SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Büyükşehir'den Muharrem İftarı

0
Güncellendi - 2019-09-11 02:37:28
Büyükşehir'den Muharrem İftarı
A- A+ PAYLAŞ

Büyükşehir Belediyesi tarafından Muharrem ayı dolayısıyla Dede Korkut Sosyal Tesislerinde bir iftar yemeği verildi.

İftar yemeği programına, Malatya Valisi Aydın Baruş, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, İl Müftüsü Veysel Işıldar, Hacı Bektaşi Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli,  Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cemal Noğay, Genel Sekreter Yardımcıları ve Meclis üyeleri ile kanaat önderleri katıldı.

Malatya’nın yerel önderleri ve dedelerini ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan; “Muharrem ayınızın mübarek olmasını temenni ediyorum. Muharrem ayında yapmış olduğunuz ibadetlerin, tutmuş olduğunuz oruçların kabul olmasını niyaz ediyorum. Muharrem ayının feyzinin bereketinin tüm insanlığın üzerine olmasını temenni ediyorum” dedi.

Başkan Gürkan, “Muharrem ayında yaşanan Kerbela hadisesi insan olarak herkesi üzüntüye sevk etmeye, kahretmeye yeterlidir. Ayrıca Peygamber Efendimizin torunlarının şehit edilmesi, hiçbir insanlık kültüründen ve hiçbir İslam anlayışı içerisinde tasvip gören bir hadise olamaz ve olmamıştır. Nitekim bu memlekette Peygamberimizin torunlarını şehit edenler dünyada gün yüzü görmemiş, lanetle anılmışlardır. Hz. Hasan’ı zehir edenleri ve Hz. Hüseyin’i şehit edenleri tel’in ediyoruz. Onların şefaatlerini de bizlere nail etmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyoruz. Burada bizlerin alacağı dersleri de iyi değerlendirmemiz gerekiyor.  Tarihte yaşanan bu hadisenin fiili ve manevi anlamda milletimizin hiçbir ferdinin tasvip etmediği bu Kerbela hadisesi zaman zaman bizim içerimizde bir ayrıcalık varmış gibi bir hüviyete büründürülmeye çalışılıyor” ifadelerine yer verdi.

Anadolu coğrafyasında yaşayan, Türkiye coğrafyasında yaşayan 7’den 70’e herkesin Kerbela Hadisesini lanetle andığını dile getiren Başkan Gürkan, “Herkes Yezid’i lanetle anar. Muaviye ve onun düşüncesini lanetle anar. Biz hiçbir şekilde bu olayın içinde ve yanında olmadığımız halde, tarihteki o hadiseyi bizim milletimizin içerisine bölücülük,  nifak sokma faaliyeti olarak da göstermeye çalışıyorlar. Bizim bu konuda uyanık olmamız gerekiyor. Bugün sizlerle güzel bir muharrem iftar sofrasında birlikte olduk. Bunun şerefine nail olduk. Onurunu birlikte yaşadık.

Toplumda bu birlik ve beraberliğimizin devam etmesi noktasında hepimizin üzerine görevler düşüyor. İnsanın kişisel anlamda görev ve sorumlulukları vardır. Nefsine karşı olan görevi vardır. Ailesine karşı olan görevleri vardır. Annesine babasına karşı görevleri vardır. Kardeşlerine karşı olan görevleri vardır. Hanımına karşı görevleri vardır. Komşularına karşı görevleri vardır. Akrabalarına karşı görevleri vardır. Bunların hepsi farz-ı ayn görevlerdir” diye ifade etti.

Başkan Gürkan, “Bir de içinde yaşadığı toplum ve topraklara karşı görevlerimiz vardır. Biz bu topraklarda ve toplum içerisinde yaşıyorsak, buradaki farz-ı ayn olan görevimizin temeli de toplumsal barış ve huzurun temini noktasında üzerimize düşen görev ve sorumlulukları bil hakkın yerine getirmek gibi farz-ı ayn görevlerimiz vardır. Biz bunun bilinci içerisindeyiz. Biz bu memlekette toplumsal ayrışmayı teşvik edecek, adaletsiz, haksız tutum davranışları tasvip etmeyiz” dedi.

Gürkan, “Şehr-ül Emin olarak, bu memlekette herkesin bu şehir sınırları içerisinde adil, adaletli şekilde hizmet alması noktasında, insanların huzur içerisinde birbiriyle kaynaşması noktasında üzerimize düşen görev ve sorumlulukları şimdiye kadar yerine getirmeye çalıştık. Bundan sonrada yerine getirmeye çalışacağız. Sizlerden ricamız ve istirhamımız odur, bizim içimize nifak ve fesat sokmak isteyenlere fırsat vermeyelim.  Müsaade etmeyelim. Sayın Valimizin de bu konulara çok hassasiyet gösterdiğini biliyorum.

Dün Sayın Cumhurbaşkanımız ile sohbet etme imkânımız oldu. Bu konuyu da detaylı şekilde anlattık. Sayın Cumhurbaşkanımızın da Alevilik şartları içerisinde yaşanması, yaşatılması ve onların belirli bir eğitim formasyonu içerisinde; bu cem evleri ile ilgili çalışmalarının imkânlarının sağlanması noktasındaki hassasiyetlerinin olduğunu kendileri de ifade ettiler. Sayın Cumhurbaşkanımızın Hasan Meşeli Bey ile görüşme imkânları oldu” ifadelerini kullandı.

Bizler bu şehrin huzur, mutluluk ve sükûneti için şehirdeki hizmetlerin adil ve adaletli dağıtılması noktasında üzerimize düşen sorumluluğumuzun bilinci içerisindeyiz. Bu konuda hiç kimsenin bir şüphesi olmasın. Aklınızda ve zihninizde en ufak bir tereddüt varsa, kuşku duyarsanız yapılan hizmetlerde mutlaka bize gelin. Onun gerekçeleri varsa gerekçeleri ifade ederiz. Doğrusu neyse onu yaparız.  Eksik olan bir şey varsa onu da telafi ederiz. Muharrem ayının sizlere, şehrimize ve âlemi İslam’a, insanlığa barış ve huzur getirmesini temenni ediyorum. Bir daha Kerbela hadiselerinin bu ümmetin tarihinde acı hatıra bırakan bu hadisenin yaşanmaması temennisiyle diyorum” ifadelerine yer verdi.

Malatya Valisi Aydın Baruş ise “Bu sofrada bizi bir araya getiren çok önemli bir günün içerisindeyiz. Muharrem ayının 10. Günü. Öncelikle Allah tuttuğunuz oruçları kabul etsin. Bu günü bizim için anlamlı kılan sevgili peygamberimizin can pareleri Hz Hasan ve Hz Hüseyin efendilerimizin hak mücadelesinde Hz Hüseyin efendimizin evladıyla birlikte katledildiği ve Müslümanlar için, hepimiz için yas gününü oluşturan bir gün. Gerçekten biz bugünün acısını yüreğimizde hissediyoruz. Biz biliyoruz ki Hz Ali efendimiz tüm Müslümanlar için ilmin kapısıdır, ilmin temsilcisidir. Hz Ali efendimiz ve onun değerli evlatları Hz Hasan ve Hz Hüseyin efendilerimiz bizim için çok büyük değer taşıyor. Dolayısıyla ehlibeytin yaşamış olduğu bu acı hepimizin acısı” dedi.

Ehl-i Beyti Peygamber Efendimizin mirası olarak bildiklerini ifade eden Vali Baruş konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Çünkü onun dünyada bıraktığı en önemli emanetler daha sonra onların soylarından gelen mübarek insanlarda hakikaten İslam'a çok büyük hizmetlerde bulunmuşlar. Özellikle Müslümanların içerisinde insan sevgisini yaşatılması, birbirine karşı hoşgörü, hangi mezhepten hangi inançtan olursa olsun birlikte yaşama kültürünün geliştirilmesi ve insanların daima barış içinde yaşaması için mücadele etmişler. Bugün de bu sofranın etrafında siz değerli kardeşlerimizle birlikte bu birlik ve beraberliğin anlamını çok daha güzel idrak ediyoruz. Hepinize çok teşekkür ederim.

Çünkü biz bu Anadolu toprakları üzerinde kıyamete kadar var olacaksak bu birlik beraberlik sayesinde var olacağız. Başkanımızın da ifade ettiği gibi aramızda her zaman nifak sokmak peşinde olan hariciye düşmanlarımız bizim kalplerimize hiçbir zaman nüfuz edemeyecekler, biz buna inanıyoruz. Bu kardeşlik bizim hamurumuzu yoğuran kardeşliktir. Biz bunu kaybedersek her şeyimizi kaybederiz. Dolayısıyla Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin de yaşamış olduğu her sorun bizi de ilgilendiriyor. Devlet her zaman yanınızdadır. Bunu emin olarak hissediniz, herhangi bir sorununuz da herhangi bir problem de bunu lütfen bizlerle paylaşmaktan çekinmeyiniz. Her ne problem olursa olsun biz bunu çözmekten büyük mutluluk duyarız. Bizim kalbimiz sizlerle birlikte atıyor, bundan emin olunuz ve bu yakınlığı hissedersek birbirimize karşı bu gelecekte de bu toplumun teminatı olur, Malatya'da yaşayan bütün insanlarımız da kendini emin hisseder, birbirinden şüphe duymaz, güven duygusu hâkim olur ve böylece kardeşlerimizi ilelebet devam ettiririz. Buraya teşvikleriniz için ve Büyükşehir Başkanımız da bu sofrayı düzenlediği için ayrıca teşekkür ediyorum.  Bu mübarek günde oruçlarınızın hitamında bir araya geldiğimiz için çok mutluyum. Sizlerle her zaman beraber olmaya çalışıyoruz. İnşallah kalbinizi kırmıyoruzdur ve sizlere olan sevgimizi saygımızı da hissediyorsunuzdur. Bizim tek amacımız bu.  Malatya'da yaşayan her bir kardeşimiz bizim için çok değerli, biz hangi mezhepten hangi inançtan olduğuna bakmadan birlikte yaşamanın yollarını aramalıyız. Bunu da her yaptığımız işte her yaptığımız davranışta göstermeye çalışıyoruz. Birbirimize karşı samimi olursak inşallah bizim kalbimize hiçbir zaman nifak tohumu ekemezler. Allah tuttuğunuz oruçları kabul etsin, Muharrem ayınız da mübarek olsun.”

Hacı Bektaşi Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli, yapılan konuşmaların ardından iftar öncesi yapılan dua ve iftar yemeği ile program son buldu.

Bülten

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

3 yorum yapılmış

  • Muharrem (4 yıl önce)
    Muharrem orucunda şatafatlı toplu iftar geleneği var mıymış? Sayın meşeli cevaplarsa bahtiyar oluruz...
    0
    0
    Yanıtla
  • MUSTAFA (4 yıl önce)
    Alevilikte iftar diye bir kelime yoktur ve kullanılmamaktadır. Alevilikte oruç açımı denir. Alevilikte şaşaalı lüks restoranlarda oruç açımı olmaz. Mütevazi olunmalı. Alevilikte tutulan orucun reklamı yapılmaz. Kimin oruç olup olmadığını kimse bilmez. Bu organizasyona katılan Cem vakfını kınıyorum. Huşu içinde yapılması gereken bir ibadeti amacı dışında ifa ettiği için.
    0
    0
    Yanıtla
  • malatyalı (4 yıl önce)
    acaba bu iftar yemeğinde kactane alevi vatandaş vardır bu iftara giden devlet büyüklerinden kaç tanesi oruç tütmüş şekilde iftar yaptı bu da bir ibadetin parçası günah oldunu bile bile oruç olmadan neden oruç açılıyor yani burda yine yapılan çok güzel ama keşke bir kafede restoranda değilde paşa köşkünde çadır kurulsaydı şurda muharem orucu dolayısıyla paşa köşkünde oruç süresince çadır açılsaydı biraz gerçekçi bir yaklaşım oldunu anlardık . yapılan doğru ama inandırıcı gelmedi maalesef. bir hacı bektaş derneği başkanıyla bu iş olmaz halkla olur.
    0
    0
    Yanıtla