SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Büyük Deprem' Uyarısı!.

A- A+ PAYLAŞ

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İl Temsilciliğince düzenlenen “Meslek İçi Eğitim” seminerleri çerçevesinde ilimize gelen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğretim üyelerinden Prof. Dr. Naci Görür (fotoğrafta ortadaki) İnönü Üniversitesi Mühendislik fakültesi öğrencilerine “Malatya ve Çevresinin Depremselliği” konulu seminer verdi. Seminere İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Rektör yardımcıları Prof.Dr. Aslan Aksoy, Prof.Dr. Hasan Küçükbay, Fakülte Dekanları, Öğretim Üyeleri, İMO İl temsilcisi Bedir Özten ve yönetim kurulu üyeleri ile mühendislik fakültesi öğrencileri katıldı.

Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF)'nın "dişini gösterdiğini" ifade eden Prof. Dr. Naci Görür, geçtiğimiz ay meydana gelen 5.9’luk Elazığ- Sivrice merkezli depremin büyük deprem olmadığını ve bundan en az 30 kat daha şiddetli olan 7.0 ve daha yukarı ölçekteki depremlerin büyük deprem kategorisine girdiğini, Sivrice’de meydana gelen 5.9 ve devam eden küçük depremlerin büyük depremlerin habercisi olduğunu belirterek başladığı konuşmasına; bölgenin depremselliği, tehlikenin boyutu ve alınacak önlemler başlığı ve eski Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen döneminde hazırlanan ve olası bir deprem senaryosunun yer aldığı sinevizyon gösterimi eşliğinde devam etti.

Prof. Dr. Görür, "İnsanların içinden hissederek bilmediği en önemli ve en tehlikeli doğa olayı depremdir. Belediye başkanlarımıza, valilerimize, 50 sene 100 sene sonradan söz edince hafif bıyık altında bir tebessüm ediyor. Artık sizin ondan sonra söyleyeceklerini hiç dinlemiyor. Bu son derece bilim dışıdır. Anlaşılması son derece zor bir davranış şeklidir. O zaman böyle bir davranışa, sorulacak soru şudur, Yani siz bugün ölmezseniz mesele yokta, 50 sene sonra bu ülkede, bu topraklarda yaşayan insanlar ölecekse sorun olmayacak mı?

Çoğunluk yöneticiler bizleri, insanları korkutmakla suçluyorlar. Biz gerçekleri söylüyoruz, söylemekle de yükümlüyüz. Bunun en canlı örneği de 1997 yılında İTÜ ve İsviçre’de bir üniversite ile ortak hazırladığımız rapordur. O raporda Adapazarı bölgesinde büyük bir deprem olacağını belirttik. Ama dikkate almadılar. Resmi rakamlara göre 18.000 ama 30.000’den fazla insan Adapazarı depreminde yaşamının yitirdi. Yani bilimin sesine kulak vermediler.

En çok karşılaştığımız sorulardan biri de ‘Deprem ne zaman olacak?’ sorusu. Bugünkü yerbiliminde bu sorunun yanıtını vermek mümkün değildir. Yani bu soru cehaletle eş anlamlıdır. Deprem ne zaman olacak sorusu yerine yaptırdığımız yapının depreme dayanıklı mı değil mi?, sorusunu sormak gerekir." ifadelerini kaydetti.

Doğu Anadolu Fay Hattı'nı son derece tehlikeli bir fay olduğunu söyleyen Prof. Dr. Naci Görür, "Malatya'nın yanında gecen bu fayın bir diğer tehlikesi de şuanda çok sinsi bir şekilde enerji biriktirmektedir. Büyük bir depreme gebedir. Şimdi bir takım konuyu bilmeyen insanlar, olan irili ufaklı depremleri görünce çıkıp televizyonlara, orada burada halkı ve yöneticileri yanlış yönlendirmek süretiyle 'İşte Elazığ'da 2 sefer oldu, Malatya'da 1 sefer oldu. Enerji boşaltı' laflarıyla milleti uykuya sevk etmektedirler" diye konuştu.

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Naci Görür, "Son söyleyeceğimi başta söyleyeyim, Doğu Anadolu Bölgesi'nde Bingöl-Palu, Palu-Sivrice, Sivrice,-Malatya-Sincik ve Maraş -Türkoğlu çok ciddi bir tehlike altındadır. Biz bunu söyleyegeldik, söylüyoruz. Sözümüzü de kimse dinlemiyor. Bu yöreni insanı da bizden hoşlanmıyor" şeklinde konuştu.

"Malatya'nın imar planını hazırlayanlar sakın ola ki bir gafletin içine girmesinler" diyen Prof. Dr. Naci Görür, "Kendi yaşamlarında, veya dedelerinin yaşamlarında deprem görmemiş, duymamış olmak demek, burada deprem yok demek değildir. Bunun oluş zamanı 130 ile 360 yıl arasında, herhangi bir zamandır. Ve 200 senelik bir zamanda geçmiştir. Biz bu bölgelerden ciddi olarak endişe ediyoruz. Gözlemlerime göre, yakın bir zamandaki depremde Elazığ'ın önemli bir kısmının depreme direnebileceğini ben zannetmiyorum. Burada olan bir depremin Malatya'yı da çok ciddi etkileyeceğinden hiç kuşkunuz olmasın. Sivrice'nin güneyindeki hat üzerinde olacak bir deprem Malatya'yı inanılmaz etkileyecektir. Bundan hiç kuşkunuz olmasın etkileyecektir. En çok korktuğumuz kesimlerden birisi Kahramanmaraş, Gölbaşı yöresidir. Burada olan en son deprem 1513'tür ve şiddeti 7.4'tür. Sincik bölgesinde en son deprem 1875'de olmuş, 7.1 şiddetindedir. Burada olabilecek bir deprem, Malatya'yı tahmin ediyorum, inanılmaz en az 8 veya 9 şiddetinde etkileyecektir. O nedenle bu bölgeyi deprem yönünde hafife almamak lazım " ifadelerini ileri sürdü.

Prof. Dr. Malatya'nı bir deprem bölgesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, "Malatya kenti de bir deprem bölgesidir. Malatya 1111 yılından beri tarihte 4 kere yer ile bir olmuştur, haritadan silinmiştir. En son 1523'de olan deprem keza Malatya'da çok büyük hasarlara neden olmuştur. Bu deprem Mısır'da hissedilmiştir. O zaman ki ölü sayısı binlerle ifade edilmektedir. O zaman ki nüfus bu kadar değildi. Depremin tekerrür etmesi kaidesine göre, günü birinde aynı depremin burada olması mukadderdir" dedi.

Depremin ne zaman olacağı önemli olmadığını, olacak depremlerde Malatya'nın nasıl ayakta durabileceğini sağlamanın önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, Malatya'nın Elazığ'a göre daha çok deprem zonları ile çevrili olduğunu kaydetti ve “Malatya için tehlike sadece Doğu Anadolu Fay Hattı değildir. İlin güneyinde yer alan iki canlı fay hattı da Malatya için büyük bir tehlikedir.”diye konuştu.

Kuzey Anadolu Fay hattından bundan sonra meydana gelecek olan depremin hedefinin İstanbul olacağını söyleyen Prof. Dr. Naci Görür, "Bu Kuzey Anadolu Fayı'nda her nerede bir deprem olmuş ise onun batısı bir sonraki deprem için hedef haline gelmiştir. En son deprem Körfezin denize açıldığı yerdir. Onun batısı Marmara bölgesi, ağırlıklı olarak İstanbul hedeftir. Gelecek deprem burayı vuracaktır" dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız