SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Büyük Zafer'in Yıldönümü

A- A+ PAYLAŞ

Kurtuluş Savaşı’nın sonuçlandığı Büyük Zafer’in 88. yıldönümü, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetler Günü Pazartesi günü Malatya’da da törenlerle kutlanacak.

İLK TÖREN..
Zafer Bayramı dolayısıyla ilk tören saat 08.00’de Atatürk Anıtı önünde yapılacak. Çelenk sunulması ve saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı eşliğinde göndere bayrak çekilecek. Garnizon Komutanı Tümgeneral Alaattin Taner Büyükkantarcıoğlu’nun anıt şeref tefterini yazmasıyla buradaki tören sona erecek.

Saat 09.00’da da Orduevi’nde tebrik töreni ve kutlamaların kabulu gerçekleştirilecek.

GEÇİT TÖRENİ..
İnönü Kapalı Çarşısı önündeki geçit töreni saat 10.00’da başlayacak. Vali, Garnizon Komutanı ve Belediye Başkanının tören birliklerinin ve halkın bayramını kutlamalarının ardından İstiklal Marşı eşliğinde göndere bayrak çekilecek. Silahlı Kuvvetler adına yapılacak konuşmanın ardından tören birlikleri geçit yapacaklar.

Bayram dolayısıyla saat 17.00’de İnönü Kapalı Çarşısı üzerinde 2. Ordu Bandosu tarafından konser verilecek.

Saat 20.00’de ise Askeri Lojmanlar Bölgesi Havuzbaşı’nda 30 Ağustos Resepsiyonu yapılacak.

MESAJLAR..
AKP Malatya Milletvekili Fuat Ölmeztoprak, "Türk milletinin, ordu ile ortak mücadele ve azminin eserinin 88. yıl dönümünü gururla kutlamanın sonsuz heyecanı ve sevinci içerisindeyiz" dedi. Ölmeztoprak, "Türk tarihinin en görkemli zaferlerinden birisi olarak kabul edilen 30 Ağustos Zaferi`nin,'bağımsızlık' hedefine kilitlenmiş bir ulusun, yokluk içinde olmasına rağmen,azim ve kararlılıkla,karşısındaki büyük gücü eriterek askeri açıdan ulaştığı başarıların ve Türk milletinin,ordu ile ortak mücadele ve azminin eserinin 88' inci yıldönümünde, Ulusumuza eşsiz zaferler kazandıran, başta Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük komutan ve Devlet Adamı Yüce Atatürk ve O'nun silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimizi minnet rahmet ve şükranla anıyor, hayatta kalan gazilerimize Cenab-ı Hak'tan sağlık ve huzur dolu bir yaşam diliyorum" diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bugüne kadar olduğu gibi bugün de, milletiyle, ordusuyla elele vererek, birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde, Atatürk'ümüzün izinde, onun bize miras olarak bıraktığı muhteşem devletimizi, çağdaş ilkeler doğrultusunda sonsuza kadar yaşatma azmi ve kararlılığındayız.Kurtuluş Savaşının tüm kahramanlarını, vatanımız için canı pahasına görev yapan şehitlerimizi, gazilerimizi ve günümüzde terör eylemlerinde şehit olan Türk Silahlı Kuvvetleri ile güvenlik güçleri mensuplarımızı ve hayatını yitiren vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyor. Zafer Bayramımızı kutluyorum."

Belediye Başkanı Ahmet Çakır'ın mesajı ise şöyle:

""Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı ile vatan topraklarımız düşman işgalinden kurtarılmış, Milletimiz hürriyet ve bağımsızlık içinde yaşama onuruna kavuşmuştur.

Birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde; kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere, 30 Ağustos Zaferi ile tüm mazlum halklara da örnek teşkil edecek biçimde unutulmayacak bir ders vermiş olan milletimiz; hiçbir şekilde bağımsızlık ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini, sonsuza kadar var olacağını tüm dünyaya kabul ettirmiştir.

Bu toprakları kanlarıyla sulayan vatan evlatlarına layık olmanın inancı ve gayreti ile milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor, canlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum.”

Atatürkçü Düşünce Derneği Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir'in mesajı şöyle:

"30 Ağustos, sömürgeci saldırıların askeri alanda yenilebileceğini kanıtlayan ve bir daha hortlayamaması için zorunlu toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel devrimlerin yolunu açan, bu niteliği ile tüm insanlık için “İnsanlığın Ortak Kültür Varlığı” olarak korunması ve yaşatılması gereken model değerindeki kutsal Türk Kurtuluş Zaferimizin 88. yıldönümü hepimize kutlu olsun.

88 yıl önce emperyalizme karşı kazanılan Bedeli 13 bin şehit ve 35 bin gazi olan Türk Büyük Taarruzu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temellerinin atılmasının başlangıcıdır. Bitti sanılan ve mirasının paylaşılmasına kalkışılan Türk Ulusunun yaşamaya hakkı ve yeteneği olduğu dünyaya kabul ettirilmiştir

Zafer Bayramının 88.yıldönümünde bir durum değerlendirmesi yapacak olursak: Bugün, Cumhuriyetin kazanımlarının halkın bilincinden silinmesine ya da tavsanmasına, hiçselleştirmesine yönelik yoğun propagandalarla karşı karşıyayız. Kurtuluş savaşı süreci ile Lozan Antlaşmasının imzalandığı dönemin koşulları dikkate alınmadan bir yandan “neden şunlarda yapılmadı, neden şurası da alınmadı” söylemleri; bir yandan da “Cumhuriyet kazanımlarını küçümseme tavırları ile “aman canım o kadar da büyütmeyelim” söylemleri ile Mustafa Kemal’den arındırılmaya çalışılan; dünyada eşi ve benzeri görülmemiş ve bir daha görülemeyecek bir zaferin layıkıyla genç beyinlere anlatılamamış olması haklı sitemleri akla getiren bir yıldönümü daha geçirmekteyiz.

Ama sömürgeciliği ayıp saymamakta direten AB ve ABD, kendi ülkeleri dışındaki dünyanın her yerinde her türlü uğursuz yol ve yöntemlerle demokrasiyi engellemeğe çalıştığı gibi, BOP’u ile de bu güzelim Türk Demokrasi Devriminin yarattığı kurum ve değerleri yıkmaya, yurdumuzu parçalamağa, ulusumuzu bölmeğe, iç ve bölgesel savaşlar çıkarmaya çalışıyor. Bu yolda işbirlikçi ve ya da ulusuna güvenmeyen, bağımsızlık ruhundan ve ahlakından yoksun, dar görüşlü, mandacıları bulup kullanıyor.

30 Ağustos Zaferiyle de gerçekleşmeye başlayan evrensel değerdeki kutsal hedefler, ne acıdır ki, II. Dünya Savaşından sonra, yani Atatürk’ün yokluğunda, O’nun NUTUK’ ta uyardığı gibi, dış ve iç sömürgen güçlerce, politikacılarımızın, hükümetlerimizin, kurumlarımız ve aydınlarımızın “aymazlıkları, sapkınlıkları ve hainlikleri” sonucunda, henüz “zorla” değilse de, “hile” ile adım, adım, bugün yeniden bir topyekûn ulusal mücadeleyi gerektirecek ölçüde tehlikeye düşürülmüş bulunuyor.

Yurt ve ulus olarak bu yıkımlı duruma düşürülmemizin nedeni, 30 Ağustos 1922’de de yurdumuzu kirli ayaklarıyla 3 yıl çiğneyen düşmanı yenip kovmamızı sağlayan, ondan sonra da bir daha sömürgeci saldırısına uğramamanın güvenceleri olan demokratik devlet ve toplum düzeninin temelini oluşturan ilkenin, yani ulusal güçleri etken ve ulusal istenci egemen kılma ilkesinin içinin boşaltılarak büyük ölçüde işlerlikten kaldırılmış olmasıdır. Oysa bu hedefler, sonsuza değin, tüm gücümüzle bağlı kalmamız ve uğrunda her türlü özverileri göze alarak savaşmamız gereken hedeflerdir.

Büyük Zaferin 88. yıl dönümünde, bitip tükenmeyen enerjisi, ileriyi görme ve sezme kabiliyeti, pratik ve berrak zekâsı, hiç bir şeyi tesadüfe bırakmayan kararlı hareketi, üstün komutanlık ve teşkilatçılık özellikleri, hayallere yer vermeyen gerçekçi tutumu, zaman mekân ve imkân faktörlerini en iyi birleştirme yeteneği ile istilâcı güçleri, kutsal Anadolu topraklarında boğarak son bağımsız Türk Devletini yok olmaktan kurtarmış milli kahraman Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve Batı Cephesi Komutanı ve İnönü Savaşları kahramanı İsmet Paşa ve büyük komutanlarımız Fevzi Çakmak ve Kazım Karabekir paşalar olmak üzere bütün silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi bugün bir kere daha minnet ve şükranla anıyoruz.

Biz aynı ülkü ve inançla yurt diye Anadolu’yu, yol diye Cumhuriyet’i, onur diye Tam Bağımsızlığı, önder olarak Mustafa Kemal Atatürk’ü seçtik. Bu inanç, kararlılık, duygu ve düşüncelerle bütün Türk Ulusunun ve Malatyalı hemşerilerimizin Zafer Bayramını kutluyoruz."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız