Çitil: İlker Çınar ifadelerinde verdiği konferanslar için TUSHAD’ın bağlantıları kurduğunu söylemiş. Ancak biz bunu Tarsus Müftülüğüne sorduğumuzda İlker Çınar’ın kendisinin Müftlüğe başvurarak, misyonerlikle ilgili yaşadıklarını anlatmak istemesi üzerine konferansın düzenlendiği belirtildi.

Mahkeme Heyeti duruşmaya ara verdi.

İKİNCİ OTURUM..

Malatya’daki 3 misyonerin öldürülmesine ilişkin görülen Zirve Yayınevi Cinayetleri davasının 77. duruşmasının 2. oturumunda gizli tanık İlker Çınar’ın çapraz sorgusu devam etti. 

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmanın ikinci bölümünde gizli tanık İlker Çınar’a tutuklu sanıklardan Avukatı Alper Çitil, mağdur avukatları Erdal Doğan ve Hafize Çobanoğlu, sanıklar Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen ve diğer sanıklar tarafından soru yöneltildi.

Çitil'e sorulan sorular ve verdiği cevaplar şöyle:

"Avukat Alper Çitil: Abdullah Atılgan, Levent Ercan Gelegen’in haber elemanı olduğunu ne zaman söyledi?

İlker Çınar: Bu cevabı biliyorsunuz, cevap vermek istemiyorum.

Avukat Alper Çitil: Mersin ilinin TUSHAD sorumlusu kim?

İlker Çınar:Ben bildiğim her şeyi anlattım. Bakar okursunuz.

Avukat Alper Çitil: Abdullah Atılgan’ın JİTEM elemanı olduğuna dair somut bir belgeniz var mı?

İlker Çınar: Beyanlarımız arasında var.

Avukat Alper Çitil: Mahkemedeki sanıklardan hangisinden halen tehdit alıyorsunuz?

İlker Çınar: Ben uzun uzun anlatım.

Avukat Alper Çitil:Ben bu örgütün kullandığı bütün haber elamanlarını biliyorum dediniz, Mersin Jandarma haber elamanları kimler?

İlker Çınar:Bu soruya cevap vermeyeceğim.

LEVENT ERCAN GELEGEN’E İYİ BAKIN?

Sanık Abuzer Yıldırım: Malatya’daki 1. çalıştayda Emre Günaydın’ın fotoğrafı gösterildi dediniz, benim de fotoğrafım var mıydı?

İlker Çınar: Yoktu, sizi tanımıyorum, Emre Günaydın’ı da tanımıyorum.

Sanık Abuzer Yıldırım: Varol Bülent Aral’ın kod adı Mehmet olabilir mi?

İlker Çınar: Bilmiyorum, tanımıyorum. Bilgi sahibi değilim.

Sanık Abuzer Yıldırım: Emre olay zamanında 19 yaşındaydı. Emre misyonerlikle ilgili bilgileri internetten mi, yoksa bu yapı tarafından mı öğretildi?

İlker Çınar: Ben Emre Günaydın’ı tanımıyorum. Nasıl bir bilgisi olduğunu da bilmiyorum.

Sanık Salih Gürler: 5 genç bu yapıyı bilmez, ama bazıları bilir derken kimi kast ettiniz?

İlker Çınar: İçinde bir veya bir kaçının bu yapıyı bilebileceğini söyledim.

Sanık Salih Gürler: Emre Günaydın, bizi olay yerine götürürken tehdit ederken, Emniyet Müdürleri ile görüştüğünü söylüyordu. Yakalandığımızda olayı Emniyet Müdürlüğü ile Fettullah Gülen cemaati üzerine yıkmak istiyor olabilirler mi?

İlker Çınar: Bilmiyorum.

Sanık Cuma Özdemir: Benimle ilgili bir fotoğraf gösterildi mi.

İlker Çınar: Hiç duymadım, kendisini tanımıyorum.

Sanık Cuma Özdemir: Emre Günaydın’ın üzerinde kim etkili olabilir?

İlker Çınar: Bu bir cinayet. Bunu azmettiren vardır. Bu tür gizli yapılanma halka halkadır. Bu halkalar bir birinden bağımsız hareket eder. Levent Ercan Gelegen’e iyi bakın.

Sanık Hamit Çeker: 1. Çalıştay da benim fotoğrafım gösterildi mi?

İlker Çınar: Hayır duymadım.

DOSYALAR ÖKK’DAKİ KOZMİK ODADA

Avukat Erdal Doğan: TSK bünyesindeki kuvvet komutanları aynı zaman da MGK üyesidir. MGK’nin Mili Güvenlik Siyaset Belgesi’nde misyonerlikle ilgili tehdit algılaması var. TUSHAD TSK’mı, yoksa MGK bünyesinde midir?

İlker Çınar:TUSHAD Hurşit Tolon tarafından kurulmuştur. Bağımsız bir yapılanmadır. Benim bildiğim TSK bünyesiydi, ancak bunun böyle olmadığını görebiliyoruz.

Avukat Erdal Doğan: MGK ile TUSHAD arasında bir bağ var m, karşılıklı bir ilişki var mı?

İlker Çınar: 1993 yılında bu yapıya girdiğim zaman, devletin zirvesinde bir tehdit algısı oluştu ve gizli bir yapılanmaya gidildiği söylendi. Ben MGK ile bir bağlantısını duymadım. Bununla ilgili hiçbir bilgim yoktur.

Avukat Erdal Doğan: Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesindeki herkes TUSHAD bünyesine girer mi?

İlker Çınar: Evet, Beyaz Kuvvetler olarak, TUSHAD’a bağlı. Koordinasyon olarak TUSHAD’a bağlı.

Avukat Erdal Doğan: Her Beyaz Kuvvet TUSHAD üyesi midir?

İlker Çınar: Evet. Doğrudur. Koordinasyon açısında TUSHAD’a bağlıdır.

Avukat Erdal Doğan: TUSHAD belgeleri nerede muhafaza ediliyor, kişisel belgelerin muhafaza edildiği bir yer var mı?

İlker Çınar: Kozmik odada muhafaza edildiğini biliyorum.

Avukat Erdal Doğan: Hangi kozmik odada da?

İlker Çınar: Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki kozmik odadadır.

Avukat Erdal Doğan: Kozmik odada arşivlenir dediniz, başka bir yerde bilgiler depolanabilir mi, MGK’da bu bilgeler arşivlenebilir mi?

İlker Çınar: Onu bilmiyorum.

Avukat Erdal Doğan: Bu yapının diğer yapılardan farkı nedir? General konumundaki bir kişinin bir uzman çavuş ile bağlantısı olabiliyor mu?

İlker Çınar: Resmiyette olan hıyararşi burada yoktur. Ruhi Abat’ın burada Emre Günaydın’ın babası ile irtibatı bir briçtir. Ast-üst yoktur. Koordinasyonu briçler sağlar. Aynı zamanda yapının içindekileri köprü görevi görür.

Avukat Erdal Doğan: Sizin aldığınız kurslar nasıl bir kurstu, bu yapının içinde nasıl bir eğitim yapılır?

İlker Çınar: Burada özellikle istihbarat ve istihbarat teknikleri konusunda eğitim aldım. Misyonerlik konusunda teknik eğitim aldım. Eğitmenin Levent Ersöz’dü. Misyonerliği karşı nasıl istihbarat sağlanacağı, nasıl içlerine karışacağım anlatıldı.

Avukat Erdal Doğan: Misyonerlik algısında sadece Müjdeciler mi vardı?

İlker Çınar: Evet sadece Protestanlarla ilgiliydi. Benim alanım sadece Protestanlarla ilgiliydi.

Avukat Erdal Doğan: Azınlıklarda bunların içinde birer hedefmiydi?

İlker Çınar: Ermeniler özellikle tehdit olarak algılanmış.

Avukat Erdal Doğan: Bu dosyada Emniyet ayağı hep eksik bir ayak. TUSHAD üyesi olmayıp da cinayetlere yardımcı olan emniyet mensupları varmıydı, bu yapının Emniyet ayağında Malatya ve Mersin’de kimler olabilir?

İlker Çınar: Onunla ilgili bilgim yok. Ancak benim bildiğim tek kişi var, Mehmet Çolak’ın dayısı olan Sadettin Yaşar Aksoy bana yardımcı oluyordu. Malatya ayağını bilmiyorum.

Avukat Erdal Doğan:Askeri mahkeme kararının altında temyiz edilebilinir deniliyor. Bu karar size ulaşmış olsaydı, temyiz edermiydiniz.

İlker Çınar: Bu kararı bilseydim temyiz ederdim.

“İLKER ÇINAR DİYE BENİM YERİME BAŞKASINI YARGILAMIŞ OLABİLİRLER”

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa: Mahkeme kararları aksi ispatlanmadıkça gerçektir. Siz mahkeme ye hakim karşısına çıktınız mı?

İlker Çınar: Ben kesinlikle ne bir ceza aldım, nede mahkemeye çıktım. Kararda imzası bulunan kişilerin karşısına İlker Çınar diye birisini çıkartmış olabilirler. Bu durum bunu gösteriyor.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa:Bu kendi yorumunuz mu?

İlker Çınar: Kendi yorumum. Ben çıkmadım mahkemeye, benim yerime birisi çıkmış, sayın mahkeme de İlker Çınar diye kararını vermiş. Ben çıkmadım.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa: Cezaevine hiç girmedin mi?

İlker Çınar: Hiç girmedim.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa: Başkasını senin yerine girdi?

İlker Çınar: Girilip girilmediğini bilmiyorum. İlker Çınar diye birisini koymuş olabilirler.

Avukat Erdal Doğan: Mehmet Ülger’in brifing belgeleri ile Hurşit Tolon’un konferans konuşmaları içeriği oluşturulmuş olabilirmi?

İlker Çınar: Brifingin ayak izleri Hurşit Tolon’un konuşmasında. Brifingler ile Hurşit Tolon’un konuşma içeriği aynı. Mehmet Ülger’in brifingleri ile Hurşit Tolon’un konferansındaki konuşmalar kesişiyor. Bunlar dava dosyasındaki eklerde var.

CEYLANLAR VE GEYİKLER KİM?

Avukat Hafize Çobanoğlu: Cinayetlerden sonra Mahkemeye gelen ihbar mektubunda Mehmet Ülger ve diğer sanık askerlerin isimleri geçiyor. Bununla ilgili size bir ifadeleri oldumu?

İlker Çınar: Şuanda hatırlamıyorum.

Avukat Hafize Çobanoğlu: Emre Günaydın’ın hastanedeki ilk 10 günü ile ilgili hastane kayıtlarının yok edilişi ile ilgili sanıkların bu konuda bir konuşması oldumu?

İlker Çınar: Mehmet Ülger, kayıtların silindiğini söyledi.

Avukat Hafize Çobanoğlu: Ceylanlar, Geyikler kimler, neyi kast ediyorsunuz?

İlker Çınar: Bu bir deyimdir. Ben deyim olarak kullandım.

Avukat Erdal Doğan: Zirve yayınevleri cinayetinde dönemin soruşturma savcısı Atilla Ceylan olabilir mi

İlker Çınar: Hayır, ben deyim olarak söyledim.

Avukat Erdal Doğan: Atilla Ceylan buradaki bazı sanıklarla bağlantılı. Soruşturmanın başında her şeyi dikkate almadı.

İlker Çınar: Hep bir İlker Çınar var, İlker Çınar modeli çiziliyor. Kötü adam İlker Çınar, bunlar saf ve temiz adam. Bir haber elamanının kendilerini yanılttığını bile anlamıyorlar, saf ve temizler. Haber elamanı üzerinde kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Esasa dayalı şöyle adam gibi soru sormuyorlar. Esasa ilişkin soruları Ruhi Abat’tan gelecek. Benim kafa kafaya geleceğim adam Ruhi Abat. Yerimde duramıyorum, yarış atı gibiyim.

RUHİ ABAT VE İLKER ÇINAR DİYALOĞU

Sanık Ruhi Abat: Şifre Çözüldü kitabından, verdiğin konferansların verilerine varıncaya kadar, ses kayıtlarının mizanseninden, hazırlanan raporların benim yazdığımı söylüyorsun

İlker Çınar: Doğru.

Sanık Ruhi Abat: Çok güzel, sonra Emre Günaydın’ı benim hazırladığımı, resmini gösterdiğimi söylüyorsun,hatta Hurşit Tolon’un doktora tezinin alt yapısını da benim hazırladığımı söylüyorsun, Ben çalışmalarımı inkar etmem. Yazdığım tek satır yazıyı inkar etmem. Ne yazdıysam arkasında dururum. Bütün bunları ben yapmışsam, sizin Malatya’da işiniz ne?

İlker Çınar: Gezmeye geldim

Sanık Ruhi Abat: TUSHAD’dan 110 bin TL para verilmiş sana. Bu TUSHAD çok aptalmış, madem ben hazırladım, senin Malatya’da ne işin var? Senden o zaman yararlanmanın bir anlamı yok

İlker Çınar: Oluşturulan kadroda yer aldığını, benimde kadroda olmam gerektiğini sen söyledin. Sizin çalışmalarınızın arkasında cinayete zemin hazırlama vardı.

Sanık Ruhi Abat: Cinayetlerden sonra sözde örgütün gerçek yüzünü gördüğünü, tepki gösterdiğimizi, tehditlerden dolayı bizlerle çalışmak zorunda kaldığını söylüyorsun, ancak bu yapının azınlık olaylarını, Turgut Özal, Eşref Bitlis, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu gibi devlet büyüğü ve aydınların tamamının, 1950’lerden günümüze kadar olan darbeler, Maraş, Çorum, Sivas, Taksim gibi bir dizi olayın sözde TUSHAD tarafından yapıldığını iddia ediyorsun. Bütün bu darbe ve siyasi cinayetlerden bu yapının devlet olmadığını anlamadın da, 3 misyonerin öldürülmesi cinayetinden sonra mı anladın?

İlker Çınar: Ruhi Abat çok iyi biliyor ki, biz devlete hizmet ediyorduk, Gizli bir yapıydı. Benim vicdanım rahat. Ben bunun ayrıntılarını tek tek verdim. Bu yapının devlet olmadığını anladıktan sonar yargıya geldim.

Sanık Ruhi Abat: 18 Nisan 2007’den sonra veya Ergenekon terör örgütü olaylarından sonra kafam tak etti diyorsun, ancak ben 7 senedir bu anı bekliyordum diyorsun. O zaman 7 senedir beklemenin anlamı nedir?

İlker Çınar: Sen benim verdiğim ifadelerimi biliyorsun. Benim 7 yıldır neden fırsat bulamadığımı çok iyi biliyorsun. Ben nereye gidip anlatacaktım, taşlar sopalar bağlı.

Sanık Ruhi Abat: Buradaki köpekler kim?

İlker Çınar: Sen çok iyi biliyorsun. Benim kimi söylemek istediğimi kendisi de çok iyi biliyor.

BENİMLE BİR PAZARLIK YAPMIŞ OLABİLİR MİSİNİZ?

Sanık Levent Ercan Gelegen: Behnan Konutgan, bir röportajında, İlker Çınar Ceviz Kabuğu programına para karşılığında çıktı ve parayı alamadı diyor. Sen ise böyle bir şeyin olmadığını söylüyorsun.Hanginiz doğruyu söylüyorsunuz?

İlker Çınar: Ben bildiklerimi söyledim.

Sanık Levent Ercan Gelegen: Levent Ercan Gelegen, Emre Günaydın’ı psikolojik olarak hazırladı dediniz. Neden bunu daha önceki ifadelerinizde değilde son ifadelerinizde söylediniz. Şimdiye kadar bu bilgiyi neden sakladınız? Benimle bir pazarlık yapmış olabilir misiniz?

İlker Çınar: Bir pazarlık yapmadık.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa: Ne pazarlığı?

Sanık Levent Ercan Gelegen: Konuşmamı engellemeye çalıştılar dışarıda.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa: Konuş, mikrofon önünde

Avukat Hafize Çobanoğlu: Kim engelledi?

Sanık Levent Ercan Gelegen: Ben şikayetimde söyledim".

Mahkeme heyeti, duruşmayı 3 Haziran Pazartesi gününe erteledi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız